Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...
Hisse | Fiyat | Değişim(%) | Piyasa Değeri |
---|
E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.
FINANSGUNDEM.COM – DIŞ HABERLER SERVİSİ
Güçlü dolar tarihsel olarak belli dönemlerde küresel ekonominin seyrini kısa, orta ve uzun vadede belirlemiştir. Bunda bazı olağanüstü siyasi ya da toplumsal gelişmelerin etkisi olduğu gibi, bugün yaşanana benzer olağan nedenlerin de rolü olabiliyor.
Kısaca özetlemek gerekirse doların bir süredir ve hala devam eden yükselişini iki ayrı ana nedene bağlamanın mümkün olduğu gözüküyor. Bunların başında, olağanüstü bir toplumsal değişime yol açan pandemi ve ABD’nin pandemiye karşı aldığı tedbirler geliyor.
Olağanüstü siyasi ve toplumsal olaylar: Pandemi ve Ukrayna Savaşı
Finansgundem.com’un derlediği bilgilere göre, gündelik yaşama kadar büyük bir değişikliği zorunlu kılan pandemi, işsizliğin artmasına, sosyal ve ekonomik hayatın durmasına yol açtı. ABD ekonomisi ise bu zorluğu başta teşvikler olmak üzere para arzını artırarak çözme yoluna girdi. Fed para basma kararını hızla ve kararlılıkla uyguladı. Bu noktada, para arzının artmasının doların değerini düşürmesi beklenirdi ancak sürecin olağanüstülüğü ve dünya ekonomilerin pandemi karşısındaki ortak çaresizliği, Fed’in bu hamlesiyle bir çözüm yolu bulmuş oldu ve dolar değer kazanmaya başladı. Doların bu süreçte değer kazanmasında Fed’in güvenilirliğinin ve sorun çözmekteki tecrübesinin de büyük önemi oldu. Dünya ekonomileri bu hamleyle adeta ferahladı ve sistemin toparlanacağına dair korkuları dinmeye başladı. Bunun da doların değerlenmesinde rolü büyük oldu.
Sistemin toparlanacağını düşünen diğer dünya ekonomileri, ABD dışındaki yatırımlarından yavaş yavaş çıkarak dolar almaya başladı ve bu da doların değerlenmesinde katalizör etkisi yarattı.
Arzı artan her para birimi gibi doların da bir yerden sonra değerinin düşmesi beklenirdi ancak pandemi sürecinin sona ermesiyle birlikte Fed bu kez tahvil alımlarını durdurdu ve piyasaya daha fazla dolar sürmek bir yana, fazla doları da piyasadan çekmeye başladı. Bu da haliyle doların değerlenmesine yaradı. Bunda, diğer ekonomilerin para birimlerinin yaşadığı düşüşün ve güvenli liman olarak doları görmesinin de etkisi oldu ve dolar bugün tarihin en yüksek seviyelerinde seyrediyor.
Peki, doların güçlenmesi gerçekten de başta diğer dünya ekonomileri olmak üzere, küresel ekonomi için olumsuz bir durum anlamına mı geliyor? Bu soruyu cevaplarken nerde durduğunuz büyük önem taşıyor ancak genel bir değerlendirme yapılırsa güçlü doların eksilerinin yanı sıra birçok artısı da bulunuyor.
Dolarda istikrar sorunu
Axios’tan Felix Salmon’ın analizine göre, bazı uzmanlar güçlü doların dünya ekonomisinde büyük hasarlara yol açacağını iddia ediyor. Bu iddianın doğru yönleri olsa da tartışmaya açık yönleri de bulunuyor. Bu iddianın doğru yönü, güçlü doların, büyük dalgalanmaları ve istikrarsızlığı işaret ediyor olması.
Gerçekten de dolarda, her iki yönde yaşanacak büyük dalgalanmalar şirketler ve merkez bankaları için kötü haber anlamına geliyor. İşletmelerin ve merkez bankalarının stratejilerinde yaşanacak kararsızlık ise istikrarsızlık anlamına geliyor ve gerek dünya ekonomileri gerekse yatırımcılar için istikrarsızlık belki de en istenmeyen durum olarak öne çıkıyor. Doların seyrinin belli olması ise istikrar ve öngörülebilirlik demek olduğundan, dolarda bugün yaşanana benzer dalgalanmalar gerçekten de dünya ekonomilerini kötü etkiliyor.
Durgun yerel ekonomilerden usanmış hükümetler, bu avantajı görerek ihracatçılarının para birimleri zayıfladığında daha yüksek gelirler elde edecekleri inancıyla büyümeye odaklanmayı tercih edebiliyor.
Güçlü dolar seçim dönemine girmiş ekonomiler için avantaj
Ancak istikrar ve öngörülebilirlik ekonomiler için pozitif durumlar olsa da, güçlü doların özellikle seçim dönemine girmiş ekonomiler için oldukça belirleyici artıları bulunuyor.
Yabancı yatırımcıların tümünün dolar cinsinden ifade edilen hisse senetlerine ve tahvillere önemli ölçüde yatırım yapması sonucunda güçlü dolar, yerel para birimi getirilerini artırmaya yardımcı oluyor. Yani güçlü dolar, dolar cinsinden yatırım yapan yatırımcılar için oldukça belirgin getiriler sağlıyor.
Örneğin son 10 yılda S&P 500’ün dolar bazında yüzde 250’den fazla arttığı gözlenirken, herhangi bir başka yerel para birimine kıyaslandığında bu oranın yüzde 150’lere düştüğünü görüyorsunuz. Bu da, dolar bazlı yatırımcıların kazançlarının yüksek olmasını sağlıyor.
Durgun yerel ekonomilerden usanmış hükümetler de bu avantajı görerek ihracatçılarının para birimleri zayıfladığında daha yüksek gelirler elde edecekleri inancıyla büyümeye odaklanmayı tercih edebiliyor.
Örneğin Çin’in, ihracatını hızlandırmak amacıyla para birimini dolar karşısında 7,2 yuana kadar düşürdüğü görülüyor. Avrupa da para biriminin aşağı yukarı aynı miktarda zayıfladığını gördü ve bu da ihracatçılarını sevindirdi. Bir euro, 2021 yılının başındaki seviyesinden yaklaşık yüzde 22 değer kaybetmiş durumda; yuan ise 2022 yılı Mart ayındaki değerinin yaklaşık yüzde 13 altında seyrediyor. Franklin Templeton Enstitüsü'nden Stephen Dover, “Euro, yen veya sterlinin zayıflaması, diğer büyük ekonomilerin rekabet gücünü artırarak ekonomik faaliyetlerine destek sağlıyor” diyor.
ABD için hem dış gelirlerin daha az değerli olması hem de ABD’li şirketlerin fiyatları euro veya yuan cinsinden olan şirketlerle rekabet etmeyi daha zor bulmaları nedeniyle çok uluslu şirketlerin karları dolar bazında düşüyor.
ABD’li şirketler için kötü, Fed için iyi haber: Dezenflasyon
Öte yandan, enflasyonu düşürmekle görevli ve meşgul olan Fed’in de bu süreçte güçlü doların bazı ağır işleri yapmasına izin vermekten mutlu olduğu görülüyor. Çünkü bu süreçte ithal mallar dolar bazında daha ucuza mal oluyor ve dezenflasyona neden oluyor.
ABD için hem dış gelirlerin daha az değerli olması hem de ABD’li şirketlerin fiyatları euro veya yuan cinsinden olan şirketlerle rekabet etmeyi daha zor bulmaları nedeniyle çok uluslu şirketlerin karları dolar bazında düşüyor. Bu, söz konusu şirketler için elbette harika bir haber anlamına gelmiyor ancak Fed'in ekonomideki talebi yavaşlatmasına müthiş yardımcı oluyor ve bu da enflasyon belasının yavaş yavaş uzaklaşıyor olduğunun bir işareti olarak beliriyor.
Goldman Sachs'tan Kamakshya Trivedi de “Enflasyonun hedefe göre çok daha yüksek ve çok daha fazla dengesiz göründüğü bu noktada, ABD'li politika yapıcılar muhtemelen daha güçlü dolara bakıyor ve enflasyon cephesinde aldıkları yardımdan oldukça memnunlar” diyor.
Dolar en son 1985 yılında bu kadar güçlüyken, dünya hükümetleri onu zayıflatmak için ortak bir çaba sarf etmiş Plaza Anlaşması ile doların yükselişini durdurmuştu. Dünyanın büyük ekonomilerinin birbirleriyle olan rekabet seviyesi ve bir çatışma içinde olmaları düşünüldüğünde, bu kez bunun gerçekleşmesinin ise pek olası olmadığı gözüküyor.
El Erian: Doların yükselişi ülkeleri iflasa sürüklüyor
Artan dolar talebi, gelişmiş ülke para birimlerini baskılıyor
Finansingundemi.com’da yer alan bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Burada yer alan bilgiler, güvenilir olduğuna inanılan halka açık kaynaklardan elde edilmiş olup bu kaynaklardaki bilgilerin hata ve eksikliğinden ve ticari amaçlı işlemlerde kullanılmasından doğabilecek zararlardan www.finansingundemi.com ve yöneticileri hiçbir şekilde sorumluluk kabul etmemektedir. Burada yer alan görüş ve düşüncelerin www.finansingundemi.com ve yönetimi için hiçbir bağlayıcılığı yoktur. BİST isim ve logosu “koruma marka belgesi” altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BİST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BİST’e ait olup, tekrar yayınlanamaz.