<
BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaGündemGökçek: Biz kar peşinde değiliz----

Gökçek: Biz kar peşinde değiliz

Gökçek: Biz kar peşinde değiliz
24 Şubat 2014 - 23:33 www.finansingundemi.com

​Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, katıldığı bir canlı yayında yeni dönem projelerini anlattı

Yeniden aday olan Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, 45 Dakika'da Mehmet Barlas'a konuk oldu.

Gökçek'in açıklamalarından satır başları şöyle:

"Büyüyünce milletvekili olacağımı söylerdim, oldum da. 2 yıl 3 ay milletvekilliği yaptım ama belediye başkanlığı hiç aklıma gelmemişti. Daha sonra Allah nasip etti, belediye başkanı oldum.

Hayalimde Kızılırmak'ı Ankara'nın içinden geçirmek vardı ama çok uzakta kaldığı için olmadı. Şimdi boğaz projemiz var. Su özlemi her yerde vardır. Ben de bulabildiğimce Ankara'yla suyu tanıştırmaya çalışıyorum. Kendimizi böyle teselli ediyoruz.

Ankara'da trafik sorunu baş göstermeye başladı. Araç sayısı 4 kat arttı. Biz bunlara yol yapıyoruz. Yıllık 50 bin araç girerse trafiğe, bir sene önceki durumda muhafaza edebilmek için yol her sene 125 kilometre yol yapmamız lazım.

Yaptık mı, yaptık. Ama gelişen Ankara'ya yaptık. Buna karşılık merkezimiz bir tane, Kızılay. Dışarı çıkarken trafik rahat ama içerisi girerken şişe ağzı etkisi oluyor. Bu nedenle alternatif ulaşım çeşitleri bulmamız lazım. En mükemmeli metro ama bu da inanılmaz pahalı.

Merkezlere girişlere ücret sistemi getirilebilir trafiği disipline edebilmek için. Ama insanların merkeze gelmesini kolaylaştırmalısınız. Metro pahalı, ikinci alternatif olarak otobüs teleferikleri bulduk. Önümüzdeki dönemde böyle bir niyetimiz var. OSTİM ile beraber bu teleferik otobüsleri yapacağız.

Teknoloji çok ileriye gitti. Son metro ihalesinde  yüzde 51 yerli malzeme şartı kondu. Bu teleferikte de aynısı yapmak istiyoruz. Alternatif ulaşım araçlarıyla da trafik sorununu çözmek istiyoruz.

Özel idare kalkınca tarım ve hayvancılık konusunda bütün yetki belediyeye geçti. Şimdi Ankara'yı Türkiye'nin pilot bölgesi kabul edin, bunu uygulayacağız. Hayvancılık ve tarımda çok değişik projelerimiz var. 12 şirketimiz var ziraat fakültesiyle de anlaştık bunlara rehberlik yapacak.

Nallıhan'da sütçülük var ama değerlendiremiyorlar. Biz şirketlerimiz vasıtasıyla tesis ya da fabrika kuracağız. Keçi sütlerinin intikali için belediye bir organizasyon yapmalı. Biz burada köylüye bir teklifte bulunuyoruz; gelin siz bir birlik kurun. Biz bu birliğe bunu devredelim, karını siz alın biz aradan çıkalım.

Ankara'nın çevresindeki yetiştirilen ürünler, örneğin domates 50 kuruşa veriliyor tarlada. Bizim elimize 4 liraya geçiyor. Biz bunları ambalajlama da yapmak suretiyle Ankara'nın içerisine getireceğiz. Ankara'daki büyük marketlerle de ürünleri almaları konusunda konuşacağım. Almazlarsa Büyükşehir Belediyesi olarak tanzim mağzaları açarız. Biz kar peşinde değiliz, köylüyü kurtarmayı düşünüyoruz.

17 tane çevre ilçemiz 8 tane merkez ilçemiz var. 17 çevre ilçenin nüfusü yüzde 12 değil. Ama onun en az iki katı merkezde oturuyor. Biz bunu yapacak olursak ters göçte başlayacak. Mesela Kazan'ı sanayi bölgesi ilan ettik, ters göç başladı. Şu anda Kazan'daki istihdam 20 bini buldu.
Kazan'da işsizlik yok, Kazan o kadar mutlu ki. 

Termal turizmi de teşvik edeceğiz. Termal suları özellikle seracılıkta kullandığımız da otomatikman ters göç başlayacak. Ankaralı'ya bu hizmeti yapmazsak olmaz. Önümüzdeki dönem açık söylüyorum en büyük hedefim; çevre ilçelerdeki tarımı, hayvancılığı ve termal suları en üst seviyeye çıkarabilmek, bunu için çarpışacağız.

CHP'nin sağ görüşlü isimleri aday göstermesi İstanbul'daki baronların projesidir. Sadece Ankara'da değil. Birçok ilde sağcı adaylar gösterdi. CHP istediği kadar gayret göstesin, yüzde 26'nin üzerine çıkamıyor. Yüzde 26'nın üzerine çıkabilmek için bir ambalaj gerekiyor. Bunu da sağdan yapıyorlar.

Ama bu yurtdışı proje olduğu için Türkiye'nin şartlarını da bilmiyorlar. İnsanların bunu yemesi ve CHP'nin oylarının artması mümkün değil. Ankara'daki olay da aynı. Uğur Dündar, yaklaşık 1 ay önce yazdı. Yazısında 'Kılıçdaroğlu Masur Yavaş'ın aday olacağını bana 1 sene önce söyledi' diyor. Yani bu bir plan. Kılıçdaroğlu'nun bir görüşü yok, ona ne gösterirlerse onu yapar. Talimata göre aday belirliyor.

Sol hiçbir zaman kendi ideolojik saplantılarından vazgeçmez. Siz Hüseyin Aygün ile Mansur Yavaş'ı nasıl bir araya getiriyorsunuz. Bu işin tabiatına aykırı. Bir araya getirisiniz ama sonradan her şey aslına çeker, örneğin Ertuğrul Günay.

Özellikle 17 Aralık'tan sonra Türkiye'de bir operasyon var. Operasyonun amacı Ak Parti ve Recep Tayyip Erdoğan'ı iktidardan uzaklaştırmak. Bunun birinci ayağı; Ankara ve İstanbul'u devirmek. İkinci ayağı da CHP'yi merkeze çekmek. Bu seçimlerden sorna göreceksiniz ki Mustafa Sarıgül kaybedecek ve CHP'ye genel başkan olacak. Bu doğrudan doğruya senaryonun ikinci parçası.

Kılıçdaroğlu da bunu kabullenmiş, bunu açık seçik ortaya koyuyor. Bu kehanet değil, bunun nasıl olduğunu görüyoruz. Operasyonun bir de üçüncü ayağı var o da MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile ilgili. Sayın Bahçeli, seversiniz sevmezsiniz, benim de takdir ettiğim bir özelliğidir. Hiçbir zaman MHP gençliğini sokağa dökmedi.

Mesela o kadar bastırdılar, sokağa dökülsün diye ama yapmadı. Şimdi MHP'nin başına gençleri sokağa dökecek bir lider arıyorlar. O gidecek ki yarın, ortaya marjinal sol gruplar döküldüğü zaman milliyetçi gençler de sokağa dökülsün ve Ukrayna'daki gibi kanlı devrimler yapılabilsin.

Bunun içinde Devlet Bahçeli'nin baştan gitmesi şart. Şimdi Ankara'da CHP'nin adayı başarılı olursa, 'bakın Devlet Bahçeli başarılı olamadı' diyecekler. MHP içinde de Bahçeli'yi istemeyenler gitsin diye bu tarafa destek veriyorlar.

Boronlar Amerika'daki 'neocon'larla birlikte hareket eden sermaye güçleri. Türkiye'nin bir dış politikası var ve bazı çevreleri rahatsız ediyor. Gezi olaylarında bozguna uğradılar. Dış mihrakaların istekleri, bu baronlara emir şeklinde gelir. Sürekli ayakkabı kutusunu gösteriyorlar. Bunun rüşvet olup olmadığını mahkeme karar verecek.

Ali Babacan bir açıklama yaptı, borsadaki kayıp 60 milyar dolar. Borsayla oynayanların cebine gitti. Faiz de 7 puan oynadı. Her puanın devlet bütçesine getirdiği yük 5 milyar dolar. Vatandaşın cebinden çıkana da bakmak lazım. Biz elektriği doğalgaz ile üretiyoruz, doğalgazı da dolar ile alıyoruz. Dolar yüzde 25 artınca 2 bin lira maaş alan birinin cebinden 500 lira gidiyor.

Kutuya bak diye diye 2.5 milyon doları bahane ederek milletin cebinden 300 katrilyon para soyuyorlar. Asıl soygun bu. Faiz lobisi ve uluslararası güçlerin yaptığı bu. Gezi olaylarında Taksim Dayanışması ne dedi; havalimanı yapmayacaksın, 3. köprüyü yapmayacaksın, kanalı yapmayacaksın, nükleer santral yapmayacaksın... Ne alakası var?  Sadece bu 4 kalem iş bittiği zaman senelik getirisi 60 katrilyon."
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)