Gerçek bir başarı hikayesi: BES
Global kriz, Türkiyede altı yılı geride bırakan bireysel emeklilik sisteminin hızını kesmedi.
2008in tamamında yüzde 40 büyüyen sistem, bu yılın ilk 11 ayında da aynı oranda büyüme kaydetti. İki milyona yaklaşan katılımcı sayısı ve 8.9 milyar lira toplam fon büyüklüğüne ulaşan sistemin Türkiyede gerçek bir başarı hikayesi yazdığını belirten BES Ortak Platform Başkanı Mete Uğurlu, her yıl katılımcılara reel getiri sağladıklarını ve şu anda finans sektörünün en iyi ürününü sattıklarını söylüyor.
Mine Zeybekoğulları/ Ekonomist
Türkiyede altıncı yılını tamamlayan bireysel emeklilik sistemi (BES), kriz döneminde de büyümeye devam etti. Aralık ayı verilerine göre 1 milyon 977 bin katılımcıya ulaşan sistemde toplam fon büyüklüğü de 8.9 milyar liraya yükseldi.
Sistemde faaliyet gösteren 13 bireysel emeklilik şirketinin oluşturduğu BES Ortak Platform Başkanı Mete Uğurlu, yılın ilk 11 ayında yüzde 40 büyüyen sistemin krizde de kendini başarıyla test ettiğini söylüyor. Başta konulan hedeflerin tümünün tutturulduğu ve yazılan başarı hikayesinin artık rakamlarla da tescil edildiğini belirten Uğurlu, OECDnin yayınladığı son rapora göre, 2008 yılında bireysel emeklilik fonlarının dünyada nominal olarak en fazla büyüyen ülkenin Türkiye olduğunu aktarıyor.
Rapora göre, 2009un ilk altı ayında da dünyada en hızlı büyüme yine Türkiyede. BES şirketleri olarak Şu anda finans sektörünün en iyi ürününü biz satıyoruz dediklerini ifade eden Uğurlu, sorularımızı yanıtladı.
Ekonomist: BESin ilk altı yılını değerlendirdiğinizde, hangi gelişmeler öne çıkıyor?
Mete Uğurlu: BES gerçekten mükemmel bir altı yılı geride bıraktı; mükemmelliği sektörün bütün hedeflerini bugüne kadar tutturması anlamında söylüyorum. Gerek ulaştığı katılımcı sayısı gerek fon performansları itibariyle gerçek bir başarı öyküsü yazıldı ve altı yılda sektöre örnek olacak işler yapıldı. Sektör şirketleri biraraya gelerek bir platform oluşturdular ve sektörü tanıtmak adına ortak iletişim faaliyetleri içine girdiler. Çok düzeyli bir rekabet kuruldu. Bugün 13 şirket birbirleriyle rekabet etmekten ziyade, sistemin önündeki büyük gelişim potansiyelini değerlendirmeye odaklanıyor.
Bireysel emeklilik, Türkiyede nasıl algılanıyor?
Uğurlu: İlk yıllarda ürünü anlatma ve bazı endişeleri gidermede biraz zorlandık ama bugün için artık hiç problemimiz kalmadı. Ürünü çok büyük bir güvenle satıyoruz. Hepimiz diyoruz ki, şu anda finans sektörünün en iyi bireysel yatırım ürününü biz sunuyoruz. İşletmede win-win-win teorileri, herkesin kazandığı ürünler geliştirilmesi hep okutulur. İşte bunun dünyada sayılı örneklerinden biri, bireysel emeklilik. Özellikle Türkiyede çok iyi bir başarı öyküsü var ve bu artık rakamlarla tescil edilmiş durumda. OECD ülkeleri için, bireysel emeklilikle ilgili son yayımlanan raporunda şunu gördük ki; 2008 yılında dünyada bireysel emeklilik fonlarının nominal olarak en fazla büyüdüğü ülke Türkiye. 2009un ilk altı ayında da dünyada en hızlı büyüyen ülkeyiz. Bizi Kore takip ediyor.
Başlangıçtan bu yana katılımcılara sağlanan getiriler ne oranda oldu?
Uğurlu: Sistem, bugüne kadar her yıl enflasyonun üzerinde reel getiri sağladı. BES faaliyetlerinin başlamasını takip eden ilk tam yıl olan 2004den 2008 yılı sonuna kadar geçen beş yıllık dönem için yapılan değerlendirmede, emeklilik yatırım fonlarının kümülatif ağırlıklı ortalama getirileri yüzde 113 olarak gerçekleşti. Söz konusu dönemde gerçekleşen TÜFE değişimi ile karşılaştırıldığında sistem fonları ortalama yüzde 38.5 oranında net reel getiri sağladı. Dolayısıyla, söz konusu beş yıllık dönemde emeklilik yatırım fonlarında yıllık ortalama yüzde 6.7 oranında reel getiri sağlandığı görülüyor.
Global krizden etkilendiniz mi ve bu anlamda 2009 nasıl geçti?
Uğurlu: Küresel kriz ortamında da sistem kendini başarıyla test etti. Krizin başladığı noktada, tüm sektörler ne kadar etkilenecekleri konusunda endişe içindeydi. Biz o endişeyi hiç yaşamadık. Aslında kriz ortamı, bir şekilde sigortanın ve geleceğe yatırım yapmanın önemini bir kez daha öne çıkardı. 2008de bireysel emeklilik fonları yılın tamamında yüzde 40 büyürken, bu yılın ilk 11 ayında da yüzde 40 büyüdü; yani geçen yılki performansı şimdiden yakaladık. Sadece, küresel krizde büyüme ivmemizin biraz yavaşladığını söyleyebiliriz. Önceki yıllarda 300 bin civarında net katılımcı artışı olurken, bu yıl 250 binlerde kalacağız. Yılı iki milyon katılımcı ile tamamlayacağız ve bu, sektör için gurur vesilesi.
Hızlı büyümenin devam etmesi, sistemin yeni olmasından mı kaynaklanıyor?
Uğurlu: Tabii, sistem olarak daha çok genç ve henüz işin başındayız. Büyüme ivmesi olarak en iyi biziz diyoruz. Dünyada bazı ülkelerde katılımcı sayıları 10 ve katları milyonlarla ifade ediliyor; bireysel emeklilik kiminde zorunlu, kiminde yarı zorunlu bir sistem olarak çalışıyor. Türkiyede bireysel emeklilik fonlarının ulaştığı büyüklük, henüz 9 milyar lira. Bunu gayri safi milli hasılaya oranladığımızda, diğer özel emeklilik fonlarıyla birlikte yüzde 1.7ye tekabül ediyor ama OECD ortalaması yaklaşık yüzde 63. Bu da gösteriyor ki, Türkiyede BESin gelişme potansiyeli çok yüksek.
2010 yılına dair beklentileriniz nasıl?
Uğurlu: 2010 yılı sonunda BESte 2 milyon 250 bin katılımcı sayısına ulaşılmasını ve 12 milyar lira fon büyüklüğünün aşılmasını bekliyoruz. Bugün sistem, emeklilik seçenekleriyle de olumlu bir performans sergiliyor. Toplu para ödeyebiliyorduk, programlı geri ödeme uygulaması ile katılımcıya sistem içinde kalarak aylık maaş ödemesine başladık. Yıllık gelir sigortası ürünleriyle çok değişik, belli maaş tutarları ile ödeme sürelerini öngören ve hatta katılımcıya yaşam süresi boyunca maaş ödeyecek ürünler de zaman içinde birer birer devreye girecektir.
Daha ileriye dönük belirlenen hedefler neler?
Uğurlu: 2015 yılı için 4 milyon katılımcı, 48 milyar lira fon tutarı, 2020 yılı için ise 5.5 milyon katılımcı, 115 milyar lira fon tutarına ulaşmayı öngörüyoruz. 2020 yılı sonuna kadar sistemden emekliliğini hak edecek katılımcı sayısının, yaklaşık 380 bin kişiye ulaşacağını tahmin ediyoruz.
Şimdiye kadar BESe ilgisiz kaldığı söylenen vakıf ve sandıkların 2010 ve sonrasında katılımlarının artması bekleniyor mu?
Uğurlu: Bu alanda henüz beklenen düzeyde bir gelişme olmadı. Diğer taraftan, 2012 Haziran ayına kadar yasal bir süre var. Vakıf ve sandıkların bireysel emekliliğe devir kararı ve buna hazırlık süreçlerinin de zaman aldığı bir gerçek. Aktüeryal hazırlıkların öneminin yanı sıra, mali ve vergi boyutları ile ilgili olarak kamu otoritesinin netleştirilmesi gereken konularda mevcut. 2010 yılında bu konularda hızlı bir hareketlenme olmasını ve yasa ile sağlanan devir fırsatının söz konusu kurumların gündeminde öne çıkacağını düşünüyorum.
Vergi avantajı mutlaka kullanılmalı
Mete Uğurlu, BESin sağladığı vergi avantajı özelliğinin henüz tam anlaşılmadığını ve bunun mutlaka kullanılması gerektiğini vurguluyor. Sisteme katılımın bazı avantajlarını şöyle sıralamak mümkün:
Ücretli çalışan, ay içinde ödediği bireysel emeklilik katkı payı tutarı ile ilgili makbuzu muhasebe ya da insan kaynakları servisine ilettiğinde, söz konusu tutar ilgilinin o ayki vergi matrahından düşülüyor ve böylece daha az gelir vergisi ödüyor. Kira geliri beyannamesi verenler de, verdikleri yıllık beyanname matrahından da bunu düşebiliyor. İşverenler, çalışanları adına ödediği katkı paylarını, ücretle ilişkilendirmeksizin ticari kazancınızın tespitinde gider olarak indirebiliyor. Emeklilik yatırım fonlarının getirileri de stopaj kesintisinden muaf olduğu için yatırım aşamasında da avantaj sağlıyor.