<
BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaMakro EkonomiGelişmiş ülkelerde vatandaşların ve hükümetlerin beklentileri ayrışıyor----

Gelişmiş ülkelerde vatandaşların ve hükümetlerin beklentileri ayrışıyor

Gelişmiş ülkelerde vatandaşların ve hükümetlerin beklentileri ayrışıyor
27 Şubat 2024 - 18:01 www.finansingundemi.com

Araştırmalar, özellikle gelişmiş ülke hükümetlerinin enflasyon ve yaşam maliyeti gibi hayati sorunlarla yeterince mücadele etmediğini ortaya koyuyor.

FINANSGUNDEM.COM - DIŞ HABERLER SERVİSİ

Modern dünyanın karmaşıklığı, vatandaşlarla seçilmiş yöneticilerin beklentileri arasındaki uçurumun giderek açılmasına neden oluyor.

Finansgundem.com’un derlediği bilgilere göre, Future Investment Initiative Institute (FII) tarafından yapılan kapsamlı bir araştırma vatandaşlara hükümetlerinden ne beklediklerini soruyor. Sonuçlar ise beklentilerle gerçeklerin pek uyuşmadığını gösteriyor.

Yüzde 70 hükümetlerinden memnun değil

FII Institute CEO’su Richard Attias’ın Fortune’da yayınlanan makalesi, 23 ülkeden 50.000 vatandaşla hükümetlerinden beklentileri üzerine yapılan anketin çarpıcı sonuçlarına odaklanıyor. Buna göre, gelişmiş ülkelerdeki vatandaşların yüzde 70'i, hükümetlerinin enflasyon ve yüksek yaşam maliyetiyle mücadele konusunda yeterince çaba göstermediğini söylüyor.

Dünyanın her yerindeki vatandaşlar, hükümetlerden ve hükümetlerin kendileri için önemli olan endişeleri giderme becerilerinden derin memnuniyetsizliklerini dile getiriyor. Şiddetli çatışmalar, hayat pahalılığı krizleri, iklim değişikliği, yapay zeka tehditleri, salgın riski ve diğer zorluklarla bazen kontrolden çıkıyormuş gibi hissedilen bir dünyada, vatandaşların beklentileri ile hükümetlerin beklentileri arasındaki uçurum giderek genişliyor.

Bu önemli bir olgu. 2024 yılında dünya nüfusunun yarısından fazlası yeni yöneticilerini seçiyor. Bu, 65 ülkede yaklaşık 4,2 milyar seçmen anlamına geliyor. Adım atmadığı düşünülen hükümetlerin ise bunun bedelini ödeyeceği görülüyor.

Bu zorluğun merkezinde Jean-Jacques Rousseau ve Thomas Hobbes gibi ‘Aydınlanma’ düşünürlerinin popülerleştirdiği ‘toplumsal sözleşme’ fikri yatıyor. Bu fikir, vatandaşların kanun ve düzen, sosyal güvenlik ağı ve dış tehditlerden korunma gibi olgular karşılığında kanunları ve vergileri gönüllü olarak onayladığı düşüncesine dayanıyor.

Beklentiler genişliyor

Günümüzün küresel toplumunda ise beklentilerin oldukça genişlediği görülüyor. Vatandaşlar artık hükümetlerinden yaşam masraflarını, pandemiye hazırlık ve müdahaleyi, erişilebilir sağlık hizmetlerini, algılanan eşitsizlikleri yönetmelerini ve yapay zeka gibi yeni teknolojilerden kaynaklanan yeterince anlaşılmamış tehditlerle başa çıkmalarını beklediklerini söylüyor.

Bu görevlerin hükümetin görev alanına girmesi gerektiği düşüncesi tartışmalı olsa da, pek çok vatandaşın bunu beklediği bir gerçek olarak ortada duruyor. FII’nın, 23 ülkeden 50.000 vatandaşla yaptığı anket sonucunda elde edilen bulgular, dünya çapındaki hükümetler ve liderler tarafından kesin bir uyandırma çağrısı olarak alınması gerektiği kadar ciddi anlamlar barındırıyor.

Anket, gelişmiş ülkelerdeki insanların yüzde 70'inin, ülkelerinin enflasyon ve yüksek yaşam maliyetiyle mücadele konusunda yeterince çaba göstermediğini düşündüğünü gösteriyor. Ankete katılanların üçte ikisi sağlık hizmetleri, sosyal hizmetler ve krize müdahale konularında hükümetleri tarafından korunduğunu hissetmiyor. ABD’deki katılımcıların yüzde 62'si, hükümetlerinin gelişen teknolojinin toplum üzerindeki etkisini düzenlemek için yeterince çaba göstermediğini söylüyor.

Hükümetler neden çözüm üretmiyor?

Hükümetler, çoğu derin bir yurttaşlık görevine sahip olan yetenekli ve zeki insanlardan oluşma eğiliminde olmasına rağmen neden bu sorunlara çözüm üretemiyor?

Bu sıkıntı çağında liderliğin ve hükümet başarısızlığının sınırlarını anlamanın anahtarı, bu sorunların çoğunun doğası gereği küresel olduğunun, büyük ölçüde birbirine bağlı olduğunun ve tek bir ulusun bunlarla başa çıkma becerisinin ötesine geçmesinin kabul edilmesinde yatıyor. İklim değişikliği bunun en bariz örneği; bu küresel bir sorun, ancak harekete geçmemenin maliyeti bugün değil yarın hissedilecek nitelikte ve krizin sorumlulukları hararetle tartışılıyor.

Herkesin konuştuğu bir konu olan yapay zeka, bilinmeyen bir dizi riski ve toplumda ve küresel ekonomide tam olarak anlaşılamayan değişiklikleri temsil ediyor. Hükümetler yapay zekayı düzenleme çabaları konusunda kendi aralarında uyum sağlamadığı sürece riskler devam edecek ve kötücül güçler anlamlı bir birleşik düzenleyici rejimin yokluğundan yararlandıkça çatlaklardan kaçacak.

Benzer şekilde, pandemiye hazırlık, afet müdahalesi ve ekonomik yönetimin tümü, yerel değil, küresel düzeyde düşünülmüş ve koordineli eylem gerektiren küresel konular olarak öne çıkıyor.

Anlamlı kolektif mekanizma eksikliği

İşte bu nedenle, dünyadaki liderlerin, vatandaşların bu endişelerini küresel sorunlar olarak çerçeveleyebilmeleri ve müzakere edip harekete geçecek anlamlı kolektif mekanizmalar bulmaları gerekiyor.

Yatırımcıların, bankacıların, politika yapıcıların, yenilikçilerin ve işletmelerin katkıları bu görüşmeler için hayati önem taşıyor. Değer yaratıcıları, girişimciler ve bilim insanları tarafından alınan kararlar hastalıklara çare bulunmasına, ekonominin büyümesine ve istikrara kavuşturulmasına ve yaşam kalitesini artıran atılımlar yapılmasına yardımcı olabiliyor. Elon Musk'un önerdiği 56 milyar dolarlık maaş anlaşmasının dünyadaki ülkelerin yarısından fazlasının yıllık GSYİH'sından daha büyük olduğu ve dünya çapında devlet fonları tarafından yönetilen toplam varlıkların 12 trilyon doları aştığı bir dünyada, yalnızca en saf olanların küresel anlaşmaların önemini görmezden gelebileceği görülüyor.

Görülüyor ki, küresel liderliğin zorluklarına ve taleplerine sıkı bir şekilde odaklanılmasının, bu konularla çok geç olmadan ve akıllıca ilgilenmek için bir fırsat yaratacağı aşikar gözüküyor.

Almanya'da gençlerin çoğu hükümete güvenmiyor

 

Hükümetin tavizleri yetmedi! Fransız çiftçiler eylemde

 

Putin 'Hükümet suçlu' deyip halktan özür diledi!

 

Almanya'da çiftçiler hükümeti protesto etti

 

AP üyesi Wallace: Avrupa halkları hükümetlerin aksine Gazze'nin yanında

 

YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)