Gelecek ne getirecek?
Koç Üniversitesi, kuruluşunun 20. yılı nedeniyle gerçekleştirilen, “Bilim 21. Yüzyılı Nasıl Değiştirecek?” başlıklı konferansa ev sahipliği yaptı
Konferansa, kuramsal fizik alanında dünyanın önde gelen isimlerinden, sicim alanı ve süper sicim kuramlarının kurucularından Prof. Dr. Michio Kaku konuşmacı olarak katıldı. Son yıllarda gerçekleştirilen bilimsel çalışmaların dünyada yaratacağı olası değişimleri katılımcılarla paylaşan Prof. Dr. Michio Kaku, ileri teknoloji çağından sonra önümüzdeki dönemde devrimsel buluşların telekomünikasyon ve bilgisayar teknolojileri, biyoteknoloji, yapay zekâ, nanoteknoloji ve kuantum alanlarında olacağını belirtti.
Koç Üniversitesi’nin ev sahipliğinde 10 Ekim 2013, Perşembe günü gerçekleştirilen “Bilim 21. Yüzyılı Nasıl Değiştirecek” başlıklı konferansın ana konuşmacısı olarak Türkiye’ye gelen Prof. Dr. Michio Kaku bilimin ve bilimdeki gelişmelerin bireyler, toplumlar ve ülkelere olası etkileri üzerine bir sunum gerçekleştirdi. Koç Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Umran İnan’ın ev sahipliğinde, Rumelifeneri Kampüsü’nde düzenlenen konferansa katılan Princeton İleri Araştırmalar Enstitüsü ziyaretçi profesörü ve Amerikan Fizik Topluluğu Kurulu üyesi Prof. Dr. Michio Kaku son yıllarda gerçekleştirilen bilimsel çalışmaların dünyada yaratacağı değişimle ilgili öngörülerini katılımcılarla paylaştı. İleri teknoloji çağından sonra önümüzdeki dönemde devrimsel buluşların telekominikasyon ve bilgisayar teknolojileri, biyoteknoloji, yapay zekâ, nanoteknoloji ve kuantum alanlarında olacağını belirten Prof. Kaku, bu buluşların insanların hayatlarında geleceğe dair büyük değişimlere yol açacağını belirtti.
Prof. Dr. Michio Kaku, “Önümüzdeki yıllarda gündelik hayatımıza robo-avukat, robo-profesör, robo-doktor kavramları girecek.”
Görüntüleme sistemleri alanındaki çığır açan gelişmeler sayesinde ihtiyaç duyulan ve uzmanlık gerektiren bilgilere duvarlara, lenslere ve kâğıtlara yerleştirilecek cihazlar sayesinde ulaşabileceğini söyleyen Pof. Kaku sözlerine şöyle devam etti, “Önümüzdeki yıllarda robo-doktor, robo-avukat ve robo-profesör gibi kavramlar gündelik hayatımıza dahil olacak. Ulaşımın dahi dijitalleşecek; kendi kendine hareket edebilecek araçlarla trafiğin tıkanması ve trafik kazası gibi kavramlar hayatımızdan tamamen çıkacak.”
Bilimde yaşanacak gelişmelerin ekonomiye yansımasını da değerlendiren Prof. Kaku, “kusursuz kapitalizm”i açıklayarak; “Avantajın, bilgiye her an ulaşma lüksünü elde eden müşteriye geçmesiyle, rekabet daha da artacak ve bu durum karşısında şirketlerin en çok odaklanacakları konular marka ve konumlandırma olacak.”
Prof. Dr. Michio Kaku, “Molekül büyüklüğündeki nano-parçacıklar kanserli hücreleri saptayarak yok edebilecek. Kök hücre alanındaki gelişmeler sayesinde her organ yeniden üretilecek; organ yetmezliği artık yaşanmayacak.”
Tıp alanındaki dijital sistemlerin hayatımıza dahil olması ile medikal harcamaların büyük ölçüde düşeceğini açıklayan Prof. Dr. Michio Kaku, molekül büyüklüğündeki nano-parçacıkların kanserli hücreleri saptayarak yok edebileceğini dile getirdi. Prof. Kaku, dakikalar içerisinde kanser hücrelerini tarayabilen DNA çipleri sayesinde, hücrelerin tümöre dönüşmeden 10 yıl önce saptanabileceğini de öngörüleri arasında sıraladı. Prof. Dr. Michio Kaku, aynı zamanda, her bireyin kendine ait genetik kodunu barındıran CD’ye, çok uygun bir ücret karşılığı bireylerin erişebileceğini belirterek sözlerini şöyle sürdürdü: “Kök hücre alanındaki gelişmeler sayesinde her organın yeniden üretilebilmesi mümkün olacak ve hatta organ yetmezliği artık yaşanmayacak.”
Robotlara dair çalışmaların büyük hızla devam ettiğini belirten Prof. Dr. Kaku, gerçek anlamda düşünebilen robotlardan bahsetmek için çok erken olduğunu dile getirdi ve önümüzdeki yıllarda robotlar tarafından gerçekleştirilemeyecek mesleklerin çok daha revaçta olacağını da sözlerine ekledi.
Uzay fiziği konusunda dünyanın önde gelen bilim insanları arasında yer alan Koç Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Umran İnan ise, Prof. Dr. Michio Kaku’yu Koç Üniversitesi’nde ağırlamaktan duyduğu memnuniyeti dile getirerek, şunları söyledi: “Koç Üniversitesi Times Higher Education sırlamasında dünyada 50 yaşın altındaki üniversiteler arasında 31’inci sırada bulunuyor. Bir ‘araştırma’ üniversitesi olarak hedefimiz, evrensel bilime nitelikli ve özgün katkılarda bulunmak, Türkiye’nin entelektüel, teknolojik, ekonomik ve sosyal alanlardaki gelişimini yararlı bir şekilde etkilemektir. Koç Üniversitesi olarak 2013 yılında 33 öğretim üyemiz Türkiye’nin ve dünyanın sayılı ödüllerine layık görülmüş; yine bu sene içinde 41 proje ile en fazla TÜBİTAK fonu alan ikinci üniversite olmuştur. Bünyesinde bulundurduğu 28 TÜBİTAK ödüllü ve 46 TÜBA genç bilim insanları ödüllü öğretim üyesi barındıran Koç Üniversitesi’nin akademik kadrosu ülkemizde en etkin bilimsel yayınları üreten ve bu yayınlara en çok atıf alan kadrodur. Tüm bunlar 20 yıllık henüz çok genç bir üniversite için büyük bir başarıdır.”