Karadere, “Yumurta kapıya dayandıktan, çekler yazıldıktan sonra gelmeyin. Bankanın eli kolu bağlanıyor” dedi.
Türkiye siyasi açıdan zorlu bir çekişmenin içinde. Buna küresel riskler nedeniyle kurlarda ve faizlerdeki yükselişler de eklenince en çok da ‘ekonominin tabanı’ Küçük ve Orta Boy İşletmeler (KOBİ) zorlanmaya başladı. Hükümetin geçen yıl bankaları KOBİ kredilerine özendirici kararlar alması da beklenen olumlu etkisini göstermiyor. Bütün bankalar KOBİ’lere kredi vermek için seferber olsa da daralan iç piyasa, yükselen kredi faizleri ve ithal girdi maliyetleri KOBİ’lerin kredilerle sağlıklı bir zeminde buluşmasını önlüyor. Hürriyet'ten Sadi Özdemir'in haberinde, Türkiye’de KOBİ’lere en odaklı özel sektör bankalarından biri olan Garanti Bankası’nın KOBİ’lerden sorumlu genel müdür yardımcısı Nafiz Karadere, yılın ilk 6 aynda sıfır hatta eksi büyüme olabileceğini, bu nedenle KOBİ’lerin çok dikkatli olması gerektiğini söylüyor Karadere şöyle konuşuyor:
BÜTÜN KREDİLER DARALIYOR
Hükümet Orta Vadeli Program (OVP) kapsamında, tasarrufları teşvik etmek ve cari açığı azaltmak için tüketici kredilerini frenlemeye dönük önlemler almıştı. Bankaların tüketici kredilerindeki maliyetlerini yükseltip KOBİ kredilerindeki maliyetleri de indirmişti. Ancak bu önlemler sonra kurlar yaklaşık yüzde 20 yükseldi ve Merkez Bankası da 4 puanlık
faiz artışı yaptı. Bankalar da mecburen kredi faizlerini artırdı. Önlemler sonucu önce tüketici kredilerine talep düştü. Mesela bizim tüketici kredilerimizin haftalık miktarı geçen sene 400 milyon liraları geçmişken, bugünlerde 300 milyon liraya kadar düştü. Bazen haftalık 285 milyon liraya kadar iniyor. Bu yüzde 25-30 gibi düşüş anlamına geliyor. KOBİ kredilerinde ise beklenen artış olmadı. Yüzde 10 kadar da KOBİ kredilerinde düşüş var. Çünkü, KOBİ’ler de bu kadar daralan iç piyasada krediye çok istekli değil.
KOBİ’ler büyük oranda iç piyasaya ürün satar. Sanıldığı gibi ihracatın büyük bölümünü yapmazlar. KOBİ’lerin ihracattaki payı yüzde 15’i geçmez. Dolayısıyla iç piyasada talep düşünce KOBİ’ler de zorlanmaya başladı. Dönüp bankaya kredi talebinde bulunuyor. Bu kredi de stok finansmanı ya da çekleri ödemek için. Biz bilançolarda çok ciddi bozulmalar görüyoruz. Ayrıca imalat sektöründeki KOBİ’lerimizin ithal girdi kullandığını da düşünürseniz. Bu da yükselen kurlar nedeniyle ayrıca ek maliyet. Hem satış daralmış hem finansman maliyeti artmış.
BANKAYA GEL ÇÖZELİM
Diyelim ki bir KOBİ’miz iyice sıkıştı ama hâlâ çeklerini, kredi taksitlerini ödeyebiliyor ama bir iki ay içinde tıkanacak. Yumurta kapıya dayanmadan bankaya gel. Çekler yazıldıktan sonra gelme. O zaman bankanın eli kolu bağlanıyor. Ben söylüyorum işte: gelin vadeyi yayalım. Çünkü ikinci 6 ay daha iyi olacak. Biz bunu biliyoruz. Erken gelip söylerlerse vadelerini yayarız, ilave kredi ihtiyaçları varsa görürüz ve bu sıkıntılı dönemde gerekiyorsa ödemesiz dönem de sağlarız.
PATRONLAR NE YAPSIN
Garanti Bankası Genel Müdür Yardımcısı Nafiz Karadere, KOBİ patronlarına şu önerlerde bulunuyor:
Cari açık dengesi, enflasyon, Fed ve hükümetimizin kararlarını yakından izlesinler.
İhracat kapasitesi olanlar ihracata başlasın, ihracatı azalanlar tekrar ihracata yüklensin.
Ayak yorgana göre uzatılmalı. Patronlar, işleri dışındaki gereksiz harcamaları kesmeli. İşyerini düşünme işe konsantre olma zamanı.
İç pazar odaklı KOBİ’lerimiz iç pazarda yeni açılımları zorlasın. Satış kanallarını gözden geçirsinler ve bankalarıyla daha açık bir iletişime girmeliler. Bunu şiddetle öneriyorum.
Mesele sadece para da değil
Garanti Bankası’nın toplam nakdi kredileri içinde KOBİ kredilerinin payının bu yıl yüzde 35’lerden yüzde 40’lara çıkacağını anlatan Nafiz Karadere, “Anadolu sohbetlerimizle, 2002’den beri 64 ilde 90 toplantıda 30 bin KOBİ ile buluştuk. 2006’dan beri hakim ortağı kadın olan şirketlerimize verdiğimiz kredi toplamı da 1.9 milyar TL’yi aştı” diyor.