Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...
Hisse | Fiyat | Değişim(%) | Piyasa Değeri |
---|
E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.
Türk ve Fransız bilim insanları, Marmara’da deprem riskine dair yeni araştırma yaptı. Fransız deprem bilimci Louis Geli, araştırmayla ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Gazete Habertürk’te Nalan Koçak imzasıyla yer alan röportajda Geli'in açıklamaları şöyle yer aldı:
Marmara Denizi’nin içinde en az 7 büyüklüğünde deprem felaket senaryosu değil, artık bir gerçeklik. Fakat yeni yapılan bir araştırmaya göre, aslında Marmara’nın batısı da büyük deprem riski taşıyor olabilir. IFREMER (Fransız Deniz İşletimi için Araştırma Enstitüsü), CNRS ve İTÜ’den bilim insanları bölgede araştırma yaptı. Sonuçlar bu ay başında Scientific Reports Dergisi’nde yayımlandı. Makaleye göre, Marmara Denizi’nin batısında meydana gelen depremlerin bir kısımının nedeni gaz. Bu da fay hattının aslında kilitli olduğu anlamına gelebilir ve beklenenden büyük bir deprem riskinin değerlendirilmesi gerekebilir. Biz de makalenin başyazarı deprem bilimci Dr. Louis Geli’ye ulaştık. Geli, analizlerin yeniden yapılması gerektiğinin altını çizdi...
- Son araştırmanıza göre Marmara’nın batısında deprem riski değerlendirilirken gaz faktörünün de göz önünde bulundurulması gerektiğini söylüyorsunuz. Neden?
Daha önceki araştırmalar depremlerin yer kabuğunun çok derininde olduğunu söylüyordu. Eğer bir deprem çok derindeyse tektonik hareketlenme var demektir. Yani depreme iki levha arasındaki hareketlenme neden olmuş anlamına gelir. Bizse araştırmamızda şunu söylüyoruz: Marmara Denizi’nin batısında gaz rezervleri var. Bölgede kaydettiğimiz sismik hareketlerin bazıları aslında bu gazdan kaynaklanıyor. Yani bahsettiğimiz sismik hareketler teknotik hareketlere bağlı değil. Bir fay hattının davranışını incelediğinizde, yani aktif olup olmadığını anlamak istediğinizde, bölgedeki sismik hareketleri gözlemlersiniz. Büyük depremler her zaman olmadığı için, küçük depremleri kaydetmek gerekir. Sismologlar daha sonra küçük depremlerden bir hikâye ortaya çıkarmak zorunda. Olduğunu hissetmediğiniz çok küçük depremlerden bahsediyorum. Yani bir fay hattının davranış biçimini anlamak için verdiği bu küçük sinyalleri inceleriz. En sonunda da “Bu fay hattı tehlikeli ya da değil” diye makaleler yayımlarız. Kanseri anlamak için kan değerlerinize bakılması gibi düşünün.
- Peki fay hatlarını nasıl sınıflandırıyorsunuz?
Genel olarak konuşacak olursam birincisi: Kilitlenmiş fay hatları. Normalde levhalar hareket ederler. Ama fay hattı kilitlenmişse levhalarda hareketlenme yok demektir. Bu da fay hattının her iki tarafında elastik enerji biriktiği anlamına gelir. Kilitlenmiş fay hattı birden kırılır ve büyük bir deprem meydana gelir. Genel düşünceye göre, eğer bir fay hattında sismik hareketlilik görmezsek, fay hattı -elastik enerji açığa çıkarmadığı için- aniden kırılabilir. İkinci fay hattı davranışına gelecek olursam: Kayan fay hatları. Bu vakada iki levha arasındaki hareket küçük depremler aracılığıyla serbest bırakılıyor. Fay hattı enerjiyi absorbe ediyor ve enerji bu küçük sismik hareketlerle salıveriliyor. Bu da büyük deprem yaşanmayabilir demek.
Rapordan, İstanbul’daki sismik hareketleri ve gaz salımını gösteren bir grafik
‘BATI MARMARA’DAKİ BAZI DEPREMLERİN NEDENİ GAZ’
- Marmara’nın batısında bulduğunuz şey tam olarak ne?
Marmara Denizi’nin batısındaki gaz varlığını 10 yıl önce keşfettik. Bahsettiğim alan Silivri’nin batısından Tekirdağ’a kadar olan bölge. Yani Kumburgaz - Tekirdağ arası. Gazı Tekirdağ’ın güneyinde bulduk. Gazın deprem ürettiğini fark ettik. Çünkü gaz fay hattındaki basıncı artırıyor, tabakaların kaymasına neden oluyor. Burada önemli olan sonuç şu: Bölgedeki depremlerin bazılarının nedeni tektonik hareket değil gaz. Mesela Marmara’nın batısında meydana gelen orta büyüklükteki bazı depremler gaz salımına neden oluyor, bu gazlar yüzeye ulaştığında daha küçük ölçekli depremlerin oluşmasına yol açıyor.
- Sanırım bunu özellikle fark ettiğiniz 2011’de Marmara’da meydana gelen 5.2 büyüklüğündeki deprem...
Evet. Bu depremi deniz tabanı gözlem istasyonuyla kaydettiğimiz için çok şanslıydık. Karasal gözlem istasyonuyla kaydetseydik fay hattından çok uzakta olacaktık. Fakat bu kez yakındık. Bu depremden sonra çok artçı meydana geldi, hepsini inceledik.
- Ne buldunuz?
Depremlerin bazılarının, bakın hepsinin değil, gazdan kaynaklandığını bulduk. Bir hastalığın teşhisini doğru koymak istiyorsanız nedenleri birbirinden çok iyi ayırmanız gerek. Ben de önceki çalışmalara itiraz ediyor değilim ama böyle bir sonuçla karşılaştık. Altını bir kez daha çizmek istiyorum. Marmara Denizi’nin batısı hakkında konuşuyorum, tamamı değil.
‘FAY HATTI ASLINDA KİLİTLİ OLABİLİR’
- Peki bu “Fay hattı aslında kilitli” mi demek?
Kesinlikle. Marmara’nın batısındaki fay hattı hep kayan fay hattı olarak görülür, çünkü enerji salımı oluyor ve kimse büyük bir deprem beklemiyor. Bu fikrin kesinlikle yanlış olduğunu söylemiyorum. Mesele deprem olunca konu çok karmaşık oluyor. Fakat siz Türkler daha önce hesaba katmadığınız bir faktörü artık göz önünde bulundurmalısınız: Kaydettiğiniz depremlerin bazılarının sebebi düşündüğünüz şey değil. Yani bu depremlerin bir kısmı size fay hattının derin davranış biçimi hakkında hiçbir şey söylemiyor.
‘DEPREM SONRASI TSUNAMİ RİSKİ VAR’
- Peki ya tsunami?
Ever tsunami riski çok önemli. Çok bilinen ve yüksek bir risk.
"KAYDEDİLEN DEPREMLERİN BAZILARININ SEBEBİ DÜŞÜNDÜĞÜNÜZ ŞEY DEĞİL"
- Sık sık deniz tabanı gözlem istasyonlarının önemini vurguluyorsunuz. Neden?
Bir depremin karakteristik özelliklerini belirlemek için öncelikle yerini tespit etmelisiniz. Nerede oldu? Her şey buna bağlı. Özellikle Türkiye için söylüyorum, eğer ölçüm aletlerinizi fay hattının yakınına koymazsanız depremin özelliklerini iyi anlayamazsınız. Bu da deniz tabanı gözlem istasyonları olmadan mümkün değil, çünkü fay denizin altında.
- Gözlemleriniz geçici istasyonlardan yapıldı değil mi?
Evet. Kalıcı istasyonların kurulmasını öneriyoruz. Bazıları diyor ki: “Bu iş çok maliyetli, aynı gözlemleri karasal gözlem istasyonlarıyla yapabiliriz.” Bense “hayır” diyorum.
‘ÖNEMLİ BİR TARTIŞMA BAŞLATMANIZ GEREKİYOR’
- Yani fay hattı düşündüğümüzden daha az enerji açığa çıkardığı için bölgede beklediğimiz deprem daha büyük olabilir mi?
Daha büyük bir deprem meydana gelebileceği riskini değerlendirmek gerek. Bu bölge için bilim insanları 7’nin üzerinde bir deprem beklemiyor. Biliyorsunuz asıl büyük depremin beklendiği yer Marmara’nın merkezi Büyükçekmece’den Silivri’ye uzanan hat. Bir diğer fikir de Adalar’ın altında olabileceği. Fakat yeni bulduğumuz veriler ışığında bu analiz gözden geçirilmeli. Biz size verileri sunuyoruz, analizi siz yapmalısınız, bu konuda önemli bir tartışma başlatmalısınız. Biz diyoruz ki sadece demin bahsettiğimiz bölgeler değil, Marmara’nın batısında da büyük deprem riski olabilir.
- Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi Müdürü Prof. Dr. Haluk Özener, gazetemizden Öznur Karslı’ya verdiği röportajında, Marmara Denizi’nin içinde en iyi ihtimalle 7.2 büyüklüğünde bir depremin olacağını söylemişti. Sizin bir tahmin aralığınız var mı?
Haluk anladığım kadarıyla denizin merkez kısmındaki batık kısmından bahsediyor. Evet kesinlikle burada deprem bekliyoruz. Onun söylediği hiçbir şeyin üzerine bir şey söylemem. 7.2 ila 7.4 arasında bir deprem bekleniyor.
"BÜYÜK BİR DEPREM OLACAK, EMİNİZ. BU BİR İHTİMAL DEĞİL"
‘1766’DAN BERİ ENERJİ BİRİKTİRİYOR’
- Zaman geçtikçe enerji biriktirdiği için depremin büyüklüğünün arttığını söyleyebilir miyiz?
Bölge neredeyse 1766 depreminden beri enerji biriktiriyor. 250 yıldır biriken bir elastik enerjiden bahsediyoruz. Bu enerjinin tam olarak nerede biriktiği asıl soru. Her 20 yıl geçtikçe daha büyük bir deprem beklemek mümkün. Büyük bir depremin gerçekleşeceğinden eminiz, bu bir ihtimal değil.
- Marmara’nın batısındaki fay hattında nasıl bir kırılma bekliyorsunuz?
Az evvel de bahsettim, ben ve meslektaşlarım bu bölgedeki fay hattının kilitlenmediğini düşünüyorduk. Çünkü bölgede çok fazla sismik hareket kaydediyorduk. Fakat şimdi bundan emin değiliz, bu nedenle fayın nasıl kırılacağından da emin değilim. Sadece söyleyeceğim, Marmara’nın bu bölgesinde de büyük bir deprem olabileceği.
‘BİRDEN FAZLA BÜYÜK DEPREM RİSKİ VAR’
- Yani birden çok büyük deprem riski olabilir, denizin merkezinde, batısında...
Evet. Kuzey Anadolu fay hattının pek çok segmenti var. Farklı segmentlerse tamamen farklı şekillerde davranır.
‘MARMARA’NIN MERKEZİNDEKİ DEPREM BATISINDA BİR DEPREMİ TETİKLEYEBİLİR’
- Peki Marmara’nın merkezindeki büyük bir deprem, batısında bir depremi tetikler mi?
Evet, kesinlikle mümkün. Biliyorsunuz 1999’da, Kuzey Anadolu fay hattında, İzmit’te meydana gelen deprem, Düzce’deki depremi tetikledi.
- En çok hangi bölgeler etkilenir?
Uzmanlığım değil, bu nedenle yorum yapmak istemiyorum.
- Bölgedeki gaz rezervlerinin başka riski var mı? Mesela deprem anında çok büyük miktarda gaz salımı nedeniyle patlama meydana gelmesi gibi...
Bu soruyu yanıtlamak istemiyorum.
Finansingundemi.com’da yer alan bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Burada yer alan bilgiler, güvenilir olduğuna inanılan halka açık kaynaklardan elde edilmiş olup bu kaynaklardaki bilgilerin hata ve eksikliğinden ve ticari amaçlı işlemlerde kullanılmasından doğabilecek zararlardan www.finansingundemi.com ve yöneticileri hiçbir şekilde sorumluluk kabul etmemektedir. Burada yer alan görüş ve düşüncelerin www.finansingundemi.com ve yönetimi için hiçbir bağlayıcılığı yoktur. BİST isim ve logosu “koruma marka belgesi” altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BİST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BİST’e ait olup, tekrar yayınlanamaz.