FIRAT: DEVLER DE HATA YAPABİLİR
Dünya devi olmanın hata yapılmayacak anlamına gelmediğini söyleyen Aviva Sigorta Yönetim Kurulu Üyesi Ertan Fırat, Türkiyeye yeni giren yabancı sigorta şirketlerinin bazılarının pazardan çekilmek zorunda kalabileceğini söylüyor.
Dünyanın en büyük sigorta şirketleri geçen yıl birer birer Türkiye pazarına girdi. Son yıllarda bankacılık sektörüne akın eden yabancı sermaye deyim yerindeyse geçen yıl sigorta sektörünü keşfetti. Türkiyeye yabancı sigorta şirketlerinin akın ettiği bir dönemde yıllardır Türkiyede faaliyet gösteren dünyanın en büyük sigorta şirketlerinden birisi olan Aviva Sigortanın Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Müdürü Ertan Fırat ile hem sektörü hem de Aviva Sigortayı konuştuk.
Avivanın Türkiyede karlılık anlamında memnuniyetsizliği olmadığını söyleyen Fırat, yine de dünya üzerindeki aktifliğin Türkiyeye yansımamasından dolayı da bir hoşnutsuzluk olduğunu söylemekten geri kalmıyor. Para ile Pazar payı satın alamayacaklarını söyleyen Fırat, sen yıllarda Türkiye pazarına giren bazı yabancı şirketlerin Türkiye pazarından çekilmek zorunda kalabileceklerini söylüyor.
Aviva, Türkiyeden memnun mu?
Bu soruya iki şekilde bakmak lazım. Birincisi elementer alan diğeri ise sağlık ve emeklilik. Aviva 1988de Türkiyeye gelen bir grup. Son sermaye akımları ile Türkiyeye gelen sigorta şirketlerinden farklı. Strateji departmanın projeksiyonlarına göre Türkiye, dünyada potansiyeli en yüksek üçüncü ülke olarak tanımlanıyor. İlk sırada Hindistan ikinci sırada ise Çin var. Bunun temel nedeni nüfus yoğunluğu ve ekonomik dinamizm. Aviva bu düşünceyi 20 yıl önce bu pazara girerek teyit etmiş. Aviva elementer branşta Türkiyeye girişinden bu yana, bir iki yıl hariç sürekli karlılıkla kapatan bir şirket. Kar anlamında bir memnuniyetsizlik yok.
Memnuniyetsizliği nedir?
Elementer branştaki temel memnuniyetsizliği piyasa kurallarının rasyonel tabanlı olmaması. Son iki yıldır kanun düzenleyiciler rasyonel tabanlı iş yapabilmek için gerekli düzenlememeleri yaptılar. Bu güzel bir gelişme. Geçmiş yıllara bakıldığında ciddi sorunlar oldu. Kısacası oyununun kuralları net olmalı. Net değilse sermayedarlar rahatsız olur.
Kuralsuz bir oyunda yerli yabancı şirket ayırımı çok fark ediyor mu? Ediyor. Trafik sigortaları diyor ki, Mağdur, olaya ilişkin belgeleri sigorta şirketine ilettikten sonra, şirket bu hasarı 8 iş günü içende öder. Ancak bu kural sektörde uygulanmıyor. Bizim bir standardımız var. Hasarı geç öderseniz tahsilatı da geç yapma hakkını alırsınız. Bize yurtdışından yasal şartlara olduğu gibi uyun deniliyor. Benim uluslararası prensiplere uyun deniliyor. Böyle olunca da ben trafik hasarını en hızlı ödeyen şirket durumundayım. Haksız rekabet ortaya çıkıyor.
BES ve hayat sigortalarında durum nasıl?
Hayat kısmında ise özellikle BESden (bireysel emeklilik sistemi) sonra bizim grup bu işi uzun vade prensibi ile değerlendiriyor. Uzun vadeli bir kontrat yapıyorsunuz. 30 yaşında biri sisteme girerse BES 36 yıllık anlaşma yapıyorsunuz. Sisteme girerken harcamalarınız oluyor. Gidip anlatıyorsunuz. Kısa vadede karlı bir iş değil. Sistem şirketler açısından kısa vadeli karlı olmasa da tüketiciler açısından çok güzel. Hem planlarını hem de şirketini değiştirebiliyorsun.
Şirket değişikliği demişken bu işten çok rahatsız olan şirketlerden birisi olduğunuz doğru mu?
Şirket değiştirme işi bazı şirketlerin politikası haline gelirse bu hoş bir durum olmaz. Biz kendi içimizde müşteri transferi savaşı yapmamalıyız. Sektöre zarar veririz. Çünkü biz uluslararası bir şirketiz. Bu konuya regülatörlerin çözüm bulması lazım. Biz de farklı bir konuma girersek piyasa zarar görür. Bir yere kadar sabredebiliriz.
Bu işten en çok siz mi zarar gördünüz?
Her uygulama etik olmak zorunda. Bizim gibi bir iki şirket daha zarar görüyor. Biz 300 yıldır bu işi yapıyoruz ve bu alanda dünya deneyimine sahibiz. Politikalarımızı değiştirirsek herkes zarar görür. BESde rekabet, hiç sisteme girmemiş yeni insanlara gidip yeni katılımcı bulmak üzerine olmalı. Nüfusun yüzde 40ı ekonomik yaşanın dışında. 40 milyon potansiyel kitle varken, kendi yarattığımız pastaya saldırmanın anlamı yok. Ancak ben katılımcının ihtiyaçlarına cevap verememişsem, getirilerim diğerlerine göre kötü ise gitsin. O ayrı bir şey.
Farkınız nedir?
Biz rasyonel ve kurallarına göre iş yapıyoruz. Gerek personelimizi gerekse acentelerimizi bu politikalar çerçevesinde iş yaptığımıza inandırıyoruz. Benim satış elemanınım satış hedefi yok. İstediği kadar bütçesini tuttursun karlı iş yapmak durumunda. Sonra ben kusura bakma para kazanamıyorum derim. Sektör er ya da geç bu noktaya gelecek. Ayrıca biz çok müşteri odaklı bir şirketiz.
Avivanın butik bir iş yapıyor gibi bir imajı var. Örneğin BESde alt limiti en yüksek olan şirketsiniz? Tabana yayılmak gibi bir amacınız yok mu?
Elementer alanla ilgili şunu söyleyeyim. Trafik portföyü olan bir şirketiz. Bu alanda müşteri sayımız çok arttı. Trafik sigortaları ortalama 70 â 80 YL prim alınan bir sigorta dalı. Herkese hizmet veriyoruz. Ancak elementer ile BES ve hayat sigortalarını ayırmak lazım. Hayat sigortalarındaki temel felsefemiz ise müşteri ile yapılan işbirliğini uzun soluklu olması. Ekonomik olarak sınırlı olan insanlarda bu süre kısa oluyor. Sisteme girip üç yıl kalan ve sistemden çıkmak isteyen biri bu işten zarar eder. Bu katılımcıyı da üzer bizi de. 2-3 yıl sonra sistemden çıkacağını öngördüğünüz bir kitleye odaklanmayı doğru bulmuyoruz. Elementer branşta ise risk odaklı bir yaklaşım var. İstatistiklere göre bir Volvo ile bir Renault marka otomobilin hasar büyüklüğü fark etmiyor. Teorik olarak ikisinden de aynı pirimi almanız lazım. Ancak araç değerine baktığınızda pirim birinde yüksek diğerinde düşük. Her ikisinin de riski aynı olduğu için aynı pirimle sigortalıyoruz. Birisi bizi tercih etmiyorsa suç bizim mi? Şirketlerin hasar pirim oranlarına bakarak bunu ölçebiliriz. Sektörde bu oran ortalama yüzde 97 iken benim şirketimde yüzde 80 ise demek ki ben bu işi iyi yapıyorum.
Trafik sigortalarına odaklanmanızın özel bir nedeni var mı?
Önümüzdeki 5- 10 yıl içerisinde en stratejik ürün trafik sigortaları olacak. AB ülkelerindeki trafik sigortası limitleri ile bizdekiler arasında çok fark var. Bizim poliçeler 5 bin 750 YTL maddi, 57 bin 500 de bedeni ve tedavi limitleri var. ABde 100 bin Euro maddi limit, 500 bin euro da bedeni limit var. Bazı ülkeler de ise bu limitsiz.
Trafik sigortalarında son durum nedir?
Özel araçların yüzde 90ı trafik sigortası var var. Türkiyedeki araç stoğunun yüzde 70inin trafik sigortası var. Bu oranın düşük olmasında etkili olan iki araç grubu var. Bunlardan birisi traktörler diğeri ise motosikletler. Artık sigorta şirketleri de bunun bir stratejik bir ürün olduğunu anlamaya başladılar.
Sektörün en önemli sorunu nedir?
Birincisi düşük enflasyon ortamına uyum sağlama. Biz bu sorunu çözen bir ekonomiyiz. Dünya ölçeğinde enflasyon ortamında sigorta yapma becerimiz var. Bu başka ülkelere örnek olacak bir uygulama var. Bir de hukuk sistemi çok önemli ve sektörün gelişmesinde etkin rol oynuyor. Hukukun geliştiği ortamda sorumluluklar da artıyor. Örneğin sorumluluk sigortaları gelişecek. Avrupada sorumluluk sigortalarının toplam portföy içindeyi payı yüzde 25 â 30 civarındayken Türkiyede ise bu oran çok düşük.
5 milyar dolarlık prim üretimi için dünyanın sigorta devlerinin Türkiyeye gelmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bazen devler de yanlış yapabilir. 1999 Marmara depremine kadar kimse deprem riskinin bu kadar önemli bir risk olduğunu bilmiyordu. Algılamalarda eksiklikler var. Dünya devi olmak piyasayı iyi okuduğunuz anlamına gelmeyebilir. Ben şuna inanıyorum. Türkiyede sigorta pastası büyüyecek ama bir kısmı da memnun kalmayıp Türkiye pazarından çıkacak. Buradaki rekabet birçok ülkeye göre çok daha sert.
Burada sizin avantajınız ve farkınız ne olacak?
Bizim 17 yıla yaklaşan bir deneyimimiz var. Türkiye piyasasını iyi biliyoruz. Aviva genel olarak bakıldığında şu anda Türkiyedeki konumundan memnun değil. Çünkü dünyada beşinci, İngiltere de pazar lideri bir şirket. Herkes güçlü konumda olmak ister, ama parayla pazar payı satın alamayız. Pazarda birinci olacağım diye 50 milyon dolar zarar edemeyiz. Biz operasyonel olarak verimli, maliyeti iyi bilen, iyi belirleyen politikalar geliştirmek istiyoruz.
Kutu
Sosyal sorumluluk projelerine yönelecekâ¦
Avivanın temel yaklaşımlarından bir tanesinin de sosyal sorumluluk projeleri olduğunu söyleyen Ertan Fırat, bu projeler için şirketin ayrı bir departmanı bulunduğunu belirtiyor. Türkiyede de sosyal sorumluluk projelerine yavaş yavaş ağırlık vermeye başladıklarını vurgulayan Fırat, Bu konuda kuru kuruya para desteğinden ziyade, çalışanlarımızın da işin içinde olacağı ve çalışanlarımızın da sosyal çevreye hassasiyetlerini artırmaya yönelik projeleri destekleyeceğiz diyor.
Bu alanda İngilteredeki merkezin çok daha etkin olduğunu vurgulayan Fırat konu ile ilgili olarak şunları söylüyor:
Sanattan, spora, sağlıktan eğitime kadar birçok özgün projeye destek veriliyor. Kısa vadeli değil uzun soluklu projelere destek veriyoruz. Aviva 300 yıllık bir grup, ama şu anda ismi üç yıllık. Bu ismi dünyada oturmak isterken sosyal sorumluluk projeleri de pekiştirmek istiyoruz. Bana göre yanlış yolda yaptığımı her harcama müşterin cebinden çıkar. Bu zarar da müşteriye yansıtılır. Onun için akılcı yaklaşımlar söz konusu olmalı. Türkiyede bazı okulların tamir ve tadilatlarını yaptık. Yapmaya de devam edeceğiz. Bu tip özgün projeler çok daha verimli. Bu şehirde yapacak çok iş var. Bu yıl SES (Sağlık, Eğitim, Sevgi) dediğimiz bir konsept belirledik. Bu alanlarda aktif olacağız