Cumhurbaşkanı Erdoğan, Slovenya'ya özelleştirme tavsiyesinde bulundu. Erdoğan, "Finans sektörünün tamamını özelleştirmeyin. Hakim olurlar, sıkıntı çıkar" dedi
"Maalesef kamu kurumlarında genelde mantık şudur, 'devletin malı deniz yemeyen domuz.' Devletin malını kimse aynı hassasiyetle ele almıyor ama özel sektörde adam orada ben ne kadar kaybediyorum diye ele alıyor. Biz çok önemli mesafeler aldık. İnanıyorum ki, Slovenya da gücüne güç katacaktır. Ancak
finans sektörünün tamamını özelleştirmeyin. Balanse etmeye kalkar, hakim olurlar, sıkıntı çıkar" dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye-Slovenya İş Forumu'nda yaptığı konuşmada şunları söyledi:
BALKAN İSTİKRARI İÇİN ORTAK ÇABA: Biz Slovenya'yı doğrudan sınırımız olmasa da komşumuz olarak görüyoruz. Bilhassa Balkan coğrafyasının bizleri yakınlaştırdığına inanıyoruz. Balkanlar'da istikrarın sağlanması yönünde büyük çaba gösteriyoruz. Aramızdaki müştereklerin ortak tarih ve coğrafya yakınlığından fazla olduğuna inanıyorum. Buradan hareketle ortak geleceği inşa etmenin her ülke yararına olduğunu düşünüyorum.
TÜRKİYE'NİN ÖZELLEŞTİRME TECRÜBESİ: Slovenya'da özelleştirmeyle ilgili bazı gayretler var. Burada yaşadığımız tecrübe olarak söylemek isterim. Biz geldiğimizde iktidara maalesef bizden önceki iktidarlar istekli davranmadıkları için burada hep kaybedildi. Kamuya ait firmaların büyük çoğunluğu sürekli zarar ediyordu. Bu hazineden sübvanse ediliyordu, ülke devamlı geriye gidiyordu. Bizi çok eleştirdiler. Bazı yerlerde ufak tefek gösteriler de oldu ama biz inandık kararlı bir şekilde devam ettik. Şunu biliyorduk. Eğer biz bu özelleştirmeleri yaparsak yarın buraları kazanacak, istihdamda bize kaynak olacak. Ödediği vergiyle de kaynak oluşturacak. Bu kurumlar uluslararası piyasada da Türkiye'nin sesini çok daha farklı geliştirecek.
ÖZELLEŞTİRMENİN YARARI: Özelleştirme sonucunda ülkeye gelen küresel sermaye pazarıyla geliyor. Eğer kendi iç piyasasında yerli bir sermayeyse, bu işi iyi bildiği için kamuda olduğu gibi tasarruf boyutunu da biliyor, üretimde de heyecan yaşıyor.
PİYASAYA HAKİM OLURLAR: Birçok şey söyleyebilirler: "Elektrik dağıtımını, telefonu, finansı sakın ha özelleştirmeyin." Ben, "Finansın tamamını özelleştirin" demem, bir bölümü muhakkak kendinizde kalmalıdır. Belli oranda özelleştirmeyi yapmakta fayda var. Diğer türlü, piyasayı tamamen onlar balanse etmeye kalkar, hakim olurlar ki, bu da ciddi sıkıntıya neden olabilir.
TÜRK EKONOMİSİNİN GÜCÜ: 12 yılda uyguladığımız istikrara ve güvene dayalı politikalar sayesinde, ekonomimiz bugün geçmişe kıyasla çok daha güçlü bir yapıya sahip. Bölgenin en büyük ekonomisiyiz. 2014 yılında 840 milyar dolar milli gelirimiz, 400 milyar dolarlık dış ticaret hacmimizle, Avrupa'nın altıncı, dünyanın ise en büyük 17'nci büyük ekonomisi durumundayız.
KRİZ TEĞET GEÇTİ: Türkiye küresel ekonomik krizden en hızlı çıkan ve en az etkilenen ülke oldu. Genç ve nitelikli iş gücümüz, istikrarla büyüyen özel ekonomimiz, rekabetçi özel sektörümüz, yerleşmiş mali disiplinimiz ve gelişen altyapımız ile dünyada yükselen güçler arasındayız.
KAMUDA 'DEVLETİN MALI DENİZ YEMEYEN DOMUZ' ANLAYIŞI VAR
Kamu mallarının özelleştirilmesinin ülke ekonomileri için önemine vurgu yapan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, şöyle devam etti: "Maalesef kamu kurumlarında genelde mantık şudur... "devletin malı deniz yemeyen domuz." Devletin malını kimse aynı hassasiyetle ele almıyor ama özel sektörde adam orada ben ne kadar kaybediyorum diye bakıyor. Biz bu konuda çok önemli mesafeler aldık. İnanıyorum ki, Slovenya da yapacağı özelleştirmelerle gücüne güç katacaktır."