<
BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaGündemFinansal piyasalarda reform!----

Finansal piyasalarda reform!

Finansal piyasalarda reform!
16 Nisan 2015 - 13:41 www.finansingundemi.com

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, finansal piyasalara yönelik çarpıcı açıklamalarda bulundu

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, sadece para piyasaları üzerindeki dengeleri koruyarak, ülke ekonomisinin gelişmesinin sağlanamayacağını belirterek, "Türkiye 3 bin dolardan 10 bin dolara geldi, bu başarıdır ama istesek de 10 bin dolarda kalamayız bu halimizle. Türkiye orta gelir tuzağına düşer. Buradan kurtulmanın yolu çok aktif üreten bir ekonomidir, orta direğinin güçlendirildiği bir Türkiye ekonomisidir" dedi.

Anadolu Ajansı Editör Masası'na konuk olan Kurtulmuş, dolardaki gelişmelerin, Türkiye ekonomisinin bünyesinden kaynaklanan bir sonuç değil, küresel piyasalardaki hareketliliğin bir parçası olduğunu söyledi.

FİNANSAL PİYASALARDA REFORM

Dolardaki gelişmelerin etkisinin geçici olacağını vurgulayan Kurtulmuş, "Büyük resme de ekonomide bakmak durumundayız. 2008-2009'a kadar dünya ekonomisi de Türkiye ekonomisi de başka bir fazdaydı. Türkiye gibi 8-9 ülke vardı. Brezilya, Meksika, Arjantin, Hindistan vs. gelişmekte olan ülkeler. Gelişme potansiyeli yüksek ama dışarıdan da kaynağa ihtiyacı olan ülkeler. Türkiye 2002'de AK Parti iktidarıyla öncelikli olarak finansal piyasalarda reformlarını gerçekleştirdi. BDDK, TMSF, SPK, Merkez Bankası ile" ifadelerini kullandı.

Eski Türkiye'nin en büyük kara deliği olan finansal piyasalarla ilgili düzenleme yapıldığını dile getiren Kurtulmuş, bütçe disiplini ve makro dengelerin eş zamanlı gözetildiği politika izlenerek, başarının yakalandığını aktardı.

ÜRETEN EKONOMİ OLMALIYIZ

Kurtulmuş, 2005-2006'dan itibaren "Türkiye'nin faz değiştirmesi gerektiğini" ifade ettiğini hatırlatarak, şöyle konuştu:

"Birileri yanlış anlamasın. Bu faz değişikliğinden kastımız Türkiye'nin mevcut uyguladığı ekonomi politikasını tamamen bir tarafa bıraksın, başka bir şey yapsın değil. Türkiye artık daha çok üreten bir ekonomi olmak durumunda. Bütün makro dengelerini tutarak, para politikalarında istikrarını sağlayarak, daha çok üretmek, ülke ekonomisinin yüzde 65'ini oluşturan KOBİ'lerini daha fazla desteklemek, yüksek teknoloji alanına yatırım yapmak, ekonominin büyük bir gücü olan eğitim alanında reformlarını gerçekleştirmek, uluslararası alanda rekabet edebilecek markalarını bütün küresel piyasalarda rekabet edebilir hale getirmek, onları desteklemek, alt gelir gruplarının alım gücünü artırmak mecburiyetindedir."

EN AZ %5 BÜYÜME ŞART

 Türkiye'nin en az yılda ortalama yüzde 5 büyüme hızına ihtiyacı olduğunun altını çizen Kurtulmuş, şunları kaydetti:

"Geçtiğimiz günlerde, TÜSİAD'ın eski başkanlarından birisi, 'Türkiye'nin yüzde 7 büyümesi lazım' dedi. Yüzde 7 şu anda zor görünüyor ama Türkiye yüzde 5'i sağlamak zorunda... Bazıları piyasa dendiği zaman sadece finansal piyasaları anlıyor. Finansal piyasalar, önemli piyasalardır. Dünya ölçeğinde de Türkiye ölçeğinde de önemli piyasalardır. Ama piyasa dediğimiz sadece finansal piyasalardan ibaret değildir. Bir de çarşısı pazarı, OSTİM'i, organize sanayi bölgeleri, fabrikalarımız, KOBİ'lerimiz var. Elini taşın altına koyan insanlar var. Yurt dışından gelip yatırım yapanlar var. Yabancı sermaye var. Dolayısıyla bunlarla hep birlikte ayağa kalkmak durumundayız. Türkiye bu anlamda inşallah gerekli değişiklikleri de yapacak, yoluna devam edecektir."

Kurtulmuş, bütün dünya ekonomisinin teorik ve pratik olarak da türbülanstan geçtiği bir değişim döneminden geçildiğini dile getirdi.

Özgür pazardan yana olduklarına işaret eden Kurtulmuş, şunları söyledi:

"Piyasa tabirini kullanmadım, pazar tabirini kullandım. Özgür pazar, pazarın devletin kontrolünde olmadığı bir ekonomik model, sistem demektir. Devlet, pazarda kim girecek, kim çıkacak buna müdahale etmesin. Ama sadece devletin değil, bir takım güç odaklarının, bir takım sermaye gruplarının, bir takım tekellerin de pazarın üzerinde egemen olmamasıdır. Devletin vazifesi bu, özgür pazarı sağlamaktır. Tam manasıyla bu anlamda liberal bir pazar imkanı ortaya çıkar. Zaman zaman para piyasaları üzerinden nasıl manipülasyonlar yapıldığını hepimiz biliyoruz. Ama küresel ölçekte yaşanan krizlere baktığımızda 1997 krizinde, büyük Asya krizinde, üretim yapısını korumuş ülkeler bu krizden başarılı şekilde çıktılar. Nispeten daha kısa bir süre içinde çıktılar. Türkiye buraya doğru gidiyor..."
 
YORUMLAR (2)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
  • tv16 Nisan 2015 14:42

    bence bir reform yapılmak isteniyorsa borsada kapananşirketlerden başlanılmalı örnegin ranlojistik goldaş kuyum bir kitle varki magdur sesini bir türlü düyuramıyor

  • PROF ECONOMİST16 Nisan 2015 14:06

    Gercekten borsayı ülke ekonomis içn destekleyic güçlü bir varlık haline getirmek istiyorsanız! KERVANSARAY da yatırımcı soymak için her türlü işlem ayrı ayrı icra edilmiş. Sadece Kervnsarayı inceleyerek hangi sistemlerle nasıl yatırımcıyı soğuşlendiği yapılan farklı nitelikli işlemleri inceleyp butun bu yöntemler netleştirilip bunları engelleyici önlem alınabilinir. Aslında Bilincin yukseltilmesi için Kervansaray işlemleri unviversitelerin lgili bölümlerinde eitim konusu bile olabilir.