Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...
Hisse | Fiyat | Değişim(%) | Piyasa Değeri |
---|
E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.
2022 Şubat ayında başlayan Rusya-Ukrayna Savaşı'nın artırdığı jeopolitik risklere ilişkin endişeler 2023'te de finansal piyasaların odağında yer alırken, dünya çapında önde gelen merkez bankalarının faiz artırımlarına devam etmesiyle ABD ve Avrupa'da banka iflasları yılın ilk çeyreğine damga vurdu.
Özellikle ABD Merkez Bankasının (Fed) "şahin" adımları, resesyon riskini gündeme getirdi. Bununla birlikte, ülkede açıklanan makroekonomik veriler durgunluk endişelerini desteklemeye yönelik sinyalleri artırmasına karşın iş gücü piyasasındaki güçlü duruş resesyon endişesi kaynaklı riskleri sınırladı.
Bu süreçte, para piyasalarında Fed'in politika faizini beklentilerin üzerinde bir seviyeye kadar yükselteceğine yönelik fiyatlamalar sonrası bazı bankalar, tahvil pozisyonlarında oluşan zararları realize etmek zorunda kaldı.
Ocak-Şubat-Mart
Yılın ilk çeyreğinde bankaların likiditeye sıkıştığına ilişkin artan endişeler, küresel pay piyasalarında bankacılık sektörü öncülüğünde sert satışlara neden oldu. Devamında ise ABD'de önce Silikon Vadisi Bankası (SVB) ve ardından Signature Bank'ın iflas etmesi pay piyasalarında satışları derinleştirdi. First Republic Bank'ın yanı sıra İsviçre'de Credit Suisse'in de likidite sorunu yaşaması, küresel bir bankacılık krizi korkusunu yatırımcıların odağına taşıdı.
ABD ve Avrupa'da bankacılık regülatörlerinden yapılan açıklamalar ve alınan önlemlerle krizin büyümeyeceğine yönelik beklentilerin artması, pay piyasalarında da kayıpların telafi edilmesine imkan sağladı.
ABD'nin SVB ve Signature Bank'ın tüm mevduat sahiplerini tamamen koruyacağı duyurulurken, First Republic Bank'ın 11 büyük bankadan 30 milyar dolarlık mevduat aldığı bildirildi.
Avrupa tarafında, İsviçre'nin en büyük bankası olan UBS'nin, Credit Suisse'i 3 milyar İsviçre frangı karşılığında satın alacağını duyurması piyasalardaki olumsuz havayı dağıttı.
Bu gelişmelerin öncesinde para piyasalarındaki fiyatlamalarda Fed'in martta 50 baz puan faiz artıracağına kesin gözüyle bakılırken, bankaların iflasının ardından Fed'in 25 baz puanlık Faiz artışına gitmesi "bankanın temkinli karar aldığı" şeklinde yorumlandı.
Fed, 2022'nin sonunda politika faizini yüzde 4,25-4,50 ile son 15 yılın, Avrupa Merkez Bankası (ECB) da refinansman faizini yüzde 2,50 ile son 14 yılın en yüksek seviyesine çıkarmıştı.
Bu yılın ilk çeyreğinde ise Fed, düzenlediği iki toplantıda politika faizini 25'er baz puan artırarak yüzde 4,75-5 aralığına yükseltirken, ECB de aynı dönemde gerçekleştirdiği iki toplantıda politika faizini 50'şer baz puan artırarak, refinansman faizini yüzde 3,50'ye çıkardı.
ABD'de 2022 sonunda yüzde 6,5 olan yıllık enflasyon 2023'ün ilk çeyreğinde yüzde 5 seviyesinde gerçekleşti, çekirdek Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) de yüzde 5,7'den, yüzde 5,6'ya geriledi.
Enflasyon ve resesyon ikileminin en fazla hissedildiği bölge olarak önce çıkan Avrupa'da ülkeler, teknik olarak resesyondan kıl payı kurtulurken, uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings, 2023'te Avrupa'nın önde gelen ekonomilerinde daralma beklediğini bildirdi.
IMF de aynı dönemde küresel ekonomik büyüme hızının Rusya-Ukrayna Savaşı ve devam eden enflasyonla mücadelenin etkisiyle yüzde 3,4'ten bu yıl yüzde 2,9'a gerileyeceğini tahmin etti.
Söz konusu gelişmelerle, geçen yılın sonunda 84,3 dolar olan Brent petrolün varil fiyatı, bu yılın ilk çeyreğinde 70,1 dolara kadar gerileyerek yaklaşık son 1,5 yılın en düşük seviyesini test etti. Brent petrolün varil fiyatı, 2023'ün ilk çeyreğini, önceki yılın kapanış seviyesine göre yüzde 5,3 azalışla 79,8 dolardan tamamladı.
2022'yi 1.824 dolardan tamamlayan altının ons fiyatı ise 2023'ün birinci çeyreğinde 2 bin 10 dolara kadar çıkarak yaklaşık son bir yılın en yüksek seviyesini gördü. Altının ons fiyatı bu dönemi, geçen yılın kapanış seviyesinin yüzde 7,9 üzerine çıkarak 1.969 dolardan kapattı.
Yılın ilk çeyreğinde ABD'nin 10 yıllık tahvil faizi yaklaşık 40 baz puan gerileyerek yüzde 3,48'e inerken, yılın başında 103,5 seviyesinde bulunan dolar endeksi, birinci çeyrek sonunda bu seviyeye göre yüzde 0,9 düşüşle 102,6 oldu.
ABD'de tarihe geçen banka iflası
Türkiye'de piyasalar depremlerle sarsıldı
Yurt içinde piyasalar ve makroekonomik veriler yıla iyi sayılabilecek bir başlangıç yapıldığına dair sinyaller verirken, 6 Şubat'ta meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremler finansal piyasaları ve şirketleri etkisi altına aldı.
Kamu kurum ve kuruluşlarının yanı sıra özel sektör de bu dönemde yoğun mesai harcarken, depremden etkilenen bölgelere özel çeşitli çalışmalar ön plana çıktı.
Borsa İstanbul AŞ, depremin yaşandığı gün açığa satış işlemlerini yasaklarken, Sermaye Piyasası Kurulu (SPK), deprem bölgesinde bulunan müşterilerin kredili işlemler, Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsası (VİOP) ve kaldıraçlı işlemlerine esneklik getirildiğini açıkladı.
Borsa İstanbul, depremlerin ardından pazartesi günü söz konusu önlemlerle işlemlere başladı.
Depremin ilk gününde yüzde 1,35 değer kaybeden, ikinci gününde artan satış baskısıyla yüzde 8,62 gerileyen BIST 100 endeksi, çarşamba günü açılışın ardından oluşan sağlıksız fiyat hareketleri nedeniyle 5 işlem günü tatil edildi.
Borsa İstanbul 15 Şubat'ta işlemlere tekrar başlamadan önce SPK, Borsa İstanbul, Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu ile Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumunun (BDDK) aldığı bir dizi ek tedbir açıklandı.
SPK, yüzde 35 olarak belirlenen başlangıç öz kaynak koruma oranının 10 Nisan'a kadar yüzde 20 olarak uygulanmasına karar verirken, tam mükellef sermaye şirketlerinin hisse geri alımlarında vergi tevkifat oranlarının sıfırlanması kararlaştırıldı.
BDDK, payları borsada işlem gören halka açık bankaların 6 Şubat 2023'ten 1 Ocak 2024'e kadar geri alım yoluyla edindikleri kendi hisse senetlerinin, çekirdek sermayeden indirim kalemi olarak dikkate alınmayacağını duyurdu.
Borsa İstanbul, açılış seansında pay piyasalarında ve VİOP emir iptali, fiyat kötüleştirme ve miktar azaltımına izin verilmeyeceğini açıkladı.
Alınan tedbirlerde, hisse geri alımında bürokratik süreçler kısaltıldı, Bireysel Emeklilik Sistemi'nde (BES) devlet katkısı fonlarının asgari hisse bulundurma yükümlülükleri artırıldı.
Depremler piyasalarda oynaklığın had safhaya çıkmasına sebep olurken, şirketlerin bu zorlu dönemde ellerini taşın altına koymaktan çekinmemesi dikkati çekti.
Tedbir kararlarının alınmasının ardından Halkbank ve VakıfBank hisse geri alımı için belirledikleri azami tutarları artırırken, İş Bankası, THY ve SASA Polyester başta olmak üzere birçok şirket de geri alım programı duyurdu. Böylece, 80'nin üzerinde şirket, toplam büyüklüğü 25 milyar lirayı aşan tutarda hisse geri alım programı açıklamış oldu.
15 Şubat Çarşamba günü tekrar işleme açılan Borsa İstanbul'da BIST 100 endeksi yüzde 9,88 değer kazandı, o haftayı da yüzde 11,57 artışla tamamlayarak depremden önceki seviyesinin üzerine çıktı.
Bu dönemde, deprem bölgesinde bulunan şirketler söz konusu durumdan görece daha fazla etkilenirken, hasar tespit çalışmaları sona erene kadar ilgili şirketlerin borsada işlem görmesine ara verildi.
Bu kapsamda Sasa Polyester, Bossa Ticaret ve Sanayi İşletmeleri, Bilici Yatırım, Sanko Pazarlama ve Rubenis Tekstil, fabrikalarında önemli bir hasar oluşmadığını ve üretimin devam ettiğini duyururken, şirketlerin işlem sıraları aynı gün açıldı.
6 Şubat'taki asrın felaketi, makroekonomik verilerdeki toparlanma beklentilerini ötelerken, devamında seçim sürecinin yaklaşmasının getirdiği belirsizlikler yurt içi pay piyasalarının toparlanma çabasını zayıflatan bir diğer unsur oldu.
BIST 100 endeksi, Kahramanmaraş merkezli depremler ve seçim öncesi artan belirsizliklerin de etkisiyle yılın ilk çeyreğinde, 4.479,69 ile 5.704,83 puan arasında dalgalı bir seyir izlerken, 2023'ün birinci çeyreğini yüzde 12,6 azalışla 4.812,93 puandan tamamladı.
Merkez bankalarının faiz artırım kararlarında azalma
Nisan-Mayıs-Haziran
Finansal piyasalarda, yılın ikinci çeyreğinde, merkez bankalarının faiz artırım döngüsünün sonuna geldiğine dair artan beklentilerle pozitif bir seyir hakim olurken, yurt içi piyasalar ise yaşanan depremlerin ve seçim belirsizliklerinin etkisiyle negatif başladığı dönemi seçimlerin sonuçlanmasıyla pozitif tamamladı.
Dünya genelinde devam eden enflasyon ve resesyon ikilemi ikinci çeyreğe de taşındı. Bu süreçte merkez bankalarının attığı "şahin" adımların etkisi de öne çıkmaya başladı.
ABD Merkez Bankası (Fed), Mart 2022'de başladığı faiz artırım döngüsüne bu yılın ikinci çeyreğinde ilk kez ara verdi. Faiz artışlarına son 9 toplantıda da aralıksız devam eden Fed, bu süreçte politika faizini toplamda 475 baz puan artırarak yüzde 0,25'ten yüzde 5'e çıkarmıştı.
İkinci çeyreğin ilk toplantısında da 25 baz puanlık faiz artışına giden Fed, haziran toplantısında ise verilerin ekonomik aktivitenin ılımlı bir hızda büyümeye işaret etmesinin de etkisiyle politika faizini yüzde 5,00-5,25 aralığında sabit bıraktı.
Karar sonrası açıklamalarda bulunan Fed Başkanı Jerome Powell, ABD ekonomisinin geçen yıl önemli ölçüde yavaşladığını ve son göstergelerin ekonomik aktivitenin ılımlı bir hızda büyümeye devam ettiğini gösterdiğini belirterek, enflasyonist baskıların yüksek seyretmeye devam ettiğini ve enflasyonu tekrar yüzde 2'ye indirme sürecinde katedilmesi gereken uzun bir yol olduğunu söyledi.
2023'ün ilk çeyreğinde yüzde 5 olan ABD enflasyonu, ikinci çeyreğin sonunda yüzde 3 olurken, çekirdek enflasyon da yüzde 5,6'dan yüzde 4,8'e yavaşladı.
Avrupa tarafında ise Avrupa Merkez Bankasının (ECB) faiz artışlarına hiç ara vermemesine karşın bu yılın ikinci çeyreğinde faiz artış hızını yavaşlatarak, 50 baz puandan 25 baz puana düşürmesi ultra şahin adımların sonuna gelindiğine yönelik beklentileri destekledi.
ECB, refinansman faiz oranını Temmuz 2022'den bu yılın ikinci çeyreğine kadar toplamda 350 baz puan artırarak yüzde 0'dan yüzde 3,50 seviyesine, ikinci çeyrekte gerçekleştirdiği iki toplantıda da 25'er baz puan faiz artışına giderek yüzde 4'e çıkardı.
En erken faiz artırımına başlayan merkez bankası olarak bilinen İngiltere Merkez Bankası (BoE), Aralık 2021'de başladığı faiz artırım döngüsüne aralıksız devam ederek bu yılın ikinci çeyreğindeki ilk toplantısında 25, ikincisinde ise 50 baz puan faiz artırarak toplam da 490 baz puanlık faiz artışıyla politika faizini yüzde 0,10'dan yüzde 5'e çıkardı.
Bu gelişmelerle yılın ikinci çeyreğini, Brent petrolün varil fiyatı yüzde 5,8 düşüşle 75,2 dolardan, altının ons fiyatı da yüzde 2,5 azalışla 1.920 dolardan tamamladı.
Bu dönemde, New York Borsası'nda teknoloji hisseleri öncülüğünde yükselişler göze çarparken, Nasdaq endeksi yaklaşık yüzde 13 ve S&P 500 endeksi yüzde 8'in üzerinde artış kaydetti. Dow Jones endeksi de yüzde 3,4 değer kazandı. Avrupa borsalarında ise karışık bir seyir öne çıktı.
Asya tarafında Çin ekonomisine ilişkin olumsuz sinyaller bu dönemde artarken, Japonya'da Nikkei 25 endeksi, diğer bölge borsalarından gözle görülür bir şekilde pozitif ayrıştı. Bu yılın ikinci çeyreğinde Nikkei 25 endeksi, yüzde 18'in üzerinde yükseldi.
Borsada olası bir 'Noel rallisi' Ocak ayını nasıl etkiler?
Seçimlerin ardından BIST 100 endeksinde ralli yaşandı
Genel seçimlerin sonuçlanmasıyla yurt içinde piyasaların üzerindeki sis perdesi ortadan kalkarken, ekonomi yönetimindeki yeni atamalar ve gelecek döneme ilişkin alınan kararlar ikinci çeyreğe damga vurdu.
Seçim sonrası, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin yeni kabinesinde Hazine ve Maliye Bakanlığı görevini Mehmet Şimşek üstlendi. Dr. Hafize Gaye Erkan, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasına (TCMB) atanan ilk kadın başkan olarak tarihe geçti.
Daha önceki kabinelerde ekonomiden sorumlu başbakan yardımcılığı ve bakanlık görevleri üstlenen Cevdet Yılmaz da Cumhurbaşkanı Yardımcısı oldu.
Bu dönemde ekonomi yönetiminin "piyasa dostu" mesajları dikkati çekerken, Şimşek, "Hükümetimizin temel hedefi toplumsal refahı yükseltmektir. Önümüzdeki dönemde bu hedefe ulaşmada şeffaflık, tutarlılık, öngörülebilirlik ve uluslararası normlara uygunluk temel ilkelerimiz olacaktır. Türkiye'nin rasyonel bir zemine dönme dışında bir seçeceği kalmamıştır. Kurala dayalı, öngörülebilir bir Türkiye ekonomisi, özlenen refaha ulaşmamızda anahtar olacaktır." ifadelerini kullandı.
Söz konusu atamalar, piyasalar tarafından olumlu karşılanırken, seçim öncesinde 702 baz puana kadar yükselen Türkiye'nin 5 yıllık kredi risk primi (CDS), yeni ekonomi yönetiminin iş başı yapmasıyla 500 puanın altına geriledi.
İlk kez Erkan başkanlığında toplanan TCMB Para Politikası Kurulu (PPK), politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını 650 baz puan artırarak yüzde 8,5'ten yüzde 15'e çıkardı. Böylece TCMB, Mart 2021'den bu yana ilk kez faiz artışına gitmiş oldu.
Karar metnindeki, "Kurul, dezenflasyonun en kısa sürede tesisi, enflasyon beklentilerinin çıpalanması, fiyatlama davranışlarındaki bozulmanın kontrol altına alınması için parasal sıkılaştırma sürecinin başlamasına karar vermiştir." ifadeleri ise dikkati çekti.
Bu gelişmelerle, seçim öncesinde 4.311,41 puana kadar gerileyerek son 6 ayın en düşük seviyesini test eden BIST 100 endeksi, seçim sonrası yükseliş eğilimine geçti ve ikinci çeyreği söz konusu seviyenin yüzde 33,6 üzerinde 5.759,11 puandan tamamladı. Dolar/TL de ikinci çeyrekte yüzde 34,4 değer kazancıyla 25,7825'e çıktı.
Temmuz-Ağustos-Eylül
Finansal piyasalarda, yılın üçüncü çeyreğinde merkez bankalarının devam eden şahin adımlarının yanı sıra gelecek döneme ilişkin belirsizliklerin de fiyatlamalar üzerinde etkisi öne çıkarken, yurt içi piyasalar seçim sonrası yaşadığı ralliyi bu dönemde de sürdürerek, küresel pay piyasalarından pozitif ayrıştı.
Bu dönemde merkez bankası yetkililerinin "şahin" tonlu yönlendirmeleri piyasalarda risk iştahını törpülerken, 2023'ün üçüncü çeyreğinin sonuna yaklaştıkça önemli merkez bankaların yüksek seviyelere çıkardığı politika faizlerini beklenenden daha geç indirmeye başlayacağına yönelik endişeler öne çıktı.
ABD Merkez Bankası (Fed) temmuz toplantısında 25 baz puan faiz artırarak yılın son faiz artışını gerçekleştirirken, politika faizini yüzde 5,25-5,50 ile son 22 yılın en yüksek seviyesine çıkardı. Banka, eylül toplantısında ise faizi sabit bıraktı.
Bu dönemde, Fed yetkililerinin karışık sözle yönlendirmeleri bankanın bir faiz artışına daha gidebileceğine yönelik öngörülerle piyasalar üzerinde belirsizliği artırırken, üçüncü çeyreğin sonuna yaklaştıkça faiz artırımına ilişkin tartışmalar yerini faizlerin beklenenden daha uzun süre yüksek kalabileceği ihtimaline bıraktı.
Avrupa Merkez Bankası (ECB) şahin adımlarına bu dönemde de devam ederek, düzenlenen iki toplantıda da 25'er baz puanlık faiz artış kararı aldı. Böylece, refinansman faiz oranı yüzde 4,00'ten yüzde 4,50'ye çıkarak yaklaşık son 22 yılın en yüksek seviyesine ulaşırken, ECB'nin gelecek toplantılarda faiz artırmayacağına ilişkin spekülasyonlar yaygınlaştı.
İngiltere Merkez Bankası (BoE) ise ağustos toplantısında faizi 25 baz puan artırarak yüzde 5,25 ile yaklaşık son 15 yılın zirvesine çıkartırken, eylül toplantısında değişikliğe gitmeyerek politika faizini sabit bıraktı.
Böylece, yılın üçüncü çeyreğinin sonuna doğru merkez bankalarının faiz artırım döngüsünü sonlandırdıklarına ilişkin tahminler güçlenirken, gözler tarihi zirvelerine çıkan politika faizlerinin ne kadar uzun süre bu seviyelerde kalacağına çevrildi.
Tüm merkez bankaları, veri odaklı karar alacaklarını vurgularken, bu dönemde ABD'de yıllık Tüketici Fiyat Endeksi'nin (TÜFE) enerji fiyatlarının da artmasıyla yüzde 3'ten yüzde 3,7 çıkmasına karşın çekirdek TÜFE yıllık yüzde 4,8'den yüzde 4,1'e geriledi.
Aynı dönemde, Euro Bölgesi'nde de yıllık TÜFE yüzde 5,5'ten yüzde 4,3'e düşerken, İngiltere'de yüzde 7,9 olan yıllık enflasyon ilgili dönemin sonunda yüzde 6,7 seviyesinde gerçekleşti.
Asya tarafında ise Çin hükümetinin ekonomiyi destekleyici adımlarına karşın ülkede açıklanan verilerin deflasyon endişelerinin diri tutmasıyla Asya pay piyasalarında risk algısı yüksek seyretti.
Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC) ve OPEC dışı bazı üretici ülkelerden oluşan OPEC+ grubunun hali hazırda devam eden üretim kesintilerine ilave kısıtlamalar getirmesiyle Brent petrolün varil fiyatı bu dönemde, yüzde 22'nin üzerinde artış kaydederek 91,9 dolar ile yaklaşık son 1 yılın en yüksek seviyesine çıktı.
Dolar endeksi de yüzde 3,2 artışla 106,2 seviyesine ulaşarak, son 10 ayın en yükseğine çıkarken, ABD'nin 10 yıllık hazine tahvil faizi üçüncü çeyrekte yaklaşık 74 baz puan artarak yüzde 3,84'ten yüzde 4,58'e yükseldi. Altının ons fiyatı aynı dönemde yüzde 3,7 azalışla 1.848 dolara geriledi.
Cevdet Yılmaz: KKM'den çıkış formülünü açıkladı
BIST 100 endeksi yılın üçüncü çeyreğinde yaklaşık yüzde 45 artış kaydetti
Yurt içinde yeni ekonomi yönetimi öncülüğünde atılan adımlar öne çıkarken, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Dr. Hafize Gaye Erkan'ın göreve başlamasıyla sıkı para politikası uygulamaları yılın üçüncü çeyreğine damga vurdu.
TCMB'nin Mart 2021'den bu yana ilk kez faiz artışına gittiği haziran ayı toplantı özetinde, "Yumuşak bir geçiş süreci için sadeleşme politikasının kademeli olmasına karar verilmiştir." ifadeleri dikkati çekti.
Bu dönemde, bankacılık sektörünün varlık ve yükümlülüklerinde Türk lirası tasarrufların ağırlıklarının artırılmasına yönelik uygulamalar hayata geçirilirken, TCMB'nin, sadeleşme süreci ve yatırımcıların kur korumalı mevduattan (KKM) Türk lirası mevduata geçişine yönelik teşvik amaçlı atılan kademeli adımlar takip edildi.
Bu süreçte TCMB, politika faizini toplamda 1500 baz puan artırarak yüzde 15,00'ten yüzde 30,00 seviyesine çıkartırken, yeni ekonomi yönetiminin yurt dışında yabancı yatırımcılar ile gerçekleştirdiği toplantıların yanı sıra yurt içinde de Orta Vadeli Program'ı (OVP) duyurması atılan önemli adımlar olarak öne çıktı.
İlgili dönemde, Türkiye'nin 5 yıllık kredi risk primi (CDS) 400 baz puana gerilerken, uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarının Türkiye ile ilgili değerlendirmeleri dikkat çekti.
Söz konusu gelişmeler ışığında BIST 100 endeksi, yılın üçüncü çeyreğini yüzde 44,7 yükselişle 8.335 puandan tamamlarken, dünya borsalarından pozitif ayrıştı. Aynı dönemde, dolar/TL de yüzde 6,3 artarak 27,4086 seviyesine çıktı.
Uluslararası ekonomistlerden merkez bankaları beklentisi
Ekim-Kasım-Aralık
Finansal piyasalarda, yılın son çeyreğinde merkez bankalarının faizleri gelecek yıl indirmeye başlayacağına yönelik beklentiler öne çıkarken, Rusya-Ukrayna Savaşı'nın yanı sıra Orta Doğu'da 7 Ekim'de başlayan İsrail-Filistin çatışmasıyla jeopolitik risklerin artmasına karşın pozitif seyir hakim oldu.
Yılın dördüncü çeyreğinde açıklanan makroekonomik veriler küresel çapta enflasyonun günden güne yavaşladığına işaret ederken, merkez bankalarının "şahin" adımlarının sonuna geldikleri ve faizlerin ne kadar süreyle yüksek seviyelerde kalacağına yönelik değerlendirmeler dillendirilmeye başlandı.
Yılın son günlerine yaklaşıldıkça da merkez bankalarının faiz indirimlerine erken başlayabileceklerine ilişkin öngörüler güçlendi, gelecek yıl için atılacak "güvercin" adımlar yatırımcıların odağına yerleşti.
2022'nin ikinci yarısında ABD'de, Euro Bölgesi'nde ve İngiltere'de zirveye çıkan yıllık enflasyon, bu yılın son çeyreğinde ABD'de yüzde 3,1, Euro Bölgesi'nde yüzde 2,4 ve İngiltere'de yüzde 3,9 oldu.
Söz konusu dönemde, ABD Merkez Bankası (Fed) politika faizini son 22 yılın en yüksek seviyesi olan yüzde 5,25-5,50 aralığında tutarken, Avrupa Merkez Bankası (ECB) 3 temel faizi sabit bırakarak refinansman faizini yüzde 4,50 ile yaklaşık son 22 yılın en yüksek seviyesinde bıraktı. İngiltere Merkez Bankası da (BoE) politika faizinde değişikliğe gitmeyerek yüzde 5,25 ile yaklaşık son 15 yılın zirvesinde sabit tuttu.
Japonya Merkez Bankası (BoJ) ise "negatif faiz oranı uygulayan tek merkez bankası" olma unvanını koruyarak politika faizini yüzde eksi 0,1'de bıraktı.
Öte yandan, devam eden Rusya-Ukrayna Savaşı'nın yanı sıra Orta Doğu'da 7 Ekim tarihinde patlak veren İsrail-Filistin çatışması, jeopolitik risklerin artmasına yol açtı.
İsrail'in "kendini savunma hakkı" gerekçesiyle insanlık suçları işleyerek hastaneleri ve mülteci kamplarını bombalamasının ardından dünya genelinde İsrail ile ilişkili markalara toplumların uyguladığı boykotlar dikkati çekti.
Yemen'deki Husilerin Kızıldeniz'de İsrail ile bağlantılı uluslararası lojistik firmaların gemilerine düzenlediği saldırılar dünya ticaretini etkilerken, söz konusu şirketler, Süveyş Kanalı açılmadan önce kullanılan Ümit Burnu rotasına geri döndüklerini açıkladı.
Küresel pay piyasalarında tarihi zirveler test edildi
Yılın son çeyreğinde, önemli merkez bankalarının 2024'te faiz indirimlerine başlayabileceği beklentilerinin artmasıyla küresel pay piyasalarında risk iştahı yükseldi. ABD borsalarında Dow Jones endeksi tüm zamanların en yüksek seviyesini test etti. Nasdaq ve S&P 500 endeksleri de yaklaşık son 2 yılın en yüksek seviyesinde seyrediyor.
Avrupa tarafında, Almanya'da DAX endeksi ve Fransa'da CAC 40 endeksi tarihin en yüksek seviyesini gördü. İngiltere'de FTSE 100 endeksinin performansı, ülke ekonomisine dair artan endişelerin de etkisiyle diğer pay piyasalarına göre geride kaldı.
Asya'da, Japonya'da Nikkei 225 endeksi tüm zamanların en yüksek seviyesinde seyrederken, Çin'de Şanghay bileşik endeksi ülke ekonomisinde deflasyon endişelerinin artmasıyla yaklaşık son 1,5 yılın en düşük seviyesine indi.
2022'de kripto para borsası FTX'in iflasıyla sarsılan kripto para piyasasında ise bu yıl toparlanma dikkati çekti. Geçen yılı 16 bin 542 dolardan tamamlayan Bitcoin, 2023'ün son günlerinde yılın başına göre yüzde 170'in üzerinde değer kazanarak 44 bin 700 dolara çıktı ve böylece Nisan 2022'den sonraki en yüksek seviyesini test etti. Bitcoin, daha sonra ise 43 bin doların üzerinde dengelendi.
Dolar endeksi, 107,3 ile yaklaşık son bir yılın en yüksek seviyesini test etmesinin ardından bu çeyrekte yaklaşık yüzde 4,2 azalışla 101,7 seviyesine kadar geriledi.
2023'ün son çeyreğinde altının ons fiyatı, Fed'in gelecek yıl faiz indirimine başlayacağının sinyalini vermesinin de etkisiyle 2 bin 145 doları aşarak tüm zamanların en yüksek seviyesini test etti. Altının ons fiyatı, şu sıralarda çeyreklik bazda yüzde 11 değer kazancıyla 2 bin 53 dolardan işlem görüyor.
Brent petrolün varili, OPEC+ grubunun üretim kesintilerine rağmen küresel çapta arz fazlası olabileceği endişesiyle bu çeyrekte yaklaşık yüzde 14 düşüşle 78,9 dolardan işlem görüyor.
ABD'de 10 yıllık tahvil faizi yılın son çeyreğine girilirken yüzde 5'i aşarak son 16 yılın zirvesini gördü. Ardından düşüş eğiliminde hareket eden söz konusu oran, yılın sonuna gelindiği bu günlerde yüzde 3,90 ile geçen yılki kapanış seviyesinin hemen üzerinde bulunuyor.
Fitch'ten Türkiye için büyüme tahmini
Uluslararası finans kuruluşlarının Türkiye ekonomisine ilişkin olumlu mesajları sıklaştı
Yurt içinde ise yılın son çeyreğinde Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının (TCMB) faiz kararları ve uygulanan parasal sıkılaştırma politikalarıyla birlikte ülke ekonomisine ilişkin uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarından art arda gelen olumlu sinyaller dikkati çekti.
TCMB, yeni ekonomi yönetiminin göreve başlamasının ardından politika faizini toplamda 3 bin 400 baz puan artırarak yüzde 8,50'den yüzde 42,50'ye yükseltti, kur korumalı mevduattan TL mevduatlara geçiş için bazı önemli adımlar attı.
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Standard&Poor's (S&P) tarafından düzenlenen "Gelişmekte Olan Piyasalara Bakış: Türkiye 2024 Görünümü" başlıklı toplantıda, Avrupa, Orta Doğu, Afrika (EMEA) Ülke Reytingleri Direktörü Frank Gill, "Türkiye ekonomisinin aslında yeniden dengelendiğine dair artan kanıtları yansıtacak şekilde Türkiye'nin B kredi notunu korurken, kredi notunu olumlu yükselttik." dedi.
Deutche Bank'ın Türk tahvillerinin 2024'te en iyi performans gösteren gelişmekte olan tahviller arasında yer alabileceğini açıklamasının ardından BNP Paribas da TCMB'nin son aylarda yaptığı para politikası düzenlemesinin ardından Türk tahvillerinin daha cazip hale geldiğini bildirdi.
Söz konusu gelişmelerle birlikte uluslararası kredi derecelendirme kuruluşları Türkiye ekonomisine ilişkin pozitif mesajlar verirken, Türkiye'nin 5 yıllık kredi risk primi (CDS) 282 baz puana inerek yaklaşık son 3 yılın en düşük seviyesine geriledi.
Son çeyrekte dalgalı bir seyir izleyen BIST 100 endeksi, 8.562,70 puanla tarihi zirvesini görmesinin ardından düşüş eğiliminde hareket ederek önceki çeyreğin sonuna göre yüzde 10 geriledi.
Yılın son çeyreğinde dolar/TL yüzde 6,6 yükselişle 29,2280 seviyesine çıktı. Türkiye'nin 10 yıllık gösterge tahvilinin bileşik faizi yüzde 29,32'ye yükselerek tarihin en yüksek seviyesini test etti, ardından artan taleple yüzde 25,72'ye geriledi.
Finansingundemi.com’da yer alan bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Burada yer alan bilgiler, güvenilir olduğuna inanılan halka açık kaynaklardan elde edilmiş olup bu kaynaklardaki bilgilerin hata ve eksikliğinden ve ticari amaçlı işlemlerde kullanılmasından doğabilecek zararlardan www.finansingundemi.com ve yöneticileri hiçbir şekilde sorumluluk kabul etmemektedir. Burada yer alan görüş ve düşüncelerin www.finansingundemi.com ve yönetimi için hiçbir bağlayıcılığı yoktur. BİST isim ve logosu “koruma marka belgesi” altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BİST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BİST’e ait olup, tekrar yayınlanamaz.