<
BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaLeasing-FaktoringFinansal piyasalar için çarpıcı rapor----

Finansal piyasalar için çarpıcı rapor

Finansal piyasalar için çarpıcı rapor
26 Mayıs 2014 - 10:18 www.finansingundemi.com

JCR Eurasia Rating, 'Banka Dışı Finans Kuruluşları Sektörü Raporu 2014'ü yayınladı

JCR Eurasia'nın Banka Dışı Finans Kuruluşları Sektörü raporunda şu bilgiler verildi:

". Yeni yasa finansal piyasalar için devam eden yapısal reformların en önemli tamamlayıcı halkalarından birisidir.

. Kısa vadede sektörün bir bütün olarak varlık kalitesinin artması beklenmektedir.

. Sektörün hacimsel genişlemesi Ulusal düzeyde uygulanan Para Politikasının ilgi sahasına girme olasılığını artıracaktır.

. Orta vadede en yüksek büyüme Finansman şirketlerinde ortaya çıkacaktır.

. Sektörün, göreceli varlık büyüklüğü 2007 yılında ulaştığı oransal seviyesinin hala altındadır.

. Sektörün ekonomik döngülere duyarlılığı bankacılık sektöründen daha fazladır.

. Sektör üzerinde BDDK’nın düzenleme baskısı giderek daha da artacaktır.

. Sektör faiz getirili varlıklara daha fazla ağırlık verme eğilimine girmiş ve iştirak edinme eğilimi azalmıştır.

. Sermaye yeterliliğindeki zayıflamayı daha fazla artırmamak için 2012 yılından itibaren kar dağıtımı durdurulmuş ve ilave nakdi sermaye artırımları başlamıştır.

. Sermaye artırım ihtiyacında olan şirketlerin önemli bir kısmının bu yükümlülüklerini yerine getirememe olasılığı ve konsolidasyon beklentileri düşüktür. Artırılacak sermayenin miktarı ve tedarik olasılığı, mevcut ortakların bağımsız mali gücüne yakınsayacak düzeydedir.

. Sektörün son yıllardaki varlık büyümesine öz kaynakları bir bütün olarak aynı hızla eşlik edememiştir.

. Sermaye piyasalarından fon temin etme eğilim ve alışkanlıkları hala zayıftır.

. Ani likidite taleplerinin üreteceği risklere karşı sistemsel destek mekanizmaları kurulmamıştır.

Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman gibi üç ayrı faaliyet başlığını içeren ve çalışma koşulları BDDK’nın gözetiminde yürütülen “Banka dışı Finans Kuruluşları” son verilere göre 121 adettir. Bu 121 adet firma ise son yasal düzenlemeyle kamu kurumları niteliğinde meslek kuruluşu olarak kurgulanan "Finansal Kurumlar Birliği" çatısı altında bir araya getirilmiştir.

Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu finansal piyasalar için 2000 yılından beri devam ettirilen yapısal reformların tamamlayıcı halkalarından birisi olup, en önemlisi ise ilk kez "Finansal Kurumlar Birliği"nin oluşturulması ve kamusal hüviyet
kazandırılmasına rağmen, kamusal müdahale olmadan Birliğin üst düzey yapılanmasına sektör içerisinden gelenlerin direkt olarak seçilmiş olmalarıdır: Yapılan reformlar doğrultusunda, etkin gözetim ve denetim açısından sektörün yasal altyapısı iyileştirilerek, bilgi sistemlerinin, risk ölçüm sistemlerinin ve iç kontrol süreçlerinin tesis edilmesinin zorunlu tutulması özellikle, sektörün kurumsal yapısının gelişimine, finansal raporlamaların kalitesinin, standardizasyonunun ve şeffaflığının artırılmasına ve rekabet eşitliğinin sağlanmasına yönelik, pozitif yönde ivme kazandırmıştır.

Sektörün etkinliği ve standardizasyonu açısından ve şu ana kadarki kazanımlardan bir ileri aşamaya geçilmesi, "Finansal Kurumlar Birliği"nden beklenen performans ile önemli ölçüde paralellik arz edeceği beklenmektedir. Bu kapsamda "Finansal Kurumlar Birliği”nin üst
düzey yönetim kadrolarının kamusal müdahaleye konu edilmeden sektör içerisinden seçilmiş olmaları, donanımlı ve risk algılarının yüksek düzeyde olmaları, Birlik’ten beklenen fonksiyonların etkinliğini artıracaktır.

. Sektör kuruluşlarının lisans değerleri, kurumsallık seviyeleri ve şeffaflık algıları artmıştır: 2015 yılı sonuna kadar tamamlanmak üzere asgari ödenmiş sermaye tutarının şirket başına 20 milyon TL’ye yükseltilmesi ve sektör giriş koşullarının ağırlaştırılmış olması mevcut şirketlerin lisans değerlerini artırmış, diğer taraftan Şirket yönetim kurulu üyeleri, genel müdür ve genel müdür yardımcıları için asgari mesleki deneyim süreleri ve asgari eğitim seviyelerinin güncellenmesi sektörün kurumsal yapısını ve kamuoyu algısını da
iyileştirmiştir.

. Sektörün varlık kalitesinin artması beklenmektedir: Faturaların farklı şirketler tarafından mükerrer kullanımının önüne geçilmesi amacıyla "Finansal Kurumlar Birliği" nezdinde Merkezi Fatura Kayıt Sistemi’nin kurulmasının öngörülmüş olması ve Türkiye Bankalar Birliği nezdindeki Risk Merkezinin bilgi havuzundan veri temin edebilme koşulları iyileştirilerek sektörün daha sağlıklı bir istihbarata ulaşma olanağı artırılmış olması sektörün varlık kalitesini artıracaktır.

. Sektörün şubeleşme eğiliminin, coğrafi yaygınlığının, müşteri sayısının ve faaliyet çeşitliliğinin giderek artmakta olması orta ve uzun vadede Ulusal düzeyde uygulanan Para Politikasının ilgi sahasına dolaylı olarak değil aynen Bankacılık sektörü gibi direkt olarak
gireceği ve bu anlamda yeni regülasyonların gündeme gelebileceği beklenmektedir. Finansman Şirketlerinin zorunlu karşılıklar kapsamına alınmış olması bu anlamda bir başlangıçtır.

. Banka dışı Finans Kuruluşları Sektörü, 2009 yılı hariç son sekiz yılda oldukça hızlı büyüme göstermiş ve varlıkları bankacılık sektöründen daha hızlı büyümüştür: Banka dışı Finans Kuruluşları Sektörünün toplulaştırılmış verilerine göre 2013 yılı sonu itibariye 66,2 Milyar TL’lik bir varlık büyüklüğü bulunmaktadır. 2005 yılından itibaren 2013 yılına kadar 2009 yılı hariç yıllık ortalama % 25 oranında büyüme gösteren sektörün son 8 yıllık birikimli büyüme hızı % 364,60 dır. Aynı dönem içerisinde bankacılık sektörü yıllık ortalama %
19,95, birikimli olarak ise % 325,75 büyüme hızına ulaşmış ve Banka dışı Finans Kuruluşları Sektörü nün altında kalmıştır.

. Orta vadede en yüksek büyüme Finansman şirketlerinde ortaya çıkacaktır: Makine leasinglerinde yüzde 1 KDV kapsamının genişletilmesi, yazılım sektörünün kapsama alınması ve filo kiralama yolunun açılması ve yeni ürün olarak taşınmazların sat ve geri kirala yönteminin yasalaşması orta vadede leasing sektörünün büyümesine ilave katkı sağlayacağını öngörmekle birlikte, banka dışı finans kurumları arasında en fazla büyümeyi hane halkının yöneliminin ve sektörün bilinirliliğinin daha fazla artmasına bağlı olarak Finansman Şirketlerinde beklemekteyiz. Türkiye’nin yurt içi ticaret ile dış ticareti toplamında “vadeli ticaret” oranlarının artması klasik ödeme alışkanlıklarının değiştirilerek faktoring’e yönelimi ve ihracat faktoringine yönelik talebin giderek artırması da orta vadede faktoring sektörünün büyümesine yukarı yönlü ivme katacak faktörleridir. Ayrıca, garanti, tahsilat ve nakit yönetimi alanlarında bu güne kadar etkili hizmet geliştiremeyen faktoring sektörünün var olan rekabet baskısından sıyrılmak için orta vadede bu alanlara daha
fazla yöneleceğini beklemekteyiz.

. Sektörün varlık büyüklüğü bankacılık sektörünün varlıklarının 2005 yılında % 3,5’i oranında iken 2013 yılsonu itibariyle % 3,82 düzeyine yükselmiş olmakla birlikte, 2007 yılında ulaştığı % 4,33 seviyesinin hala altındadır. Sektörün 2007 yılındaki seviyesinin altına düşmesi Sektör içerisinde en yüksek payı olan Finansal Kiralama Şirketlerinin faaliyet etkinliklerinin 2008 yılından itibaren 2012 yılına kadar zayıf kalmış olmasıdır. Bu durum bankacılık varlıklarına göre sektörün payını aşağı çekmiştir. Sektör içerisinde Finansman şirketlerinin payı diğer faktoring ve leasing firmalarına göre daha hızlı ve bariz bir artış göstermektedir. 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012 2013 Banka dışı Finans Kuruluşları Varlıkları /Bankacılık Sektörü Varlıkları

. Banka dışı Finans Kuruluşları Sektörü’nün ekonomik konjonktüre duyarlılığı bankacılık sektöründen daha fazla olup ekonomik konjonktürdeki değişiklikler ve BDDK’nın regülasyon baskısı altında sektörde yönetim politikaları giderek daha da zorlaşmaktadır: Nitekim 2008 ve 2009 yıllarındaki küresel ve makro düzeydeki ekonomik olumsuzluklardan Banka Dışı Finans Kuruluşları Sektörü, bankacılık sektöründen daha fazla olumsuz etkilenmiş ve küçülmüştür. Dolayısıyla 2014 yılında Makro düzeydeki talep ve yatırımlarda beklenen tercihli yavaşlatılma politikasından yine Banka Dışı Finans Kuruluşları
Sektörü‘nün olumsuz yönde daha fazla etkilenmesini beklemek mümkündür.

. Banka Dışı Finans Kuruluşları Sektörü esas itibariyle KOBİ’ler ağırlıkta olmak üzere reel sektöre ve Hane Halkına finansman sağlamaktadır. Ancak, gelecek dönemlerde sektörel etkinlik artışına bağlı olarak hane halkına yönelik finansman payının daha fazla önem
kazanacağı beklenmektedir: Banka Dışı Finans Kuruluşları Sektörü 2013 yılı itibariyle ekonomiye toplam 58 milyar TL’lik bir kredi sağlamıştır. Bu kredinin % 82,34’lük kısmı reel sektöre, % 13,13’lük kısmı Hane Halkına, % 4,07’lik kısmı harici ülkelere, oldukça cüzi bir
kısmı da yerel idareler ile Bankacılık kesimine verilmiştir. Gelecek dönemlerde Finansman şirketlerinin daha hızlı artması beklenen etkinliklerine bağlı olarak sektörün hane halkına yönelik finansman payının daha fazla önem kazanacağı beklenmektedir.

. Banka Dışı Finans Kuruluşları daha çok faiz getirili varlıklara ağırlık verme eğilimine girmiş ve bu kapsamda iştirak edinme eğilimi azalmıştır: Banka Dışı Finans Kuruluşlarının sektörel bir eğilim olarak iştirak edinme eğilimi genel olarak giderek azalmakta ve faiz
getirili varlıklara yönlenmektedirler. Nitekim 2005 yılında iştiraklerinin toplam varlıkları içerisindeki payı % 4,28 iken, 2013 yılında %0,75’e inmiştir. Yine, 2005 yılında iştiraklerinin toplam öz kaynakları içerisindeki payı % 16,89 iken, 2013 yılında %4,85’e inmiştir. Özel olarak ise reel sektörde faaliyet gösteren kuruluşlar arasından iştirak edinme yerine, bunlar elden çıkartılarak daha çok banka dışı finans kuruluşlarına ve dış iştiraklere yönlenmektedirler.

. Banka Dışı Finans Kuruluşlarının 2012 yılından itibaren bilanço dengelenmesi, zayıflayan sermaye yeterliliğinin artırılması ve alt limiti 20 milyon TL olarak belirlenen yasal ödenmiş sermaye seviyesine ulaşılması için sektörün devam eden kar dağıtımı politikaları değiştirilmiş ve yavaş yavaş dışsal kaynaklardan ilave nakdi sermaye artırımları başlamıştır: Banka Dışı Finans Kuruluşlarının öz kaynaklarının son sekiz yıl içerisinde yıllık ortalama % 14,22 ve birikimli olarak ise % 188,41 oranında artış göstermiştir. Sekiz yılda üretilen içsel karlılığın % 14,11’i şirketlerden çekilmiş, bakiye kısmı öz kaynaklar içerisinde bırakılmıştır. Özellikle 2011 yılına kadar kar dağıtımı içerisinde bulunan sektör, 2012 yılından itibaren
bilanço bozulmalarının önlenmesi ve sermaye yeterliliğinin korunması amacıyla kar dağıtımı durdurulmuş ve hatta dışsal kaynaklardan ilave nakdi sermaye artırımları başlamıştır.

. Sermaye artırım ihtiyacında olan Faktoring şirketleri ağırlıkta olmak üzere Banka Dışı Finansal Kurumların önemli bir kısmının bu yükümlülüklerini yerine getiremeyeceği olasılığını ve konsolidasyon beklentilerini JCR Eurasia Rating olarak oldukça düşük görmekteyiz, zira ilave olarak artırılacak sermayenin miktarı ve tedarik olasılığı, bu ihtiyacı duyan şirketlerin mevcut ortaklarının çoğunluğunun bağımsız mali gücüne yakınsayacak düzeydedir: Alt limiti 20 milyon TL olarak belirlenen ödenmiş sermaye seviyesine 2015 yılı sonuna kadar uyum gösterilmesinin yasal bir zorunluluk olması 121 şirketin yaklaşık 1/3’nün mevcut durumda devam eden temel sorunudur. Şirketlerin bu zorunluluğu yerine getirememelerine yönelik olasılık ve bu konudaki konsolidasyon beklentileri zayıf gözükmektedir. Zira artırılacak sermayenin bir kısmının 2014 yılında elde edilecek içsel kar
rakamlarıyla karşılanacak olması, ilave olarak karşılanacak kısmın miktarını ve tedarik olasılığını ortakların bağımsız mali gücüne yakınsatma seviyesini artacaktır. JCR Eurasia Rating olarak bu sektörde derecelendirilen kuruluşların yetkilileri ve Finansal Kuruluşlar Birliği Başkanı Sn. Osman Zeki ÖZGER’den alınan bilgiler bu görüşümüzü teyit eder niteliktedir.

. Ancak sektörün 2005 yılından itibaren varlık büyümesine bir bütün olarak öz kaynak seviyesi aynı hızla eşlik edemediği için sektörün yükümlülükleri giderek artmakta ve bilanço dengeleri zayıflamaktadır.

. Temel bir alışkanlık olarak dışardan ve Türk Bankacılık sisteminden fonlanan Banka Dışı Finansal Kurumların borçlanma araçları ihracı yoluyla sermaye piyasalarından fon temin etme eğilimleri hala zayıftır: Banka Dışı Finansal Kurumlar varlıklarını temel olarak sırasıyla dışarıdan temine ettikleri döviz kredileri ve Türk Bankacılık sisteminden yerel para üzerinden edindikleri kredilerle finanse etmektedirler. 2008 yılından itibaren ise giderek artmak üzere sermaye piyasalarından borçlanma araçları ihracı yoluyla fon temin
etmeye başlayan sektör bu alanda hala çekingen davranmakta ve likidite yönetimlerine kolaylık sağlayacak şekilde kaynak çeşitliliği yaratılamamaktadır.

. Bankacılık sektörünün altında kalan Banka Dışı Finansal Kuruluşların aktif kalitesi giderek iyileşme trendine girmiştir. Takipteki Krediler/Toplam krediler 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012 2013

. Banka Dışı Finansal Kurumlar olası ani likidite taleplerinin üreteceği risklere oldukça açık bırakılmış ve sistemsel destek mekanizmaları kurulmamıştır: Banka Dışı Finansal Kurumların bilanço yapıları içerisinde hazır bulundurdukları likidite seviyeleri son
yıllarda düşme eğilimi göstermiş olmakla birlikte uluslararası referans değerlere oldukça yakındır. Olası arızi likidite ihtiyaçları Banka kredileriyle giderilmekte, ancak Banka Dışı Finansal Kurumları arasında sektör olarak herhangi bir para piyasası oluşturulmamakta veya Merkez Bankası Bünyesindeki bankalar arası para piyasalarına ise erişim hakları bulunmamaktadır. Mevcut durumda Banka Dışı Finansal Kurumları olası ani likidite taleplerinin üreteceği risklere oldukça açık bırakılmış ve sistemsel destek sağlanmamıştır.
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)