Finans Merkezini bina dikmek gibi anladılar
Özince, İstanbul Finans Merkezi için Bu fikir bile çok yanlış anlaşıldı. Çoğu, İstanbulda binalar dikecekler dedi dedi.
İŞ Bankası Genel Müdürü Ersin Özince, sermaye piyasasının geliştirilmesi konusunda atılan en somut adımın İstanbul Finans Merkezi olduğunu belirterek, Bu fikir bile çok yanlış anlaşıldı. Çoğu, İstanbulda bir yere binalar dikecekler dedi. Finans Merkezi, dünyanın iyi piyasalarından daha iyi para ve sermaye kurallarını getirecek. Eski demirperde ülkelerine özenilmemeli dedi.
TÜRKİYEde özel sektörün birçok konuda uluslararası rekabete ayak uydurmakta zorlandığını, bunun ardında yatan en önemli nedenin sermaye piyasasının yeterince gelişmemesi olduğunu vurgulayan İş Bankası Genel Müdürü Ersin Özince, sahip olunan müteşebbis gücünü, serbest piyasa kurallarını koyarak harekete geçirmek gerektiğini söyledi.
Sözle yetinmemek lazım
Türkiye İş Bankasının İşle Buluşmalar adlı toplantılarının temmuz ayı durağı Sakarya oldu. İş Bankasının Türkiyede özel sektörün ve özel teşebbüsün destekleyicisi ve yaratıcısı olma misyonunu devam ettirdiğini dile getiren Ersin Özince, Madem ki ülke ekonomisi bizim endişemiz, sermaye piyasasının mutlaka geliştirilmesi gerektiğini söylemeye devam etmeliyiz. Sermaye piyasasının güçlendirilmesi konusunda sadece söylemle yetinmiyoruz dedi. Özince şöyle devam etti:
Kar beklentimiz yok
Kalkınma bankacılığı anlayışı sona ermesine rağmen, kar beklentisi olmadan çabalarımızı sürdürüyoruz. Türkiyede sermaye piyasasının geliştirilmesi konusunda atılan en somut adım, İstanbul Finans Merkezi. Bu fikir yanlış anlaşıldı. Çoğumuz, İstanbulda bir yere bir şey yapacaklar, bir yere binalar dikecekler. İş Bankası da zaten dikti kuleyi gitti dedi. Ankaralılar da öyle düşünüyorlar zaten. İstanbul Finans Merkezi fikrinden düşünülen, tamamen liberal serbest piyasa ekonomisinin doğru düzgün yapılabileceği, dünyanın iyi uygulamalı piyasalarından daha iyi para ve sermaye kurallarına sahip olacak bir ortam. Bu İstanbulda da, bütün Türkiyede de geçerli olacak. İstanbulda kurarsanız bunu, Sakaryada da bütün Türkiyede uygulayacaksınız. Hatta Türk yatırımcı değil yabancı yatırımcıyı da özendirecek kurallar uygulayacaksınız. Eski demir perde ülkelerine özenilmemeli. Türkiye, serbest piyasa kurallarıyla harekete geçmeli.
Bu deneyimi kurumlaştırmalıyız
Türkiye ekonomisinin oldukça boyutlu bir ekonomi haline geldiğini söyleyen Özince, ekonomik büyüklük anlamında, şu an bile hiç umulmazken dünyanın ilk 20si arasına girildiğini belirtti ve Öylesine ummuyorduk ki, bize piyangodan bir şey vurmuş gibi geldi. Bana biraz öyle geliyor. Ne yaptık da ilk 20ye girdik? Netice itibariyle bizim bunca deneyimi artık kurumlaştırmamız gerekiyor ifadeleriyle de İstanbul Finans Merkezinin gerekliliğine işaret etti. Özince, bankaların büyük bölümünü yabancı yatırımcıların aldığını, öncesinde hemen hepsinin şahıs veya aile şirketlerine ait olduğunu kaydetti. Özince, halka açılmanın da tam bir model olamadığına dikkati çekerek, gelişmiş ekonomilerde, bankaların çoğunun en büyük hissedarları dahi yüzde 20yi geçen hisseye sahip değil dedi.
Krizde 1000i geçtik bugün 1120 şubeyiz
ERSİN Özince, son yıllarda gayrimenkul yatırımlarının fazlasıyla yatırım aracı olarak görüldüğüne dikkati çekerken de Bu durum, dar olan kaynakları bir miktar daha ağırlaştırıyor ifadesini kullandı. İş Bankasının kriz döneminde şube sayısını arttırdığına işaret eden Ersin Özince, Önceki sene Türkiye kriz söylemleri içindeyken, biz 1000 şubeye doğru saymıştık, şu anda şube adedimiz 1120yi geçti. Karlı olan şubeleri belirli bir sıralamayla açacağız. Şubelerimizin karlılığını iş adamlarımızın ticareti belirliyor. Ümit ediyorum ki iş adamlarımızın işleri daha bol ve bereketli olur dedi.
Sakarya ve Kocaeli depreme rağmen kredi borcuna sadık kaldı
İŞ Bankası Genel Müdürü Ersin Özince, Sapancadaki Güral Otelde düzenlediği İşle Buluşmalar Toplantısında yaptığı konuşmasında bankanın tarihi ve Türkiyenin ekonomi geçmişiyle ilgili ilginç bilgiler paylaştı. Ersin Özince, 8-10 senedir klişeleşmiş bir ifadem vardı. İnsanımız ölmüşünün borcunu ödüyor. Yani uluslararası piyasada bir çok yerde bankalar neden batıyor? Borçlu borcunu ödemiyor. Aldığı malın değeri düştü diye ödemiyor. Ben niye ödeyeyim bunun borcunu, nasıl olsa düşmüş diyor. Deprem sonrasında bu yörede hiç paramız batmadı. Ne Sakarya, ne Kocaelinde ne bir yerde. Hayatını kaybeden bir çok müşterimizin yakınları hatta bazen de iş arkadaşları, ahbapları ödedi dedi.
Krizin ağır şartlarında kredi vermeyi sürdürdük
İŞ Bankası Genel Müdür Yardımcısı Adnan Bali de, İşle Buluşmalardaki konuşmasında, krizin en ağır koşullarında dahi, banka olarak duruş ve iş süreçlerini değiştirmediklerini bildirdi. Adnan Bali, şunları kaydetti: Kriz sürecinde, faaliyetten kaynaklanan kredi taleplerini karşılamaya devam ettik. İş yapana kredi vermeyi sürdürdük. Bu taahhüdümüzü Sakaryada da devam ettirdik. Krizden en fazla darbe alan işletmelerin yaygınlıkla kullandığı ticari araç ve ticari iş yeri kredilerinde, daralan piyasada pazar payımızı, zaten birinci iken, ciddi oranda artırdık. Bir örnek de Sakarya... Sakaryada 2009da nakdi ticari krediler binde 5 daralırken, İş Bankasının nakdi ticari kredileri yüzde 8.3 arttı. İşi bozulanların, ödemelerinde aksama olan 11 binin üzerinde ticari müşterinin 1.1 milyar TLyi aşkın kredisini yeniden yapılandırdık.
Ceketi satalım fuarlara gidelim
DURMAZLAR Makine Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Durmaz, Ceketimizi satalım fuarlara katılalım. Oraya dünyanın her yerinden insanlar geliyor. Sadece internetten olmuyor. İnsanın doğasında var. Şöyle bir elleme ihtiyacı, görme ihtiyacı hissediyoruz. İnsanoğlunun doğasında var. Almanyanın 1 trilyon küsür dolar ihracatı içerisinde makine ihracatı yüzde 18. Yani 165 milyar dolar. İthalatı da 144 milyar dolar. Almanyaya da Endonezyaya da gidelim dedi.
3 saatlik uçuşla 7 trilyon Euroluk pazara ulaşıyoruz
SAKARYA Ticaret ve Sarayi Odası Başkanı A. Akgün Altuğ, İşle Buluşmalarda yaptığı konuşmada, Sakaryanın yatırım avantajlarını anlattı. Altuğ, Özellikle kara, deniz ve demir yolları açısından kavşakların üzerinde olmamız ciddi bir avantaj. İstanbul ve Doğu Marmaranın ortasında bulunuyoruz. Ben bir daire çiziyorum ve ortasına Sakaryayı koyuyorum. Bu dairenin ortasından herhangi bir kenarına iki saatlik araç yolculuğu yaptığınızda yaklaşık 20-25 milyon insanı kapsıyor dedi. Sabiha Gökçenden uçağa binildiğinde, 3 saatlik yolculukla yaklaşık 7 trilyon Euroluk bir pazara hakim olunduğunu aktaran Altuğ, Bu, Türkiyenin avantajı ve Sakaryanın avantajını anlatmak için iyi bir örnek diye düşünüyorum. Hepimizin yapacak çok işi var. Sakaryanın ihracat yapan kuruluşlarının oranı yüzde 47. Sakarya ihracatta Türkiyenin ilk 10 ili arasında. Hedefimiz ilk 5 dedi. Akgün Altuğ, 15 yıl önce Toyotanın Sakaryada üslenmesiyle, bölgenin ihracatının ciddi artışa geçtiğini hatırlattı.
İtalya örneği verdi
Oda olarak üzerinde ısrarla durdukları konunun süs bitkileri olduğunu söyleyen Altuğ, Bu ürünleri en iyi İtalya yetiştiriyor. İtalyada 5 yılda istenilen verime ulaşan fidan Sakaryada 3.5 yılda o pozisyona geliyor. Sakarya toprağı, suyu o iş için yaratılmış dedi.
Boş arazileri yem bitkisi için kiralık istedik, vermediler
İŞle Buluşmalarda; Saray Halı A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Necati Kurmel, 20 bin büyükbaş hayvana sahip olduğu Saray Çiftliğini anlattı. Türk halkının yeterince süt tüketmediğini söyleyen Necati Kurmel, Ben bildiğim işi söyleyeceğim dedi ve şöyle konuştu: İstihdam yaratalım, hayvancılık yapalım diyoruz. Milleti göndermeyelim gurbete diye yola çıktık. Hedefim çok büyüktü. 20 bin hayvan değil de 100 bin, 200 bin, 300 bin hayvan besi yapmak, süt yapmaktı hedefimiz. Şu an 20 bin hayvanımız var. 20 bin dönüm arazide tarım yapıyoruz. Kayseride 2 mahsul alabiliyoruz. Adapazarında da iki üç mahsul almak mümkün. 30-40 bin veya 200 bin yapmak için devlet bize müzahir olmadı. Ben onlardan kredi istemiyordum. Boş olan arazilerimizi verin, kiraya verin burayı yaygın hale getirelim dedik. Ama başarılı olamadık. Bu hükümet vermedi, önceki de vermedi, bundan sonraki de vermeyecek.
Tarladan apartman katına
Hükümetin milletten, milletin de hükümetten haberi olmadığını ileri süren Kurmel, Adapazarının toprakları çok verimli. 2-3 mahsul almalı. Adapazarı toprağı emmeli. Uzaktan değil de yakından incelenmeli bu topraklar. Sakıp Sabancı, Çukurovalı tarladan uzaklaştı apartman katına çıktı derdi. Sakaryalı bu toprakların değerini bilmeli dedi. Kurmel, Türk halkının yeterince süt tüketmediğini de belirterek, şöyle konuştu:
Nüfus arttı hayvan azaldı
Süt içilmemesi nedeniyle süt para etmiyor. Sütün para etmediği için de üreticiler hayvanlarını kestirdi. İnekler de kesilince et kalmadı dedi. Bu şartlarda et fiyatlarının arttığına işaret eden Kurmel, şöyle devam etti: Hükümet, bir holding, bir tavukçu, bir halıcı, bunlar spekülasyon yapıyor diyor. Nasıl tutarsın, hayvan yem yiyor. Nüfus çoğalıyor, hayvan sayısı azalıyor. Pazar öyle duyarlı ki, et fiyatı 17 liraya çıktığı zaman, pazarda canlı hayvanın kilo fiyatı 14 liraya çıkıyor. Kilosu 13 liraya Karstan canlı hayvan alıyoruz. Et 12 liraya düştü, canlı hayvanın kilosu da 8 liraya düştü. Şimdi kim zarar etti, yetiştirici.
Mustafa BAĞDİKEN-Ergün AYAZ
HÜRRİYET