Büyük Buhran’dan bu yana dünya ekonomisinin yaşadığı en büyük çöküş olarak gösterilen 2008 krizinin etkisi hem ekonomi göstergelerinde hem de sosyal hayatta kendini gösterdi. ABD halkına yüksek risklerle kullandırılan konut kredilerinin ödenememesiyle başlayan kriz, Hollywood’a da ilham kaynağı oldu.
Dünya'da yer alan habere göre, ancak finansal krizi anlatan filmler, gişede gösterdiklerini performans ile yapımcılarını hayal kırıklığına uğrattılar. 2008 sonrasında çekilen
finans temalı filmler ve büyük bütçeli belgeseller, prodüksiyon maliyetlerini karşılasalar da yapımcılarını sevindiremediler. Pazarlama maliyeti hariç olmak üzere 200 milyon dolar bütçeye sahip 5 film ve belgesel, gişede sadece 280 milyon dolar gelir elde edebildi.
Moore, bankaların önüne ‘suç mahali’ şeridi çekti ama...
ABD’de bireysel silahlanma, fast food tüketimi, sağlık sistemi ve benzeri konularda belgeselleri ile dikkat çeken dünyaca ünlü yönetmen Michael Moore’un finansal krizden yola çıkarak kapitalizm eleştirisi yaptığı 20 milyon dolarlık bütçeli belgeseli “Capitalism: A Love Story”, dünya genelinde 17,5 milyon dolar gelir elde ederek en kötü performansı gösterdi. Belgeselde, 2008 krizinde 700 milyar dolarlık kurtarma paketinden faydalanan bankaların etrafına ‘Suç Mahali’ yazılı sarı bant çeken Moore’un yapımı, düşük gişe gelirine rağmen yayınladığı sene ses getiren bir çalışma olarak öne çıkmıştı.
"Inside Job", belgesel dalında Oscar aldı
Doğrudan 2008 krizini anlatan bir başka belgesel “Inside Job”, 7.8 milyon dolar gişe geliri elde etti. Dış seslendirmesini ünlü oyuncu Matt Damon’ın yaptığı belgeselde, kriz sırasında önemli konumlarda olan siyasi figürler ve şirket yöneticileri ile yapılan röportajlara yer verildi. ABD’de elde ettiği 4,3 milyon dolar gişe ile yapım ve pazarlama maliyetlerini çıkaran film, dünya genelinde 7,8 milyon dolar gişe geliri elde ederek ipten döndü. Filmin tanıtım sloganı olarak, krizin ABD’ye ve diğer piyasalara çıkardığı faturaya gönderme yapan; “Bu film 20 trilyon dolara mal oldu” cümlesi kullanıldı. Film seyirciden fazla ilgi görmese de, “En İyi Belgesel” dalında Oscar ödülü kazandı.
‘Hırs ve açgözlülük’ bu kez kâr etmedi
“Wall Street: Money Never Sleeps”, ilki 1987’de çekilen büyük ses getiren filmin devamı olarak vizyona girdi. Michael Douglas tarafından canlandırılan Gordon Gecko karakteri açgözlü ve hırslı bir karakter olarak çizilmesine rağmen gerçek Wall Street çalışanları arasında efsanevi bir karaktere dönüşmüş ve ilk film büyük başarı yakalamıştı. Finansal kriz ekseninde gelişen dramatik bir öykünün anlatıldığı ikinci film ise, yapımcısının beklediği ilgiyi görmedi. 70 milyon dolarlık bütçeli film, ABD’de 54, toplamda 100.5 milyon dolar gişe geliri elde edilebildi.
Küçük bütçeli filmler yapımcılarını kurtardı
Doğrudan finansal krizi anlatan 2011 yapımı iki film “Too Big to Fail” ve “Margin Call”, diğerlerine nazaran yapımcılarını tatmin etti. 2008’te ABD Hazine Sekreteri olan Henry Paulson üzerinden ilerleyen “Too Big to Fail”, televizyon için çekildiğinden bütçe rakamları açıklanmadı, vizyona girmediği için de gişe geliri sağlamadı. Aynı zamanda eski Goldman Sach CEO’su olan Paulson’ın filmde kahramanca anlatılması eleştirilere neden oldu. Margin Call ise krizin başlangıcında batmak üzere olan bir
finans kurumunun değerini yitiren menkullerini bir günde elden çıkarması anlatırken, düşük bütçesine oranla iyi getiri sağlamış görünüyor. Ancak Kevin Spacey, Jeremy Irons gibi çift haneli sözleşmelere imza atan büyük yıldızlara rağmen filmin bütçesi yalnızca 3,5 milyon dolar olarak açıklandı. Dünya genelinde elde edilen 19 milyon dolarlık gelir ile yapım kâr etmiş görünüyor.
Yapım maliyetleri açıklanan bütçelerin çok üzerinde
Yaklaşık olarak açıklanan Amerika Birleşik Devletleri film bütçeleri, pazarlama ve reklam giderlerini içermiyor. Yapım şirketleri filmden beklentilerine göre kimi zaman pazarlama bütçesini çok küçük tutarken bazen de filmin yapım maliyetinin üzerinde rakamları tanıtım için harcayabiliyorlar. Bir filmin asıl maliyetini karşılayabilmesi için bütçesinin yaklaşık olarak 1,5 katı kadar gelir elde etmesi gerekiyor.
"Para Avcısı" isminin hakkını gişede de veriyor
“Para Avcısı" yönetmeninden oyuncusuna şimdiye kadar yapılmış en iddialı
Finans filmi olarak bu hafta Türkiye’de vizyona girdi. Jordan Belfort isimli gerçek bir broker’ın öyküsünün anlatıldığı film 100 milyon dolarlık bütçesini ABD'de 3 haftalık gişe geliri ile karşıladı. 5 dalda Oscar adayı olan film, yapımcısının yüzünü güldüren nadir finans filmlerinden biri olacak gibi görünüyor.