Finans dünyasında entrika

11 ocak 2013 vizyona giren Entrika / Arbitrage, aşk sadakat ve New York finans dünyasının karanlık dehlizleri üzerine macera dolu bir gerilim filmi. Entrika’da New York’un önemli yatırım bankacılarından bir olarak milyarder Robert Miller’ı canlandıran Richard Gere filmini ve oyunculuğunun sırlarını Alem’e anlattı.
Hollywood’un Budist, insan hakları savunucusu,aktivist aktörü Richard Gere, yeni filmi Arbitrage,başarılı yazar, senarist Nicholas Jareci’nin, ilk yönetmenlik denemesi.Aşk, sadakat ve finans dünyasının karanlık dehlizleri üzerine macera dolu bu gerilim hikayesinin başrol oyuncusu, geniş bir hayran kitlesine sahip olan, Altın Küre ödüllü aktör Richard Gere.
Amerikan basınında övgüyle karşılanan Entrika/arbitrage, ekonomik krizle birlikte güncel hale gelen New York finans dünyasını konu alıyor. Film, finans dünyasındaki güç savaşını, yaşananları tempolu, gerilimli bir hikayeyle anlatırken, Richard Gere filmde, New York’un önemli yatırım bankacılarından biri olan milyarder Robert Miller’ı canlandırıyor. 60. Yaş gününün arifesinde başarılı iş adamı ve aile reisi portresi çizen Miller, çok geçmeden imparatorluğunun sallantıda olduğunu fark edecektir.
Arbitrage, finans dünyasında olanların yakından bildiği bir terimdir. Düşük fiyata alıp yüksek fiyata satma arbitrajı kişinin, o piyasanın gerçek değerini tespit yeteneğine bağlıdır. Serbest yatırım yatırım fonu patronu olan milyarder Robert Miller da (Richard Gere) işte bu yeteneği sayesinde Amerikan iş dünyasının başarılı portrelerinden biridir.
Oysa çok geçmeden köşkünün duvarları dışında başının büyük belada olduğu fark edecektir. Miller, yaptığı yolsuzluklar ortaya çıkmadan borç batağındaki şirketini büyük bir bankaya satmaya çalışır. Miller, bir yandan da içinde bulunduğu bu durumu sadık karısı Ellen (Susan Sarandon) ve veliahtı olan zeki kızından (Brit Marling) saklamaya çalışırken, bir yandan da güzeller güzeli Fransız sevgilisi, sanat galerisi sahibi Julie Cote (leatitia Casta) ile yaşadığı gizli ilişkiyi saklamaya çalışır. Miller, tamda sorunlu şirketini satmak üzereyken, beklenmedik korkunç bir hata yüzünden ailesi, imparatorluğu ve işlediği suç arasında sıkışıp kalır. Bu zor günlerde geçmişten tanıdığı Jimmy Grant (Nate Parker) ona yardımcı olur. Yapılan bir hata, New York polisi Micheal Bryer’in (Tim Roth) dikkatini çeker ve suçluları bulmak için herşeyi yapmaya hazırdır. Zaman daralırken Miller kendini içinden çıkılması zor bir ahlaki ikilem içinde bulur. Foyası ortaya çıkmadan içinde bulunduğu zor durumdan kurtulabilecek midir ? Pinema tarafından Türkiye’ye getirilen ve 11 ocak 2013’te vizyona giren  Entrika\Arbitrage’ın başrol oyuncusu Gere’in performansı, Amerikan basınında övgüyle karşılandı. Entertainment Weekly’nin sinema eleştirmeni Owen Gleiberman, ‘’ Gerçek bir gerilim. Richard Gere hiçbir rolünü bu kadar güçlü bir şekilde canlandırmamıştı ‘’ diyor. The Huffington Post’dan Micheal Hogan, ‘’ Birinci sınıf Richard Gere… Tam anlamıyla bir Oscarlık performans sergiliyor ‘’ yorumunu yapıyor. Richard Gere Entrika’da, seksiliğini ve zekasını, canlandırdığı her karaktere yansıtan, Oscarlı yıldız Susan Sarandon’la başrolü paylaşıyor. Tim Roth ve Brit Marling’in yanısıra, Fransız sinemasından bir de transfer var.Fransız top model ve oyuncu Laetitia Casta, bu ilginç hikayeye renk katıyor. Chicago müzikaliyle Altın Küre Ödülü’ne layık görülen Richard Gere, Budizm’in felsefesine inanan, insan hakları savunucusu ve yardımsever aktivist olarak tanınıyor. Gere, Budist felsefeyi aktris eşi Carey Lowell’a da sevdirdi. Eski bir James Bond kızı olan eşini, Budizm’in vatanı Tibet’e de götürdü. Eşi ve 11 yaşındaki oğluyla New York’ta yaşayan Richard Gere, Entrika’da canlandırdığı karakteri ve oyunculuğunun sırlarını Aleme’e anlattı.
-Bir yandan Entrika’da Robert Miller gibi büyük bir yatırımcıyı oynarken, diğer yandan uzun süredir Budist felsefenin öğretilerine inanıyorsunuz. Biri tamamen maddi bir dünya, diğeri ise manevi değerler üzerine kurulu; bu iki şeyi nasıl bağdaştırıyorsunuz?
Ricard Gere: Soru neydi tam anlayamadım (gülüyor)
-Demek istediğiniz sizin gibi Zen ve ruhani konulara karşı çok ilgili olan biri, birçok dünyevi zevkten vazgeçmiş biri, kendini böyle bir role nasıl motive edebilir?
Richard Gere: Benim görevim hikayeleri anlatmak. Canlandırdığım karakter ben değilim.
- O zaman şöyle diyebiliriz miyiz? Siz canlandırdığınız karakterin davranış biçimine bakıp, ‘’ Hayır ben bu değilim ‘’ diyerek farklı bir duruş oluşturuyorsunuz ve daha sonra rolünüzü oynamaya başlıyorsunuz…
Richard Gere: Hayır, hayır, hayır. Bu olaya çok yanlış bir noktadan yaklaşıyorsunuz. Önce senaryoya bakarım. Hikayenin senaryo üzerindeki etkisi çok önemli. Her insanın farklı tecrübeleri vardır ve bu tecrübelerden öğreneceği farklı bir şeyler olmalı değil mi ?
-Evet, canlandırdığınız karaktere nasıl yaklaşıyorsunuz ?
Richard Gere: Bazen hikayeye hiç bakmazsınız. O zaman rol ne ise odur. Bazen rol gereği yaptığınız kötü şeyler aslında iyi şeyler olabilir. Bence bu,  her insanın bir projeye başlamadan önce düşündüğü ilk şeydir. Bu hikayedeki ana unsur, problemleri olan bir adam ve bu adamın almış olduğu kötü kararlardır. Hikayedeki bağlayıcı nokta ise, bu kötü kararların sebep olduğu sonuçlar. Miller’in vermiş olduğu kararlar, muhtemelen alabileceği en iyi kararlar değildi ve belki de dünyadaki sorunlardan biri budur. İnsanlar her gün bir çok seçim yapmak zorunda kalıyorlar. Yaptıkları seçimler her zaman en doğru seçimler olmuyor, ama ellerinden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyorlar. Dolayısıyla insanları yargılamamak lazım . Canlandırdığım karakterleri yargılayamam, onlara empatiyle yaklaşabilirim.
-Bu hayli ilginç bir durum…Kafamda 400 milyon doları dengelemeye çalışan bir karakteri düşünüyorum da ….
Richard Gere: Konu bu değil… Burada önemli olan, para değil. Para olayını aklınızdan çıkarmalısınız. Miller parayı bir şekilde kazanıyor. Karakterin asıl uğraştığı şey, New York şehrindeki güç savaşı. Onun fakirliği parayla alakalı değil. Onun fakirliği parayla alakalı değil. Onun fakirliği metal durumdan kaynaklanıyor.
-Anlıyorum ne kadar para olduğu burada önemini yitiriyor. Para bazen her şey için yeterli olmuyor.
Richard Gere: Ya da para ile ne yapacağınız önemli olmuyor. Paraya ihtiyacınız varsa, para size her türlü geliyor. İnsanların çok parasının olması, onları illa ki kötü bir insan yapmaz. Kötülüğün para ile ilgisi yoktur. Bence kötülük, motivasyon ile sorumluluk sahibi olması ile alakalıdır.
-Yurttaş Kane filminin güzel bir mesajı vardır: Eğer çok para kazanmak istiyorsanız çok parayı kazanırsınız. Asıl sorun, nelerden vazgeçtiğinizdir.
Richard Gere: Bir şeyden vazgeçmemize gerek yok. Konu bu değil tekrar belirtmek isterim ki fakir olmak insanı iyi biri yapmaz. Zengin olmakta insanı kötü biri yapmaz.
-Filmin dialog metnini okuduğunuzda, sahnelerin çoğunlukla işyerinde geçmeyecek olması, sizi sevindiren bir şey miydi ? Sizce senaryonun daha çok, Robert Miller’ın hayatı ve diğer karakterler arasındaki iletişimle ilgili olması mı güzel?
Richard Gere: Bence burada Nick Jarecki’nin yazma yeteneğinin öneminin anlaşılması gerekiyor. Arbitrage’de (entrika) senaryo üç önemli noktaya değiniyor. İlki, finans dünyasının her gün karşı karşıya kaldığımız gerekçelerini iyice anlamak ve bunu ilginç hale getirmek. İkincisi, bütün bu gerçekleri şahsi dünyası, ailesi ve dünyada verdiği kararlarla bağdaştırmak. Üçüncüsü ise hikayedeki gerilimi, tempoyu düşürmeden yansıtabilmek. Filmi geçen hafta birkaç arkadaşıma gösterdim. Filmden çok zevk aldıklarını dile getirdiler. Bu beni çok mutlu etti. Film boyunca tırnaklarını kemirdiler ve film bittiğinde hepsinin pili tükenmişti.
-Filmde dünya, canladırdığınız karakterin çevresine dönüyor gibi görünüyor. Adeta elinde 4-5 topu olan bir hokkabaz gibi. ‘ İlk hangi top düşecek? ‘ diye merak içinde kalıyorsununuz
Richard Gere: Evet,  bu doğru.
-Tim Roth ve Grayden Carter gibi oyuncularla birlikte çalışmak nasıldı ?
Richard Gere: Tim, polis karakteri ile çok iyi iş çıkardı. Kendi becerilerini ve tecrübelerini bu rolle yansıttı. Nate Carter’da öyle. Çok eski arkadaşım olan Susan (Sarandon) çok inandırıcıydı. Birbirimizi çok eskiden beri tanıyor olmamızın bize çok faydası oldu tabii. Ve Britt (Marling) herkesin görebileceği gibi harika iş çıkardı. Filmi izleyenler ona aşık olacak. Neden oğlumu değil de onu şirketime CFO yaptığımı anlayacaklar.
-Sizce bu finans dünyasının yönetenler kendi yarattıkları terimleri bilseler daha iyi olmaz mıydı ?
Richard Gere: Kimsenin bunu yapabileceğini sanmıyorum. Bu soruyu kendime bir çok kez sordum. Ama filmde söylediğim her repliğin ne demek olduğunu bilerek söyledim ve hepsini biliyorum. En azından oynarken anladığımı düşünüyorum.
(Zülal Ünaldı-Alem)