<
BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaBankacılıkFerit Şahenk'in 16 yıllık satış hikâyesi----

Ferit Şahenk'in 16 yıllık satış hikâyesi

Ferit Şahenk'in 16 yıllık satış hikâyesi
23 Şubat 2017 - 07:46 www.finansingundemi.com

Dünya yazarı Açıl Sezen, Doğuş Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ferit Şahenk'in, 16 yıl süren Garanti Bankası'nı satış sürecini köşesinde anlattı. İşte Sezen'in o yazısı:

Sizlere, Garanti Bankası denilince aklıma gelen sahneyi anlatmalıyım. Çünkü gün, tam da bu hikayenin anlatılacağı gün.

2004 yılının Temmuz ayıydı.

Yer, Garanti Genel Müdürlük binasının en üst katı. Katta, Doğuş Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ferit Şahenk’in yanısıra, grubun Süleyman Sözen, Erman Yerdelen, Hüsnü Akhan, Ergun Özen gibi tüm önemli isimleri var.

Garanti Bankası için İtalyan Intesa ile yapılan ortaklık görüşmeleri başarısızlıkla sonuçlanmış, Ferit Bey az önce konferans salonunda gerekçelerini anlatan bir basın toplantısı yapmıştı. Ben ise Ferit Bey ile canlı yayın yapmak üzere odada bulunuyordum. Ferit Bey’in İtalyanlar’a olan kırgınlığı yüzünden okunuyordu. Odanın içinde yürürken döndü ve şöyle dedi:

Arkadaşlar bakın. İtalyanlar çok büyük bir hata yaptı. Bu fiyattan almadıkları bankanın ne hale geldiğini görecekler. Bu bankayı o kadar büyüteceğiz ki, şu anki değerinin belki 10 katına çıkacak. O zaman ne kadar büyük hata yaptıklarını anlayacaklar. Üstelik Intesa 2001 krizi sırasında da Doğuş Grubu ile bankayı almak için görüşmüş, ancak yine vazgeçmişti. Bankanın o ilk görüşmedeki piyasa değeri sadece 600 milyon dolardı.

İkinci tur görüşme

3 yıl sonra başlayan ikinci tur görüşmelerde Intesa, plana göre önce %40.05 hisseyi, sonraki aşamada ise %9.96’lık hisseyi daha satın alacaktı. Ancak İtalyanlar neredeyse 2001 fiyatı teklif edince yine olmadı. Intesa’nın ikinci turda almaktan vazgeçtiği gün, Garanti Bankası’nın piyasa değeri 2.5 milyar dolardı. Zaman ise Ferit Bey ve holding yönetimini haklı çıkardı.
Garanti için önce Amerikalı GE ile yarı yarıya ortaklık kurdu. ABD’deki bankacılık krizi GE’yi de olumsuz etkileyince, GE kendi hisselerini İspanyol BBVA’ya devretti.

İspanyollar’ın Garanti’ye ortak olduğu tarihte bankanın piyasa değeri ne kadara çıkmıştı biliyor musunuz? Tam 28 milyar dolar.

Yani Intesa’nın almak istemediği Garanti Bankası’nın piyasa değeri, 2004-2010 arasındaki 6.5 yıllık sürede gerçekten de 10 katına çıktı.

Intesa modeli

İlginç bir detaya daha dikkatinizi çekmek isterim.

BBVA, önce GE’nin elindeki %25.01’lik Garanti Bankası hissesini aldı. Sonra buna 2014 yılında kontrol hissesi anlamına gelen Doğuş’un elindeki %14.89’luk hisseyi ekledi. Yani %39.90. Şimdi de kalan %9.95’lik bölümü. Hisse satış oranları tanıdık geldi mi?

Doğuş Grubu ile BBVA hisse anlaşmasının “Intesa modeliyle” yapıldığını söylersek, sanırım yanılmış olmayız. Bu arada 2010 yılında 28 milyar dolara yükselen bankanın piyasa değeri, şimdi 10 milyar dolara geriledi. Bunun birazı Türk bankalarının özsermaye karlılıklarındaki gerilemeden. Ama daha önemlisi TL’nin değer kaybından. TL bazında Garanti’nin piyasa değeri hala kabaca 2010 seviyelerinde. Sonuç...

BBVA, 2010-2014 arasında Garanti’yi bilançosuna konsolide edememesine rağmen ortaklığı taşıyarak fedakarlık yaptı. Sonunda 2014’te yönetimi, şimdi de kalan hisseleri satın aldı.
Garanti markasını hakkıyla devreden Doğuş Grubu’nun ise bankacılıktan uzak kalacağını pek sanmıyorum... Bakarsınız, 4 saatlik bir uçuş mesafesinde, bankacılıktan bildiğimiz başka isimlerle yine yanyana gelirler. Kimbilir...

SATIŞ UCUZ MU PAHALI MI?

Garanti bu satışta kabaca 0.95 piyasa değeri/defter değeri çarpanıyla satıldı. Zamanında 4.5 çarpanlarla yapılan satışlar dikkate alınacak olursa, bu fiyatlamanın düşündürücü olduğunu söyleyebiliriz. Elbette dünya o günün dünyası değil, tüm dünyada bu çarpanlar aşağı geldi. Örneğin MSCI Dünya Bankacılık Endeksi üzerinden bakarsak, tüm bankaların piyasa değeri/ defter değeri çarpanının 2006 yılındaki 2.10’lu değerlerden 1.10’ların altına geldiğini görüyoruz. Aynı endekste beklenen özsermaye karlılığının 2006’da %18’lere ulaşmışken şimdi 8.3’lere indiğini de söyleyelim. Dolayısıyla kabahatin bir kısmı kur, bir kısmı gerileyen karlılıklar, ama bir kısmını da bankacılığın dünyada da eskisi kadar cazip olmamasına sayabiliriz.

YORUMLAR (1)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
  • Halkın sesi23 Şubat 2017 09:29

    Bir ülkenin Can damarıdır o ülkede faaliyet gösteren bankalar. Türkiye'ye bir bakın nerdeyse devlet bankaları hariç tüm bankalar yabancının eline geçti.Peki ne oldu yabancının eline geçince ;Gelişmekte olan ülkeler piyasaya parayı bankalar vasıtası ile,ucuz konut kredisi,taşıt kredisi,ihtiyaç kredisi,kredi kartı ile verdiler. İnsanların %80 i ay sonlarında maaşlarını bankalara yatırmak zorunda kaldılar.Şimdi ise bu bankalar verdikleri kredileri kestiler,piyasaya güvenmedikleri için zamanında her banka kobiye limit açarken,şimdi ise verdikleri kredileri hiçbir sebep yokken geri çağırıyorlar.Devlet Kredileri kısmayın,kgf ile %85 ine ben kefilim diyor bankalar %15 lik riski için ipotek istiyor.BDDK bu bankalara dur demeli.Bu bankalar bu ülkeyi kaosa sürüklüyor.Bu ülke bizim.