Fenerbahçe'nin acı günü!
Fenerbahçe'nin yaşayan en yaşlı futbolcusu Fikret Kırcan (Küçük Fikret) hayatını kaybetti
Sarı-Lacivertli kulübün resmi sitesinde Fikret Kırcan (Küçük Fikret)'ın vefatının ardından yapılan açıklama şöyle;
"Henüz 14 yaşındayken giydiği Fenerbahçe formasını tam 22 yıl boyunca başarıyla taşıyan, ardından teknik direktör ve yönetici olarak da Kulübümüze hizmet veren, ’Küçük Fikret’ lakabıyla Türk Futbolunun efsane isimleri arasına giren Fikret Kırcan’ı kaybettik.
Merhuma Allah’tan rahmet, kederli ailesi, sevenleri ve Camiamıza başsağlığı dileriz.
Fenerbahçe Spor Kulübü
Fikret Kırcan(Küçük Fikret)
1919 yılında doğan Fikret Kırcan, o dönem adeta bir futbolcu fabrikası olarak çalışan Fenerbahçe altyapısında futbola başladı. 1932-33 sezonunda Fenerbahçe’nin A takımı namağlup İstanbul ve Türkiye şampiyonu olurken, B ve Genç takımları da namağlup şampiyonluğa ulaştı. Bir futbol takımının üç kategoride birden hem de namağlup şampiyonluğa ulaşması ilk kez yaşanıyordu. Fikret Kırcan işte 14 yaşında bu kadrolarda futbolla tanıştı.
1933-34 sezonunda Fenerbahçe İstanbul Ligi’ni lider götürürken, 23 Şubat 1934 tarihindeki Galatasaray maçında büyük kavgalar çıkmış, Galatasaray’dan 8, Fenerbahçe’den 9 futbolcu hak mahrumiyetine çarptırılmıştır. Bu dönemde Fenerbahçe derhal altyapısına dönmüş ve yenilmez B ve Genç takımlarından birçok futbolcuyu A Takıma dahil etmiştir. İşte Fikret Kırcan’ın A takımının formasıyla çıktığı ilk maç 1934-35 sezonunda 23 Kasım 1934’te oynanan Çankaya maçıdır. İşte bu maçtan itibaren Fikret Kırcan sarı-lacivertli formayı 1956’ya kadar 22 yıl sırtından hiç çıkarmamış, Fenerbahçe’nin sembol oyuncularından biri olmuştur.
Aynı zamanda takım kaptanlığını yapan kendisinden yaşça büyük Fikret Arıcan ile aynı dönemde futbol oynadıkları için "Küçük Fikret" ya da birçok taraftarca "Kefal Fikret" olarak lakaplandırıldı. Ünlü Fenerbahçe marşının "Cihatlar, Lefterler, Canlar, Fikretler" dizesinde bahsedilen "Fikretler"den biri Kırcan’dır.
Fikret Kırcan futbolculuğunun ilk döneminde 1934-35, 1935-36, 1936-37 yıllarında İstanbul Ligi, 1933-34, 1937-38, 1938-39 yıllarında İstanbul Şildi, 1935 yılında Türkiye Futbol Şampiyonası ve 1937, 1940 yıllarında Milli Küme şampiyonu olan Fenerbahçe takımında süratli, kıvrak ve estetik oyun tarzıyla giderek yıldızlaştı. Ancak yıldızlaşmaya başladığı bu dönemde A Milli Futbol Takımımızın İkinci Dünya Savaşı nedeniyle hiç uluslararası temas yapamaması nedeniyle ay-yıldızlı formayı giyebilmek için uzun yıllar beklemek zorunda kaldı. Zira 1937’den sonra ilk ulusal müsabaka 1948’de yapılabilmişti.
Fikret Kırcan 1948’e kadar 1943-44, 1946-47 ve 1947-48 İstanbul Ligi, 1944-45 İstanbul Kupası, 1944 Türkiye Şampiyonası, 1943, 1945, 1946 Milli Küme ve 1945, 1946 Başbakanlık Kupası şampiyonu olan efsanevi kadronun değişmez elemanı oldu. 1948 yılında A milli takım Yunanistan ile 11 yıl aradan sonra ilk maçını yaparken futbolu olgunlaşmış Kırcan artık ilk on birdeydi. 23 Nisan 1948’de Atina Panathinaikos Stadı’nda oynanan maçta Türkiye Yunanistan’ı 3-1 gibi farklı bir skorla yenerken, 9. dakikada Kırcan’ın ayağından gelen gol hem kendisinin ay-yıldızlı formayla attığı ilk gol oldu, hem de milli takım 3 Ağustos 1937’den beri ilk kez golle kucaklaştı.
Kırcan, 1948 yılında Londra’da düzenlenen Olimpiyatlarda mücadele verecek A milli takımın oyuncularından da biri oldu ve 2 Ağustos 1948’de Çin’i 4-0 yenerek Yugoslavya ile çeyrek final oynamaya hak kazanan kadroda yer aldı. Ancak o dönemde çok az uluslararası temas gerçekleştirildiğinden milli formayı sadece 9 kez sırtına geçirebildi ve 2 kez gol kaydına muvaffak oldu.
Fenerbahçe takımdaki başarıları da süren Kırcan 1950 yılında Milli Küme ve Başbakanlık Kupası şampiyonu olan takımın en önemli oyuncusu olarak kabul edildi. 1951 yılı ise Türk futbolunda profesyonelliğe geçilen bir kilometre taşı oldu. O yıl 1. Lig’de yer alan Adalet takımı gözünü Fenerbahçe takımına dikmiş ve yüksek meblağlarla sarı-lacivertli futbolcuları bir bir transfer etmeye başlamıştı. Adalet bu futbolculara yüksek meblağlar ödemekle kalmıyor, Bursa’daki dokuma fabrikasında bir de tezgah veriyor ve tezgahın bütün kârını o futbolcuya bırakıyordu. Takımın neredeyse tamamını kaybeden Fenerbahçe’nin ise profesyonelliğin daha ilk senesinde 2. Lig’e düşeceği yorumları yapılıyordu. 31 yaşına gelmiş Kırcan ise futbolu bırakmak niyetindeydi.
Fenerbahçe yönetimi futbolu bırakmak isteyen Kırcan’ı bu kararından çevirdi ve 1934’te olduğu gibi bu sefer Kırcan’ın etrafında genç bir takım oluşturdu. Kırcan’ın kaptanlığındaki bu genç kadro tüm tahminleri çürüterek 1951-52 ligini üçüncü tamamlamayı başardı. Fikret Kırcan, Müjdat Yetkiner ve Mehmet Ali Has’ın önderliğindeki genç takım "Küçük Şeytanlar" olarak adlandırılmaya başlanmıştı.
Bu takım, 1952-53 sezonunda muhteşem bir başarıya imza atarak namağlup İstanbul şampiyonluğuna ulaştı.
Kırcan’ın futbolu bırakması bir başka Fenerbahçe şampiyonluğuna sahne olan 1956-57 sezonunda gerçekleşti. 36 yaşındaki Kırcan 7 Ekim 1956’da Dinamo Moskova’ya karşı İnönü Stadı’nda oynanan maçta sarı-lacivertli formayı son kez sırtına geçirdi ve aktif futbolculuk yaşamına Fenerbahçe kaptanı olarak veda etti. Sarı-lacivertli forma altında toplam 139 gol atan Kırcan, Fenerbahçe tarihinin en uzun süre forma giyen futbolcusu oldu.
Emekliliğinde Futbol federasyonu ve Fenerbahçe’de yöneticilik yaptı.
1967-68’de beş kupa kazanarak şampiyon olan Fenerbahçe’nin 1968-69 sezonunda ligde iddiasını kaybetmesi üzerine 17 Mart 1969’da Macar Teknik Direktör Ignace Molnar ile yolların ayrılması sonrasında geçici olarak Fenerbahçe’nin teknik direktörlüğünü de üstlendi. İki hafta sonra 30 Mart 1969’da alınan 2-1’lik PTT yenilgisi sonrası ve Galatasaray derbisi öncesi görevini 31 Mart 1969’da Basri Dirimlili’ye bıraktı. Fikret Kırcan, daha sonraki yıllarda Fenerbahçe’de çeşitli kademelerde görev yaptı."