Fenerbahçe babalarının çiftliği değil

Fenerbahçe Kulübü Yüksek Divan Kurulu Üyesi Lütfü Tomuş, mevcut kulüp yönetiminin 3 Temmuz'da başlayan krizi iyi yönetemediğini savunarak, bir an önce olağanüstü genel kurula gidilerek, bundan sonraki yol haritasının genel kurul üyelerince belirlenmesini talep etti.
Türkiye Futbol Federasyonu'nun (TFF) kararının Fenerbahçe kadar tüm Türk spor kamuoyunu da üzdüğünü vurgulayan Tomuş, yaptığı yazılı açıklamada şunları kaydetti:
'Bu üzüntüyü yaşarken, Fenerbahçe Spor Kulübü yönetiminin krizin yaşanmaya başladığı 3 Temmuz'dan bu yana takip ettiği politika kulübü tam bir kaosa sürüklemiştir. Kriz başladığında ve sonrası Yüksek Divan Kurulu'nda yaptığımız kriz yönetimi oluşturulması teklifimiz, kulüp yönetiminin bu zamana kadarki her olumlu yaklaşımı ve 'Biz iyisini biliriz' anlayışıyla kabul görmemiştir. Krizi yönetememeleri, uyarıları dikkate almamaları ve gereken hukuki zeminde arayış içinde olmamaları sonucu yaşadığımız bu kaosta aynı anlayışın devam ettiğini görmek bizleri üzmektedir.'
Fenerbahçe yönetiminin acz içine düştüğünü savunan Tomuş, 'Son yapılan açıklama, sanki Fenerbahçe Spor Kulübü'nün yetkili organları futbolcularmış gibi, onlara danışılarak 'Bank Asya 1. Lig'de oynamak istiyoruz' açıklaması ve bunun için TFF'ye bugün başvuracaklarını belirtmeleri bu aczin ifadesi ve suçluluklarını kabul ve bir itiraf niteliğinde olmaz mı? Bu anlayış, suçluluk psikolojisi sonucu düştükleri çaresizliğin ifadesidir. Sayın Nihat Özdemir sonunda bu hatasını anlamış ve çekilmiştir' ifadelerini kullandı.
Lütfü Tomuş, yazılı açıklamasında daha sonra şunları kaydetti:
'Fenerbahçe Spor Kulübü yönetimi, 104 yıllık şanlı, şerefli tarihinde yaşanmamış ve bir daha yaşanmayacak duruma kulübü nasıl düşürdüklerinin hesabını verme yerine, başkalarını suçlama ve tribünlere oynama davranışı neticesi bu şanlı kulübümüzü bu çıkmaza sokmuştur. Fenerbahçe kimsenin babasının çiftliği değildir.
Fenerbahçe çok acele olağanüstü toplantıya çağrılmalı ve bundan sonraki yol haritası ancak Fenerbahçe Genel Kurulu'nca karara bağlanmalıdır. Futbolcularla ve sorumsuz taraftarlarla, etrafa çamur atarak karar alınamaz ve bu düşünceler kulübü bağlamaz. TFF, acz içinde kıvranan ve ne yaptığının, ne konuştuğunun farkında olmayan, acze düşmüş bu yönetimi muhatap almamalıdır. Şayet kendilerinden eminseler bu taleplerini acz içinde oldukları yönetim kurulunda alıp ifade etmelidirler, kalbi Fenerbahçe sevgisi ve aşkı ile dolu bazı taraftarların ve geçimlerini sağladığımız çalışanlarımız olan futbolcuların sözleriyle değil.
Biz bu çıkmazdan, etrafı tehdit ederek, Fenerbahçe aşkı ile yanan güzide taraftarımızın hislerinden istifade ederek, onlara sokağa dökerek değil, soğukkanlı, hisleriyle hareket etmeyen tehdidi çıkar yol olarak görmeyen, değerli hukukçularımızla ve Fenerbahçe'nin saygın kongre üyeleriyle dayanışma halinde gerçekçi davranışlarımızla çıkabiliriz. Tribünlere oynayarak değil.'