İş Bankası Genel Müdür Yardımcısı İlhami Koç, Fed'in parasal genişleme politikasındaki değişikliğin tüm piyasalarda dalgalanmayı artıracağını belirterek, "Bizdeki iniş çıkışı da (BİST) buna bağlayabiliriz. Ancak eninde sonunda yeni bir denge kurulacaktır. Felaket senaryosu beklemiyorum" dedi.
AA muhabirinin
finans piyasalarının gündemine ilişkin sorularını yanıtlayan Koç, sukuk ihracını bugüne kadar Hazine Müsteşarlığı ve katılım bankalarının yoğun olarak gerçekleştirdiğini hatırlatarak, yeni dönemde katılım bankaları ve şirketlerin de bu yatırım aracından yararlanabileceğini aktardı.
Koç, "Bugüne kadar daha çok katılım bankaları buna odaklandı. Eski tebliğ sadece gayrimenkulu dikkate alıyordu. Dolayısıyla gayrimenkulle sınırlı olduğu için katılım bankalarının sonuçta gayrimenkul varlığı belliydi. Yeni düzenlemeyle beraber maddi olmayan varlıkları da varlık kiralama şirketlerinin içine koymak mümkün hale geldi. Bu, katılım bankaları açısından biraz daha büyüme olabileceği anlamına geliyor" dedi.
Yeni modelin sadece gayrimenkul gerektirmediği için şirketlerin de piyasaya girebileceğini anlatan Koç, "Büyük gayrimenkul projeleri, altyapı yatırım projeleri, burada iş yapan firmalar da gidip sukuk ihraç edebilirler bu işin finansmanı için. Buradaki alacaklar da bu varlık kiralama şirketleri içerisine varlık olarak konabiliyor. Eskiden sadece gayrimenkul istiyordu, şimdi öyle değil. Dolayısıyla ben piyasa daha da büyüyebilir diye düşünüyorum, TL piyasası açısından" diye konuştu.
"Faiz çıkarsa trend de terse dönebilir"
Dünyada negatif reel
faiz döneminin bittiğine işaret eden Koç, global krizle beraber Amerika'nın kendi
finans piyasasındaki problemlerinden dolayı krize girdiğini anımsattı. Koç, küresel ekonomideki hareketleri doğru okumanın önemine değinerek, şunları kaydetti:
"Amerika'da ekonomi küçüldü. Tekrar ekonomiyi canlandırmak için düşük faize geçildi. Arkasından bu durum Avrupa'ya sıçradı. Avrupa'da da büyüme problemleri oluştu. Buna karşılık faizler indirildi. Genel kabul gören düşünce o ki, düşen faizler öncelikle o ülkelerdeki ekonomiyi canlandırmadı, tam tersine gelişmekte olan ülkelere gitti. Çünkü o ülkeler global krizden zaten az etkilenmişti. Gelişmekte olan ülkelerde varlık fiyatlarını yukarıya doğru çekti. Bu varlık fiyatlarının içerisinde hisse senedi fiyatları da var.
Düşünce o ki eğer Amerika'da tekrar faizlerde bir yükselme trendi olacaksa -ki Fed bu konuda açıklamalar yapıyor ama henüz daha politika değişikliğini yapmadı- düşük faizin sonuna doğru geliniyorsa o zaman tersi yaşanacak diye bir beklenti var. Bu gelişmekte olan ülkelerde nasıl ki varlık fiyatlarını artırdıysa, şimdi de faizler yükseliyorsa gelişmekte olan piyasalarda da varlık fiyatlarını aşağı doğru çekmesi beklenir."
Bunun yanlış bir düşünce tarzı olmadığını ve bu yüzden volatilitenin arttığını kaydeden İlhami Koç, buradan çok büyük bir çöküşe doğru gidilmeyeceğine inandığını ve felaket senaryosu beklemediğini söyledi.
Bu analizin gelişmekte olan ülkelerin kendi iç dinamiklerini dikkate almayan bir analiz olduğunu dile getiren Koç, Türkiye gibi ülkelerin kendi iç dinamiklerinin de dikkate alınması gerektiğini söyledi.
Bu ülkelerde düşük
faiz politikasına geçilmeden önce de Türkiye gibi ülkelerin hızla büyüyen, sürekli yatırım çeken ülkeler olduğunu ancak o zaman düşük
Faiz ortamının bulunmadığını hatırlatan Koç, ülkelerin kendi iç dinamiklerinin daha fazla ön plana çıkacağını belirtti.
Borsa İstanbul'daki volatiliteye de değinen Koç, "Fed politikasındaki değişiklik bütün piyaslarda volatiliteyi artıracaktır. Bizdeki iniş çıkışı da buna bağlayabiliriz ancak eninde sonunda yeni bir denge kurulacaktır" dedi.
Halka arz seferberliği
Halka arz seferberliğinde amacın borsada işlem gören şirket sayısını artırmak olduğunu belirten Koç, bunun yanlış bir politika olmadığını ve Türkiye'de işlem gören şirket sayısının, Türkiye GSYH ile karşılaştırıldığında yetersiz kaldığını dile getirdi.
Bu açıdan borsada işlem gören şirket sayısını artırmak için yapılan çalışmaların olumlu bir etkisi olacağını ifade eden Koç, esas sorunun talepte olduğunu söyledi.
Talep denilen şeyin sermaye piyasalarında sürekli var olmadığına dikkati çeken İlhami Koç, talebin halka arz penceresinin zaman zaman açılıp kapanmasıyla ilintili olduğunu ve pencere açık olduğunda halka arz yapılabildiğini, kapalı olduğu zamanlarda ise yapılamadığını kaydetti.
Bu yılın yaz ayarına kadar halka arz penceresinin açık olduğunu hatırlatan Koç, Pegasus'un halka arzının ve ikincil piyasasının da çok başarılı olduğunu söyledi.
Şimdi ise halka arzın talep tarafının kapandığına işaret eden Koç, bu pencerelerin açılıp kapanmasının, ülkelerin iç faktörlerinn yanı sıra global faktörlerle açıklanabileceğini de kaydetti.