<
BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaMakro EkonomiFED’in yeni yüzleri politikaları ne kadar değiştirecek?----

FED’in yeni yüzleri politikaları ne kadar değiştirecek?

FED’in yeni yüzleri politikaları ne kadar değiştirecek?
17 Ocak 2022 - 14:05 www.finansingundemi.com

Bu yıl bünyesinde çok sayıda görev değişimine sahne olacak FED’in yeni üyeleriyle nasıl bir politika izleyeceği merak ediliyor. Ancak yeni üyelerin FED politikalarına doğrudan etki yapması beklenmiyor

FINANSGUNDEM.COM – DIŞ HABERLER SERVİSİ

ABD Merkez Bankası (FED) sadece birkaç ay içerisinde çok farklı bir görünüme sahip olacak. Bu yıl içerisinde FED’in 3 yönetim kurulu üyesi, bir başkan yardımcısı, bir bankacılık başkanı ve muhtemelen birçok yerel merkez bankası başkanı değişecek. Ancak kurumun üst kademesindeki yönetim bir miktar değişse de geneldeki görünüm aynı kalabilir.

CNBC’nin haberine göre bu görüşün sebebi, Sarah Bloom Raskin, Lisa Cook ve Philip Jefferson gibi yeni isimler FED Yönetim Kurulu’nda yerini alsa bile ideolojik görünümün neredeyse aynı kalacak olması. Habere göre Beyaz Saray kaynakları, ABD Başkanı Joe Biden’ın söz konusu üçlüyü önümüzdeki günlerde aday göstereceğini belirtiyor.

Bu üç isim arasında en çok dikkat çekeni Bloom Raskin. Zira Raskin’in bankaların denetiminden sorumlu olan başkan yardımcılığı görevini Aralık ayında görevi sona eren selefi Randal Quarles’a göre daha sert bir tavırla sürdürmesi bekleniyor.

Ancak Raskin’in finansal sistemle ilgili açıklamaları sertleşecek olsa da bunun ne kadarının politikaya dönüşeceği konusunda soru işaretleri bulunuyor.

Küresel danışmanlık şirketi Whalen Global Avisors’ın Kurucusu ve eski bir FED araştırmacısı Christopher Whalen konuyla ilgili açıklamasında, “O eski bir denetimci. Neyin ne olduğunu biliyor. Bu onun batırabileceği türden bir görev değil. Bankacılar söylemlerin belki biraz daha aşırı olmasına şaşırabilirler. Peki ya içerik? Bu adamlara gerçekte ne yapabilirler? Çok fazla risk alacakmış gibi görünmüyorlar” ifadelerine yer verdi.

Gerçekten de ABD bankalarının risk varlıklarına kıyasla tuttukları yüksek kaliteli sermaye seviyesi, 2008 Finans Krizi’nden bu yana sürekli olarak daha da yükselerek genişledi. Fed verilerine göre bankaların yüksek kaliteli sermaye seviyesi oranı 2009 sonundaki %11,4 seviyesinden 2011'in üçüncü çeyreği itibarıyla %15,7'ye yükseldi.

Yine de bankacılık sektörü ABD Kongresi’ndeki Demokratların favori hedefi olmayı sürdürüyor. Massachusetts Senatörü Elizabeth Warren liderliğindeki Demokratlar’ın Raskin'i denetleme rolü için tercih ettiği düşünülüyor.

Yeni adayın en büyük etkisi FED’in son zamanlarda dikkat çekmeye başladığı bazı alanlardaki denetim sürecinde ortaya çıkabilir. Finansgundem.com’un derlediği bilgilere göre, FED bir süredir bankaların iklim değişikliğinin finansal etkilerini azaltma konusunda planlamalar oluşturmasını talep ediyor.

Yatırım bankacılığı şirketi Evercore’un Küresel Politika ve Merkez Bankası Stratejileri Başkanı Krishna Guha, Raskin’in ataması konusunda, “Atanmanın ana tartışma noktası geçmişte hem FED para politikasının hem de düzenleyici politikalarının yeşil ekonomiye geçişi teşvik edilecek şekilde uygulanmasına destek veren iklim politikası etrafında olacaktır” dedi.

Guha, Raskin'in Quarles'tan piyasa düzenlemesi konusunda gözle görülebilir bir biçimde “daha sıkı bir çizgi” benimseyeceğini öngörüyor. Stratejist buna karşın, Ruskin’in ABD Hazine piyasasında reform konusunu, özellikle de Tamamlayıcı Kaldıraç Oranı'ndaki (SLR) pandemi dönemi değişiklikleri gibi politikaları "pragmatik" olarak görüyor. SLR, bankaların sahip olduğu varlıkların ağırlığını belirler ve sektör liderlerinden ABD Hazinesi varlıkları ve diğer çok daha riskli varlıklar gibi unsurları ayırt etmesi için değişiklik çağrısında bulunur.

Finansal sistem de pandemi döneminde olağandışı eğilimler göstermeye devam ediyor. FED'in gecelik ters repo anlaşmalarından çarpıcı derecede daha yüksek likidite talebi de buna örnek olarak gösterilebilir. Bankalar ters repo anlaşmaları üzerinden yüksek kaliteli varlıkları nakde dönüştürebiliyor. Söz konusu operasyonlar 2021 yılbaşında yaklaşık 2 trilyon dolarlık el değiştirmeyle bu alandaki günlük rekor seviyesini geride bırakmıştı. Perşembe günü ise bu alanda 1,6 trilyon dolardan fazla işlem hacmi görülmüştü.

Para politikasının neden olacağı zorluklar

Cook ve Jefferson'un yönetim kuruluna güvercin bakış açısı getirmesi bekleniyor. Diğer bir deyişle bu yeni üyeler faiz oranları ve diğer konularda daha gevşek politikadan yanalar. Ancak bu iki yeni üyenin onaylanmaları FED’in daha şahin bir para politikası yaklaşımına itildiği dönemde gerçekleşecek. Zira FED yükselen enflasyonu kontrol altında tutabilmek için kur artışı ve diğer sıkılaştırma hamlelerini artırmayı hedefliyor.

Guha konuyla ilgili yazısında, "Bu iki atamanın daha sert bir güvercin bloğu oluşturacağı ihtimali olarak görmenin ve FED’in devam eden şahin para politikası değişime karşı çıkacağı görüşünün bir hata olacağını düşünüyoruz. Aksine tıpkı Lael Brainard ve diğer eski güvercinler Mary Daly (San Francisco FED Başkanı) ve Charles Evans (Chicago FED Başkanı) gibi, yeni gelenlerin de para politikasını iki yarıdan oluşan bir oyun olarak göreceklerini ve bunun ne anlama geldiğini ve nasıl oynanabileceğini açıklayacaklarını düşünüyoruz” ifadelerine yer verdi.

Guha’nın da dikkat çektiği üzere FED’in güvercin kanadı olarak bilinen Daly ve Evans son günlerde faiz artışının yapılması gerektiği konusunda görüş bildiren FED yöneticileri arasında yer alıyor. Bu sebeple, FED yönetim kuruluna yerleştirilecek olan bu yeni üçlü, para politikalarının sıkılaştırılması konusunda frene basmak isteseler bile, muhtemelen yaklaşık 40 yılın en yüksek enflasyon oranını kontrol altına alma talepleri arasında etkisiz kalacaklardır.

FED Yönetim Kurulu’nun daha az kararlı göründüğü alansa 8,8 trilyon dolardan fazla olan FED bütçesinin daraltılması konusu. Aralık ayındaki para politikası toplantısında bazı yetkililer, bilanço daraltma hamlesinin kur artışı başladıktan kısa bir süre sonra başlayabileceğini söyledi. Ancak son günlerde bazı FED yöneticileri süreçle ilgili belirsizlikleri dile getiriyor.

Natixis Amerika Baş Ekonomisti ve Eski ABD Başkanı Donald Trump’ın döneminde Ulusal Ekonomi Konseyi Baş Ekonomisti Hoseph LaVorgna, “İnsanlar FED'in enflasyon konusunda bir şeyler yapmasını istiyor. Ancak büyüme ilkbaharda yavaşlamaya başladığında, insanlar daha yüksek borçlanma maliyetlerini ödemeyeceklerdir. Kur tarafında oldukça güvercin bir tavır takınacaklar ve bu durum bilançoların daraltılması gündemini ileri itebilir” ifadelerine yer verdi.

FED için bir diğer önemli değişimse FED Başkan Yardımcılığı’na Lael Brainard’ın getirilecek olması. Brainard’ın bu göreve getirilmesiyle FED Başkanı Jerome Powell da başkanlık görevini korumuş olacak. Perşembe günü Senato’da Brainard’ın ifadelerinden büyük olasılıkla bu değişimin sorunsuz gerçekleşeceği görülüyor.

Aynı zamanda eski bir FED yetkilisi olan Christopher Whalen FED’deki yeni yüzlerin politikaları değiştirecek bir etkisi olmasa da merkez bankasını meşgul edecek çok fazla şey olduğunu söyledi. Whalen, “Bana kalırsa FED yöneticileri bu yıl finansal piyasaların asıl konuları hakkında son birkaç yıldakinden daha fazla zaman harcayabilirler. Hata yaptıkları aşikâr. Yine de hata yaptıklarını kabul etmek konusunda iyi değiller” açıklamasında bulundu.

Ackman: Fed Faiz artırımına 50 baz puan ile başlamalı

 

Credit Suisse’in zirvesinde deprem

 

NatWest’e verilen ceza yaptırım dalgası mı başlatacak?

 

Dolarda yatay seyir devam ediyor

 

YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)