<
BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaBankacılıkFed’in daha fazla denetimi bağımsızlığını yok eder----

Fed’in daha fazla denetimi bağımsızlığını yok eder

Fed’in daha fazla denetimi bağımsızlığını yok eder
26 Şubat 2015 - 14:09 www.finansingundemi.com

ABD Kongresi, Fed’in yetkileri, Hükümet Sorumluluk Ofisi’nin baskıları konusunda rapor yayınladı.

AYÇA KARACA – FINANSGUNDEM.COM
 
ABD Kongre uzmanları tarafından hazırlanan ve bu hafta yayınlanan  “Federal Reserve ve Parasal Politika: Mevcut Politika ve Koşullar” başlıklı raporda Fed’in daha fazla denetiminin politik bağımsızlığını yok edebileceği uyarısında bulunuluyor.
 
Geçtiğimiz yıl yapılan ara seçimlerde ABD Kongresi’nde Cumhuriyetçilerin çoğunluğu ele geçirmesinden sonra Fed’in daha fazla denetlenmesi gündeme gelmiş ve Kongre’ye  bu hususta bir yasa teklifi sunulmuştu. Fed Başkanı Yellen ise bu hafta Senato Bankacılık Komitesi’nde yaptığı yarı yıl sunumunda yasa teklifine şiddetle karşı olduğunu belirterek “Fed'in denetimine ilişkin yasa teklifi, para politikasını siyasallaştırır ve Fed'in kısa vadeli politik baskılara maruz kalmasına neden olur” yorumunda bulunmuştu.
 
Kongre tarafından hazırlanan raporda, Kongre’nin Fed’e para politikasının sorumluluğunu verdiği ancak Fed’in “maksimum istihdam, istikrarlı fiyatlar ve ılımlı uzun dönem faiz oranları“ şeklinde tanımlanan yasal sorumluluklarına bağlı kalmasını sağlamak için gözetim sorumluluklarını sürdürdüğü hatırlatılıyor. Bu konudaki Kongre tartışmalarının Hükümet Sorumluluk Ofisi (GAO) tarafından gerçekleştirilen denetimlere odaklandığı belirtiliyor. Dodd-Frank Yasası’nın, GAO’nun Fed’i denetim yetkisini genişlettiği ve Fed’in acil durum programlarının ve yönetiminin de denetimini içerdiğine dikkat çekiliyor.
 
Kongre’nin ilgi alanına giren konular arasında rezerv yükümlülüklerinin etkisi, Fed’in daha fazla sunuş yapmasının gerekli bulunması ve halka açıklanan bilginin alanının genişletilmesi bulunuyor. Bu değişiklik isteklerinin Fed’in kural koyuculuğunu “fayda-maliyet” analizine bağlayacağı, ve takdir yetkisine bağlı parasal politika yerine, kurallara bağlı parasal politika alternatifini gündeme getirdiği vurgulanıyor.
 
Fed’e yönelik şeffaflık baskıları
 
Fed hakkındaki eleştirilerin uzun süredir daha fazla gözetim, şeffaflık ve halka bilgi verilmesi üstünde odaklandığına dikkat çekiliyor. Eleştiriler Fed’in finansal kriz sırasında sağladığı kapsamlı yardım sonrasında artarken özellikle GAO’nun Fed’i denetlemesine ve Fed’den kredi alan bankaların ve diğer finansal kuruluşların   kimliklerinin ve bu kredilerin koşullarının açıklanması üzerinde yoğunlaştı. 
 
Kongre’nin gözetim sorumluluğu kapsamında kanuna göre Fed 1978’den beri her yarı yıl Senato ve Temsilciler Meclisi Komiteleri’nde para politikası hakkında sunuş yapmakla yükümlü bulunuyor. Bu sunuşlardan sonra Fed Başkanı soruları yanıtlıyor. Ayrıca, Fed’in 25 Ocak 2012’den beri federal fonlama faiz oranları hakkında tahminlerini yayınlamaya başladığına ve enflasyon için uzun dönemli hedefini %2 olarak açıkladığına da dikkat çekiliyor.
 
Bu kapsamda GAO’nun da Fed’in düzenlemeye ilişkin faaliyetlerini ve ödemelerini 1978’den beri denetlediği hatırlatılıyor. Ayrıca, özel sektörün de Fed’in finansal hareketlerini ve durumunu denetlediği de kaydediliyor. Dodd Frank Yasası’nın  Temmuz 2011’den başlayarak  Fed’in finansal krizden bu yana olan acil durum uygulamalarının ve Ekim 2011’den itibaren  yönetiminin denetlenmesini içerdiği de belirtiliyor. Ancak GAO’nun, para politikası kararlarının ekonomik sonuçlarını değerlendiremeyeceği de ifade ediliyor.
 
Ayrıca, Fed’in operasyonlarına ilişkin çoğunlukla gönüllü olarak kamuya kapsamlı bilgi sağladığı belirtiliyor. Her hafta yayınlanan bilanço buna örnek olarak gösteriliyor. Ancak, Fed’in Aralık 2010’a kadar borç alan kişiler ve borç miktarları konusunda hiçbir bilgi sağlamadığına dikkat çekiliyor. Bu tarihte Dodd-Frank yasası gereğince acil durum yardım kolaylığı kapsamında kişisel borç kayıtlarını yayınladığı ifade ediliyor. Fed’in iskonto penceresi (Fed’in bankalar için geleneksel borç verme imkanı) ve açık piyasa operasyonlarına ilişkin kişisel  kayıtları üzerinden iki yıl geçtikten sonra yayınlayacağı da vurgulanıyor.
 
Raporda, Fed’in daha fazla denetiminin politik bağımsızlığını yok edebileceği belirtiliyor. Kongre için asıl zorluğun Fed’in Kongre’ye daha sorumlu olması arzusuyla Fed’in kararlarının bir takım politik hesaplardan muaf olma amacı arasında bir denge bulmakta olduğu kaydediliyor. Fed’den borç alan bankalar ve finansal kuruluşların  kimliklerinin yayınlanmasının bu kuruluşları potansiyel olarak  finansal açıdan güç durumda bırakacak şekilde damgalayabileceği ifade ediliyor. Her açıdan bu uygulamanın finansal sistemdeki istikrarı azaltabileceğine de dikkat çekiliyor. 
YORUMLAR (1)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
  • ihsan sodan26 Şubat 2015 16:45

    fed in bağımsızlığını sevsinler..büyük para babalarının dünyada pozisyon almalarını sağlıyorlar. tamam deyince faiz artar. paralarını kendi bankalarına yatırıp, sonra kredi olarak çekerler dünyaya salarlar... yine ortalığı kavururlar.