Bloomberg'de köşe yazarı ve Allianz SE'nin baş ekonomi danışmanı Muhammed El-Erian piyasalardaki son gelişmeleri ve Fed'in yaklaşımını değerlendirdi. El-Erian'ın değerlendirmesi şöyle;
Son günlerde, hisse senedi piyasaları vahşi ve hızlı dalgalanmalarla sarsıldı. Bu dalgalanmalar arasında, Dow Jones Endeksi'nin Pazartesi günkü 588 puanlık düşüşü (yaklaşık 5,000 puanlık dalgalanma yelpazesinin görüldüğü bir günün ardından), Salı günkü geç saatlerde görülen istisnai sert aşağı dönüşü ve Çarşamba günkü kapanışa doğru güçlü bir ralliye dönüşen 600 puanlık gün içi hareketi içeriyor. Tahvil piyasası da kaydadeğer bir volatilite gösterdi. On yıl vadeli Hazine tahvilleri yalnızca son dört günde 25baz puanlıkbir bantta seyretti.
Yarım yamalak likiditeyle büyüyen bu olağandışı hareketler, piyasaların, hem küresel ekonominin sağlığı ve hem de merkez bankası politikalarının istikrarı düzeltme yeteneğine ilişkin belirsizlikler ortamında, doğru seviyelerini bulmakta güçlük çektiğini gösteriyor.
Çin ve diğer gelişen ekonomilerin yavaşlamakta olduğuna ilişkin biriken belirtilere tepki olarak, piyasalar, bu ülkelerin artık küresel büyümeyi sürüklemediği, ancak aksine büyümeye ayak bağı olduğu şeklindeki düşünceye kendilerini adapte ediyorlar. Fakat büyüme tablosu henüz her yerde kötü değil. ABD verileri iç ekonominin iyileşmeye devam ettiğini ve dış zorluklara direncini artırdığını gösteriyor.
Politika cephesinde, piyasalar, merkez bankalarının politikalarının uzun vadede etkinliği konusunda daha şüpheci duruma gelmelerine karşın, kısa vadeli destek sağlamaya yönelik yeni adımlarını not ediyorlar. Pazartesi günkü bozgunun ardından,
faiz indirimi, zorunlu karşılık faizinde indirim ve doğrudan likidite enjeksiyonunun oluşturduğu bir bileşim ile Çin'den gelen ilave tedbirlere, New York Fed Başkanıı Bill Dudley'in Eylül ayında
faiz artırımına gitmenin şimdi daha az zorunlu olduğunu söylediği güvercin tonlu yorumlar eklendi,
Ortaya çıkan volatilite, traderlara ve sık işlem yapanlara ve aynı zamanda broker-dealer topluluğuna bir lütuf olmasına karşın, muhtemelen Fed'de karışık bir kabul görüyor.
Fed piyasaların küresel sistemin akışkanlığından kaynaklanan belirsizlikler konusunda kademeli olarak daha az kayıtsız olmasını istiyor. Ve merkez bankası ayrıca, piyasaların son yıllarda uygulanan olağandışı politikalara aşırı güvenlerini yavaş bir şekilde azaltmalarını istiyor. Sonuç olarak, Fed son birkaç yıldaki ortalama seviyelerden daha büyük piyasa volatilitesinden rahatsız olmayacak.
Aynı zamanda, ekonomik aktivite üzerindeki zarar verici etkisinden dolayı aşırı piyasa volatilitesinden korkuyor. Son birkaç yıldır, gelişmiş dünyadaki merkez bankalarının çoğu, tüketicilerin daha çok harcaması ve firmaların makinalara, ekipmanlara ve insanlara yatırım yapması umuduyla, varlık fiyatlarını artırmanın bir yolu olarak, bu tür volatiliteyi bastırmaya yönelik hareketlerde bulundu.
Fed'in ideali, piyasa volatilitesinin düzenli ve ölçülü bir şekilde, kıvamında bir seviyeye doğru artış göstermesi. Ne çok sıcak, ne çok soğuk. Bu bu hafta gördüğümüz durum değildi. Ve akışkan küresel ekonomi ve politika ortamında, böyle bir sonucu elde etmek zor olacak.