Fed buna mecbur kalacak!
Zaman gazetesi ekonomi yazarı Selim Işıklar, SPK'nın küçük yatırımcının yanında olduğu o düzenlemeyi kaleme aldı
Zaman gazetesi yazarı Selim Işıklar bugünkü köşesinde geçtiğimiz hafta piyasayı etkileyen nedenleri yazdı. Işıklar'a göre artık piyasaların kısır tartışmalara sabrı kalmadı.
İşte Işıklar'ın o yazısı;
Artık çok açık anlaşıldı, büyük bir sürpriz olmazsa ABD Merkez Bankası (FED) aralık ayı ortasındaki toplantıda tahvil alım miktarını azaltma konusunda adım atmaya mecbur kalacak.
Eylülde yaşanan mini krizin ardından iki ay üst üste bu yönde karar alamayan FED, son gelen istihdam verilerinin ardından 10-15 milyar dolarlık bir azaltım kararı verebilir. Nitekim bu yönde işaretler var. Dünyada para, gelişmekte olan piyasalardan hızla ABD’ye dönmesi gibi bir durum yaşanmayacak aslında. Ama algı şimdilik bu yönde olduğu; faizler ve dolar üzerinde baskı meydana getirdiği için Borsa İstanbul zaten bir süredir düşüş içindeyken, cuma günü bu haber sonrası tepetaklak oldu. Dolar 2,06’ya kadar fırladı. Altın düşerken, faizler yükselişe geçti. Bu sonuçlar ABD borsalarında tam tersi bir gelişmeye yol açtı. ABD borsaları ortalama yüzde 1,2 yükselirken, gelişmekte olan piyasalarda ise yüzde 1 civarında kayıplar yaşandı. Sonuç olarak geçen hafta, ‘Kasım ayında fırtına koparsa’ başlıklı analizimizdeki beklentiler büyük ölçüde gerçekleşmiş oldu. Açıkçası veri açıklanmadan önce bu yönde bir gelişme olacağını yabancı satışlarından hissediyordum. Bilgiler maalesef önceden sızdırılıyor, bu çok açık. Borsa İstanbul ve döviz piyasaları istihdam verilerindeki bu beklenmedik sıçramaya cuma günü çok sert tepki verdi. Ancak piyasaların kapanışında doların tekrar 2,03 lira civarına gerilemesi ve ABD borsalarının rekor seviyelere yaklaşması pazartesi günü olumlu bir başlangıca yardımcı olabilir.
Ancak dış gelişmelerle sınırlı bir piyasaya sahip değiliz. İç siyasette zaman zaman dozunu aşan, maalesef gereksiz bazı kısır tartışmalar söz konusu. Ekonomide ve siyasette istikrar derken, mayıs ayı sonundan bu yana siyasette aşırı gelgitler ve suni gündemler söz konusu olmaya başladı. Türkiye’nin bu lüksü olmadığı gayet açık. Cari açık ve dış ticaret açığında rekora doğru giden ekonomimizin, yaklaşan seçimler dolayısıyla gereksiz ve riskli polemiklere hazır olmadığını düşünüyorum. Mayıs sonunda yaşanan gelişmelerin yansımalarını görüyoruz. Gündemin cari açığı düşürmek ve bunu frenle değil vites küçülterek yapmanın daha doğru olduğunu düşünüyorum.
Piyasaların bir diğer gündem maddesi de SPK’nın küçük yatırımcının yanında isteyen yatırımcı bedelliye katılmadan şirket ortaklığından ayrılabilmesi düzenlemesi oldu. Senelerden beri bazı şirketlerin küçük yatırımcıları zarara sokarak üst üste yaptıkları bedelli sermaye artırımlarına dikkat çekiyoruz. SPK’nın 25 Ekim’de aldığı 24. madde ile ilgili tebliğ değişikliği yatırımcıları rahatlatacaktır. Son düzenleme bedelli sermaye artırımlarında hisse fiyat düşüşlerinden yatırımcıyı koruyor. SPK’nın son düzenlemesini dikkatle okuyun. Önemli nitelikteki bir işleme ilişkin ayrılma hakkı kullanım sürecinde, konu hakkında birden fazla sayıda özel durum açıklamasının yapıldığı durumlarda, 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’nun 24’üncü maddesi uyarınca söz konusu önemli nitelikteki işleme ilişkin ayrılma hakkı kullanım fiyatının belirlenmesinde; fiyat, tutar, oran ya da değerleme sonucu ve benzeri bilgilere yer verilmesi veya işlemin o aşamada kesin olup olmadığı hususları aranmaksızın, yapılması planlanan işleme ilişkin niyetle ilgili olarak kamuya yapılan ilk açıklama tarihinin esas alınmasına karar verildi.
Bu düzenleme geçen hafta bazı şirketlere uygulandı. Bakalım sürekli bedelli sermaye artışıyla yatırımcının belini büken şirketler bu adaletli uygulamaya nasıl tepki verecekler? Hisse fiyatlarını aşağı çekerek hisse toplamak isteyen şirket yöneticileri ya bedelliden vazgeçecekler ya da daha yüksek fiyattan yatırımcıya ayrılma hakkı tanımak zorunda kalacaklar.
ABD’nin işsizlik verisi piyasaları altüst etti
Geçen haftaki analizimizde ABD istihdam verileri sonrasında piyasalarda dolara yönelim olabileceğini vurgulamıştık. Cuma günü açıklanan verilerde 125 bin kişilik bir artış beklenirken, bunun çok üzerinde, 200 bin kişilik bir artış söz konusu olunca piyasalar altüst oldu. Aralık ortasında tahvil azaltımı konusunda FED’i ikna edecek bir artışın yaşanması aslında çok sürpriz sayılmazdı. Bunu önceden öğrenen yabancı yatırımcıların, gelişmekte olan piyasalardan ekim sonundan bu yana çıkışları böylesi bir tahminde bulunmamıza yol açmıştı. Dolar paritesi 1,38’den 1,33’e gerilerken, altının ons fiyatı beklediğimiz gibi tepki yükselişlerinin ardından 1,280 dolar seviyesine kadar düştü. Hafta içinde yeni FED başkanı konusunda Senato’nun alacağı kararlar merakla takip edilecek, yeni haberler olacaktır. Haftanın diğer bir sürpriz gelişmesi Avrupa Merkez Bankası’nın faizleri çeyrek puan daha indirerek oranları 2,25’e çekmesi olmuştu. Dolayısıyla bu iki gelişme dolara müthiş bir destek verdi. Altın, petrol ve paritede aşağı yönlü baskılar oluşurken FED’in yeni başkanı ile ilgili gelişmeler bir miktar tepki yükselişlerini de beraberinde getirebilir.