Sonunda beklenen oldu ve Fed, faizini 0,0 – 0,25 aralığından 0,25 – 0,50 aralığına yükseltti. Önce yükseltilen faizin hangi
faiz olduğunu açıklayalım. Mevduat bankaları, ihtiyaç duymaları durumunda gecelik olarak birbirlerinden borç alabilmektedirler. Bu borçlanmada uygulanan faize Federal Fund’s Rate (FFR) adı veriliyor. Bu faizin oranını
ABD Merkez Bankası Fed faizi yüzde 0.25 oranında artırdı ve 0.50'ye çekti.
Faiz artırımını büyük merakla bekleyen dünya piyasaları karara tepki gösterdi. Mahfi Eğilmez ntvpara.com'daki köşesinden bundan sonra neler olabileceğini kaleme aldı.
İşte Mahfi Eğilmez'in o yazısı;
Fed’in Açık Piyasa İşlemleri Komitesi (FOMC) belirliyor. Ve bankalar, birbirlerine borç verip alırlarken bu faizi uygulamak durumundalar. Fed FOMC’nin yükselttiği
faiz bu faiz.
2008 yılında Fed FOMC, bu faizi dramatik bir biçimde 0 – 0,25 aralığına düşürmüştü. Aslında FED FOMC’nin amacı FFR oranını 0’a düşürmekti ancak 0 düzeyindeki oran para piyasası fonlarının aldığı ücreti sundukları getirinin üzerine çıkararak sorun yaratacağı için 0 – 0,25 aralığı kabul edildi.
2008 yılında başlayan küresel krizin başında Fed, parasal genişlemeye (tahvil alıp para vermeye) başladığında bilanço büyüklüğü 925 milyar dolayındaydı. Bugün bu büyüklük 4,5 trilyon dolar dolayında bulunuyor. Fed, tahvil alımı ve likidite genişletme operasyonunu tedrici biçimde azaltarak 2014 yılının Ekim ayında sonlanırdı.
Fed, ekonominin canlanması halinde, doğacak enflasyonu önlemek ve oluşabilecek balonları indirebilmek için FFR’yi artıracağını ve bunu yapmadan önce üç göstergeyi dikkate alacağını açıklamıştı: Büyüme, istihdam (işsizlik oranı) ve enflasyon. Geldiğimiz aşamada ABD ekonomik büyümesi potansiyel büyümeye (yüzde 2,0 – 3,0 aralığı) geri dönmüş, işsizlik oranı doğal işsizlik oranı olarak kabul edilen oranı yakalamış (yüzde 5 düzeyi) bulunuyor. Geriye kalıyor enflasyon. Fed, enflasyon konusunda 18 ay sonra enflasyonun yüzde 2 düzeyine çıkacağı tahmini yaptığında faizi artıracaktı. 15 - 16 Aralık toplantısı sonucunda faizi 0 – 0,25 aralığından 0,25 – 0,50 aralığına artırdığına göre demek ki bugün itibariyle enflasyonun 18 ayda yüzde 2’ye ulaşacağı tahminini yapmış bulunuyor.
BEKLENTİYİ SATIN AL, BEKLENTİYİ VE GERÇEKLEŞMEYİ SAT
Beklentiler; Fed’in 16 Aralık’ta faizi 0,25 puan artıracağı yönündeydi. Gerçekleşme, beklenti doğrultusunda oldu. Fed, tam anlamıyla rasyonel beklentiler doğrultusunda hareket ederek “ne beklersen o gerçekleşir” tezini doğrulayan bir adım attı. Fed’in faizi artırmasıyla birlikte başta en kırılgan olanlar olmak üzere gelişme yolundaki ekonomilerden döviz çıkışı olacağı, Fed’in
Faiz artışının yarattığı getiri artışından yararlanmak ve risklerini azaltmak isteyen fonların buralardan çıkarak gelişmiş ülkelere döneceği şeklindeydi. Son bir ayda bu beklentiler yavaş yavaş yaşama geçti. Bu hamlelerin sonucu olarak Dolar ve Euro yükselirken gelişmekte olan ülkelerin para birimleri değer kaybettiler. Bu tür yaklaşımlar genellikle abartılı yaklaşımlardır. Yani olması gerekenden daha fazlası beklenmeye başlanır. Bu gidiş, geçtiğimiz haftanın ikinci yarısına kadar sürdü. Sonra yavaş yavaş gelişmekte olan ülke paraları Dolar ve Euroya karşı değer kazanmaya başladı. Bir anlamda piyasalar henüz gerçekleşmemiş olan faiz artışı gerçekleşmesini önceden satmaya başlamışlardı. Karar sonrası Dolarda gevşeme olması beklendiği için geç kalma endişesi taşıyan fonlar Dolar boşaltmaya başladılar. Sonuçta Dolar değer kaybetmeye yöneldi. İlginç bir durum ortaya çıktı: Beklentiyi satın alan piyasalar, henüz gerçekleşme olmadan yeni beklentiyi satmaya başlamışlardı.
FED AÇIKLAMASININ İPUÇLARI
Aslında en çok merak edilen konu, Fed’in faiz artırması yapıp yapmayacağı değil, geleceğe ilişkin yaklaşımları konusunda nasıl vurgulamalar yapacağıydı. Fed açıklamasının en önemli noktalar şunlar: (1) Amerikan ekonomisi Ekim’den bu yana ılımlı bir biçimde toparlanmaya devam ediyor. (2) hanehalkı harcamaları ve yatırım harcamaları son dönemde sürekli bir artış eğilimi gösteriyor. (3) Konut sektörü gelişme içinde bulunuyor. (4) İşgücü piyasası olumlu bir gelişme içinde bulunuyor ve işsizlik düşüyor. (5) Enflasyon, düşük enerji fiyatları ve düşük ithal malı fiyatlarının da etkisiyle hedeflenen uzun dönemli yüzde 2 oranının altında kalmaya devam ediyor. Bununla birlikte Fed FOMC komitesi, enflasyonun beklenen yüzde 2’lik hedefe ulaşacağını tahmin ediyor.
Bu açıklamalar sonucunda Fed FOMC komitesi, enflasyondaki gidişata bakarak, faizlerin tedrici olarak artırılması gerektiği düşüncesinde olduğunu vurgulamış bulunuyor. Buna ek olarak komite, faiz oranının, bir süre, uzun dönemde beklenenin altında kalmaya devam edeceğini açıklamakla birlikte gelecek ekonomi verilerin bu durumu etkileyeceğine de değiniyor.
ŞİMDİ NE OLACAK?
Fed’in kararının hemen sonrasında Dolar / TL kuru 2,91’e kadar gerilemişti. Ben bu satırları yazarken kur hafifçe yükselerek 2,94’e oldukça yaklaştı. İlk tepkiler daima sert olur. Piyasanın uzun süredir dişlerini sıkarak beklediği kararın ardından rahatlaması fakat bir süre geçtikten sonra fazla rahatladığını hissederek ters tepki vermesi normaldir. Bunu AMB’nin kararı öncesi ve sonrasında da yaşadık. Dolar bir miktar daha değer kaybedebilir.
ABD ekonomisi toparlanmayı sürdürdükçe Fed, faiz artırmaya devam edecek. 2016 yılında 2 ile 4 arasında faiz artırımı yapmasına ilişkin beklentiler var. Ben 3 kez artıracağını ve yılı 1,25 tavan faizle bitireceğini tahmin ediyorum. Fed’in faiz artırımı son aşamaya ulaşmadığı sürece de gelişme yolundaki ülkelerden sermaye çıkışı yaşanmaya ve Dolar değer kazanmaya devam edecek. 2016 yılında Dolar cephesinde 2015 yılında yaşadığımız senaryoyu benzer biçimde tekrar yaşayacağız. Yani Dolar inişler ve çıkışlar gösterse de genel eğilimi çıkış yönünde olacak.