Dövizdeki yukarı doğru hareketlilikten, özellikle de dolardaki artıştan
banka dışı finansman şirketleri de nasibini aldı. Son dönemde yaşananlar hem faktoring ve leasing sektörlerini hem de bu sektörlerle çalışan reel kesimi tedirgin etti.
Faktoring sektöründe dövizli işlemlerin payı yıllık 10 milyar doları buluyor. Leasingde ise işlem hacminin yüzde 70’e yakını dövizli işlemlerden oluşuyor. Özellikle iş ve inşaat makineleri, tekstil, enerji makineleri ithal edildiğinden bu makineleri kiralayanlar da ödemelerini döviz üzerinden yapıyor.
Sektör temsilcileri son dönemde dövizdeki artışın olumsuz etkisinin hissedildiğini, tahsilatlarda gecikme, ödeme planlarında revizyon ve TL ödeme planına dönme yönünde talepler gelmeye başladığını söylüyor.
VADELER UZADI
Finansal Kurumlar Birliği (FKB) Başkan Yardımcısı Zafer Ataman, faktoring sektörünün alacağının 1,7 milyarlık kısmının dolar cinsinden olduğunu hatırlatarak, “Bu riskin de yüzde 80’ni ihracat alacaklarından kaynaklanıyor. Bizim ülke olarak ihracatımız euro ağırlıklıdır. Ancak dolardaki değişimler de ihracatçıyı etkilemektedir” dedi.
TEB Faktoring Genel Müdürü Çağatay Baydar, kurdaki artışın reel sektörde yavaşlamaya ve satışlarda azalmaya neden olduğunu belirterek, faktoringin; enerji, otomotiv, inşaat, tekstil gibi Türkiye’nin amiral sektörlerine hizmet verdiğini söyledi. Kurdaki artışın ana sektörleri değil müşterilerini de etkilediğinden tahsilatlarda vade uzaması ya da tahsilat yapılamaması gibi sonuçlar ortaya çıkardığını belirten Baydar, “Dolardaki artışın reel ve
finans sektörüne kalıcı etkisi, bu sürenin ne kadar olacağıyla bağlantılı. Bugün itibariyle faktoringte bir sıkıntı yaşanmıyor. Ama tüm gelişmeleri yakından izleyerek, satış ve pazarlamada seçici davranıyoruz. Dolar ve euroda gelinen bu seviyelerin reel sektörde sıkıntılara yol açmaması için kısa zamanda kontrol altına alınması önemli.”
Riskler iyi yönetilmeli
Garantİ Faktoring Genel Müdürü Genel Müdürü Hulki Kara, dolardaki artışın firmalara getireceği ek yükler nedeniyle sorun yaratma riski olduğunu, ancak şu aşamada ödeme güçlüğü ile karşılaşmadıklarını belirterek, şunları söyledi: “Hem kredi kuruluşlarının hem de müşterilerinin kur ve paritedeki değişikliklere karşı risklerini yönetmeleri için gerekli enstrümanları kullanmaları gerekir. Faktoring şirketleri müşterilerini finanse ederken, müşterilerinin faaliyet konularını ve döviz pozisyonlarını değerlendirerek işlem yapıyor. BMüşteriler açısından değerlendirmek gerekirse, kur ve parite riski taşıyan, bu risklerini korumaya almamış şirketler açısından kur ve paritedeki bu hızlı hareketlerin negatif yansımalarını mutlaka göreceğiz.”
Ticaret yavaşlıyor
Fİnansal Kurumlar Birliği Başkan Yardımcısı N. Zafer Ataman, tahsilat konusunda genel olarak ticaretin yavaşlamasından dolayı sorunlar oluştuğunu belirterek, şunları söyledi:
“Döviz hareketlerinin bilhassa açık pozisyon ile çalışan şirketlerde sıkıntı yarattığını görüyoruz. Şahsi görüşüm, ticaret ya da
finans tarafında pozisyon alınırken bu yıl çok dikkatli hareket etmek gerektiği doğrultusunda. Geçen yılın son üç ayında döviz hareketlenmesinden sektörümüz etkilenmedi. Ancak geçtiğimiz 1,5 ay için aynı şeyi söylemek zor. İşlerin yavaşladığını gözlemliyoruz. Esas sektörü etkileyen, belirsizlik ve belirsizliklerin dünyada arttığı bir dönem geçiriyoruz. Az çok belli olan trendlere göre pozisyon almak en doğrusu. Belirsizlikler konusunda da risk yönetimini dikkatle yapmak gerekir. Dolardaki bu artış ivmelenmesinin devamı başta makro ekonomik sorunlar olmak üzere diğer ülke sorunlarına da yol açar diye düşünüyorum.”
Durulursa, az hasarla atlatırız
TEB Faktoring Genel Müdürü Çağatay Baydar, reel sektörü etkileyen her unsurun faktoring sektörünü de etkilediğini belirterek, şunları söyledi:
“Önemli olan bu unsurun reel sektörü ne kadar süre etkisi altına aldığıdır. Dolardaki hızlı artış ihracatçıların girdilerinde, dolayısıyla maliyetlerinde hızlı artışa sebep oluyor. İthalatın yarısından fazlası, özellikle ihracatçıların ara malı ithalatından oluşuyor. Dövizde yaşadığımız artış bir yandan ihracatı artırsa da diğer yandan maliyetleri de artırıyor ve ihracatçıların bu durumu avantaja çevirmesi mümkün görünmüyor. Dövizdeki bu dalgalanma kısa sürede durulursa reel sektör ertelediği üretim ve yatırımlara kaldığı yerden devam edebilir.”
Revizyon talebi alıyoruz
Garanti Leasing Genel Müdürü Ünal Gökmen, dövizdeki artışın devamı halinde tahsilat problemi oluşacağını belirterek, şunları söyledi: “Dövizdeki hareketlilik müşterilerimizin ödeme performanslarına da yansıyor. Şu ana kadar olumsuzluk yaşamasak da nakit akışı performansını yakından kontrol eden müşterimizden dövizdeki artıştan kaynaklı revizyon talepleri alıyoruz. Bu da dolar ödeme planı olan müşterilerimizden geliyor. Dövizdeki artış hızı devam ederse, tahsilat performanslarımızda düşmeler
olabilir. Biz, müşterilerimizin ödeme planlarını hazırlarken, gelirleri ile doğru orantılı borçlanmaları konusunda yönlendirmeler yapıyoruz. ”
TL’ye dönmek istiyorlar
Burgan Finansal Kiralama Genel Müdür Cüneyt Akpınar, dolardaki artışın etkisi hakkında şunları söyledi: “Leasing ödeme planlarının uzun olması sebebiyle müşterilerimiz kriz anında kur dalgalanmasından etkilense de leasing süresi boyunca yüksek TL faizi ödemedikleri için zarar etmezler. Tabii ki, kurda artış olduğunda, özellikle döviz girdisi olmayıp döviz borçlanan müşterilerimiz sıkıntı yaşıyor; tahsilatlarda gecikme oluyor, ödeme planında uzatma, revizyon, TL ödeme planına dönme talepleri oluyor. Yakın vadeli kira tutarlarını düşük tutarak, vadeyi uzatarak ve bunun gibi çözümler üreterek müşterinin nakit akışını rahatlatmaya çalışıyoruz. Her zaman tavsiyemiz, kazandıkları döviz girdisine göre geri ödemelerini belirlemeleri, eğer döviz girdileri yoksa veya fiyatlarını kurdaki artışa paralel ayarlayamıyorlarsa döviz borçlanmamaları yönünde.” (Hürriyet)