Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...
Hisse | Fiyat | Değişim(%) | Piyasa Değeri |
---|
E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.
Türk Sanayici ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Başkanı Muharrem Yılmaz, iş dünyasının iki etkili ismi Mustafa Koç ile Güler Sabancı’nın da aralarında bulunduğu 50’ye yakın işadamıyla birlikte çıktığı Cizre’deki “çözüm sürecine yatırım” turunu tamamladıktan sonra ayağının tozuylaTürkiye’nin gündemindeki konuları Milliyet’e değerlendirdi.
Milliyet'ten Eylem Türk'ün haberine göre , TÜSİAD, Taksim Gezi Parkı’nda başlayan olaylarda sabaha karşı çadırların yakılmasının ardından tepkisini ‘polis olağanüstü aşırı güç kullanıyor’ uyarısıyla en hızlı ortaya kurumlardan biri oldu. Ancak Muharrem Yılmaz aynı fikirde değil, “Bence çok da hızlı değildik. Daha da hızlı olsaydık keşke... Keşke olayların buraya gelmesini önleyebilecek kadar etkili olabilseydik” diyor.
TÜSİAD Başkanı, Gezi gerginliğinde en çok tartışılan konuların başında gelen Divan oteline gelenlere yardımı ve buna karşı oluşan tavrı ise siyasetin keskin diline yoruyor.
Gezi Parkı olayları sırasında TÜSİAD olarak ‘olağanüstü aşırı güç kullanılıyor’ diyerek ilk açıklama yapan kuruluşlardan birisi oldunuz? Cumartesi günü öğlen saatleriydi ve polis henüz Taksim’den çekilmemişti. O süreç nasıl yaşandı?
Gezi Parkı olayları ile ilgili olarak da tabi hızlı bir açıklama yapma ihtiyacı oldu. Bence çok da hızlı değildik. Daha da hızlı olsaydık keşke, olayların buraya gelmesini önleyebilecek kadar etkili olabilseydik. Türkiye’nin ekonomide sağladığı itibarı demokraside de sağlayabilmesi için yeni bir fırsata dönüştürülebilmesi imkânı var diye o gün konuştuk. Maalesef bu fırsatı değerlendiremedik.
Başbakan’ın yaptığı konuşmalarda TÜSİAD’ın bazı kurucularını hedef alan ifadeler kullanması yönünde ne düşünüyorsunuz?
Siyasetin dili maalesef biraz keskin. Bizim kültürümüzde kapınıza geleni muhtaçsa, sıkıntısı varsa, ihtiyacı varsa geri çevirmek yoktur. Ben yaralı bir insanın otelin kapısına geldiği zaman, o otel yöneticilerinin kapıyı kapatıp onu geri çevireceğini düşünmüyorum.
Nitekim biz 500 bin kişiyi kabul ettik. (Suriye’den kaçanlar)... Kendi ülkelerinde mağdur oldukları için, sıkıntıları olduğu için muhtaç olarak kapımıza geldikleri için. Bu hiç sorgulanmadı ülkede. 500 bin kişiyi ‘sen suçlu musun’ diye sorgulama imkânı var mı? İşte otelin kapısına gelenlere de arkadaş sen kimsin terörist misin, suçlu musun diye sorgulamak mümkün mü? Böyle bir şey beklememek lazım. Suriye’den gelenlere nasıl davrandıysak, evimizin, otelimizin kapısına dayanan muhtaç insanı da geri çeviremeyiz.
BİZ BU FİLMİ DAHA ÖNCE GÖRMÜŞTÜK
Amerikan Merkez Bankası’nın (Fed) son hamlesinin küresel etkilerini ekonomimizde yoğun olarak hissettik. Bu çerçevede ekonomiyi nasıl değerlendiriyorsunuz?
Türkiye ekonomisi dışarıya açık bir ekonomi. Küresel gelişmelerden etkileniyor. Fed açıklamasıyla görüldü ki, para arzı eskisi gibi devam etmeyecek. Bizim gibi gelişmekte olan ülkeler, büyümelerini dış tasarrufla finanse etmesi gereken ülkelerin ekonomisinde dalgalanmaya yol açtı. Gayet normal, biz bu filmi daha önce görmüştük. Asya, Rusya ve Çin krizleri de böyleydi. Türkiye ise piyasalarının derinliğiyle bu krizi kolay bertaraf edecek noktada. 90’lı yıllardaki Türkiye değil bu Türkiye.
‘FAİZ LOBİSİ BANKALAR İSE EN BÜYÜK ZARARI ONLAR GÖRDÜ’
Faiz lobisi son dönemde büyük tartışma konusu. Sizce kime, neye atıf yapılıyor?
İlk günlerde faiz lobisi tanımını anlamadığımı ifade etmiştim. Esasen Başbakan’dan görüşme talep etmemin özünde bu söylemin yükselmesi vardı. Türkiye kaynaklı bir şeye işaret etmiyor sanki. Türkiye’de faiz lobisi diye nitelendirilebilecek kurum yok. Çünkü yüksek faizden en çok zararı bizim finans kurumlarımız gördü. Bence bu tanım dünyada başka bir odak için kullanılıyor. Türkiye için kullanırsak bir hata yapmış oluruz. Türkiye’nin bağımsız denetleme ve düzenleme kurumları görev yapmıyormuş gibi bir sonuç çıkar. Bu kurumlar gerektiğinde dünyanın en ağır cezalarını uyguladılar. Yabancı yatırımcılar da Türkiye ekonomisine dışarıdan bakarken bu kurumların sağladığı güveni de dikkate alıyor. Bu nedenle Faiz lobisi söylemi Türkiye’deki finans sektörüne yönelikse büyük bir haksızlık olur. Çünkü en büyük zararı onlar gördüler. Diğer taraftan kendimiz kurduğumuz kurumlara da haksızlık olur.
Başbakan Erdoğan ile görüşmenizde bu tanım netleşmedi mi?
Ben bu analizimi kendisiyle paylaştım.
Finansingundemi.com’da yer alan bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Burada yer alan bilgiler, güvenilir olduğuna inanılan halka açık kaynaklardan elde edilmiş olup bu kaynaklardaki bilgilerin hata ve eksikliğinden ve ticari amaçlı işlemlerde kullanılmasından doğabilecek zararlardan www.finansingundemi.com ve yöneticileri hiçbir şekilde sorumluluk kabul etmemektedir. Burada yer alan görüş ve düşüncelerin www.finansingundemi.com ve yönetimi için hiçbir bağlayıcılığı yoktur. BİST isim ve logosu “koruma marka belgesi” altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BİST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BİST’e ait olup, tekrar yayınlanamaz.