<
BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaBankacılıkFaiz lobisi suçlaması halka açık 12 bankayı vurdu ----

Faiz lobisi suçlaması halka açık 12 bankayı vurdu

Faiz lobisi suçlaması halka açık 12 bankayı vurdu
11 Mart 2014 - 10:37 www.finansingundemi.com

“Faiz lobisi” suçlamasıyla karşılaşan ve bu işten ciddi zarar gören halka açık 12 bankanın menkul değerleme farkı 2013’te 11,1 milyar TL düştü

Bankalara getirilen yeni düzenlemelerin yanında Mayıs 2013’te FED’in para politikasında değişme sinyalini vermesiyle faizlerde yaşanan yükseliş, “faiz lobisi” olarak suçlamaların odağında olan bankacılık sektöründe karlılıkları aşağı yönlü baskılıyor. Yılsonu bilançolarının tamamlanması sonrası, 2013 son çeyrek bilançoları üzerinden son duruma baktık.

Bankaların yatırım portföyündeki kağıtların alış maliyeti ile bilanço tarihi arasındaki fiyat farklarından olan kar ya da zarar, özkaynakların altında değerleme farkları adıyla gösteriliyor. 2013 yılında bu kalemdeki azalış özkaynakları olumsuz etkiledi.

Özsermaye karlılıkları ve sermaye yeterlilik oranları geriledi. İncelediğimiz halka açık 12 bankanın 2012 yılında menkul değerler değerleme farkları 14,3 milyar TL iken, bu rakam 2013’te 3,2 milyar TL’ye geriledi. Yani 11,1 milyar TL düştü.

Faiz yükselişiyle değeri azalan Hazine kağıtlarından kaynaklanan milyarlarca liralık zarar, aynı zamanda bankaların özkaynaklarını ve sermaye yeterlilik oranlarını da düşürdü.

EUROBOND SATIŞLARI

İş Yatırım’ın bankacılık analisti Kutluğ Doğanay “Bankaların değer artış fonlarındaki azalmanın fazi artışları haricindeki bir nedeni de özellikle 2013 yılının ilk yarısında uygun faiz ortamında menkul kıymetlerin bir kısmını ikinci piyasada satarak karları realize etmeleridir” diyor. Yapı Kredi’de değerleme farkının yüksek olmasında, Yapı Kredi Sigorta’nın etkisi de var. Sigorta şirketindeki değer artışını sermaye altına kaydediyordu. Temmuz ayında sigortayı satınca bu değer artışı da kar/zarardan geçmiş oldu. YKB’nin yıl içerisinde yüklü miktarda Eurobond sattığını, düşüşte bunun da etkisinin olduğunu ifade eden Doğanay, Akbank, Vakıfbank ve İş Bankası’nda da Eurobond satışının etkisinin olduğunu kaydediyor.

FAİZDEKİ ARTIŞIN ETKİSİ

Yatırım Finansman’ın bankacılık analisti Ahmet Emre Kılınç, faizlerdeki yükselişin kısa vadede bankaların net faiz marjını negatif etkilediğini kaydediyor. Şöyle ki ortalama mevduattan vadesi 60-65 gün iken kredilerin ortalama vadesi bir yıl civarında. Bu nedenle faizler arttığında mevduata yani fonlama tarafına hemen etki ederken kredi tarafında etki gecikmeli oluyor. Türk ticari bankalarının neredeyse hepsinde kredilerin vadesi uzun, mevduatın vadesi ise kısa. Krediler yeniden fiyatlandıktan sonra Faiz artışının net faiz marjına etkisinin azaldığını, bir süre sonra da yüksek faiz ortamında bankaların daha iyi marjlar üretebildiğini anlatan Kılınç, “Ancak faizlerdeki artan trend devam ederse her seferinde bankaların net faiz marjı, vade uyumsuzluğundan dolayı negatif etkilenecektir” diyor.

2014’TE NE OLUR?

2013 yılında özsermaye karlılığında ve sermaye yeterlilik rasyosunda görülen düşüşün 2014 yılında da devam edeceği yönünde görüşlerin olduğunu görüyoruz. Bankaların ve genel anlamda Türk bankacılık sisteminin en önemli övünç kaynaklarından biri yüksek sermaye yeterliliği. Bu konuda hem düzenleyici otoriteler açısından hem de bankalar açısından sermaye yeterliliği oranının yüzde 12’ye yaklaşması ve altına düşmesi istenmiyor. Son bir yılda neredeyse bütün bankaların sermaye yeterlilik oranları düşüş gösterdi. İş Yatırım, faizlerde yaşanan artışın marjlar üzerindeki olumsuz etkisinin yanında yavaşlayan kredi büyümesi ve karşılık giderlerindeki artış dikkate alındığında bu yıl bankaların karların da yüzde 7 gerileme bekliyor.

ÖZSERMAYE DÜŞER

Bankacılık sektöründeki özsermaye karlılığındaki düşüşün 2014 yılında da devam etmesini bekleyen Ak Yatırım bankacılık analisti Hakan Aygün, yüzde 13’ler seviyesindeki sektör özsermaye karlılığı rasyosunun yüzde 12-12,5 aralığına kadar gerileyeceğini kaydediyor. Aygün, banka net karlarında da bu yıl için yüzde 10-15 bandında bir geri çekilme bekliyor. Aygün, menkul kıymet değerleme farklarının da bilançolar üzerindeki negatif etkisine değiniyor. Son çeyrekte negatif etkisinin sürdüğünü kaydeden Aygün, faizlerde aşağı yönlü bir eğilim görülmeden negatif etkinin de süreceğini sözlerine ekliyor.

TEB Yatırım’ın bankacılık Analisti Fatih Topaç, özsermaye karlılıklarında net faiz marjındaki düşüşe bağlı olarak 200-300 baz puan civarında düşüş bekliyor. Topaç, özsermaye karlılık rasyosunun değerlemelerde kullandıkları yüzde 15 sermaye maliyetinin altına düşmemesini riskli buluyor.

AKTİF KALİTESİ DE BOZULABİLİR

Uzmanların değerlendirmelerinden 2014 yılının Türk bankaları için zor bir yıl olacağı anlaşılıyor. Yatırım Finansman’ın bankacılık analisti Ahmet Emre Kılınç, artan fazilerin, kredi-mevduat vade uyumsuzluğundan dolayı bankaların net faiz marjını 55 baz puan negatif etkileyeceğini öngörüyor. Uzmanlar, BDDK ve Merkez  Bankası’nın aldığı önlemler sonucunda bu yıl için kredi büyümesinde de yavaşlama görüleceğini düşünüyor. Ekonomik büyümede yavaşlama beklentileri ile beraber bankaların aktif kalitesinde de bozulma olabileceği yorumları yapılıyor.

Ahmet Emre Kılınç, “Kurum olarak takip ettiğimiz bankaların karlarında ortalama yüzde 14-15 arasında daralma olabilir. Özellikle yılın ilk yarısının bankalar için zor geçeceğini, yılın ikinci yarısıyla beraber toparlanmanın görülebileceğini düşünüyoruz. Faiz oranlarının bu seviyelerde kalması durumunda 2015 yılının bankalar için olumlu geçeceğini düşünüyoruz” diyor.

“ARTIK VERİMLİ KAĞITLAR BİLANÇOLARDA YOK”

Deloitte Türkiye Finansal Hizmetler Endüstri Lideri Hasan Kılıç:

“Önceki yıllarda olduğu gibi menkul kıymet değerleme farklarının 2013 gelir tablosu üzerinde olumlu etkisi olmadı. Bu konuda önemli bir olumlu etkiden bahsedebilmek için menkul kıymetlerin eskiden alınmış yani yüksek getirili ve portföyde hala taşınıyor olması gerekiyor. Bankalar son birkaç yıldır bu tür verimli kağıtları portföylerinden satıp realize ederek çıkarıp ciddi karlar yazdılar. Ancak bu tür verimli kağıtlar artık bilançolarda kalmadı. Bu nedenle, faizlerin yükselmesiyle bu kağıtların verimi düştüğü için bankalar daha fazla değerleme zararı yazmamak için bu kağıtları satılmaya hazır portföylerinden vadeye kadar tutulacak olan portföylerine transfer etti. Böylece iç verimden faiz gelirinin kaydedilmesini benimsediler.” (TALİP YILMAZ/EKONOMİST)
YORUMLAR (4)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)