<
BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaPara PiyasaFaiz kararı ne olmalı?----

Faiz kararı ne olmalı?

Faiz kararı ne olmalı?
24 Nisan 2014 - 09:10 www.finansingundemi.com

Heyecanla beklenen Para Politikası Kurulu bugün toplanıyor. Vatan ekonomi yazarı Asaf Savaş Akat'tan toplantı öncesi önemli değerlendirme...

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve bakanların Merkez Bankası'na 'faizi indir' çağrısından sonra bugün yapılacak olan PPK toplantısı daha kritik bir hal aldı. Bugün tüm gözler PPK toplantısında... Analistlerin çoğu Merkez Bankası'ndan bir değişiklik beklemiyor. Ama bir sürprizin yaşanabileceği de akılları kurcalıyor.

Vatan ekonomi yazarı Asaf Savaş Akat uzun süredir PPK toplantılarından önce değerlendirme yapmadığını açıklarken o da bu toplantının diğerlerine göre farkına dikkat çekiyor.

İşte Asaf Savaş Akat'ın kaleme aldığı PPK kararı analizi;

Heyecanla beklenen Para Politikası Kurulu (PPK) bugün toplanıyor. Merkez Bankası para piyasasını üç faizle denetliyor: Gecelik borçlanma (yüzde 8), gecelik fonlama (yüzde 12) ve haftalık repo (yüzde 10). Ayrıca zorunlu karşılıkları saptıyor.

Piyasa ne diyor? CNBC-e anketine katılan 18 analist borçlanma ve haftalık repo faizlerinde indirim beklemiyor. Sadece ikisi fonlama faizinde çeyrek ve yarım puan, zorunlu karşılıklarda ise küçük bir indirim öngörüyor.

Kritik yol ayırımı

Epeydir PPK toplantısı öncesinde değerlendirme yapmıyordum. Eskiden biraz da etkilemek umudu ile önerilerimi yazıyordum. Sonra vazgeçtim. Yanlış anlamalara yol açmasından çekindim. Dolaylı analizlerle yetindim.

Bu kez ne değişti? Para politikasının yeniden kritik bir yol ayrımına geldiğini düşünüyorum. Geri planda 28 Ocak olağanüstü toplantısı yatıyor. Güçlü sıkılaştırmaya gidildi. Bana 2011 sonunu anımsattı. Ders alındı sanıyordum. Yanılmışım.

Temel sorun döviz kurudur. Kur tırmanınca para otoritesi adeta panikliyor. Kurun kısa dönem istikrarı öncelikli hedefe dönüşüyor. Orta dönem, büyüme, istihdam, dış denge vs. reel ekonomi ikinci plana atılıyor. Ama TL değer kazanınca tepki çok gecikiyor.

Rekabetçi kur korunmalı

Finans piyasaları zafiyetin farkındadır. Yazılan raporları dikkatle okuyorum. Aba altından hep aynı sopa gösteriliyor. Laf dönüyor dolaşıyor döviz kuruna geliyor. “Sakın faizi indirmeye kalkmayın, yoksa döviz gene fırlar” deniyor.

Üç politika faizinin kanalları farklıdır. Haftalık repo ve fonlama faizleri krediler üzerinden iç talebi etkiler. Borçlanma faizi ise döviz kurunu yönlendirir. Çünkü kısa dönemli sermayenin getirisine alt sınır oluşturur. Sıcak para için TL’nin cazibesini belirler.

Özetleyelim. İç talebi kısıtlayan faizlerin değişmemesi enflasyon açısından savunulabilir. Israr etmem. Ancak TL’nin değer kazanması büyümeyi dış talebin taşımasına engeldir. Rekabetçi kuru korunmanın yolu ise borçlanma faizinde indirimdir. Göreceğiz.
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)