Geçen hafta piyasaları ters köşeye yatıran gelişmelerin gerisinde Almanya’nın parasal genişlemeye muhalefet etmesi ve bu kez ECB Başkanı Mario Draghi’nin ikna etmede başarılı olamaması var. Habertürk ekonomi yazarı Abdurrahman Yıldırım, geçtiğimiz haftada piyasaları değerlendirdi ve beklentilerini kaleme aldı. ECB'nin aldığı kritik kararları yorumlayan Yıldırım şimdi sıra Fed'de diyor.
İşte Yıldırım'ın o yazısı;
Geçen hafta faizi artacak ve miktarı azalacak doların değeri, artma yerine düştü. Faizi düşürülen ve miktarı bollaşacak olan Euro’nun değeri, düşme yerine fırladı. Euro-dolar paritesi küresel kriz sonrası en sert günlük yükselişini yaşadı. Perşembe gün içinde 1.0538’e kadar inen parite, Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) beklentileri karşılamayan kararıyla yüzde 4.2 yükselerek 1.0980’e kadar çıktı. Parite cuma gününü de 1.0884’ten tamamladı. Halbuki FED’in 15-16 Aralık’ta yapacağı toplantıda 9 yıl aradan sonra
faiz artırımına gitmesi bekleniyor.
-Geçen hafta piyasaları ters köşeye yatıran gelişmelerin gerisinde Almanya’nın parasal genişlemeye muhalefet etmesi ve bu kez ECB Başkanı Mario Draghi’nin ikna etmede başarılı olamaması var. Bundan önce iki kez söz verdi ve sözünün gereğini fazlasıyla yaptı. “Euro’yu desteklemek için ne gerekiyorsa yapacağız” dedi ve yaptı. “Parasal genişlemeye gideceğiz” dedi ve bunu da yaptı. Bu kez ise söylediğini kısmen yapabildi. Sonuç da ortada.
-Almanya’nın katı tutumunu kolay kolay değiştirmesi beklenmez. Çünkü deneyimleri tarihten geliyor. Ta ki Avrupa’da yeni bir sıkıntı yaşanana kadar Almanya inadını sürdürebilir. Bu da Euro için yeni bir durum demektir. Piyasaya daha önce tahmin edilenden daha az Euro sürülecek ve bu paranın maliyeti de düşünülenden biraz daha fazla olacak. Bu da Euro’nun dolara göre değer kaybını sınırlayan, Euro’yu nispeten güçlü kılan bir gelişmedir.
-Amerika’da
faiz artışı aralık ortasında başlayacak olsa da, kademeli ve küçük adımlarla olacak. Bu da doların hızlı değerlenmesini yavaşlatan bir gelişmedir. Dolar orta vadeli yine değer kazanabilir, Eurodolar paritesi 1 düzeyini de görebilir. Ama onun altına sarkma ihtimali, sarkma boyutu ve 1 düzeyinin altında kalma süresi giderek azalıyor. Muhtemelen bu düşüşünde Euro, 2000’de gördüğü 0.82 düzeyini 2016 görmeyebilir. Geçen hafta Almanların muhalefeti sonucu ECB’nin tutumu ortaya çıktıktan sonra, önümüzdeki dönem Euro’nun düşüşü sınırlı kalabilir. FED’in son açıklamalarıyla da,
Faiz artışı döneminde doların yükselişi sınırlı kalabilir.
-Paritenin Euro lehine değişmesi de Türkiye’nin işini kolaylaştırıyor. Çünkü Türkiye’nin borçları daha çok dolarla, ihracatı ve döviz kazancı ise daha çok Euro ile. Mesela bu yıl paritenin düşmesinden dolayı ihracatta yaşanan kayıp 14 milyar doları buluyor. Euro bu kadar değer kaybetmeyecekse gelecek yıl da böyle bir ihracat kaybı yaşanmayacak.
SONUÇ: “Doğa atlama yapmaz.” Wilhelm Leibniz
PARİTEDE SON SÖZÜ ECB SÖYLEDİ ŞİMDİ SIRA FED’DE
Yaklaşık 9 ayda yüzde 25’e varan Euro/dolar parite düşüşüne FED mart ayında güçlü bir müdahalede bulundu. Haziran ayına yoğunlaşan faiz artırımı beklentilerini sonbahara öteledi ve parite 1.0460’tan yukarı döndü. Ağustos ayında 1.1711’i gören parite faiz artırımının ve Avrupa’da parasal genişlemenin büyütülmesinin gündeme gelmesiyle ekim sonundan itibaren yeniden düşüşe geçti. 3 Aralık’ta 1.0538’e kadar inen parite üzerinde son sözü ECB söyledi ve pariteyi fırlattı. Ay ortasında söz sırası FED’de.
Faiz artırımı ifade edildiği gibi kademeli olursa, bir süreliğine Euro gücünü koruyabilir de.
EURO’NUN 3 ARALIK 2015 DÜZEYİ 15 YIL ÖNCEKİNİN YÜZDE 28 ÜZERİNDE
Sıcak para hızlı azalışın sonrasında dalgalanmaya geçti. Eylül ayında 91.4 milyar dolara inen sıcak para stoku ekimdeki kısmi iyileşmeyle 98.4 milyar dolara yükseldi, kasımda ise yeniden sermaye çıkışları ile 94.4 milyar dolara indi. Kasım ayı verisi 2011 sonrasının aylık en düşük ikinci rakamı.
DOLARİZASYON HIZLA İLERLİYOR MEVDUATIN 3’Ü TL, 2’Sİ DÖVİZ
Enflasyonun yüzde 8.10’u bulduğu bir yılda yurtiçi finansal tasarrufların artışı yüzde 12’de kaldı. Üstelik bu artışın önemli bir kısmı döviz kurundaki artıştan kaynaklanıyor. Kasım sonu itibarıyla yurtiçi yerleşik hanehalkının finansal sistemdeki tasarruf toplamı 1 trilyon 395 milyar liraya yükseldi. 11 aylık dönemin artışı 168 milyar lira ve yüzde 12 düzeyinde. Artışın en büyük kısmı, döviz tevdiat hesaplarının 125 milyar lira kadar artmasından kaynaklanıyor. Bu da toplam artışın dörtte üçünü oluşturuyor. Döviz hesaplarının TL ifadesi 457 milyar liraya yükselirken yıl başına göre artışı da yüzde 38’e vardı. TL mevduatlardaki artış ise yüzde 4.9 düzeyinde kaldı ve 679 milyar liraya vardı. Buradaki artış enflasyonun yarısı düzeyinde kaldı ve TL mevduatlar reel olarak eriyor. Geçen yılın sonunda döviz hesaplarının TL mevduata oranı yüzde 51’di, bu oran kasım sonunda döviz lehine hızla yükselerek yüzde 67’ye çıktı. Yani bankalarda her 3 liralık TL mevduata karşı 2 lira da döviz mevduatı bulunuyor.