<
BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaGündemEuro öldü, yaşasın Frank----

Euro öldü, yaşasın Frank

Euro öldü, yaşasın Frank
06 Mayıs 2017 - 12:03 www.finansingundemi.com

Gözler Fransa'da... Seçim sonucu AB'nin de kaderini etkileyebilir. İki aday ve sözleri tartışılıyor. Sözcü yazarı Ege Cansen, olayın ekonomik boyutuna baktı. İşte o yazısı...

Yarı-başkanlık sistemiyle idare edilen Fransa’da finale kalan iki adaydan biri olan “aşırı sağcı” (başı açık ve şarap içiyor) Marine Le Pen “Euro öldü” buyurmuş. Sözlerine şöyle devam eetmiş: “Euro, Fransız ekonomisi için bir yük. Ekonomiyi düzeltebilmek için, elimizin altında hâkim olabileceğimiz bir ulusal para birimi olması lazım. Euro, büyük şirketler tarafından kullanılmaya devam edebilir. Ama halk kendi parasını kullanacak. Ayrıca, iktidara gelirsem, Fransa’nın Avrupa Birliği içinde kalıp kalmaması için bir halk oylaması yapacağım.” Büyük bir ihtimalle Madam Le Pen başkan seçilemeyecek. Dolayısıyla, Fransa’nın “Euro’dan çıkması” veya “çifte para birimli” bir ekonomi haline gelmesi şimdilik uzak bir ihtimal gibi duruyor. Ama hayat bu, bir bakarsınız rakibi dahi aynı yolda gidebilir.

İÇ PAZAR BÜYÜKLÜĞÜ YAŞAMSALDIR

Önceleri “Ortak Pazar” vardı. Türkiye’nin solcuları da “Onlar ortak, biz Pazar” diye slogan atarak aleyhte gösteri yürüyüşü yapardı. Sonra adı AED “Avrupa Ekonomik Topluluğu” oldu. En sonunda da AB (Avrupa Birliği) noktasına gelindi Bundan sonraki aşama “Birleşik Avrupa Devletleri” olmaktı. Yani Amerika Birleşik Devletleri gibi bir dünya devi haline gelmekti. Şimdi hiç olmayacak gibi duruyor. İşin siyasi taraıf ne olursa olsun, Avrupa Birliği bir “İktisadi birliktir.” Amaç çok büyük (kabaca 16 trilyon dolarlık) bir iç piyasa yaratmaktır. Bunun da yolu sadece gümrük duvarlarını kaldırmak değil, aynı zamanda ortak bir  para birimine sahip olmaktır. Ortak para birimi olmadan 16 trilyon dolarlık bir piyasa bir “iç Pazar” gibi işlemez. İç pazara ürün satmak, şirketlerin gelişmesi açısından, üç kat daha büyük “dış pazara” hitap etmekle eşdeğerdedir. İç Pazar ile dış Pazar arasındaki yaşamsal fark, iç pazarın sanayi şirketleri için “tedarik zincirinde, kur farkı oluşmasına” izin vermemesidir.

ORTAK PARA BİRİMİ VE FİNANSMAN

Euro inşa edilirken ortaya atılan tezlerden biri de, ortak para birimi sayesinde kullanıcı ülkeler arasında bir “faiz eşitlenmesi” olacağı iddiasıydı. Tek para birimi, tek faiz haddi (Single currency-cingle rate of interest) konferansına ben de katılmıştım. Tek faizin gerisinde tek enflasyon önermesi de vardı. Zaten ahir zaman iktisat peygamberlerinden Chicagolu Friedman “Enflasyon, her zaman ve her yerde parasal bir olaydır” diye bir nas söylemişti. Euro denilen “para” Avrupa Merkez Bankası tarafından idare edileceğinden, bir süre sonra Euro kullanan ülkelerde enflasyon da faiz gibi kendiliğinden eşitlenecekti.

GELİR DAĞILIMI İKTİSADİ SORUNLARIN ANASIDIR

Benim iktisat öğretmenim Sadun Aren’dir. Sadun Hocu sözde salt iktisat tartışılırken bile, ileri sürülen tezlerin altında “gelir dağılımını” değiştirme çatışması yatar derdi. Dün Yunanistan’da bugün Fransa’da Euro ile ilgili olarak ortaya atılan şikâyetlerin “kök sebebi”, siyasetçilerin seçmenlerine gelir dağılımı, kendisine oy verecekler lehine değiştireceği sözü yatar. Madam Le Pen, elinin altında kontrol edebileceği bir ulusal para bulunmasını isterken, aslında seçmenine böyle bir şey vaat etmektedir. Son söz: siyasileşen para politikası, iktisadilikten uzaklaşır.

YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)