ERTUĞRUL FİRKATEYNİNİN ÖYKÜSÜ KİTAPLAŞTIRILDI
Japonyanın Kushimoto kenti açıklarında batan "Ertuğrul Firkateyni"nde görev yapan 600ü aşkın denizcinin ve onlara
yardım eden Japon dostlarının hikayesini yeni kuşaklara taşımak amacıyla hazırlanan "Ertuğrul Firkateyninin Öyküsü" adlı çocuk kitabı tanıtıldı.
Kitabın tanıtımı dolayısıyla Yapı Kredi Plazada düzenlenen ve "Ertuğrul
Firkateyni"nden sağ kurtulan denizcilerin yakınlarının da katıldığı toplantıda
konuşan Yapı Kredi Emeklilik Genel Müdürü Giray Velioğlu, 2 yıl önce "Ertuğrul
Projesi"ne başlarken şehitlerin ve onlara destek veren Japon balıkçıların
anılarını canlandırmayı, toplumun bilincini artırmayı ve geçmişe bir nebze sahip
çıkmayı amaçladıklarını anlattı.
"Özellikle Japon halkının verdiği önemi, orta öğretim ders kitaplarında
yer vererek çocuklarına bu olayı aktardığını gördükçe, bizim de yeni kuşaklara
ulaştırmanın bir yolunu bulmamız gerektiğini düşündük" diyen Velioğlu, Proje
Başkanı Tufan Turanlının önerdiği ve yazdığı çocuk kitabıyla bu konuda önemli
bir adım attıklarını düşündüklerini söyledi.
Kitabın "Ertuğrul Firkateyni" üzerine yazılan ilk çocuk kitabı olma
özelliği taşıdığını belirten Velioğlu, emeği geçenlere teşekkür etti.
"Ertuğrul Firkateyni: Japonyada Bir Türk Gemisi" Projesi Başkanı Tufan
Turanlı da kitap fikrini kızı Adanın verdiğini belirterek, "Kızım elinde
Titaniki anlatan bir kitapla geldi ve Baba sen de bir gemi ile uğraşıyorsun,
neden çocuk kitabı yazmıyorsun dedi. Ben de Ertuğrulu çocuklara anlatmanın en
iyi yolunun kitap olduğunu düşündüm ve yazmaya başladım" diye konuştu.
Kitabın projenin en büyük dönüm noktalarından biri olduğunu ifade eden
Turanlı, film yapmayı da düşündüklerini, ancak bunun için biraz zamana
ihtiyaçları olduğunu söyledi.
Yapı Kredi Emeklilik ve Sualtı Arkeolojisi Enstitüsü ortaklığında,
Türkiye Sualtı Arkeolojisi Vakfının desteğinde yürütülen "Ertuğrul Firkateyni"
su altı kazısına 2007 yılında başladıklarını, ikinci kazıyı geçen yıl
gerçekleştirdiklerini ve üçüncü kazının da 2009 yılını Ocak ayında yapılacağını
ifade eden Turanlı, 2 kazıda aralarında çivi, düğme, dürbün objektifi, madeni
paranın bulunduğu bine yakın eser çıkardıklarını anlattı.
Kazada ölen denizcilerin şehitliğe gömüldüğü, ölmeyenlerin de
kurtarıldığı yönünde bilgi sahibi olduklarını belirten Turanlı, "Kazılar
sırasında beklemediğim bir şey gerçekleşti ve şehit kemikleri ile karşılaştık.
Kemikleri, geçen yıl 18 Şubatta Ertuğrul Şehitliğinde toprağa verdik" dedi.
-"TÜRK BASINI DUYARSIZ"-
"Ertuğrul Fırkateyni"nin Türk gemisi olduğuna dikkati çeken Turanlı,
kazı çalışmalarının 26 Şubat 2008de Asahi Shinbun adlı Japonyanın en yüksek
tirajlı gazetesinde manşetten haber olduğunu belirterek, "Türk medyasının
duyarsızlığından" yakındı.
Bir ayda çıkarılan eserlerin konservasyon ve restitüsyon işlemlerinin bir
yıl sürdüğünü dile getiren Turanlı, kazı sırasında çıkarılan eserleri "Gezer
Sergi" ile sergilemeyi düşündüklerini kaydetti.
Turanlı, "2010 yılı Türkiyede Japon Yılı olacak. Japon Hükümeti,
Türkiyedeki kutlamalara sergi ile gelmeyi düşünüyor" dedi.
Ertuğrul Şehitlik Anıtının yanında Türk Müzesi bulunduğunu belirten
Turanlı, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Japonyanın en güney ucundaki müzede Türkiyeyi anlatan bir Galatasaray
futbol takımı renklerine sahip top, nargile, çürümekte olan eski eserler,
flamalar, birkaç tane de Ertuğrul Firkateyninden eskiden çıkarılan eserler var.
Müzenin içeriği çok zayıf, Türkiye hakkında bilgi verme amaçlı broşür bile yok.
Kültür ve Turizm Bakanlığından oraya ülkeyi tanıtan broşür koymasını istiyorum.
Orada iyi tanıtım yapmak şart. Hatta müzeyi gezenlerin sayısı bizim kazılardan
sonra ikiye katlandı."
Çıkarılan eserlerin Japonyaya ait olduğunu, ancak Türkiyenin eserleri
istemesi durumunda Japonyanın seve seve vereceğini belirten Turanlı, "Japonlar,
şehitlerimizin kemiklerini Türkiyeye götürmek istemememizi şaşkınlıkla
karşıladı. Kemikleri de istesek getirebilirdik ama diğerleri ile birlikte anıtta
yatmaları uygun görüldü" diye konuştu.
Turanlı, Japonların, yaptıkları çalışmaları "Türkiyenin Japonyada son
10 yılda yaptığı tanıtımlardan daha önemli" bulduğunu ifade etti.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gülün konu ile yakından ilgilendiğini anlatan
Turanlı, Çankaya Köşkünde 1,5 saate yakın Cumhurbaşkanı Güle proje hakkında
bilgi verdiğini bildirdi.
Klasik anlamda arkeolojik kazı yapmadıklarını belirten Turanlı,
"Amacımız oradaki geminin ve denizcilerin anılarını canlandırmak. Yakınlarına
ulaşmak. Bugüne kadar 15 kadar yakına ulaştık" dedi.
-"ERTUĞRUL FİRKATEYNİ" FACİASI-
Tufan Turanlının kaleme aldığı, Bilgin Adalının çocuklar için
uyarladığı ve Mustafa Delioğlunun resimlediği 64 sayfalık "Ertuğrul
Firkateyni"nin öyküsü şöyle:
"Japon İmparatoru Meijinin yeğeni Prens Komatsu, 1887 yılında Osmanlı
İmparatorluğunu ziyaret etti. Prens Komatsu ve heyeti, II. Abdülhamid tarafından
Dolmabahçe Sarayında ağırlandı. Bu yakın ilgiden memnun olan Japon İmparatoru,
II. Abdülhamide teşekkür mektubu, çeşitli hediyeler ve Japonyanın en büyük
nişanı olan, halen Topkapı Sarayı Müzesi Hazine Dairesinde teşhir edilen Büyük
Krizantem Nişanını gönderdi.
II. Abdülhamide gönderilen Büyük Krizantem Nişanına karşılıklılık
esasına uygun olarak Osmanlı İmparatorluğunun en önemli nişanı olan Nişanı
Ali-i İmtiyaz gönderilmesi uygun bulundu. Nişan ve hediyelerin takdimi için ise
Ertuğrul Firkateyni görevlendirildi.
Amiral Osman Paşa yönetimindeki gemi, 14 Temmuz 1889 tarihinde yola çıktı
ve 11 ay süren yolculuğunda Marmaris Limanı, Süveyş (Port Sait), Cidde, Aden,
Bombay, Kolombo, Singapur, Saygon, Hong Kong, Nagasaki, Kobe limanlarına
uğradı.
Gemi, 17 Haziran 1890da Yokohama Limanına demirledi ve mürettebatı
Japon halkı tarafından coşkuyla karşılandı. Amiral ve emrindeki heyet, İmparator
Meiji tarafından Tokyodaki sarayında kabul edildi ve kendilerine birer nişan
verildi. Ertuğrul personeli, Japonyada kaldığı süre içinde en itibarlı
misafirler olarak ağırlandı.
Daha sonra gemide kolera hastalığı baş gösterdi ve 17 gün karantina
uygulandı. Japonyada yaklaşık 2 ay kaldıktan sonra Ertuğrul Firkateyni, şiddetli
kasırga mevsimi olduğu uyarılarına rağmen 5 Eylül 1890da dönüş yolculuğuna
başladı. 18 Eylül akşamı Oshima Adası yakınında fırtınaya yakalanan 3 direkli
yelkenli gemide, önce en kıçtaki direk olan mizana direği çöktü, ancak bu tehlike
geçici olarak bertaraf edildi. Saat 23.00 civarında Ertuğrul, Oshima Adasının
doğu ucundaki kayalıklara çarparak parçalandı.
Amiral Osman Paşa dahil 550 denizci hayatını kaybetti, 69 denizci ise ada
balıkçılarının olağanüstü çabaları ile kurtarıldı. Oshima köylüleri, kazazedelere
sahip çıktı, hastaları tedavi etti, onlara giyecek ve yiyecek sağladı. Ayrıca
şehitlerin cesetlerine gereken saygıyı göstererek gömdü. Oshimadaki ilk anıt, bu
mezarların bulunduğu yerdedir.
Daha sonra kazazedeler, Kongo ve Hiyei isimli Japon kruvazörleri ile
İstanbula gönderildi. Gemiler, 2 Ocak 1891 tarihinde Dolmabahçe Sarayı önünde
İstanbul Limanına demirledi."