Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...
Hisse | Fiyat | Değişim(%) | Piyasa Değeri |
---|
E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Cemil Ertem, ekonomik gelişmelerle ilgili düşüncelerini Milliyet'teki köşesinde yazdı.
İşte Ertem'in o yazısı:
İşin ürkütücü yanı ise şuydu; gelişmekte olan ülkelerin ekonomi bürokrasisi de bu sığ ve yanlış görüşü temel kabul edip, nakit yönetimi, para politikası ve maliye politikası ayaklarında oldukça vahim sayılacak, sonuçları itibariyle bize çok pahalıya patlayacak hatalar yapıyordu.
Biz başından itibaren bu görüşün doğru olmadığını, 2008 krizinin gelişmiş ülkelerin merkez bankalarının para politikası çerçevesiyle aşılamayacak kadar köklü ve sistemik olduğunu, dünyanın buradan ancak sistemin hiyerarşik işleyiş mekanizmalarının köklü değişimi ile çıkabileceğini söyledik.
Burada Türkiye'nin de içinde bulunduğu gelişmekte olan ülkelerin, yapacağı en büyük hata, geçmişte olduğu gibi, gelişmiş ülkelerin onlara yukarıdan dediklerini yapmaya çalışması olacaktı. Nitekim, 2008 krizinden sonra, yerinde iktidar değişiklikleriyle hızla toparlanan bazı Latin Amerika ülkeleri, yeniden Amerikancı iktidarların eline düşünce kriz kapılarını çaldı. Arjantin'in düştüğü durum aynen budur. Brezilya da oraya doğru hızla gidiyor.
Şunu açıkça söylemek gerekiyor; Türkiye'de de "Duralım ve yeniden ortodoks kemer sıkma programlarına geri dönelim, para politikasında, dalgalı kur rejimi görüntüde kalsın, modelin aksine, kur hedeflemesini çok yüksek faizle yapalım, maliye politikasında mali kural benzeri çıpalar getirelim, yatırımları durduralım, büyümeyi gelişmiş ülkeler ortalamasına hızla çekelim, batan batar, kaynakları batamayacak kadar büyük olan tekelci sermayeye aktaralım" diyenler ekonomi bürokrasisinden, kaynakları bize aktarın diyen büyük sermaye çevrelerine kadar geniş bir yelpazeyi içeriyordu.
Türkiye, seçimden önceki süreçte bu yanlışa direnebildiği kadar direndi. Çok önemli adımlar da attık, çok önemli, reel alanları destekleyen, KOBİ'leri ayağa kaldıracak ihracat ve sanayi ağırlıklı reformları devreye soktuk. Burada da çok güçlü bir direnişle karşılaşıldığını söylemeliyim.
Şu 2008 yılı!
Ben bütün bu süreçte 2008 yılını çok hatırladım ve etrafımdakilere de hatırlattım.
O yıl biliyorsunuz Erdoğan, Türkiye'de IMF'li ekonomi tarihini bitirmişti.
O yıl, "IMF ile 20. Stand-By'ı yapalım ve IMF'den alınacak kredi ile de şu 'batamayacak kadar büyük sermayenin' kısa vadeli borçlarını kapatalım" diyenler bir yanda idi, Erdoğan bir yanda idi. Eğer Erdoğan o yanlış adımı atsa idi Türkiye'de hiçbir şey değişmezdi buna adım gibi eminim.
Ama tabii Cumhurbaşkanımız bunun için, bu tarihi anlarda on yılları belirleyecek kararları, Türkiye lehine, verebildiği için, hala Cumhurbaşkanımız ve şimdi Başkanımız.
Bugün Türkiye'de bankalara olan büyük borçların - yeniden yapılandırma taleplerinin büyük bölümü - bu büyük sermayenindir ve bunların da yurtdışındaki varlıkları bu borçların birkaç mislidir. Bu varlıklar sisteme girince banka sistemimiz daha da rahatlayacaktır. Aynı şekilde Türkiye'de, piyasa ekonomisinin garantisi olan KOBİ'ler cari açığı artırmak bir yana, net fazla veren bir ekonomik çevrimin merkezi konumundadır. Cari açık küçüklerin marifeti değildir. KOBİ'lerin ve hane halklarının, kısa vadeli açık pozisyon riski yoktur.
Şimdi yine gelişmekte olan ülkelere dönük bir "ralli" konuşuluyor. Hani ABD ve ardıllarında ücretler yükselmeye başlamıştı, işsizlik doğal işsizlik seviyelerine geliyordu; hani büyük fonlar hızla yükselen ABD on yıllıklarını takip edip, dolara ve ABD kağıtlarına dönecekti? Hani bütün gelişmekte olan ekonomilerden kalıcı çıkışlar başlayacaktı?
Bunları iddia edenler şu sıralar yalnızca gelişmekte olan ülke paralarına dönük günlük spekülasyonlardan ekmek yiyorlar. Bunun dışında inanın gelişmiş ülkelerin merkezlerinden yapılan bütün ihraç malları zarar yazıyor.
Trump, bunun için tepinip duruyor, İngiltere bunun için Brexit'i başlattı. Merkel, bunun için yeniden Türkiye'nin kapısını çalıyor. Ticaret savaşları, bunun için kaçınılmaz ama gelişmiş ülkelere son darbeyi vuracak bir çılgınlık olarak, tam şimdi, gündemde.
Peki biz ne yapacağız?
Tekrar söyleyelim: Rekabetçi, dışa tam açık, ihracata ve sanayiye dönük, insan odaklı bir ekonomiyi hedef olarak merkeze alacağız. Para ve maliye politikalarının uyumu en üst düzeyde olacak. Bu, bize daha güçlü ve bağımsız Merkez Bankası, daha güçlü-etkin düzenleyici kurumlar ve ekonomi yönetimini getirecek. Kapsayıcı, istihdam odaklı, teknoloji yoğun verimliliğe sahip bir büyümeyi öne çıkartacağız. Bu büyüme, enflasyon, cari açık gibi temel yapısal sorunlara, işsizlikle birlikte, cevap veren istikrarlı ve dengeli bir kalkınma yolu da olacak.
Özelleştirmeler ve beton ihaleleri dövizle yapıldı, bankalardan dövizle borç alan büyük sermaye bankaların yurt dışından getirdiği dövizle cari açığı finanse etti. İhracata dayanmayan, TL bazlı yurt içi satışa dayanan yatırımlarla ucuz döviz kredileri israf edildi.
O dönem düzendeki ekonomi bürokratlari (merkez bankası spk bddk başkanlarının altındakileri diyorum) çoğunu ihraç ettiniz, önei kısmını da hapse attınız. Esasen üç dört yıldır devlet yönetimindeki tokezlemenin sebebi tasfiyeler. Adaletsiz tasfiye oldukları kısmına hiç girmiyorum. Lakin vefasizsiniz. Ama o dönemki kadrolarınız da yok artık, bakalım badem bıyıklı cengaver kadrolar ve damatla nereye kadar gidecek? 2008 ile kıyasliyor. Çok komik ya. Bir kere o zaman öyle ya da böyle demokrasi vardı. Şimdi ne olacak bekleyelim görelim. Ne göreceğimizi bilemiyorum ama kesin gormeyecegimiz şeyi biliyoruz: demokrasi.
Hade iyisiniz ertem rahatlatacakmış bak sizi...
aaaaa bankalar sıkıntıya mı düşmüş ?
Bu adam böyle söylüyorsa bilin ki bankalar sıkıntılı.
Bir karar aldınız ve 10 yıl geriye dönük bankaların aldıkları masrafı yasal olmayan bir şekilde ödettiniz..Yaranmak için trübüne oynadınız ve 50 milyar TL alınan komisyon haksız şekilde geri ödendi..geldiğimiz noktada bankalarıda bitirdiniz..yapacak tek şey kaldı ülkeyi komple satın.
nasıl rahatlayacak bankalar..o bir büyük borçlu firma bin küçük firmayı götürür..nasıl danışmansın senki hayallerini vatandaşa satmaya çalışıyorsun..
Bankalara açığa satışa devam o zaman. Biz de rahatlıyoruz açığa sattıkça.
SÖYLEDİKLERİNİZİN YARISINI KENDİNİZ DİNLESENİZ Rekabetçi, dışa tam açık, ihracata ve sanayiye dönük, insan odaklı bir ekonomiyi hedef olarak merkeze alacağız. Para ve maliye politikalarının uyumu en üst düzeyde olacak. Bu, bize daha güçlü ve bağımsız Merkez Bankası, daha güçlü-etkin düzenleyici kurumlar ve ekonomi yönetimini getirecek. Kapsayıcı, istihdam odaklı, teknoloji yoğun verimliliğe sahip bir büyümeyi öne çıkartacağız. Bu büyüme, enflasyon, cari açık gibi temel yapısal sorunlara, işsizlikle birlikte, cevap veren istikrarlı ve dengeli bir kalkınma yolu da olacak.
1 zengin parasını yurtdışına niye kaçırır. 2 cari açığı düşürmek için ne yapacaksınız 3-faiz ve enflasyon patlarken üzerine benzin döken konuşmaları kim yaptı. 4-milli para ne demek. Özalın başardığı o büyük devrim ortadan kaldırılacakmı.
Bu adamın danışmanlığını yaptığı ekonomi çok yasamaz
Sayenizde enf dolar patladı daha konuşuyorsunuz. Ev yaparak ülke kalkınmaz. İspanyanın yaptığı hatayı yıllar sonra siz yaptınız. Savurganlık yapanın kim olduğunu sizde biliyorsunuz ama kıyak maaş nedeniyle söylemiyorsunu,z. Satye ile kimse kalkınmaz. Onlarca yıldır iktidarda olan sizsiniz. Yanlış yaptığınız için enf yüzde altıdan yüzde onbeşi geçti.
Devletin aklı işte adam. Allah sağlık sıhhat ve uzun ömür versin Cemil ERTEM.
Cemil efendi elbet çok yaşasın ama o koltukta değil. Bir kenarda istediği kadar yaşasın. ama o hayalci gerçekdışı politikaları bizden uzak tutsun. Nedir yaa
Ne yapmışki cemil ertem. mademki bu kadar akıllı idi neden doların euronun faizin enflasyonun yükselişini engeleyecek kararlar alınmadı. Boş boş konuşuyorsun.
Finansingundemi.com’da yer alan bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Burada yer alan bilgiler, güvenilir olduğuna inanılan halka açık kaynaklardan elde edilmiş olup bu kaynaklardaki bilgilerin hata ve eksikliğinden ve ticari amaçlı işlemlerde kullanılmasından doğabilecek zararlardan www.finansingundemi.com ve yöneticileri hiçbir şekilde sorumluluk kabul etmemektedir. Burada yer alan görüş ve düşüncelerin www.finansingundemi.com ve yönetimi için hiçbir bağlayıcılığı yoktur. BİST isim ve logosu “koruma marka belgesi” altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BİST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BİST’e ait olup, tekrar yayınlanamaz.