İş Bankası Yönetimi Kurulu Başkanı Ersin Özince, Türkiye’de arka arkaya seçimlerin yaşanacağına dikkat çekerek, kimsenin seçim sonunu kadar faiz, döviz ve vade riski almaması gerektiğini söyledi. ABD’nin de seçim sürecinde olduğunu ifade eden Özince, dünya ve Türkiye’de önümüzdeki dönemlerin belirsizlikler içerdiğini belirtti.
Kadife Şahin'in Milliyet'teki haberine göre Özince, “Siyasi zaaflar ekonomi ve
finans piyasalarını etkilemeye devam ediyor. Bu etki devam edecek. Dünyanın en büyük ekonomisi Amerika Birleşik Devletleri’nin herkesten önce toparlanıp ciddi bir ekonomik hamle yapacağını beklerken iç siyaset sıkıntılarıyla karşı karşıya kaldığını gördük. Oradan ümit kesildi. Önümüzdeki dönemde, Avrupa Birliği’nde siyasi açıdan ciddi belirsizlikler, sıkıntılar söz konusu.
Amerika Birleşik Devletleri’nde girilen seçim süreci dikkate alındığında uluslararası finansal piyasalarda gel - git hareketinin azalmakla beraber süreceği ve bunun da dünya ekonomisi ve dünya ticaretinin ivmesini artması yönünde bir sonuç sağlamayacağını düşünüyorum. Çok yakın gelecekte bir iyileşme olmayacak. Tedrici, yavaş bir iyileşme sürecek” dedi.
‘Seçime bırakıldık’
Türkiye’nin bugüne kadar sahip olduğu avantajları oldukça iyi kullandığını kaydeden Ersin Özince, “Türkiye’de de özellikle seçim sürecinin ve arda arda gelecek seçimlerin etkilerinin, bana göre her zaman olduğu gibi yine erken başlaması, bizi de bir miktar seçim süreci izlenip, seçim sonrası izlenecek piyasalar içine dahil etti.
Şimdi dışarıda her üç alandaki seçimlere büyük bir ilgi var. Dünyaya ve Türkiye’ye bakıldığında önümüzdeki dönemlerin geçmiştekine nazaran biraz daha belirsizlikler taşıyacağını düşünüyorum.
Türkiye’deki ekonomik aktörlerin de bu düşüncelerle biraz tedbirli olması gerektiği kanısındayım” şeklinde konuştu.
Ersin Özince, belirsizliklere karşı bireylere ve kurumlara şu önerilerde bulundu:
‘Risk almak riskli’
“Şu anda hem yaşadığımız belirsizlikler hem de yönetişim konusundaki bazı değişiklikleri dikkate alarak çok uzun vadeli riskler almayı uygun görmüyorum. Öte yandan özellikle finansal riskleri hiç kimse gücünün üstünde almamalı. Kur riskini,
faiz riskini, vade riskini...
Finansal riskleri, şu anda en azından seçim sonuçları elde edilip arzu ettiğimiz güçlü bir finansal yönetim, ekonomi yönetimi yeniden ortaya çıkana kadar daha tedbirli olunması gerektiği kanısındayım. Ama tabii ki herkes kendi politikasını yönetecek.
Böyle bir dönemin kimileri için fırsatlar çıkarması da söz konusu. Bankacılık sektörü yönünden ben bankalarımızın bu yönde davranmakta olduğunu görüyorum.”
‘BİREYSEL HAKLARA SAYGIYI ÖĞRENMELİYİZ’
Türkiye’nin yaşadığı toplumsal olaylardan çıkaracağı dersler konusunda görüşünü sorduğumuz Özince, şöyle konuştu:
“Toplum olarak çağdaş olmayı, demokratik olmayı ve daima insan olmayı başarmalı ve çağdaş bir cumhuriyet, çağdaş bir demokrasi, insan haklarını ve medeni hukuku, çağdaş hukuku kuruluşundan itibaren baştacı etmiş bir ülke olarak önder olmaya, örnek olmaya devam etmeliyiz. Toplum olarak çıkaracağımız ders demokrasiyi hazmedebilmektir.
‘Yanlış düşünmüşüm’
Her şeye rağmen itidalimizi muhafaza edebilmeliyiz. Toplum olarak da en önemlisi bireyselliği kabul etmemiz. Benim neslim birey olarak değil toplumun üyesi olarak şartlandırıldı ve yetiştirildik. Artık dünyada aralarına girmeye, onlardan iyi olmaya çalıştığımız gelişmiş ülkelerde olduğu gibi toplumun bireylerinin kabulü gerekiyor, hepimiz tarafından. Sadece devlet tarafından değil.
Bunu biz diğer bireyler de kabul etmeliyiz. Adı ne olursa olsun birey üzerinde hakkınız olmayan değerlendirmeleri yapmamız gerektiğini öğrenmeliyiz. Ben öğrendim. Daha doğrusu benim kafama bu gerçek ciddi şekilde çarptı. Nasıl çarptı? Giyiminden kuşamından davranışından yaşam tarzından, tamamıyla kişisel tercihlerinden dolayı yabancı hissettiğim, hatta biraz da eleştirel ele aldığım bireylerin nitelikleri ve seçimleri konusunda çok yanlış düşündüğüm kanaatine vardım. İnsanlara çok önyargılı baktığımı anladım ki bu benim açımdan 60 yaşına gelmiş bir insan olarak büyük bir kazanımdır.”
‘SÜRPRİZLERLE DÜNYAYA LİDER ÜLKE OLAMAZSINIZ’
Türkiye’nin dünyada soyunduğu güçlü ülke hedefine ulaşmaması için sürprizlerle tereddütlere yol açmaması gerektiğini vurgulayan Özince, şunları söyledi:
“Ülke olarak 2003 sonrasında çok ciddi politikalarla ortaya çıktık. Avrupa Birliği yolunda, sosyal ve iktisadi açıdan liberalleşme yönünde önemli adımlar atmaya başladık ve Türkiye’yi her bakımdan arzulanan bir ülke olarak dünyaya yeniden takdim etmeye çalıştık.
Dış politikada sıfır sorun ifadesi, finansal politikalarda şeffaflık, kamu maliyesinde iyileşme, İstanbul’u uluslararası
finans merkezi yapmak... Eğer bunlar Türkiye’nin dünyaya taahhütleri ve yerli ve yabancı yatırımcıya cazip kılacak ve her şeyden önemlisi de yurttaşlara ve dışımızdaki insanlara cazip kılacak bir ülke taahhüdüyse, olağanüstü durumların ana politikalarımızda değişim yaratmayacağı, sürpriz yaratmayacağı güvenini hem yaşatmak hem de sürekli olacağı duygusunu vermeniz lazım.
Biraz canınız sıkıldığında, problemleriniz olduğunda dünyaya istikrarınızı göz ardı edeceğiniz kaygılarını verirseniz; dünyaya, örnek, arzulanan bir ev sahibi görüntüsü vermezsiniz.
Maalesef gerek bir takım siyaset hamlelerimiz gerek bir kısım düzenlemelerimiz ve yorumlarımız geçmişteki duruşumuzla bağdaştırılmadı. En azından kendimizi dünyaya pazarlıyorduk ya şu anda dünyada görüştüğümüz insanlarda bazı tereddütler yaratmış durumdayız. Bunların çaresine bakmak lazım. Sürprizlerle dünya ve yöre lideri ülkelerden biri olamazsınız. Sürpriz olmaması lazım.”
‘DÜNYAYI İSTİKRARIMIZA İNANDIRIRSAK FED’İ AŞARIZ’
Tükiye’nin istikrarını koruması ve bunu dünyaya iyi anlatması halinde Fed’in politikalarından etkilenmesinin azalacağını belirten İş Bankası Yönetim Kurulu Başkanı Ersin Özince görüşlerini şöyle ifade etti:
‘Türkiye gibi olan az’
“Türkiye siyasi risklerini iyi yönetirse, siyasi açıdan bir istikrarsızlığın söz konusu olmadığı ve olmayacağı kanaatini içeride ve dışarıda perçinlerse Fed politikaları gibi hususları aşar. Cari açık sorunu ve sermaye ihtiyacı, uluslararası ortamda muhtelif ürünlerle halledilebilir.
Türkiye’nin konumunda, Türkiye’nin özelliklerinde ülke az. Türkiye’nin ivmesini çok yüksek miktarda olmayan kaynaklar da sağlayabilir. Biz bu tekerleği döndürmeye devam edebiliriz. Ama siyaset konusunda kaygı olmaması lazım. Siyaset konusunda diye kast etmek istediğim şu, mesela çok yakın zamana kadar bizim yöresel bir çatışmada taraf olacağımız kaygısı vardı. Dış alem ve dış finansal oyuncular açısından çok büyük bir riskti. İnşallah bu ortadan kalktı diye düşünüyorum.”