Ergenekon kararını tanımadılar!
CHP'nin ulusalcı kanadı, ''Uyanışa Çağrı'' başlığıyla yayınladığı bildiriyle Ergenekon kararlarını tanımadıklarını açıkladı
CHP'nin ulusalcı kanadının etkin isimleri, "Uyanışa Çağrı" başlığıyla bildiri yayımladı. Bildiride, Ergenekon davası kapsamında verilen kararları tanımadıklarını belirten CHP'li vekiller, AKP’nin 'demokratik anayasa' yapmak gibi bir niyeti de, bunun için açık ve demokratik bir toplumsal uzlaşma sağlama şansı da yoktur. ‘Mazlum AKP’ maskesi düşmüş, sinsi gerçek ortaya çıkmıştır. Bize düşen görevin, ülkemizi tehdit eden karanlık anayasa oyununu halkımızın ve dünya kamuoyunun gözleri önüne sermek olduğu inancındayız" denildi.
CHP'nin ulusalcı kanadının 6 etkin ismi Süheyl Batum, Dilek Akagün Yılmaz, Birgül Ayman Güler, Şevki Kulkuloğlu, Gürkut Acar ve Nur Serter, "Uyanışa Çağrı" başlığıyla ortak bir bildiri kaleme aldı. Ergenekon davasının 5 Ağustos günü sona erdiği belirtilerek, "Hukukun tüm ilkeleri çiğnenmiş, sahte dijital deliller davanın esası olmuş, savunma hakkı yok edilmiş, Danıştay cinayeti sanıkları aklanırken elinde kaleminden başka bir şeyi olmayan aydınlar ‘cebir ve şiddetle hükümeti yıkmak’ mahkum edilmişlerdir" denilen bildiri şöyle:
KARARLARI TANIMIYORUZ
Bizler, Türk milletinin milletvekilleri olarak teröristleri "tanık" diye kabul eden, canileri beraat ettiren, yurtsever aydın ve komutanları ise dayanaksız biçimde mahkum eden Silivri mahkemesinin kararlarını tanımıyoruz. Çünkü, her şeyden önce, mahkumiyet kararları veren mahkemenin kendisi, hukuken yok hükmündedir. Bu, yalnızca Ergenekon Davası’nın görülmesi için devam ettirilmiş bir Özel Yetkili Mahkeme’dir. Yargının siyasallaşmasının en uç son örneği olan bu mahkemede adeta düşman hukuku uygulanmış, “Türk Milleti adına” verildiği iddia edilen kararlar Türk Milletinin vicdanını çok ağır bir şekilde yaralamıştır. İktidar, güvenlik güçleri eliyle yalnızca duruşma salonunu değil, yolları ve tarlaları kuşatma altına alarak, duruşmanın aleniyetini ortadan kaldırmıştır. Duruşmayı izleme yasağı, anayasal seyahat hakkının açıktan açığa gasp edilmesine ve ülke genelinde fiili sıkıyönetim ilanına dönüşmüştür.
FAŞİST DİKTATÖRLÜĞÜN AYAK SESLERİ
Şimdi iktidar, anti-demokratik uygulamalarına karşı direnen, boyun eğmeyen her kesimi, intikam yargılamalarına dahil etmeye çalışmaktadır. Hedef tahtasına da CHP’ni yerleştirmiş durumdadır. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, 'Ergenekon Davası’nda verilen kararın meşruiyeti yoktur' diyen Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu'nu 'beğenmediğin mahkemelerin huzuruna çıkmak durumunda kalabilirsin' diyerek tehdit edebilmektedir. Mehmet Ali Şahin, yalannamelerle mahkum ettikleri milletvekillerimizin 'CHP’den ihraç edilmesi gerektiğini' söyleyebilmektedir. Gericiliğe, din istismarına, rantçılığa, baskı ve zulme karşı başkaldıran Gezi Direnişi’nde, daha fazla gencin katledilmesini ve yaralanmasını önlemek için saldırılara kalkan olan milletvekillerine soruşturma açılmaktadır. Bütün bu tehditler, hak hukuk, demokrasi, sandık çığlıkları içinden yükselen faşist diktatörlüğün ayak seslerinden başka bir şey değildir. Özü ve yönü açığa çıkmış olan bu iktidarın hiçbir tehdidine boyun eğmeyeceğimizi, faşizme geçit vermeyeceğimizi ilan ediyoruz.
AKP'NİN DEMOKRATİK ANAYASA NİYETİ YOK:
İntikamcı iktidarlar demokratik anayasa yapamaz. AKP yasamayı adeta askıya almış, yargıyı emrine çekmiş, basın yayın kurumlarını felç etmiştir. Şimdi, ana muhalefet partisi başta olmak üzere tüm yasal siyasal yapıları tehdit etmektedir. Böyle bir iktidar, üstelik PKK ile müzakereler temelinde iş görerek, anayasa yapmaya çalışmaktadır. AKP’nin “Demokratik Anayasa” yapmak gibi bir niyeti de, bunun için açık ve demokratik bir toplumsal uzlaşma sağlama şansı da yoktur. ‘Mazlum AKP’ maskesi düşmüş, sinsi gerçek ortaya çıkmıştır. Bize düşen görevin, ülkemizi tehdit eden karanlık Anayasa Oyunu’nu halkımızın ve dünya kamuoyunun gözleri önüne sermek olduğu inancındayız.