Erdoğan'dan flaş açıklamalar
Başbakan Erdoğan Yurt Dışındaki Türk Bilim İnsanları 2. Kurultayı'nın Cevahir Otel'deki kapanış oturumunda konuştu
İşte Erdoğan'ın konuşmasından satır başları:
BAŞBAĞLAR KATLİAMI
Masum sivillere yönelik bu saldırıyı insanlık adına biz her zaman hatırımızda tutacağız.
Başbağlar’da ölen 33 kardeşimizi tekrar yad ediyorum.
Ülke olarak yurtdışında gösterdiğiniz başarılardan dolayı sizlerle iftihar ediyoruz.
Her birinizden ülkenize vefa borçlarınızı da ödemenizi bekliyoruz.
Bazılarınız Türkiye’de doğdu, sonra yurtdışına gitti. Bazılarınız yurtdışında doğdu, orada hayat kurdu. Her durumda vatanınıza karşı vefa borcunuz var.
Bu borcu ödemenin en iyi yolu geride gelenlerin sizlerin izinde gitmesini sağlamak ve bunun için çalışmaktır.
Geri dönüş olmasa bile ülkemizdeki bilime, teknolojiye katkı sunmanın onlarca yolu olduğuna da inanıyorum.
Türkiye bilim, teknoloji alanında gerçekten büyük bir değişimi gerçekleştirdi. Süreç ilerliyor.
10,5 yılda 95 yeni üniversite kurduk, toplam üniversite sayısı 171 oldu.
10,5 yıl önce Türkiye’de eğitim için 151 ülkeden 10 bin başvuru alıyorduk, şu anda bu talep 5,5 kat artışla 55 bine ulaştı.
Kabul ettiğimiz yabancı öğrenci sayısını her yıl arttırıyoruz.
Sizlerle Türkiye arasındaki iletişim köprüsünü sağlam şekilde tesis etmek zorundayız.
Yılda tek kurultay yetmez.
"TÜRKİYE FARKLI BİR KONUMDA"
Türkiye’nin tanıtımını da sizden arzu ediyoruz.
Önyargıların kırılması, Türkiye’nin doğru algılanması için de çaba göstereceğinize yürekten inanıyorum.
Türkiye dönüşüm yaşarken bunun yurtdışında doğru şekilde anlatılması da önem arz ediyor.
Özellikle bir güncel meseleden hareketle bir gerçeği ortaya koymak istiyorum.
Türkiye içinde bulunduğu coğrafyadan en eski devlet geleneğine sahiptir.
Bir çok devlet kuruluşunun hatta binli yıllara gider. Kara kuvvetleri falan.
Bölgenin genel parametreleriyle Türkiye’yi analiz etmek mümkün değildir.
Türkiye farklı bir yerde, farklı bir konumdadır.
"İSTANBUL NEYSE KAHİRE ODUR"
Mısır da eski bir devlet geleneğine sahiptir.
Türkiye ve Mısır’ın ortak tarihleri de çok eskiye dayanır.
Haçlı seferleri, Memluk devleti, Osmanlı devleti, hatta hıdivlik dönemi ortak tarihi teşkil eder.
Bugüne kadar fiziki mesafe aramızda ayrılık nedeni olmamıştır.
İstanbul neyse Kahire odur. Tarih boyunca olduğu gibi Mısır’ın şehirleri, isimleri, gelenekleri ailenin fertleri kadar birbirine yakındır.
Türkiye be Mısır birbirine bu kadar benzerken birbirlerinin tarihlerine uzak kalmaları kabule dilemez.
"MISIR TÜRKİYE'NİN YAKIN TARİHİNİ İYİ OKUMALI"
Mısır halkı ve idarecileri Türkiye’nin yakın tarihini mutlaka okumalı.
Yakın tarihteki tecrübesini mutlaka dikkate almalı.
Halkının çoğu müslüman olan, demokrasiyle yönetilen Türkiye Mısır ve bölge ülkeleri için referanstır.
Demokrasi yolunda ağır kayıplar yaşadık.
Türkiye’nin yaşadığı tecrübe ortadayken başka ülkelerin de bunu yaşamasını istemeyiz.
Her askeri darbe Türkiye’ye onlarca yıl kaybettirmiştir.
Türkiye ekonomisini felç etmiştir her askeri darbe.
"DEMOKRASİYE MÜDAHALE EDENLERE YARGI YOLUNU AÇTIK"
Askeri darbeler yapıldıkları anda başarıya ulaşsa da ortya ve uzun vadede asla emellerine ulaşamamıştır.
Bakın hiçbirinin adı ne anılır, ne gündemde kalır. Adları yaptıklarıyla gündemde kalır.
2010’da demokrasiye müdahale edenlere yargı yolunu açtık.
Ahir ömürlerinde de olsa mahkemeye çıkıp hesap vermiştir.
"BATI NEDEN DARBE DİYEMEDİ"
Darbetye çanak tutanlar, onurlu duruş sergilemeyenler milletin vicdanında aynı şekilde mahkum edilmiştir.
Mısır’da darbe yapanların Türkiye’deki deneyimleri iyi okumaları ve ders almaları gerekir.
Dünyanın neresinde olursa olsun seçimle gelmiş iktidara karşı darbeler kötüdür, hedefi halktır. Mısır'da yapılan müdahale değil, darbedir.
Ben şu anda Batı’ya şaşıyorum. Batı bu olaya halen darbe diyememiştir.
"DEMOKRATİK DARBE OLMAZ"
Afrika Birliği Mısır’ın üyeliğini askıya almıştır.
Duruş budur.
Hani Batı demokrasiden yanaydı. Bu samimiyet testidir ve Batı bu testte sınıfta kaldı.
Demokratik darbe olmaz.
Yaşam ile ölüm ne kadar zıtsa demokratik darbe iyi darbe, olumlu darbe kavramı o kadar anlamsızdır.
Bazıları çıkıyor darbeler kötüdür ama diye başlayan cümleler kuruyor.
Aması yok darbeler kötüdür.
"HATASIZ İNSAN VAR MI DÜNYADA"
Mursi’nin hataları var… Hataları olabilir. Hatasız insan var mı dünyada. Bunun bedelini ödetecek olan halktır
Siz 40 yıl tek partili dönem yaşayacaksınız, çok partili dönemde seçilene bir yıl dayanamayacaksınız. Böyle şey olur mu? Bu demokrasiyle zıttır
Ordunun yaklaşımı asla demokrasiyle tanımlanamaz.
Darbelere kılıf üretmek için çabalayanlar da sessiz kalanlar da en az darbeciler kadar sorumludur, kötüdür
Darbe başka ülkede de olsa yine kötü görürüz. Mursi değil muhalefete de olsa yine kötü görürüz.
Batılı ülkeler, ama’lı cümleler kuranlar, susanlar vicdanlarına da tarihe de hesap veremezler
Bugün sessiz kalanlar yarın başka yerde yapılanı eleştirme hakkına sahip olmayacaktır.
"DEMOKRASİ ÇİFTE STANDARDI KABUL ETMEZ"
Özellikle AB kendi ilkelerini bir kez daha ayaklar altına almıştır. Açsınlar AB müktesebatını okusunlar
Demokrasi çifte standardı kabul etmez.
Sandık demokrasinin namusudur.
Sandığa saygısı olmayanın kendisine de halkına da saygısı olmaz.
Çoğunluğu aşağılamak da demokrasiyi yok etme girişimidir
Sandık elbette her şey değildir.
Ama bunun arkasına sığınıp hiç kimse demokrasi dışı yol aramaya kalkışamaz.
Azınlığa çoğunluğa zulmüdür şu anda Mısır’da olan.
"SANDIKLA GELEN DEMOKRASİYİ RAFA KALDIRAMAZ"
Bugün hala demokrasilerde elitlerin üstünlüğünü savunmak ilkelliktir.
Dağdaki çobanla profesörün oyu bir mi hatırlayın ülkemizde bunlar savunuldu 2500 yıl önceki ilkel demokrasi anlayışını savunmaktır.
İnsanlar ister çoban ister cumhurbaşkanı olsun kendileri için iyi ve doğruyu ancak kendileri bilir.
Sandık dışında hukuk gibi, hak gibi kıstaslar vardır.
Sandıkla gelen iktidar demokrasiyi rafa kaldırma hakkına sahip değildir
Elindeki silah gücüne güvenen demokrasi inşa edemez, arkasındaki güçlere güvenip sesini çok çıkaran demokrasi inşa edemez
Ülkelerin hissiyatını tek başına meydanlar yansıtmaz
Meydan görüntüleri yanıltıcı olabilir.
"MISIR’IN İPİNİ DESTEK VERMEYENLER ÇEKTİ"
1 yıl içinde dünya Mısır’a bir kuruş destek vermedi. Sadece Katar ve Türkiye destek verdi
Destek vermeyenler ipini çektiler Mısır’ın.
Yunanistan’a AB ve IMF 100 milyar Avro gönderdi. Birisinin nüfusu 10 milyon diğer 85 milyon.
Biri hala ayakta duramıyor. Bu çifte standart değil de ne.
Şimdi belki parayı boca edecekler.
Önceki yönetimler nasıl bir çok yolsuzluklara vesile olmuşlarsa yine böyle bir süreç başlayabilir Mısır’da.
Parlamentoda bir başka siyasi parti 4 yıl olsun dedi. Cumhurbaşkanı’nı da halk seçsin dedi. Biz de buna olumlu yaklaştık.
Cumhurbaşkanı'nı milletin seçmesi kararını aldık. Şimdi kendi verdiği sözü yerine getirmediler.
Şimdi o siyasi parti ortada yok. Meclis’te bir tane temsilcisi yok.
Ama sen programını, söylemini değiştirmezsen, milleti kucaklamazsan sanıktan da çıkamazsan gidip silahın ardına sığınırsan ahlaksızlık olur.
Türkiye bu ahlaksızlığa defalarca kez şahit oldu.
"DARBEYİ ALKIŞLAYANLAR MİLLETİNDEN YÜZ BULAMAYAN ZAVALLILAR"
Sandıkta kaybedenler çoğunluğu yok saydı. Bugün de Mısır’da darbeyi alkışlayanlar milletten yüz bulmayan zavallılar.
Bugün de meşreplerine uygun şekilde darbenin arkasında duruyorlar.
Türkiye de sandıktan değil de demokrasi yollardan medet umanlar Mısır’da da aynısını istiyor.
Milletim bunları görüyor. Bunlara sandıkta asla prim tanımadı.
Benim silahım, medyam, yargım, bürokrasim var deyip de milletin tercihini aşağılayanlar demokrasi değildir
Biz Mısır’ın böyle bir ilkesizliği yaşamasını istemeyiz.
Mısır’da darbeyle iş başına gelenler Mursi’yi içeri atmanın planlarını uygulamaya çalışıyorlar.
Bunu hiç kimseye izah edemezler.