Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...
Hisse | Fiyat | Değişim(%) | Piyasa Değeri |
---|
E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 7. Boğaziçi Zirvesi’nde konuştu. Erdoğan burada ,"Şu anda, bak şu anda diyorum AB defterini kapatmış değiliz. Ama karşımızdaki fotoğraf bu konuda olumlu konuda beklentilere kapılmamıza izin vermiyor. Türkiye’nin önünde her zaman çok daha fazla alternatif mevcuttur. Bunlardan birini değerlendirmek suretiyle biz yolumuza devam ederiz" dedi. Erdoğan AVM'lerde dükkan döviz yerine TL ile kiralanması gerektiğine vurgu yapan Erdoğan, "Biz de diyoruz ki, burada yeni adımlar atmak suretiyle geçici bir düzenleme gerekirse yapılır, bu kiralamanın da ülkemizin bu süreci başarıyla atlatabilmesi için yerli para birimiyle bu adımı atmalıdır diyorum" dedi.
İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasından satır başları:
Negatif faizler gibi, daha düne kadar hayal bile edilemeyecek uygulamalar, gelişmiş ülkelerin merkez bankalarının gündelik politika aracı haline geldi. Tüm bunlara rağmen, büyüme konusundaki sıkıntıları aşamıyorlar.
Ekonominin doğası talep üzerine kuruludur. Talebi ne robotlar ne de finansal araçlar üretir. Talebi sadece insanlar ortaya çıkarır. Demek ki sürdürülebilir ekonominin yolu, insandan, insanların huzur ve refahından geçiyor. Sonuç olarak önümüzdeki dönemde ticarette ve savaşta kazananı belirleyecek olan, teknolojik üstünlüğün yanında insandır.
EĞİTİM VURGUSU
Eğitim her dönemde olduğu gibi yeni küresel sistemde teknolojinin getirdiği iş imkanlarını toplumun geniş kesimlerine ulaştırabilecek en önemli araçtır. Serbest ticaret anlaşmaları, birçok ürüne ucuz erişim açısından önemlidir. Ama bu yüzden işini kaybeden insanları eğitmeden tüm kapıları açmak yeni sıkıntıları beraberinde getirir.
Özellikle vasıfsız işçilerle yapılan birçok işi, teknoloji daha fazla ele geçireceği için insanlara yeni yetenekler kazandırmanın yolları aranmalıdır.
İSRAF EKONOMİSİNE DİKKAT
Biz insanlar olarak verim ekonomisi üzerinde mi, israf ekonomisinde mi duracağız? Şu anda israf ekonomisi almış başını gidiyor. Bir aile içerisinde bir tane değil, iki tane üç tane araba var. Hepsinde arabalar. Bunun adı israf ekonomisidir. Ama verim ekonomisine geçtiğimizde devreye yatırımlar girecektir. Devreye istihdam girecektir, üretim başlayacaktır. O toplumda rekabet başlayacaktır. Rekabet gücünün artmasıyla ondan sonra da büyüme gelecektir.
BM’nin tahminine göre, 2050 yılında küresel gıda ihtiyacı bugünkünden yüzde 60 fazla olacaktır. Bu durum topraktan daha fazla ürün elde etmemiz gerektiğine işaret ediyor.
Gelişmiş ülkelerde yılda ortaya çıkan 222 milyon ton gıda israfı neredeyse sahra altı Afrika’nın 2010 milyon ton yıllık gıda üretimine denktir. İşte israf ekonomisi.
"ÜLKEMİZDE YÜZDE 88'İ BULDU"
Yakın gelecekte, insan hayatını etkileyecek önemli etkenlerden birisi de şehirleşme olacaktır. Dünya genelinde 2015 itibariyle yüzde 54 olan şehirde yaşayan nüfus oranının 2050’de yüzde 66’ya çıkmasını bekliyor. Ülkemizde yüzde 88’i buldu. Şehirleşmenin artması, eğitim, sağlık ve hizmetler başta olmak üzere yeni bakış açıları geliştirmemiz gerektiğini gösteriyor.
Burada insan odaklı ekonomi modeline geçiş gelecek nesillere aktarılabilecek en önemli miras olacaktır. Şunu tekrar söyleyeceğim “İnsanı yaşat ki devlet yaşasın”
Yeni dönemde telefon ve internet hayatın her alanı gibi, ekonominin temel alt yapısı konumunu güçlendirecektir. Ülkemizde bilgi ve iletişim projelerinde ilk sırayı yüzde 45 ile eğitimin, onu yüzde 32 ile kamu hizmetlerinin izlemesi doğru yolda olduğumuzu gösteriyor.
Gelişmiş ülkelerin şu anda yaşadıkları soruna daha ağır şekilde maruz kalmamak için özgünlüğümüzü ve özgürlüğümüzü muhafaza etmeliyiz. Hani yerlilik, millîlik diyorum ya bunu kaybetmemeliyiz. 15 Temmuz işte bizim için bu mücadelenin adıdır, adresidir.
Milletimiz istikbaline ve istiklaline, demokrasisine, iradesine canı pahasına sahip çıkacağını göstererek gelecek için hepimize ümit vermiştir. Bugünkü Türkiye2nin önü 15 Temmuz sabahı olduğundan çok daha açıktır, çok daha aydınlıktır.
ALTINI DEVREYE SOKALIM
Ben son zamanlarda şunu da söylüyorum. Biz uluslararasında gelin hep birlikte altını devreye sokalım. Döviz baskısından piyasaları kurtarmamız lazım. Borçlanırken o şekilde borçlanmanın, yerli para birimiyle borçlanmanın yollarını arayalım. Son günlerde, hükümetimiz medya vesaire, bütün AVM’lerde patronlar hep dövizle kiralama yolunu seçiyorlar.
AVM'DE DÖVİZ YERİNE YERLİ PARAYLA KİRA ÇAĞRISI
Biz de diyoruz ki, burada yeni adımlar atmak suretiyle geçici bir düzenleme gerekirse yapılır, bu kiralamanın da ülkemizin bu süreci başarıyla atlatabilmesi için yerli para birimiyle bu adımı atmalıdır diyorum. Bunu da duyuyorum, duyuracağım. Bir emperyal mantık var, öbür tarafta da kızmasın tabi AVM’deki mağaza sahipleri, orada battı batacak durumda olan esnaf var. Bu süreci beraber atlatmalıyız. Ali Bey sen kiralıyor musun, satıyor musun daha çok?
Ama bu süreci beraber atlatacağız. Bu vatan, bu topraklar bizim. Yakın tarihin gördüğü en alçak darbe girişimini en kanlı terör saldırısını aynı anda yaşayıp başarıyla çıkan millet, ekonomiyle ilgili baskıyı da müdafaa edecek.
53 yıldır Türkiye’yi kapısında bekleten bir AB var. Sen bulunmaz Hint kumaşı değilsin ya. Biz öyle de böylede bu 53 yılı zaten sürdürdük. Dünyadaki bir çok ülkelere baskılar yaptınız. Evelallah Türkiye’yi hiç bitiremezsiniz.
2-3 KATI ÇALIŞIRIZ, YİNE BOYUN EĞMEYİZ
Bugün çalıştığımızın iki katı üç katı çalışırız ve yine asla boyun eğmeyiz. Bize öyle ideolojik dayatmayla boyun eğdirmeye çalışanlar kusura bakmasınlar, Türkiye o ülkelerden değil. Siz 100-200-300 mülteciye bakamazken bu ülke şu anda kendi sermayesinden evelallah barındırıyor ve bakıyor.
Ve AP’nin son kararı, yıllardır yaşadığımız gerçeğin bizzat kendileri tarafından ikrarıdır. Türkiye’nin AB bakımından bu şekilde tahkir edilmesi, bizi üzmüştür. Şu anda, bak şu anda diyorum AB defterini kapatmış değiliz. Ama karşımızdaki fotoğraf bu konuda olumlu konuda beklentilere kapılmamıza izin vermiyor. Türkiye’nin önünde her zaman çok daha fazla alternatif mevcuttur. Bunlardan birini değerlendirmek suretiyle biz yolumuza devam ederiz.
SEN GÜNEY KIBRIS'SIN... BU BİR SAYGISIZLIK
Burada şu anda ifade etmeyi doğru bulmuyorum ama biz bu alternatiflerle görüşmelerimizi devam ediyoruz. Az önce KKTC Cumhurbaşkanımız burada bir şey ifade etti. Orada da yapılan görüşmeler var. Sürekli oyalama oyalama oyalama. Taktik bu. Ne biliyor musun? Siz Kıbrıs’ı bize verin bir şeye karışmayın. Dur bakalım ya, orada şehit kanı var neyi veriyorsun? Daha da ileri gidiyorum, utanmadan sıkılmadan AB toplantılara Kıbrıs adasının tamamının içinde yer aldığı bayrakla geliyorlar. Sizin böyle bir bayrağınız olamaz ki ya. Sen Güney Kıbrıs Rum yönetimisin, kuzeyde de Türk cumhuriyeti var. Bu da bir saygısızlıktır. Öyle veya böyle bunu anlayacaklar.
Şu anda geçenlerde Yunanistan başbakanı da aradı. İkili görüşme dediler, çoklu görüşme diyoruz, konuşuluyor. Ama artık bu işin çok da uzamaması lazım. Bu yılın sonuna kadar bir yere de varılması lazım. Ama topraklar bizim olacak, yönetim bize ait olacak, bu tür şeylerde olursa yürümez. Aç tavuk kendini buğday ambarında sanırmış, bunların yaptığı bu.
Amerika (Dolar!) için çember daralıyor artık türk hainleri ile saldırıya geçti.
Döviz kurunun yüksek oluşu ihracatçıların menfaatinedir. Üretim için ise tekrar düşmesi menfaatinedir.
Döviz sıkıntısı varsa, kamu kurumlarında kullanılan mercedeslerin hepsi Türkiye'de montajı yapılan otomobillere dönüşsün.
Korkarım Başkan bir süre sonra, "Bunlar 15yıldır sanayiye önem vermedi, biz Başkan olunca sanayiye önem vereceğiz, inşaata dayalı ekonomi bu şekli ile girmez" diyecek bizim ahali. Yaşa yaşa diye bağıracak.
KÖPRÜLERDE GEÇİŞ DOLARLA, KİRALAR TL İLE. BUNA DA İNAN
sayın cumhur başkanım bence alınan tetbirler yeterlideyil başka inanın birçok tetbiralabiliriz saygılar
gelecek tarımda.... hem ülkemizi hem çevreyi korumak ve kalkındırmak için tarıma yönelmeliyiz....
bu sefer Sn. Erdoğan a katılıyorum, derhal tüketen toplum olmaktan sıyrılıp, üreten toplum olmalıyız, aksi halde, üreten toplumların kölesi oluruz... bu yüzden inşaatçı zihniyetinden kurtulup sanayi ve tarım odaklı hamleler yapmalıyız, başkalarının ürettiği arabaları kullanmaktansa başkalarına araba satalım...
Reis sizin artık dinlenmeniz lazım yorgunyunuz ne konusdugunu bilmiyorsunuz danızmanlarında yanlıs yönlendiriyorlar artık daha fazla ülkemize zarar vermeden dinlenseniz sizin içinde ülkemiz içinde iyi olcak
bugün de mangalda kül bırakmadık evelalah...
Finansingundemi.com’da yer alan bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Burada yer alan bilgiler, güvenilir olduğuna inanılan halka açık kaynaklardan elde edilmiş olup bu kaynaklardaki bilgilerin hata ve eksikliğinden ve ticari amaçlı işlemlerde kullanılmasından doğabilecek zararlardan www.finansingundemi.com ve yöneticileri hiçbir şekilde sorumluluk kabul etmemektedir. Burada yer alan görüş ve düşüncelerin www.finansingundemi.com ve yönetimi için hiçbir bağlayıcılığı yoktur. BİST isim ve logosu “koruma marka belgesi” altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BİST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BİST’e ait olup, tekrar yayınlanamaz.