<
BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaGündemErdoğan 'İzleme Kurulu'na neden karşı----

Erdoğan 'İzleme Kurulu'na neden karşı

Erdoğan 'İzleme Kurulu'na neden karşı
21 Mart 2015 - 07:27 www.finansingundemi.com

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın çözüm sürecinin 10 şartından biri olarak gösterilen İzleme Kurulu'na, Nevruz arifesinde karşı çıkmasının nedeni ne

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ukrayna ziyaretine başlamadan önce İstanbul Atatürk Havalimanı'nda yaptığı açıklamada, 'İzleme Kurulu'na karşı olduğunu söyledi. Erdoğan'ın Kiev gezisini izleyen gazetecilerden Fikret Bila, Milliyet'teki köşesinde, Erdoğan'ın karşı çıkınışın nedenlerini yazdı. İşte Bila'nın o yazısı: 

Cumhur-başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Hakan Fidan’ın siyasete girmesi olayına benzer şekilde, “İzleme Kurulu” konusunda da bir karşı çıkış yaptı.
Ukrayna’nın başkenti Kiev’e hareketinden önce Atatürk Havalimanı’nda “İzleme Kurulu’na karşıyım” dedi.

Tam da İzleme Kurulu’na girdiği söylenen isimlerin konuşulduğu bir günde Cumhurbaşkanı’nın bu açıklamayı yapması çözüm sürecinin bir şartı olarak 10 madde içerisinde yer alan İzleme Kurulu konusunun önemli tartışmalara yol açacağı açık.
Üstelik Diyarbakır’da büyük kalabalığa Abdullah Öcalan’ın Nevruz mesajının okunacağı günden bir gün önce bu mesajın gelmesi, İzleme Kurulu’nun oluşturulmasını engelleyebilir.
Yolculuk sırasında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu çıkışının nedenlerini öğrenmeye çalıştım.

Neden karşı?

Yakın çevresinden aldığım bilgilere göre, Cumhurbaşkanı Erdoğan, İmralı ile yürütülen süreçte, “iki eşit tarafın müzakere masasına oturduğu ve üçüncü bir göz olarak İzleme Kurulu’nun da duruma nezaret ettiği” bir görüntünün Türkiye açısından doğru olmayacağına inanıyor.
Cumhurbaşkanı, bu nedenle İzleme Kurulu’nun gerekli olduğunu düşünmüyor.
Keza İzleme Kurulu oluşturulması konusunda Cumhurbaşkanı ile bir görüşme yapılmış olmasına rağmen henüz tam bir mutabakat da doğmuş değil.
Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan’ın, “İzleme Kurulu konusunda nihai açıklamayı Başbakan Davutoğlu yapacak” sözlerinin de buna işaret ettiği değerlendirmesi yapılıyor.
Bu durumda, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun kurulun oluşturulması ve isimlendirilmesi konusunu gündem dışı tutabileceğine vurgu yapılıyor.

Güvence Öcalan veya kurul değil

Cumhurbaşkanı’nın çevresine göre çözüm süreciyle ilgili olarak Kandil ve HDP tarafından Abdullah Öcalan’ın güvence gösterilmesi yaklaşımını Cumhurbaşkanı tümüyle reddediyor.
Erdoğan’ın düşüncesi, sürecin güvencesinin bütün kamuoyu olduğu yönünde.
Türk kamuoyu ikna edilmediği sürece bir sonuca varmak mümkün değil.
Hal böyleyken Abdullah Öcalan, Kandil ve HDP çevrelerinin askeri ve siyasi bir zafer kazanmış edasıyla yeni bir Türkiye, yeni bir demokrasi inşa ediyorlarmış gibi mesajlar vermeleri, Cumhurbaşkanı’nın tepkisini çekmiş durumda.
Bu nedenlerle Erdoğan, İzleme Kurulu’na karşı çıkıyor.

Kürt sorunu değil silah sorunu

Bir diğer konu da HDP heyeti, hükümet ve İmralı-Kandil arasında mekik dokurken Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “Türkiye’de Kürt sorunu yoktur. Kürt sorunu bitti” şeklinde açıklamalarda bulunması.
Muhalefetin, “Kürt sorunu yoksa bu görüşmeler niye yapılıyor” sorusuna ilişkin yanıta gelince.
Beştepe’nin yaklaşımı şöyle:
“Geldiğimiz günlerde 1980’ler, 1990’lar gibi bir Kürt sorunundan bahsetmek mümkün değildir. Kürt kimliğinin inkâr edilmesi geride kaldı. Kürtçe, her alanda serbestçe kullanılıyor. Kürtçe gazete, kitap, televizyon yayını yapılıyor. Kürtçe propaganda serbest. Bir tek anadilde eğitim eksik diyorlar. O da özel okullar ve seçmeli derslerle büyük ölçüde halledilmiş durumda. Bu çerçevede Kürt sorunu yoktur. Silah bırakma sorunu vardır. Bundan sonrasında ısrar etmek, özerklik veya özerk statü talep etmek bölücülüğe girer ve farklı bir anlam taşır.”
Siyasal veya kültürel grup hakları kavramına da karşı olan Beştepe’nin olaya “bireysel hak ve özgürlükler” çerçevesinde baktığını da söyleyebiliriz.
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)