<
BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaGündemErdoğan: İdlib'den kaçan 100 bin kişi Türkiye'ye geliyor----

Erdoğan: İdlib'den kaçan 100 bin kişi Türkiye'ye geliyor

Erdoğan: İdlib'den kaçan 100 bin kişi Türkiye'ye geliyor
26 Aralık 2019 - 11:41 www.finansingundemi.com

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları toplantısında konuştu. Erdoğan, ''Biz yeni bir sığınmacı dalgasına tahammülümüz olmadığını söyledik. Ortaya çıkan sonuçların bedelini herkes ödeyecektir dedik''

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şu şekilde:

Suriye’de kurulmak istenen terör koridoru tuzağını bozduk.

Bu süreçte bölgede müzakere yürüttüğümüz ülkelerin bize verdikleri sözler vardı.

Terör örgütü üyelerinin güvenli bölge dışına çıkarılması taahhütlerin yerine getirilmediğini görüyoruz.

Türkiye olarak inşa etmeyi planladığımız yerleşim alanlarına başlamak için güvenliği ve huzuru sağlamak gerekiyor. Türkiye olarak bunun için gereken adımları atmakta kararlıyız.

İdlib’de rejimin saldırıları kalıcı barışı mümkün kılmıyor. Bu saldırılardan kaçan yüz bine yakın kişi sınırımıza doğru harekete geçti.

Biz yeni bir sığınmacı dalgasına tahammülümüz olmadığını söyledik.

Ortaya çıkan sonuçların bedelini herkes ödeyecektir dedik. Avrupa ülkelerinin de elinin taşın altına koyması gerekiyor.

DOĞU AKDENİZ’DEKİ FAALİYETLER

Kıbrıs açıklarında 2 sismik araştırma gemisi ve 2 sondaj gemisiyle bölgede faaliyet gösteriyoruz.

Türkiye’de hemen her şeyin yerlisini ve millisini yaptık sadece ana muhalefet konusunda bunu başaramadık. İnşallah milletimizle birlikte onu da başaracağız.

Libya bize hem Osmanlı'nın hem de Osmanlı subayı olarak burada önemli hizmetle ifa eden Gazi Mustafa Kemal’in yadigarıdır.

Hani sen Gazi Mustafa Kemal’in kurduğu partiydin bir de olumlu bir açıklamanız olsun. Yok.. O inat var ya değişmez.

Gazi Mustafa Kemal Trablus, Bingazi ve Derne’de Libyalı kardeşlerimizi işgalci güçlere karşı teşkilatlandırmış ve onlarla birlikte savaşmıştır.

Hatta Derne’deki çatışmada gözünden yaralanmış ve bunu izin ömrü boyunca şerefle taşımıştır.

Libya’da ülkemizle yakın bağları bulunan milyonlarca kardeşimiz bulunuyor.

Yönetimler nasıl olursa olsun halklarımız birbirine derin bir muhabbet beslemiştir.

Ülkenin meşru hükümeti karşı darbeci bir general tarafından başlatılan saldırılara en başından beri karşı çıktık. Trablus yönetimine her türlü desteği verdik veriyoruz vereceğiz.

Libya bizim denizden de komşumuzdur. Bundan yaklaşık 10 yıl önce başlattığımız çalışmaları nihayet 27 Kasımda imzaladığımız mutabakat ile neticelendirdik.

Merhum Kaddafi’nin döneminde de bu adımları atmıştık. Çok daha içi dolu bir anlaşmayı imzalamak üzereydik. Şimdi ise meydanı boş buldular esip savuruyorlar. Ne yaparsanız yapın biz imzaları attık işi bitirdik.

Şu anda da soruyorlar asker gönderecek misiniz. E zaten burada da bizim siyasi partilerimizin içinde bunu söyleyen var. Biz ne diyoruz biz davet edildiğimiz yere gideriz.

Ama davet edilmediğimiz yere gitmeyiz. Şu anda da böyle bir davet olduğuna göre icabet ederiz.

LİBYA'YA ASKER GÖNDERME TEZKERESİ

İnşallah ocak ayının 8'inde, 9'unda Meclisimizden bunu da geçireceğiz ve böylece davete icabet edeceğiz

Bunlar Mısır’da da ülkenin meşru hükümeti yerine darbeciyi desteklemişti.

İnşallah Libya’da aynı demokrasi düşmanlığını tekrarlamalarına izin vermeyeceğiz.

Dün bir Tunus ziyaretim oldu. Libya meselesini de enine boyuna konuştuk.

Libya’nın istikrarı konusunda hemfikir olduğumuz Tunus ile işbirliği yapma kararını aldık.

1 Ocak 2020 itibarıyla BM güvenlik konseyi geçici üyeliğini üstlenecek Tunus’un tavrı bizim için çok önemlidir.

KANAL İSTANBUL

Kanal İstanbul anlık olarak ortaya çıkmış bir proje değildir. Kanal İstanbul’un neredeyse başbakanlığımdan öncesine dayanan bir geçmişi vardır.

Seçimde halkımıza sunduk ve onayını aldık:

Kanalın uzunluğu 45 km taban genişliği 275 metre derinliği 21 metreye yakın olacaktır. Bünyesindeki 2 limanı yat limanı lojistik merkezi ile kanal İstanbul dünya çapında bir eser olacaktır.

İnşası sırasında 1,1 milyar metreküplük dolgunun yapılacağı yaklaşık 10 bin kişinin istihdam edileceği projenin güzergahı da belirlenmiştir. Çevre ve şehircilik bakanlığımız projenin 100 binlik planını onayladı. ÇED raporu askıya çıktı.

AYM bu projenin yap işlet devret kapsamına alınmasıyla ilgili iptal başvurusunu reddetmiştir.

Bu projenin kararı verilmişi süreci başlamış ve belirli bir aşamaya gelinmiştir.

İnşallah yakında ihaleye çıkılacaktır. Bu büyük projeyi milletimize bir yük getirmeden oldu ki bulamadık milli bütçeden bunu yapmak suretiyle bunu hayata geçireceğiz.

Ana muhalefetin başındaki zat müteahhitleri tehdit ediyor. Sen zaten iktidara gelemezsin.

Oy veririler vermezler önemli değil bizim karakterimizde şu var: At denize balık bilmezse halik bilir.

Muhalefetin de kanal İstanbul gibi bir projeye destek olması bizim hoşumuza gider ama onlar ne yapıyor biz yaptırmayız yapana da parasını vermeyiz diyorlar.

Kumaşında azıcık devlet adamlığı hukuk bilgisi olan hiç kimsenin ağzından böyle bir söz çıkamaz.

Projeye neden karşı çıktıklarının mantıklı bilimsel izahını da yapamıyorlar. Bizi de milleti de ikna edersiniz mesele biter.

Kimi bunu hangi parayla yapacaksın diyor.

Proje yap işlet devretle yapılırsa bizden para çıkmadığı gibi para dönüşü var.

Milli bütçeden yapar mıyız yaparız. Bunun kaynakları da bellidir.

Kimi çevre ve deprem diyor. 56 kurumdan olumlu görüş alınmıştır.

Kimi de ‘gereksiz’ diyor. Herhalde bu söz CHP’nin klasik muhalefet zihniyetini en iyi anlatan kelimedir.

GAP projesine dahi karşı çıkan yine bunlardı.

Milletimiz ülkeyi bu istemezükçü anlayışa bırakmadı inşallah bırakmayacak da.

Geçtiğimiz yıl İstanbul boğazından 41 binin üzerinde gemi geçti.

İstanbul’un Böylesine yoğun bir deniz trafiğini kaldıramadığını boğaza bakan herkes görebilir.

Sadece son iki yılda irili ufaklı 41 deniz kazası yaşandı.

Sadece Independenta kazasının yol açtığı zarar 40 milyar lira. Kanal İstanbul’un maliyeti 75 milyar lira.

Türkiye’nin bu projeden elde edeceği gelir maliyetini kısa sürede çıkartabileceği gibi kalıcı bir gelir kaynağı olacaktır.

Kanal İstanbul’un Montrö sözleşmesiyle herhangi bir ilgisi yoktur.

Tamamen Türkiye’nin kendine ait bir su yolu olacak ve işletilecektir.

YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)