Economist dergisi, son sayısında Başbakan Erdoğan’ı kaftan giymiş, bir elinde tespih, diğer elinde gaz maskesi bulunan bir padişah gibi resmedildiği “Demokrat mı sultan mı?" başlıklı bir kapağı kullanırken Erdoğan’ın “liderliği Cumhurbaşkanı Gül’e devretmesi gerektiği” iddiasında da bulundu.
İngiliz dergisi, BBCTürkçe tarafından yansıtılan geniş analizinde “Türkiye, Osmanlı sultanları gibi davranan orta sınıf demokratlara artık tahammül etmeyecek. Erdoğan iktidarda kalırsa, ülkesini artan bir biçimde yönetilemez halde bulabilir" görüşünü öne sürüyor.
“AYAKLANMA ORMAN YANGINI GİBİ YAYILDI”
Yazıda, Gezi Parkı protestolarında ortaya çıkan görüntülerin Kahire, Trablus ya da “acımasız bir diktatörlüğün başkentinde yaşanabilecek manzaralara benzediği” savunularak şu savlara yer veriliyor:
"Ama burası Tahrir değil, Avrupa'nın en büyük kenti, demokrat Türkiye'nin
finans ve ticaret merkezi İstanbul'daki Taksim meydanı. Protestolar, Türkiye'nin Atatürk'ten sonraki en önemli lideri Erdoğan'a karşı artan huzursuzluğun işareti. Ayaklanma, orman yangını gibi ülkeye yayıldı."
“MESELE ERDOĞAN’IN DİNDARLIĞI DEĞİL, OTORİTERLİK”
Economist, bazı gözlemcilerin, Türkiye'deki olayların, İslam ve demokrasinin bir arada olamayacağının başka bir kanıtı oluşturduğunu düşündüklerini kaydederek “Ama mesele Erdoğan'ın dindarlığı değil. Bu olaylardan çıkarılacak gerçek ders, otoriterlik” değerlendirmesinde bulundu.
Yazıda Erdoğan'ın iktidarı sırasında birçok başarı elde ettiği, Türkiye'nin Arap Baharı'ndan çıkan ülkeler arasında model ülke olarak görüldüğü, Başbakan'ın özellikle esnaf arasında ve Anadolu'da hala büyük desteği olduğu belirtilerek etkisiz bir muhalefet karşısında yeni seçimleri de kazanabileceği vurgulanıyor. Analiz özetle şöyle devam ediyor:
"Ama Erdoğan'la ilgili kaygılar var. Bir keresinde istasyona varınca ineceğiniz bir trene benzetmişti. İstanbul ve İzmir burjuvazisini küçümsüyor. Partisinin İslami kökleri birçok kişiyi Atatürk'ün laik devletinin İslamlaştırılacağı endişesine sevk ediyor. Alkol satışını sınırlayan yasa bu kaygıları artırdı. Bazıları, AKP'nin bir İslami demokrasi modeli olmadığını aksine bu kavrama ters düştüğünü düşünüyor.”
Economist, partisi içinde Erdoğan'ın “otoriter tavrından hoşnut olmayan ve demokrasi anlayışını dar bulan” birçok kişinin olduğunu belirtirken de “Sorun İslam'da değil Erdoğan'da” ifadesini de kullanıyor.
“İKTİDARA DAHA SIKI TUTUNMA RİSKİ”
Analizde Başbakan Erdoğan’ın çoğunlukçu bir siyaset anlayışı olduğunu savunulurken de “Seçimi kazanırsa bir sonraki seçime kadar istediğini yapma hakkı olduğuna inanıyor. Sosyal muhafazakârlığı toplum mühendisliğe dönüştü. Şimdi iktidara daha sıkı tutunması riski var. AKP'nin milletvekilliğini üç dönemli sınırlayan kuralları uyarınca Erdoğan'ın 2015'te başbakanlıktan ayrılması gerekecek. Anayasayı değiştirip icra yetkisine sahip güçlü bir başkan olmak, ya da partisini cumhurbaşkanlığı sarayından yönetmek isteyebilir veya kuralları değiştirip iktidarda kalabilir” savları da dile getiriliyor.
“ERDOĞAN PARTİ LİDERLİĞİNİ VE İCRA YETKİSİNİ GÜL’E DEVRETMELİ”
Economist, Başbakan Erdoğan’ın iki nedenle bu fikirlerden vazgeçmesini istediği analizinde “AK Parti'nin liderliğini ve icra yetkisini gelecek seçinde daha bir devlet adamı gibi davranan Gül'e devretmeli” dedikten sonra şöyle devam etti:
“Birincisi 1990'da kelle vergisi isyanının halkın Thatcher'dan usanmasını göstermesi ve 1968'den sonra Fransızların De Gaulle'ü reddetmesi gibi Türkler Erdoğan'dan usanmaya başladı. Ayrıca hala hassas dengelere dayalı olan başarılarını korumak zorunda. Sorunsuz bir iktidar devri sözü vererek Türkiye'yi doğru istikamette tutabilir. Erdoğan kalan zamanını anayasal reformlara, Kürt sorununun çözümüne, AB'yle canlandırılacak görüşmeleri kullanarak demokrasiyi ve ekonomiyi rayına oturtmaya harcarsa Türk tarihindeki yerini alır."
“HER ŞEY BÜYÜK ORANDA PROTESTOCULARA NASIL DAVRANACAĞINA BAĞLI”
İngiliz dergisi, yazısına son verirken de "Bu haftaki gösteriler sadece göz yaşartıcı gaz ve yaşaran gözlerden ibaret değildi. Sıradan semtlerde sıradan insanlar seslerini duyurmak için tencere tava çalıyor, bayrak asıyorlardı. Birçok Türk, zamanla gerçek ve çoğulcu bir demokrasiyi geliştirecek bir birlik duygusu hissediyor - ama tabii sultan bunu dinlerse. Şimdi her şey büyük oranda Taksim Meydanı'ndaki protestoculara nasıl davranacağına bağlı” uyarısını yapıyor