Erdoğan: "Asıl tehdit altında olan biziz"

Erdoğan, resmi temaslar yapmak üzere gittiği Brüksel'de Belçika kralı tarafından Resmi törenle karşılandı.

Erdoğan, Meçhul Asker Anıtı'na çelenk koyacak, Belçika Şirketler Federasyonu tarafından düzenlenecek yüksek düzeyli iş toplantısına katıldı.

Federal Parlamento'yu ziyaret edecek Cumhurbaşkanı Erdoğan, Avrupa Parlamentosu Başkanı Martin Schulz, AB Konseyi Başkanı Donald Tusk ve AB Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker ile ayrı ayrı görüştü.

Erdoğan, Egmont Enstitüsündeki konferansta onur konuşmacısı olarak bulunacak, Tusk, Juncker ve Schulz tarafından onuruna verilecek akşam yemeğine katılacak.

Erdoğan, Fransa'daki programının ardından geçtiği Brüksel'de Avrupalı Türk Demokratlar Birliğince (UETD) Stefanie Meydanı'nda düzenlenen "Birlik, Huzur, Sevgi, Barış Buluşması"nda Türklere hitap etmişti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Avrupa Konseyi Başkanı Donald Tusk ortak basın toplantısı düzenliyor.

Avrupa Konseyi Başkanı Donald Tusk Rusya'nın hava sahası ihlalini endişe verici olarak nitelendirdi.

Erdoğan'ın konuşmasından satırbaşları şöyle;
Avrupa Birliği ile diyalogumuzun genişlemesini temenni ediyoruz. Bölgesel sorunların arttığı bir dönemde bu ziyaret ayrı bir anlam taşıyor.

Avrupa'nın geleceği Türkiye'den ayrı düşünülemez. Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne giriş sürecini tekrar aktive edilmesini istiyoruz. AB ile müzakere sürecinin siyasi engellerden arındırılarak tekrar canlandırılması gerektiğini belirttim. Özellikle vize serbesiyetini çok önemsiyoruz.

Türkiye olarak dört yıldır Irak ve Suriye'den gelen mültecilere kapılarımızı açıyoruz en yüksek seviyede ilgi gösteriyoruz. Bunu hiçbir ayrım olmadan gerçekleştirdik. Bugün ülkemizde 2 buçuk milyona yakın göçmen var. Bunların 300 bini Irak'tan 2,2 milyonu Suriye'den. Bunlar Hristiyandır, Ezidi'dir demedik hepsini kabul ettik. Şu ana kadar yaptığımız harcama 7,8 milyar doları buldu. Bize gelen uluslararası destek ise bunun çok altında. Açık kapı politikamıza devam ediyoruz.

Avrupa'daki toplam göçmen sayısı 250 bin kadar. Sadece sahil güvenlik botlarıyla denizlerden topladığımız insan sayısı 60 bini buldu. Onları ölüme mahkum etmedik. Türkiye uluslararası toplum adına sorumluluğu tek başına üstlenmiş durumda. Milletimiz gönlünü sofrasını evini ihtiyaç sahiplerine açmıştır.

Avrupalı dostlarımız bu konuda ortak bir tutum belirleme isteğindeyiz. Türkiye olarak bu konuda her türlü işbirliğine açık olduğumu ifade ettim.

Değerli dostum Tusk ile ülkemiz ve bölgemiz için haiz olan terörizm konusunu da konuştuk. Türkiye gerek DAİŞ PKK ve DHKP-C ile kararlı mücadelesini sürdürüyor.

Özgürlük- güvenlik dengesinin konumasına özen gösteriyoruz. Bu konuda bir hususun altının çizilmesini arzu ederim. Türkiye'nin mücadelesi belli bir etnik gruba yönelik değildir.

2002'den beri demokratikleşme çalışmalarımızdan geri adım atmayacağız. Terör örgütünün Avrupa'dan yürüttüğü kara propagandalara kulak asılmamalıdır.

Mülteci krizinin sebebi Suriye'deki savaş ve devlet terörü estiren Esed'dir.

Mülteci sorununu engellemek istiyorsak atılması gereken üç adım var.

Bizim hem Suriye ile Irak ile geniş sınırlarımız var. Esas terör tehdidi altına olan ülke biziz. Buna rağmen göçmenlere kapıyı kapatmadık.

AB ülkelerinin PKK'yı resmi olarak terör örgütü olarak görmesine rağmen pratikte bunu görememekteyiz.

PYD PKK gibi bir terör örgütüdür ve beraber çalışmaktadır.