Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı'nın enflasyon raporunu açıklaması sırasında hükümetin gıda zamlarıyla mücadele etmesi gerektiğine vurgu yapmasının ardından Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi, konuyla ilgili adımlar atılacağını açıkladı. Erdal Sağlam, Hürriyet'teki köşesinde hükümetin gıda fiyatlarındaki artış karşısındaki tavrını değerlendirdi. İşte Sağlam'ın o yazısı:
FARKINDA mısınız; hükümet enflasyon konusunda sanki dün göreve gelmiş gibi konuşmaya başladı.
Gıda fiyatlarındaki aşırı artışın enflasyonu olumsuz etkilediğini kaydeden bakanlar, son olarak gıda mallarında "terbiyevi ithalat"tan söz etmeye başladılar.
Yani fiyatı aşırı artan mallarda ithalata izin verip, içerideki fiyatları düşüreceklerini söylüyorlar.
Peki, gıdadaki mevcut sistem yeni oluşan bir sistem mi?
Elbette değil; üretimden dağıtım kanalına, pazarından tüketicisine kadar her açıdan çarpık bir sistem var ve bu on yıllardır aynen devam ediyor.
Politikacılar kadar popülizm heveslisi bazı TV aktörlerinin de, sorunların bilimsel yönüne değinmeden yaptıkları sabun köpüğü programlara da bakmayın.
1980'lerin ortalarında Güneş Taner bakanken, "enflasyon benim kişisel sorunum" diyerek hırsla işe asıldığında da gıda fiyatlarının enflasyona etkisini, yine hal yasasında yapılması gereken değişiklikleri konuşuyorduk.
O zamandan bu yana köklü hiçbir değişiklik olmadı.
Çünkü tarımla ilgili sorunlar, makro dengelerle, üretim yapısıyla ilgili, çok daha kapsamlı bir sorun.
Genel ekonomik sorunlardan ayrı düşünülemez ve ilkel üretim yapısını değiştirecek bir inisiyatif gerekir.
Gıda politikası hatta tarım politikası da, tek başına politikacıların popülizmine bırakılmayacak kadar ciddi bir iştir.
AKP 13 yıldır hükümette ve tarımda geçmiş çarpık sistemi değiştirecek köklü bir adım atmadı.
AKP ilk geldiğinde Tarım Bakanlığı ekibinden umutlanmış, bilimsel yaklaşımlarıyla köklü bir şey yapılacağı izlenimi vermişlerdi.
Ancak bu öyle çarpık bir genel sistem ki, bilimsel iş yapmaya çalışanları AKP tasfiye etti.
Sonra gelen bakan da eski bakanlık çalışanı olduğu için bazı önerileri hayata geçirmek istedi ama baktı olmuyor, vazgeçti.
Daha sonra Tarım Bakanı değil "AKP'nin Güneydoğu oylarını artırma bakanı" olarak çalışmasını sürdürmeyi tercih etti.
Özetle; hükümet 13 yıldır tarımda gereken köklü değişimleri yapmak, gıdadaki çarpık sistemi değiştirmek için somut adım atmadı.
Şimdi dünyada enflasyon kalmamışken yeniden yüzde 8'e çıkan enflasyon için gıda fiyatlarını suçlu gösteriyor, bunun için gerekirse ithalat kapasını açacaklarını söylüyorlar.
İnanıyor musunuz ki; bir seçim öncesi, AKP oy almaya çalıştığı tarım kesimini vuracak olan gıda ithalatını açsın.
İTHALAT AÇILSA DÜZELECEK Mİ?
Kaldı ki; gıda ithalatı kapısını açsa da yine bir şey olmayacak.
Daha dün Avrupa'nın tarım birincisiyiz diyerek rakamları çarpıtarak siyasi malzeme ararken, ne oldu da birinci olduğumuz gıda da ithalatı gündeme getirdiniz?
Tarım yapılan araziden tarım tekniklerine, arazi bütünleşmesinden tarımda ölçek ekonomisine geçişe, aracılık faaliyetlerinin yeniden düzenlenmesinden hal ve pazar sistemine kadar bir dizi radikal değişiklik yapmadan gıda fiyatlarında artış durmaz.
Bilimselliği gözardı eden, "Tarım üretimi Allah'a kalmış" gibi kaderci bir anlayışla sizce bu değişiklikler yapabilir mi?
Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi de şu anda bütün fiyatlarda seçim köpüğü olduğu gibi gıda fiyatlarında da bu unsurun bulunduğunu, 15 gün sonra doların da faizin de gıda fiyatlarının da seçim belirsizliği gidince normale döneceğini söylemiş.
Aynı bakan biliyorsunuz geçen gün Merkez'in enflasyon hedefini 5.5'dan 6.8'e çıkarmasını da aynı gerekçe ile eleştirmişti.
Aslında, her fırsatta
faiz için bağımsız Merkez Bankası'nı eleştirmesiyle tanıdığımız bakanda değil suç; suç Ali Babacan'a rakip olsun diye ihracattan sorumlu bakanlığın başına ekonomi adını koyan büyüklerinde.