BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana Sayfaİlginç Bankacı HikayeleriEn güçlü 30’un 5’i finansçı----

En güçlü 30’un 5’i finansçı

En güçlü 30’un 5’i finansçı
16 Mayıs 2011 - 11:35 www.finansingundemi.com

En güçlü 30 iş kadınını 5'i finans sektöründen. İşte Türkiye'nin en güçlü 5 kadın yöneticinin başarı hikayesi

Suzan Sabancı Dinçer: Akbank Yönetim Kurulu Başkanı
120 milyar TL’lik konsolide aktif büyüklüğüyle Türkiye’nin en büyük özel bankalarından birini yönetiyor. 2010’da bankanın konsolide net karını yüzde 10,6 artışla 3 milyar TL’ye taşıdı. 2011’de en az yüzde 25 büyüme hedefliyor.
Meriç Uluşahin Şekerbank Genel Müdürü:
2008’den beri yönetimde bulunduğu Şekerbank’ta istikrarlı büyümeye yön veriyor. Bankanın 2010 yılı aktif büyüklüğünü yüzde 27 artışla 11,4 milyar TL’ye taşıdı. Aynı şekilde yüzde 11,6 artışla 170,2 milyon TL’lik kar elde etmeyi başardı.
Serra Akçaoğlu / Citibank Genel Müdürü
30 yıldır Türkiye'de bulunan bankanın ilk Türk ülke başkanı. Göreve geldiği yıl bankayı yeniden yapılandırdı. Bu yıl yurtdışına açılacak şirketlere fırsatlar sunmayı palanlıyor. "800 şubeli bankalarla rekabet yerine, değer üreten hizmet" yaratmayı hedefliyor
Nazan Somer / Yapı Kredi Bankası Genel Müdür Yardımcısı
Perakende bankacılıktan sorumlu genel müdür yardımcısı olarak bankanın en değerli markası Word Card’ı yönetiyor. Bankanın özellikle bireysel alanda büyümesinde onun stratejilerinin payı büyük.
Meral Eredenk / AvivaSa Genel Müdürü
2.6 milyar liralık fon büyüklüğü BES’in ikinci en büyük şirketinin kaptan köşkünde. Emeklilik Gözetim Merkezi’nin (EGM) de başkanlığını yürütüyor. Krizin etkilerinin sürdüğü 2010 yılında şirketini yüzde 30 büyütmesiyle dikkat çekiyor.

Merala Eredenk başarının sırrını anlatıyor
ÖZEL HAYATIMDAN ÖDÜNLER VERDİM
Evliliğimin başında başka şehir
Ben hayata küçük küçük adımların oluşturduğu büyük bir maraton olarak bakmanın daha doğru olduğuna inanıyorum. Yine de en kritik kararlarıma baktığımda özel hayatımdan verdiğim ödünler diye özetleyebilirim. Bugün bulunduğum yerde hem özel hayatımdan hem iş hayatımdan memnun olduğumu düşündüğümden yine aynı kararları verirdim. Örneğin evliliğimin daha çok başındayken çıkan terfi fırsatının uzak bir şehirde olmasına ve eşimin de gelememesine rağmen ben tek başıma o5 şehre süresiz olarak gitmeyi kabul ettim.
Çocuk mu, İş mi sorusu
Tek başıma bir hayat kurmak, oradaki Pazar dinamiklerini kavramak, yepyeni bir çevre yaratmak o yaşta hiç kolay gibi görünmüyordu. Ama en ufak bir tereddüt geçirmedim. Daha sonrasındaysa hep çocuk yapmak ve onun sorumluluğunu almak mı yoksa iş hayatında daha yukarılara tırmanmak mı sorusuyla baş etmeye çalıştığımda hep iş tarafı ağır bastı. Bu seçimler, beni bugün ben yapan kararlar oldu diyebilirim.
Bugün de aynı kararı verirdim.
Çocuk olmadığı için evliliğimi daha kolay bitirip, başka bir yöne gidebildim. Yine çocuk olmadığı için ralli, uçak, motosiklet, yelken gibi hobilerime hem zaman ayırıp hem risk alarak hayatın keyfini çıkardım. Bunun yanında iş hayatının gerektirdiği geç saatlere kadar çalışma, iş yemekleri, iş gezileri, hafta sonu toplantıları gibi konularda hep önce iş diyebilecek esnekliğe sahip oldum. Hala aynı şeyleri yapmaya da devam ettiğim için bugün olsa yine aynı kararları verebilirdim diyorum.
Serra Akçaoğlu başarının sırrını açıklıyor
HER ŞEYİ BIRAKIP LONDRA'YA GİTTİM"
Bankacılık alanının en güçlü yöneticilerinden biri görülen Serra Akçaoğlu için ise hayatındaki en zor karar, kısa bir süre için olduğunu bilse de Türkiye'yi ailesini ve iş arkadaşlarını bırakıp yepyeni bir göreve, hayata gitme kararı oldu. 2009 yılında Citibank'ın Ülke Başkanlığı'na getirilen ilk Türk yönetici olarak global başarısını ortaya koyan Akçaoğlu, "dönüm noktası" için şunları söylüyor: "Sanıyorum kariyerimde önemli rol oynayan kilometre taşı, Londra'da bölge yöneticiliği yaptığım dönem oldu. 50 ülkenin dış ticaret aktiviteleri bana bağlıydı. Ayrıca 15 farklı milletten oluşan bir ekibi yönetiyordum. Bu da bana değişik perspektifleri görebilme, farklı kültürlerden gelen, farklı yaklaşımları olan insanları bir çatı altında bir araya getirme yetisini kattı. Bu görevi almaya karar verdiğim dönemde ailemden büyük destek aldım. Muhteşem bir annem, kardeşim ve eşim var. Annem psikologdur. Uzmanlık alanı olduğundan kariyerimin her noktasında 'annelik' desteğinin yanında psikolojik anlamda da çok destek verdi. Kardeşim Afa Boran, ekonomi ve bankacılık konusunda fikir lideri olma özelliğiyle hep yanımda oldu. Eşim, sonsuz destek verdi. Onların desteği olmasa hakikaten her şey çok zor olurdu. İngiltere'ye gideceğim zaman eşim işi nedeniyle gelemiyordu ama 'İşin için ne gerekiyorsa yap' dedi. Annem 'Ben geliyorum seninle' dedi, her şeyi organize etti. Eşim her hafta sonu geldi. Yani tüm aile Serra için çalıştı. Bu çok büyük bir şans.. (Capital)

ETİKETLER :
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)