Emlak sektöründe balon var mı?

İnanlar İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Serdar İnan, emlak balonu var diyenlere inanmayın diyor. Beş yıl garantili ev satan İnan otomotiv işinde de iddialı. "Yabancılara imarlı konut satışından 20 yılda 100 milyar dolar gelebilir" diyen İnan’ın en son yatırımı Kanada 'da...
 
İnanlar İnşaat'ın te­melleri 1965 yılında İstanbul Laleli'de Serdar İnan'ın babası ile amca­sının 'İnan İnşaat' olarak faaliyete başlaması ile atılmış. İlk inşaatı Bakırköy'de amcası yapmış. O günden bugüne çok uzun bir yol alınmış ve şirket şu ana kadar 220 proje tamamla­mış.   Bunların yaklaşık 100'ü 1965-1990 arasında babası ve kardeşleri ta­rafından yapılmış. 1990'dan bu yana ise kendisi 120 proje gerçekleştirmiş.
 
Sektörde sık sık ko­nuşulan 'emlak balonu' deyimi için,  "Birileri bilgi sahibi olmadan fi­kir sahibi olunca böyle yorumlar ortaya çıkıyor" diyen Serdar İnan, "Türki­ye'de balon olması hem teorik, hem de rakam ola­rak mümkün değil." yorumu­nu yapıyor. İnşaatın dışında otomotiv, enerji, turizm ve si­gorta sektörlerinde de yatırımları bulunan İnanlar İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Serdar İnan ile gelecek projelerini ve faaliyet­lerini Para Dergisi’nden İdil Taraklı’ya anlattı.
 
İnşaat dışında hangi alanlarda faaliyetiniz var?
 
Otomotivde 'İnanlar Otomotiv' olarak faaliyet gösteriyoruz. Renault, Dacia, Hyundai markalan dahil olmak üzere yılda 12 bin oto­mobil satıyoruz. Altı satış noktamız var ve Türkiye'nin en büyük araç servisine sahibiz. Servis­lerimize yılda yaklaşık 50 bin araç giriyor. İkin­ci el otomobil de satıyoruz. Yurtdışından BMW, Mercedes, Maserati dahil olmak üzere hemen bütün markaları getiriyoruz. İnanlar Oto olarak 2014 yılında 485 milyon TL olan ciromuzun bu sene 750 milyon TL'ye, 2016 yılın­da ise 1 milyar TL'ye ulaşmasını bekliyoruz.
 
Enerji, turizm ve sigorta sektörlerinde de şirketleriniz bulunuyor...
 
Evet. 'İnanlar Enerji' olarak geçen sene Tarsus Berdan çayına 30 milyon dolarlık bir yatırımla 10 MGW'lik bir HES yaptık ve sattık. 'İnanlar Turizm' olarak Laleli, Beyazıt ve Aksaray'da üç otelimiz vardı. İnanlar, Mevlana ve Baron idi adları. Onları da sattık. Bir malı sahiplenmeyi prensip olarak sevmiyoruz. 'İnanlar Sigorta'da ise 20 milyon TL civarında ciromuz var. Halen BES dahil bütün sigortaları yapıyoruz.
 
20151 nasıl kapatacağımızı düşünüyorsunuz?
 
Risklere baktığımızda geçmiş dönemlere göre Türkiye bunlara çok ılımlı tepki verdi. Bu çok iyi bir gelişme. Evet, Türkiye'nin yurtiçi ve dışı iştahı bir miktar olumsuz et­kilendi. Ancak kurt puslu havayı sever. Biz bu havayı teknemizin daha hızlı gitmesi için olumlu kullanabiliriz. Önümüzdeki sene­den itibaren piyasa daha da rahatlayacaktır. Bu yedi yılda bir yaşanan standart bir peri­yot aslında.
 
Bu dönemde hedefiniz nedir?
 
Biz daralma dönemlerinde hiçbir zaman frene basmayız. En fazla gazı azaltırız, vite­si düşürürüz. Grup olarak 2015 yılım oto­motiv, gayrimenkul ve sigortada yüzde 40 ile yüzde 60 arasında büyüme ile kapatırız. 2016'da ise yüzde 33 civarında büyürüz.
 
Emlak balonundan bahsediliyor, bu konuda ne düşünüyorsunuz?
 
Emlak balonu ABD'de oldu. ABD'nin mil­li geliri 17 trilyon dolar. Balon paranın ol­duğu yerde olur. Türkiye'de balon olması için bir yıl içinde satışa hazır en az 1 milyon gayrimenkul olması gerekir. Bu da yaklaşık 100 milyar dolara karşılık gelir. Türkiye'nin mevduat tasarrufu ortada.
 
Yabancılara gayrimenkul satışını nasıl yo­rumluyorsunuz?
 
Yabancıya 'imarsız' arazi ve tarla satışı kesinlikle yasaklanmalı. Bugüne kadar sa­tılmış olanlar da devlet tarafından enflas­yon farkı hatta cüzi bir kar verilerek kamulaştırılmalı. Ama yabancıya imarlı ar­sa, bina bağımsız bölüm (konut, ofis) satı­şı devlet tarafından bir plan çerçevesinde özendirilmeli hatta teşvik edilmeli.

Türkiye'de kişi başı milli gelir 10 bin dolar. Bunu 30 bin dolara getirmek müm­kün değil. Çünkü Türkiye'nin yeraltı kay­nakları, markaları, teknolojisi, işgücü yok. Türkiye'nin tek argümanı yabancıya imar­lı konut satışı. İstanbul genelinde Ortado­ğu ve Kuzey Afrika'dan, güneyde ise İngi­liz ve Almanlardan talep var. Şu anda 4 milyar dolar civarında seyreden satışların 3-5 sene gibi kısa bir sürede 30 milyar do­lara, 10-20 yıl gibi uzun bir sürede ise 100 milyar dolara ulaşması mümkün.
 
İnşaat firmaları arasında farkınız ne?
 
Bizim beş sene garantimiz var. Bu süre içinde bizden kaynaklanan hataları, ek­siklikleri tamamlamakla mükellefiz. Herkes tanıtım filmlerini gündüz çeker. Biz gece ve gündüz iki ayrı çekimle orta­ya çıkarız. Çünkü bir binada gece ve gündüz estetiği diye bir şey vardır. Bina içi detayların kullanışlılığına çok önem veririz. Biz çok pahalı ve yüksek marka­larla çalışmayız. Bizim için önemli olan estetiği, dokusu ve rengidir. İnşaatları­mızın ikinci eli de para eder.
 
Projelerinizde aidatlar nasıl?
 
Bizde çok hizmet var. Hizmete göre ai­datlar bizde ucuzdur. Çünkü masrafın bir kısmını yönetimden düşüyoruz. Örneğin ortak alana bir anaokulu yapıp kiraya ve­riyoruz. Kirayı da aidattan düşüyoruz. Bu kapsamda kafe, kuaför, havuz bar, mar­ket ve restoranlar yapıyoruz.
 
Yurtdışında projeleriniz var mı?
 
Kanada Toronto'da bir inşaata başladım. Şehrin çok merkezi bir yerinde 400'er metrekarelik iki villa yapıyorum. 4 mil­yon dolarlık bir yatırım. Bir sene içinde bitirip büyük bir işe gireceğim. Üç se­nedir bu kapsamda araştırmalar yapı­yorum. Bu şirket aracılığıyla yurtdışı işlerimi yapacağım.
 
"Silah koleksiyonu da yaparım, şiir de yazarım!..”
 
Şiir, makale ve twitler üzerine altı tane kitabı olan Serdar İnan "Silah koleksiyonu da yaparım, şiir de yazarım!.." diyor. İnan koleksiyon ve hobileri hakkında şunları söylüyor: "Maddi değeri yaklaşık 100 bin dolar olan 15 tane silahım var. Tabii ruhsat değerleri daha yüksektir. Poligona, açık araziye gider, silahlarımı kullanırım. Bakarım, yağlarım... Ama şiir de yazarım. Şu anda yeni bir kitap yazıyorum. Erzurum'un dağ köyünde doğmuş fakir bir çocuğun hayat mücadelesi ve onun başarı hikayesini anlatıyorum. Çok gezerim, yılın üçte birini yurtdışında geçiririm. Sektör fuarlarının hiç birini kaçırmam. Yurtdışında bol bol firma gezerim. İnanlar İnşaat yılda en az 10-12 fuara katılır. İnsani ilişkilere çok önem veririm. Tarih ve sektör kitaplarına, büyük adamların hayat hikayelerine çok meraklıyımdır.
 
"Birçok patentim var”
 
2063 yılına kadar çok işim var. 2063'e kadar çalışma hedefim var. Bizim memleket çıraklar memleketi. Ustalar emekli oluyor. Oysa insanın en verimli olduğu çağ 50-80 yaş arasındaki 30 yıldır. Daha film çekeceğim, kitap yazacağım, satış pazarlama, gayrimenkul, hızlı tren gibi birçok konuda patentlerim var. Bunları hayata geçireceğim. Benim tek amacım gayrimenkul yapmak değil. Ölene kadar gayrimenkul yapacak değilim. Evlendiğimden beri sekiz ev değiştirdim. Rutinleri bozmak lazım. Bugün buradan giderim, yarın öteki yoldan. Aynı şeyi tekrar etmeyi hiç sevmem.