AYÇA KARACA – FİNANSGUNDEM.COM /ÖZEL
Allianz Baş Ekonomi Danışmanı Muhammed A. El Erian bu hafta piyasaların ve yatırımcıların takip edeceği dört önemli gelişmeyi bugün Bloomberg View sitesinde yayınlanan yazısında ele aldı.
FED
El Erian, Çarşamba günü 16-17Aralık Fed tutanaklarının yayınlanacağını ve bu tutanakların Fed’in neden ABD
faiz oranlarının olağandışı uzun bir süre düşük kalmasına işaret eden “kayda değer bir süre” ifadesini içeren dili kaldırmaktan kaçındığına ışık tutmasının beklendiğini belirtiyor.
El Erian, “ABD dışındaki ekonomik zayıflık Fed’in bu politikadan çekildiğini açıklamasındaki çekingenliğin başlıca sebebi olabilir mi?” sorusunu yöneltiyor. Yetkililerin dil konusundaki endişelerinin Mayıs- Haziran 2013’te kullanılan “taper –azalma” açıklamasının piyasaları alt üst etmesinden ve işleyişlerini bozmasından da kaynaklanıyor olabileceğini de ifade ediyor. Piyasa tepkisinin bu tarihte ve daha sonra Eylül-Ekim 2014’te gösterdiği gibi likiditeyi aksatmanın ve sert fiyat hareketlerine sebep olmanın çok fazla çaba gerektirmediğine işaret ediyor.
El-Arian Fed’in çekingenliğinin son sebebi olarak yerel ekonominin süren güçlenmesine ilişkin henüz yeterli güvenin gelişmemiş olmasına değiniyor.
Tutanakların ABD dışındaki ekonomik koşullara daha fazla vurgu yapacağına ilişkin şüpheleri aktaran El Erian, halen doların değerlenmesinin de gösterdiği gibi Fed’in yerel yatırımcılara güven verir bir şekilde, ABD ekonomisi güçleniyor olmasına rağmen piyasaları destekler durumda kalacağını ifade ediyor.
İSTİHDAM
ABD ekonomisinin gücünün Cuma günü yayınlanacak Aralık istihdam raporu ile test edileceğini belirtiyor. Geçtiğimiz ayın güçlü rakamları ve üçüncü çeyrek büyüme verisinin aynı ölçüdeki güçlü revizyonundan sonra piyasaların süren iş olanaklarının artışıyla birlikte ücretlerin de büyüyüp büyümediğini izleyeceğini vurgulan El Erian bu durumun olması halinde ABD’nin en azından on yıl boyunca kendisini dünyanın geri kalanındaki zayıflıktan ayrıştırabileceğini de ileri sürüyor. Bunun da döviz ve tahvil piyasalarındaki dalgalanmaları daha da arttıracağını ifade ediyor.
YUNANİSTAN
25 Ocak’ta gerçekleşecek parlamento seçimlerinde piyasaların kullanılan politik dili takip edecekleri, özellikle kamuoyu yoklamalarına göre seçimlerden en güçlü parti olarak çıkması beklenen radikal sol parti Syrizia lideri Alexis Tsipras’ın yorumlarının takip edileceğini belirtiyor. Tsipras’ın ülkenin aşırı borç yükünü büyümeyi engelleyen bir faktör olarak göstermesini doğru bulurken, Almanya’yı Euro Bölgesi’nde uygulanan tasarruf politikalarının tek sorumlusu olarak göstermesini haksızca buluyor.
Syriza’dan gelen sesin yükselmesinin piyasalara, Yunan borç krizinin çıkmasından nerdeyse beş yıl sonra Euro Bölgesi’nin en büyük ekonomik ve finansal tehlikesiyle hala inandırıcı bir şekilde baş edemediğini gösterdiğini vurguluyor. Ancak, ekonomik veriler ne olursa olsun 2012’nin krizin yayılma tehlikesinin baş gösterdiği karanlık günlerine dönülmeyeceğini belirtiyor.
Euro Bölgesi’nde geniş çaplı bir finansal kaosun yayılmasını önlemek için çok şeyin yapıldığını, şimdi ise bölgenin sorunlu çevre ülkelerinin tahvil getirilerinde artan bir farklılaşmanın görüldüğünü ve bunun da piyasaların ayrışan ekonomik verilere daha çok dikkat ettiğinin bir göstergesi olduğunu da ifade ediyor.
PETROL
El Erian son altı ayda %50 azalan petrol fiyatlarının tatil sırasında Libya’dan arzın kesintiye uğramasına ve Nijerya’daki politik istikrarsızlığa rağmen yükselme göstermediğine dikkat çekiyor. Yatırımcıların ve şirketlerin hala arz koşullarındaki değişikliğe bağlı fiyatlara uyum sağlamaya çalıştıklarına ve petrol piyasalarının denge noktasını bulmasının aylar sürebileceğine değiniyor.
Bu süreçte, ülke ve şirket tahvil piyasalarının sürekli düşen fiyatlar yüzünden sert bir şekilde azalan hükümet gelirleri nedeniyle kırılgan ülkeler (Rusya ve Venezuela) ve şirketler hakkında endişe duymaya devam edeceklerini belirtiyor. Bu düşüşün diğer etkilerinin ise derinleşen resesyon, para birimi üzerinde periyodik baskılar ve artan enflasyonist güçler olacağını da ekliyor.