BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaGündemEkrem İmamoğlu'ndan kırık sandalye yorumu----

Ekrem İmamoğlu'ndan kırık sandalye yorumu

Ekrem İmamoğlu'ndan kırık sandalye yorumu
17 Eylül 2019 - 20:40 www.finansingundemi.com

Ekrem İmamoğlu, Beştepe'deki kırık sandalye olayıyla ilgili "Cumhurbaşkanı 'İsraf ediyorsun' deyince 'İkinciye sağlam otururuz' dedim. Ben oradaki süreci talihsizlik olarak yorumluyorum, her ne kadar kamuoyu böyle yorumlamasa da" dedi

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, katıldığı bir televizyon programında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

Ekrem İmamoğlu'nun Haber Global canlı yayınında söylediklerinden öne çıkanlar şöyle:

"Orada elbette bir oturma düzeni vardı, herkesin yeri belliydi. Oturduk, naklen yayından sonra ben konuşmamı yaptım. Sonra o esnada sandalye kırıldı, biraz yere düştük haliyle. Sonrasında ikinci sandalye de öyle sıkıntılıydı, sonra üçüncüyü verdiler. Sn Cumhurbaşkanı "İsraf ediyorsun" gibi bir espri yaptı, ben de kendisine "İsraf değil, sandalye yanlış" gibi bir söz söyleyince o yine "İsraf ediyorsun" dedi. Ben de "İkinciye sağlam otururuz" dedim. Bir kere söyleyeyim sandalyenin sahibi ben değilim. Her şeye rağmen ben oradaki süreci talihsizlik olarak yorumluyorum, her ne kadar kamuoyu böyle yorumlamasa da.

"Tabi orada birçok arkadaşımız kendi illeriyle ilgili yerel sorunlara değindi ama İstanbul öyle bir masada konuşulacak bir şehir değil. İstanbul 16 milyonluk bir kent, politik olarak çok gündemde, her diyalog sorgulanıyor. Dolayısıyla İstanbul adına tabii ki Cumhurbaşkanı'ndan görüşme talebim olacaktır. İstanbul Türkiye için tek başına bir gündemdir, yapacağınız her şey Türkiye için önemlidir. Sadece Sn. Cumhurbaşkanı'yla değil, bakanlarla olsun, başka insanlarla olsun, İstanbul'la alakalı her konuyu diyalogla çözmeye açığız. Milletimiz bizi seçmiş, kendilerini seçtiği gibi, bizim yapacağımız diyalogların tümü toplumun lehine. Artık seçim bitti, bize oy veren vermeyen yok. Bu talebimizi yapacağız, elbetteki somut konular üzerine olacak. Kendileri de İstanbul'la ilgili konulara birçok konuşmasında da değiniyor, farkındasınızdır. Bunun birinci muhatabı biziz. Kentsel dönüşümle ilgili bir toplantı yaptı Çevre ve Şehircilik Bakanımız, İBB'den kimse davet edilmedi. Tüm konuları bizim Çevrecilik, Ulaştırma, Turizm ve Tarım bakanımızla konuşabiliyor olmamız gerekir. Valimizle zaten her hususu görüşüyoruz. Bazı konular vardır ki İstanbul üzerinde bir takım koşulların hızlıca devreye sokulması gerekilebilir. Bunun muhatabı olarak herkes dahildir, devletin her kurumuyla konuşabilme konusunda her zaman kapıyı çalmaya hazırız. Kimseye mesafe koyamayız. Hatırlatırım ki hiç kimsenin de böyle de bir hakkı yoktur. Şimdi o hizmet sürecini biz en iyi şekilde hazırlayacağız, tüm şeffaflığımızla. Herkes işini yapsın, toplum fayda görsün.

"Tabi Yenikapı'daki araçları konuşalım, ister istemez konuşalım. Bir kere altını çizelim, kaç gün oldu dediniz, 77 gün oldu. Bazen insanlarımız bizi şöyle kabul ediyor, 31 Mart'ta seçilmişiz gibi. Ama bu kritik bir durum. Dediğimiz gibi Ankara'yla beraber aynı tarihte başlamışız gibi bir düşünce var. Bazı arkadaşlarımızın psikolojisinde sanki biz yılbaşından beri görevdeymişiz gibi düşünüyorlar. Biz öyle bir kampanya dönemi yaşadık ki, toplumla iç içe. Şu anda Ağustos ayı bitti, sanki biz 8 aydır görevdeyiz. Hayır, 2,5 ay. Birçok konunun çözümü için insanların beklentisi var. Saygıyla karşılaşıyorum. Biraz net aydınlatmak istiyorum. Birincisi Allah aşkına israfın küçüğü büyüğü olur mu. Bakın israfla alakalı verdiğimiz mücadeleyi Türkiye'nin bugünki ekonomisi gereği bizi ilk alkışlaması gereken, örnek göstermesi gereken Sn. cumhurbaşkanı. Çünkü biz kamunun parasını koruyoruz. Bir araç konusunda israf olduğunu iddia ettik, toplum görüyordu, çalışanlar biliyor. Bir kere 730 aracı ihtiyaç fazlası olduğu için iade ettik. Mazbatamız alındıktan 23 Haziran'a kadar 514 araç iade edildi. Yaptığımız tespitlere göre bunların en az 100 tanesi markası yüksek, ücreti yüksek araçlardı. Toplamda 1250 aracın bu kuruma israf bedeli 50 milyon lira. 5 yılda 250 milyon lira. Bunun anlamı ne biliyor musunuz? 125 tane kreş demek. 13-14 bin çocuğumuza okul öncesi eğitim vermek demek.

"Diyorlar ki 'madem geri iade ettin İSKİ'ye niye yeni araç aldın'. Madem her şey güllük gülistanlık, o seçim arasında 514 aracı niye iade ettiniz. Eski müdür İSKİ'yle ilgili 2 yıllık araç ihalesi istedi. O hazırlanmış şartnameyle İSKİ'nin hizmet araçlarıyla alakalı 5 aylık ihaleye çıkıldı. Kaç araç, 990. Bizim belirlediğimiz hizmet araçları değil bu araçlar. Her kurumun kendi içinde ihale düzeni vardır. Arkadaşlarımın yaptığı çalışmayla 2019 Aralık'ta yapılacak yeni ihaleyle 750 araç alınacak. 5 yılda 50 milyon daha tasarruf etmiş olduk. Toplamda 5 yıllık dönemde araçla ilgili tasarrufumuz 300 milyon lira. Bu İstanbul'da kuvvetliyim diyen bir ilçenin 1 yıllık bütçesi. Biz yanlışı düzeltiyoruz. Tabii ki soruşturma açacağız, yapılan bir yanlış varsa, soruşturmaya müsaitse bunun ucunu bırakır mıyız?

"Bu tarz tüketim raporları var, daha enterasanını söyleyeyim, seçim döneminde 23 Haziran'a kadar araçlarla ilgili takip sistemi kapatılmış. Bizin 70 günlük araçların tükettiği yakıtı anlamamız içim takip etmemiz lazım. Bu takip sistemi büyükşehir belediyesinde. Niye kapatılır? Dolayısıyla biz şunu yapıyoruz, kamu yönetiminin, disiplininin, ahlakının, bütçe yapılanmasının tümüyle elden geçirilmesi şarttır. zaruridir, acildir. Genel kavramlarda ihtiyaç olduğunu Beştepe'de söyledim. Bizim yeni nesilimiz, değişmeli artık diyor. Bu da o kapılardan bir tanesi. Diyelim ki başkanlık konutları, burada 60 bin metrekarelik bir alan, güvenlikte çalışanları, hizmet eden insanlar, ben buraya yıllık 6-7 milyon lira masraf ediyorsam bu günah. 13 belediye başkanı kullandı buraları, rica ettik boşalttılar. Bunlar israf, düzelteceğiz bunları. Florya'da 60 bin km'lik bir parkın, yapıların 7-8 aileye hizmet etmesi günah. 17 makam belirlenmiş belediye başkanına. En mütevazısı 1950'lerde yapılmış olan büyükşehirin Saraçhane'deki binası. Yüzlerce metrekarelik Bakırköy'de yapılar olmaz. Kamu düzeni, israf düzeni değişmeli. Her kuruşun hesabını vereceğiz. İnsanların gelip keyifle hizmet aldıkları, üslupla hareket eden bir alana dönüşmesi için çalışacağız.

"İşi engelleyen bir tasarruftan bahsetmiyorum. İşi yok sayan bir israf tanımımız yok. Birkaç örneği vereyim israfla ilgili, anlamsız bir harcama yapmamak, sizin yapınız varken tek bir binaya 2 milyon 250 bin lira ödememek, 2018 yılında daha az sayıda iş elbisesi, aynı kalitede 7,5 milyona alıyorsunuz, daha fazla iş elbisesini zamlara rağmen 3,5 milyona alıyoruz. Bütün bunlar soruşturulacak.

"Sn. Cumhurbaşkanı'nın 94 yılında yaptıklarına bakalım, aynı şeyler vardı. Refah Partisi'nin söylemlerinde en önemli şey israftı. O dönemde ortaya koyulan eylemin aynısını yapıyoruz, bizi takdir etmeli, teşekkür etmeli. Kendi partisindeki belediye başkanlarına da 'aynısını yapın' demeli. Biz bütünüyle CHP'li belediyeler en iyiyiz demiyorum, eksiklerimiz, hatalarımız var. Ama diyorum ki hepimiz israfı önleyelim, düzenleyelim. Sadece AKP'li demiyorum. Bahsettiğim şey tümüyle 82 milyon insanın parasını korumak. İBB'nin konsolide bütçesi neredeyse 60 milyara doğru gidiyor. Siz tasarruf imkanlarıyla öyle büyük hizmetler gerçekleştirebilirsiniz ki. 60 milyara dayanan biz sistemde sizin ortaya koyacağınız tasarrufla Türkiye'nin GSYH'ının verimli kullanılmasına katkı sağlarsınız.

"1250 araç, İSKİ'deki araçları da katınca 1500 araç eksilmiş oldu. 5 yılda 300 milyon lira az mı geliyor insanlara bunu anlamıyorum. Bu kadar araç azaldı, bizim işimizde hiçbir sıkıntı yaratılmadı. Bir belediye meclis üyesi somut bir örnek verdiğini söyledi. Hemen araştırın dedim arkadaşlara, sebep olarak hizmete giden arkadaşımızın cenazeye gitmesinden dolayı olan sorunu gündeme getirdiler. Aksamayacak, biz biliyoruz bunu. Özellikle koruyucu sağlık hizmetleri belediyenin önemli işlerinden biri olmalı. TTB ile toplantı yaptık, onlar da aynı tanımı yaptılar. Hastanelerin altından kalkamaz belediyeler ama kadın sağlığı merkezleri kurma taahhüdümüz var ve çalışıyoruz. Bizim evde bakımla ilgili işlerimiz aksamamamıştır, aksamayacaktır.

"Çok tespitimiz var, tek tek açıklamak istemiyoruz, bunlar bütüncül bir manzara oluşturacak. Dedik ki şeffaf olacağız, hesap vereceğiz, varsa karanlık noktalar insanların önüne koyacağız. Şu tanımı yapıyorlar, dini vakıflar tanımı yanlış, bizim bu vakıflara saygımız var. Ama İstanbul'a hizmet ediyorsunuz, tüm kaynaklarınızla 3-5 vakfa hizmet ediyorsanız, bir takım faaliyetlerine baktığınızda sizin adalet teraziniz ona izin vermiyorsa ben ona dur dedim. Yüzlerce noktasında vakıfların kiralarını ödüyoruz, yurt binalarını yapıyoruz, fiziksel ihtiyaçlarını da karşılıyoruz, bu bahsettiğimiz vakıflar. Niye bir tek yatağı yok İBB'nin? Benim kapımı bir sürü öğrenci çalıyor, diyor ki bana yurt ver. İBB'nin niye tek bir yatağı olmaz. Efendim yasal bir takım olumsuzluklar... Gidereceğiz. Belediyenin yurdu olmasının ne engeli olabilir? Bahsedilen bazı hususlar var, İstanbul'un kamuya ait en sağlıklı ve güvenilir kurumu büyükşehir belediyesidir. Bu hizmeti vereceğiz. Adrese teslim 3-5 vakıf niye, fayda üretecekseniz bir protokol yaparsınız, ihaleye çıkarsınız. Böyle bir şey de yok. Önümüzde bir şey yok, X yurdu verdiniz, Anadolu'dan gelen garibanı ben oraya yerleştirebiliyor muyum? Belediyenin mülklerini en doğru şekilde hayata kazandırmakla ilgili mesuliyetimiz var. Göreceksiniz 100 milyonlarca liralık kaynakların bir takım yatırımlara dönüşmesi konusunda çok verimli bir dönemi yaşatacağız.

YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)