Türkiye’ye ilk 8 ayda normal yoldan giren döviz 11.8 milyar dolar iken nereden geldiği belli olmayan döviz girişi 10.9 milyar dolar... Ekonomiyi bu gizemli para ayakta tutmaya başladı. Milliyet ekonomi yazarı Güngör Uras bugünkü köşesinde Ağustos ayı cari açık rakamlarını ve gizemli döviz girişini yazdı.
İşte Uras'ın o yazısı;
Ağustos ayında cari açık 163 milyon dolara geriledi. Ayda 3 milyar dolarlık cari açığın olağan sayıldığı bir dönemde cari açıktaki bu aşırı gerileme önemlidir.
İthalat harcamaları gibi olağan döviz giderleri ile ihracat ve turizm gelirleri gibi olağan döviz gelirleri arasında açık varsa, buna cari açık (döviz açığı) deniliyor.
Merkez Bankası (TCMB) her ay cari açığın ne kadar olduğunu belirliyor, açıklıyor.
Aylık cari açık, döviz açığı 5-6 milyar dolarlara ulaşınca ekonomide frene basıldı.
İç talep sınırlandırılınca ithalat gerilemeye başladı.
Sonuç olarak, cari açık ayda 3 milyar dolarlara geriledi.
Bu açık rakamına alışılmışken ağustos ayında açık birden 163 milyon dolar olarak açıklandı.
Temmuzda 3 milyar dolar olan açığın ağustosta 163 milyon dolara gerilemesinin arkasında ağustosta ithalat harcamalarında 2 milyar doları aşan gerileme var.
İçinde seyahat gelirleri de olan hizmet gelirleri 900 milyon dolar artınca bir ayda cari açık, 3 miyar dolar dolayında azalmış oldu.
(Ara bilgi: Cari açık hesaplamalarında TCMB, ithalat ve ihracatı fob olarak alıyor. Bu nedenle mal dengesi açığı ile TÜİK’in dış ticaret açığı rakamları farklı. TÜİK’in dış ticaret açığı rakamları haziranda 6.2 milyar dolar, temmuzda 7.0 milyar dolar açık gösterirken, açık ağustosta 4.8 milyar dolara gerilemişti.)
Cari açığın küçülmesi önemlidir. Sevinilecek bir gelişmedir.
Ancak cari açığın küçülmesinin kalıcı olması gerekir.
Cari açığın küçülmesinin kalıcı olması, İthal edilen malların içeride üretilmesine, daha fazla ihracat yapmaya bağlıdır.
Bunlar olmadan açık ancak ekonomideki (büyümedeki) yavaşlama nedeniyle küçülür.
Hisse senedi bono için döviz girişi yok, çıkış var.
Ağustosta cari açık 163 milyon dolara geriledi ama açığı kapatmakta zorlandık.
Portföy yatırımlarından ve döviz kredilerinden önemli çıkışlar oldu.
Doğrudan yatırım için gelen döviz ve nereden geldiği belli olmayan 1 milyar 400 milyon dolar döviz, ekonomiden çıkan dövizi karşılayamadı.
Çıkan dövize, nereden geldiği belli olmayan dövizin eklenmesine rağmen 163 milyon dolara kadar küçülen açığı finanse edemedik.
Döviz rezervlerimizi kullandık.
Bugünkü ekonomik yapımızda, ayda 3 milyar dolar cari açık vermemiz normaldir. Cari açığın ağustostaki gibi 163 milyon dolara kadar gerilemesi olağandışı bir gelişmedir.
Ağustos ayını da “Nereden Geldiği Belli Olmayan“ 1 milyar 400 milyon dolar kurtardı. Teknik olarak “Net Hata ve Noksan” diye adlandırılan ama nereden geldiği belli olmayan dövizin 8 aylık toplamı 10.9 milyar dolara ulaştı.
Yılın ilk 8 ayında normal yollardan net döviz girişi 11.8 milyar dolar, nereden geldiği belli olmayan döviz girişi 10.9 milyar dolar. Nereden geldiği belli olmayan dövize rağmen ilk 8 ayda açığı kapatmak için rezervden 2.9 milyar dolar yedik. Nereden geldiği belli olmayan döviz ekonomiyi ayakta tutmaya başladı.
Peki, nereden geldiği belli olmayan döviz nereden geliyor?
Nereden geldiği belli olmayan döviz nereden geliyor? Gelmeye devam eder mi?
Acaba ithalat giderleri mi şişiriliyor, ihracat rakamları mı küçük gösteriliyor? Ortadoğu’daki karışıklık sonucu acaba komşu ülkelerden döviz girişi mi arttı? Sınır ticaretinde canlanma mı var?
Yılın ilk 8 ayında nereden geldiği belli olmayan toplam 10.9 milyar dolar döviz çok büyük ölçüde bir dövizdir. Bu kadar döviz ülkeye bavulla giremez. Nakit olarak cepte taşınamaz.
Banka sisteminden geçmeden ekonomide işlemde kullanılamaz. İşte bunun için TCMB’nin Net Hata ve Noksan rakamları konusunda daha önce yaptığı açıklamaları gözden geçirmesi zorunludur.
Sonuç: Gerçekçi olalım. Ekonominin durağan olduğu dönemde bile çarklar ayda 3 milyar dolar cari açıkla dönebiliyor. Ekonomi biraz canlanırsa cari açık artacak. Bu küçülme kalıcı değil.
Bizim derdimiz, büyümenin hızlanması. Büyümeye paralel olarak cari açığın artmamasının tek çaresi var: Üretimdeki ithal girdi oranını azaltmak. Ekonomide ithal ikamesine dönük bir yatırım ve üretim politikası izlemek.
Önümüzdeki dönemde ekonominin başı cari açıktan derde girmez. Cari açık ne olursa olsun, (doğrudan yatırım ve portföy yatırımı ile döviz girişi olmasa da), yüksek faizle de olsa, kısa vadeli de olsa döviz ile borçlanarak cari açığı kapatırız.
İşimize bakalım... İş ki ekonominin çarkları durmasın. Çarklar dönerken sorunların çözümüne çare tükenmez.