<
BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaMakro EkonomiEkonomiye yön verecek 5 rakam----

Ekonomiye yön verecek 5 rakam

Ekonomiye yön verecek 5 rakam
23 Ocak 2023 - 15:34 www.finansingundemi.com

Uzmanlar, tarihin en kafa karıştırıcı ekonomik ortamlarından birinde olduğumuzu düşünüyor. Gelecek öngörüleri yumuşak iniş ve resesyon arasında mekik dokumaya devam ediyor.

FINANSGUNDEM.COM – DIŞ HABERLER SERVİSİ

ABD ekonomisini bu yıl neyin ya da nelerin şekillendireceğini 5 rakam belirleyecek gibi görünüyor.

Finansgundem.com’un derlediği bilgilere göre, ABD ekonomisinin geleceği hakkında kafa patlatan herkes ya resesyon duvarına tosluyor ya da yumuşak iniş ışığına koşuyor. Bu iki uçta sallanan tahminler, ekonomik ortamın ne kadar karmaşık ve kafa karıştırıcı olduğunu gösteriyor.

Belirsizlik hali

A Wealth of Common Sense’ten Ben Carlson’ın analizine göre, ABD ekonomisine dair hiçbir sonucun kimseyi şaşırtmayacağı bir dönemde geçiyoruz. Bazı ekonomik göstergeler yavaşlama çığlıkları atarken, diğerleri her şeyin yolunda olduğunu gösteriyor. Bu belirsizlik durumu, ne olacağını bilmeyi zorlaştırıyor.

ABD ekonomisine ne olacağını kestirmek gerçekten çok zor gözüküyor ama bu yıl işlerin nasıl gideceğini söyleyecek bir avuç ekonomik rakama bakmak yine de geleceğe dair bazı şeyleri netleştirebilir gözüküyor.

İpotek oranları

Konut piyasası, ABD ekonomisinin kabaca yüzde 20'sini oluşturuyor. Bu nedenle bu piyasadaki faaliyetin, bu yıl işlerin nasıl seyredeceği üzerinde büyük bir etkisi olması mümkün gözüküyor.

Pandemi sırasında konut fiyatlarının yaklaşık yüzde 40 oranında artması ve faiz oranlarının yüzde 3'ten yüzde 7'ye çıkmasıyla geçen yıl ipotek ödemelerinin aniden karşılanamaz hale geldiği görülüyor. Şimdi kabaca yüzde 6'ya geri dönen oranlar ise bu sancılı süreci biraz olsun rahatlatmışa benziyor.

ABD'de ortalama ev fiyatı 376 bin doların biraz üzerinde seyrediyor. Peşinat oranının yüzde 20 olduğu varsayılırsa yüzde 7'de sabitlenmiş 30 yıllık ipotek ödemesinin aylık karşılığı yaklaşık 2.000 dolar ediyor. İpotek oranlarının yüzde 6'ya inmesi ise yüzde 10’luk bir düşüşle aylık ödemenin 1.800 dolara gerilemesi anlamına geliyor. Oranlardaki her yüzde 1'lik düşüş, aylık ödemede yaklaşık yüzde 10’luk bir azalmaya neden oluyor.

Mortgage oranlarının yaklaşık yüzde 5'e geri dönmesi ve orada sabitlenmesi halinde ise konut piyasasındaki faaliyetin, makul bir fırsat bekleyen tüm Y kuşağı sayesinde büyük ölçüde toparlanması öngörülüyor. Mortgage oranlarının yüzde 7 civarında seyretmesinin ise konut piyasası faaliyetini yavaşlatması bekleniyor.

Enflasyon oranı doğru yönde ilerliyor

Özellikle düşen kiralarla birlikte enflasyondaki düşüş eğiliminin sürmesi bekleniyor. Enflasyonun sabitlenmesinin veya yeniden yükselmesinin iyi bir şey olarak algılanmadığında ise hemen herkes hemfikir gözüküyor çünkü bu muhtemelen Fed'in politikayı daha da sıkılaştırması gerekeceği ve ekonomiyi bir durgunluğa iteceği anlamına geliyor.

Enflasyonun çok düşmesi ve deflasyonist bölgeye gitmesi de iyi bir şey olarak kabul edilmiyor çünkü bu durumun da muhtemelen resesyon anlamına gelmesi bekleniyor. Umut edilen ise yumuşak bir inişle enflasyonun yüzde 2-3 aralığına düşmesi gibi gözüküyor.

İşsizlik oranı

İstihdam piyasasının güçlü kalması ekonominin de güçlü kalması anlamına geliyor. İş bulmak ve daha fazla para kazanmak kolaysa, resesyon ihtimalinin giderek düştüğünü söylemek ise mümkün gözüküyor.

Fed yetkilileri, enflasyonu yavaşlatmak için işsizlik oranının yükselmesini görmek istediklerini defalarca dile getirdiler. Tahminleri ise işsizliğin mevcut yüzde 3,5 seviyesinden yüzde 4,6'ya yükselme yönünde. Bu amaç her ne kadar enflasyonu düşürmek için makul gibi gözükse de, Fed yetkilileri için bu hedef aynı zamanda ateşle oynamak anlamına geliyor.

Tarihsel verilere göre, işsizlik oranı ekonomik yavaşlama nedeniyle arttığında, bu oran, genellikle Fed'in öngördüğünden çok daha fazla yükseliyor. İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana yaşanan her durgunlukta işsizlik oranındaki sıçramalar da bunu kanıtlıyor. 1940'ların sonundan bu yana işsizlik oranındaki yavaşlamada ortalama artışın yüzde 4,1 olduğu görülüyor. 2020'deki aykırı değeri denklemden çıkarsak bile, işsizlik oranındaki ortalama artışın kümülatif olarak yüzde 3,4 seviyesinde olduğu görülüyor. İşsizlik oranındaki en düşük artışın ise yüzde 2,2 ile 2001 krizinde gerçekleştiği gözleniyor.

Gerçek şu ki, insanların işlerini büyük ölçüde kaybetmeye başlamasının ABD ekonomisi için harika olmayacağı kesin. İş gücü piyasasının güçlü kalmaya devam etmesi ve işsizlik oranının rekor düşük seviyelere yakın kalması ise ekonomi için iyiye işaret anlamına geliyor.

Faiz oranı

İstihdam piyasası güçlü kalırsa, Fed’in bu yıl ekonomi için en büyük risk olması bekleniyor. Fed’in faiz oranlarını agresif şekilde artırmaya devam etmesinin ekonominin için büyük bir ters rüzgar anlamına geleceği ve bunun da bir resesyonu tetikleyeceği düşünülüyor. Fed'in bu yıl Faiz oranlarını düşürmesinin ise bir durgunluğa çoktan neden olunduğu anlamına geleceği varsayılıyor.

En iyi senaryoda, Fed’in gelecek ay yüzde 0,25 oranında faiz artışına gitmesi ve ardından yılın geri kalanında sabit kalması bekleniyor. Fed oranları bir süre daha sabit tutabilirse, bunun yumuşak bir inişin ortasında olduğumuz anlamına geleceği kabul ediliyor. Tahvil piyasasının halihazırda yuvarlanıyor olmasının Fed'in faiz artırımlarını yakında sona erdireceğine dair öncü bir gösterge olup olmadığı ise çözülmeyi bekleyen bir muamma olarak önümüzde duruyor.

Dolar

ABD bir süredir en güçlü gelişmiş piyasa ekonomisi olduğundan, doların da birkaç yıldır boğa piyasasında olduğu gözüküyor. Para birimleri herkesin bildiği gibi döngüsel ilerliyor ancak dünyanın dört bir yanındaki diğer ekonomilerin ABD’dekine kıyasla daha yüksek enflasyonla mücadele etmesi sonucu 2022 yılında doların parabolik bir seyir izlediği görülüyor.

Geçen yılın 4. çeyreğinde büyük bir değer kazanmaya başlayan doların zayıflamasının ise küresel ekonomi için potansiyel olarak iyi bir şey olabileceği çünkü diğer ülkelerin de bu sayede ekonomik bir yavaşlamadan kaçınabileceği varsayılıyor.

ABD Doları’nın, 2008 finans krizinden bu yana ekonomik çamaşır sepetindeki en temiz kirli gömlek olduğu görülüyor. Bu nedenle, dünyanın geri kalanının arayı kapatmasının iyi olacağı düşünülüyor.

Bunun, portföylerinde yabancı hisseler bulunduran ABD'li yatırımcılar ve denizaşırı satışları olan ABD'deki şirketler için iyi bir şey olacağına kesin gözüyle bakılıyor.

Tabii ki tüm bu başlıklardaki zor kısmın her zaman olduğu gibi, bu rakamların nasıl seyredeceğini önceden tahmin etmek olduğu gözüküyor. Yine de bu değişkenlerin nasıl sonuçlanacağını bilmek bu yılki ekonomik performansın anahtarı olacağa benziyor.

2023’te küresel ekonomide neler olacak?

 

ABD ekonomisi temerrüde düşme riskiyle karşı karşıya

 

Küresel ekonominin resesyona girmesi bekleniyor

 

Ekonomideki iyi haberler Wall Street’i çökertebilir

 

ABD ekonomisinde resesyon beklentisi yüksek

 

Küresel ekonomi ipte yürüyor

 

 

YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)