<
BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaMakro EkonomiEkonomistler PPK kararı için ne dedi----

Ekonomistler PPK kararı için ne dedi

Ekonomistler PPK kararı için ne dedi
25 Nisan 2014 - 04:51 www.finansingundemi.com

Ekonomistler, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Para Politikası Kurulu (PPK) nisan ayı toplantısı sonrası alınan kararları değerlendirdi

Burgan Yatırım Başekonomisti Haluk Bürümcekçi, TCMB'nin PPK toplantısında politika faizinde ve faiz koridorunun parametrelerinde değişikliğe gitmediğini hatırlatarak, kararların piyasa ve kendi beklentilerine paralel olduğunu kaydetti. Değişen tek faizin yüzde 13,5 seviyesine indirilen geç likidite penceresi faiz oranı olduğunu anımsatan Bürümcekçi, bu indiriminin ise fazla bir anlamı bulunmadığını ifade etti. Bürümcekçi, para politikası duruşuna ilişkin mesaj cümlesinin korunduğuna dikkati çekerek, şunları aktardı:

"Kurul, ocakta PPK'da alınan karar sonrasında oluşan para politikası duruşunun yukarı yönlü risklerin orta vadeli enflasyon beklentileri üzerindeki etkilerini sınırladığı değerlendirmesini aynen korudu. Kurulun temel ekonomik büyüklüklere ilişkin değerlendirmelerinde ufak değişiklikler vardı. 'Sıkı para politikası duruşunun ve alınan makro ihtiyati önlemlerin etkisiyle kredi büyüme hızları yavaşlamaya devam etmektedir' denilirken, daha önce sermaye akımlarının zayıflığına yapılan vurgunun kaldırılması dikkati çekmekte. Öte yandan Kurul enflasyona ilişkin, talep bileşenlerinin mevcut görünümü altında 2014'te toplam talep koşullarının enflasyon baskılarını sınırlayacağını ve bu süreçte enflasyon beklentileri ile fiyatlama davranışlarının yakından izleneceğini vurguladı. Daha önce hazirana kadar yükselişin devam edeceği ifadesi kullanılıyordu. Son durumda ise enflasyonun yönüne ilişkin net bir tercih belirtilmemiş oluyor."

Yerel seçimler sonrası likidite politikasındaki gevşemenin gecelik faizleri düşürdüğü ve TL'deki değerlenme baskısını azalttığına işaret eden Bürümcekçi, TCMB'nin yüksek Faiz ortamını yumuşatma yolundaki adımları nisan ayının ilk günlerinden itibaren atmaya başladığını dile getirdi. Bürümcekçi, PPK'da sıkı duruşun korunacağı mesajının tekrarlanmasını olumlu ancak mevcut dengeleri değiştirmeyecek bir gelişme olarak okuduklarını belirterek, "Kısa vadede TL'nin seyri açısından likidite politikası duruşunun nasıl şekilleneceği ve günlük döviz satım ihalelerine mayıs ayındaki PPK'ya kadar hangi miktarlarla devam edileceği önemli olacaktır" dedi. 

"MERKEZ BANKASI'NIN TAVRI TL İÇİN OLUMLU"

Odeabank Ekonomik Araştırmalar Müdürü İnanç Sözer, bir önceki aya kıyasla bakıldığında, TCMB'nin enflasyonist riskler konusunda sınırlı seviyede daha rahat olduğunun gözlendiğine dikkati çekti. Sözer, "Mart ayında enflasyonda 'yukarı yönlü risklerin önemli' olduğunu belirten TCMB, bu ay 'Ocak ayındaki kararların enflasyondaki yukarı yönlü riskleri sınırladığını' vurguluyor. Bu çerçevede artık ihtiyaç olmaması nedeniyle geç likidite penceresi borç verme faiz oranında teknik bir indirime giderek yüzde 15'ten yüzde 13,50'ye indirdi. TCMB'nin son dönemdeki belirsizliklere rağmen, enflasyon görünümünde belirgin bir iyileşme sağlanana kadar sıkı para politikası duruşunun korunacağını yinelemesi TL için oldukça olumlu" görüşünü paylaştı. Sözer, Merkez Bankası'nın mevcut politika bileşimi sayesinde, gelecek dönemde gelişmekte olan ülkelere dair risk iştahında bir düzeltme olsa bile, TL cinsi varlıkların bu süreçte olumlu ayrışabileceğini ifade etti.

"ENFLASYON GÖRÜNÜMÜ İYİLEŞENE KADAR DEVAM"

Halk Yatırım Başekonomisti Banu Kıvcı Tokalı,
para politikasıyla ilgili endişelerin azalması ve bunun da TL üzerinde tekrar değerlenme baskısı yaratması durumunda gecelik faizlerin yüzde 10 seviyesine geri dönmesi beklenebileceğini söyledi. Tokalı, şunları kaydetti: "TCMB, sıkı para politikası duruşu, makro ihtiyati tedbirler, iç talepteki ivme kaybı, kredi büyüme hızındaki yavaşlama gibi unsurlar doğrultusunda enflasyon risklerinin kontrol altında tutulabileceğine inanmakla birlikte orta vadeli enflasyon görünümündeki riskler (küresel gıda fiyatları, finansal istikrarın kalıcı olarak tesis edilmesi, enflasyon bekleyişleri ile hedef arasındaki güven farkı) azalana kadar kararlı duruşunu devam ettireceği sinyalini veriyor. Özellikle gelecek hafta açıklanacak Üç Aylık Enflasyon Raporu'nda yılsonu enflasyon tahminine gelmesi beklenen yeni bir revizyonun da para politikasında herhangi bir gevşeme eğiliminde temkinli davranılmasına neden olduğunu düşünüyoruz."

"REKABET GÜCÜNÜN KORUNMASI İÇİN ENFLASYONUN DÜŞÜRÜLMESİ LAZIM"

Ziraat Yatırım Ekonomisti Bora Tamer Yılmaz,
TCMB'nin "sıkı duruş"un enflasyonda belirgin iyileşme gözlenene kadar korunacağını belirttiğini hatırlattı. "Belirgin bir iyileşmeyi" kendilerinin mayıs ayında enflasyonun zirve yapmasını takiben üç veri göstergesi olarak değerlendirdiklerini anlatan Yılmaz, "Bu da haziran, Temmuz ve ağustos enflasyon verilerinin açıklanmasını takiben eylül ayı PPK'da ilk faiz indiriminin gündeme gelebileceğine işaret etmekte" dedi.

Enflasyonun en güçlü tetikleyicisi döviz kuru olduğu için TCMB'nin kurun gücünü korumasını tercih ettiğini vurgulayan Yılmaz, şöyle konuştu: "Avronun güçlü seyri ihracat için avantaj sunuyor. Buna ek olarak ithalat tarafında da Çin'de üretici fiyat enflasyonunun negatif bölgede (deflasyon) seyrediyor olması ve Çin renminbisindeki değer kaybı da ithalat şartları için olumlu. Bu nedenle Türkiye'nin dış dengesini düzeltmek için daha fazla kur şokuna ihtiyacı bulunmuyor. Gerekli şok FED'in kesinti sürecinde geçen sene kendiliğinden gerçekleşmiş oldu. Önümüzdeki dönemde Türk ihracatçısının yurt dışı piyasalarda rekabet gücünü koruyabilmesi için enflasyonun düşürülmesi gerekli. Çünkü yüksek enflasyon yurt içinde fiyatların artmasına neden olup ihracatçıların rekabet gücünü olumsuz etkilemekte. Bu nedenle güçlü ve oynaklığı azalmış Türk lirası enflasyonun düşmesini sağlayarak ihracatçılarımızın yurtdışı piyasalarda rekabet gücünü korumasına yardımcı olacaktır." 

"TCMB'NİN POLİTİKA FAİZLERİNİ BİR SÜRE DAHA SABİT TUTACAĞINI ÖNGÖREBİLİRİZ"

Başekonomisti Burak Kanlı
ise TCMB'nin yayımladığı karar metninde sıkı para politikasına vurgu yapmaya devam ettiğine dikkati çekti. Kanlı, "Bu karar, TCMB'nin kredibilitesini geri kazanması yolunda önemli bir adım. Türk finansal varlıkları üzerinde miktarı azalsa da ek bir belirsizlik risk priminin fiyatlanmaya devam ettiği ve enflasyonun olumsuz görünümünün devam ettiği mevcut durumda TCMB'nin bu kararı piyasa ve TL istikrarı için önemli" değerlendirmesini yaptı. Kanlı, gelecek toplantılarda zorunlu karşılıklara yüzde 2-3 gibi sınırlı miktarda faiz ödenmesinin de başlayabileceğini öngörerek, şunları söyledi:

"TCMB'nin politika faizlerini bir sure daha sabit tutacağını öngörebiliriz. Ancak efektif fonlama faizi olan BIST interbank faizini (şu anda 10 günlük ortalaması yüzde 10,5 - 11 arasında seyrediyor) önümüzdeki dönemde gelişmekte olan ülke varlıklarına ilgiye bağlı olarak yüzde 10'a doğru çekebilir. Yılın ikinci yarısında gelişmekte olan ülkelere olan ilginin artması, cari açıktaki iyileşmenin belirginleşmesi ve enflasyonun belirgin biçimde düşmesiyle son çeyreğe doğru şu anda yüzde 10 olan politika faizinde sınırlı oranda indirilme imkanı doğabilir."
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)