7 Haziran seçimleri sonuçlarının tek başına iktidara izin vermemesinin ardından başlayan ve hâlâ bir sonuç alınamayan koalisyon çalışmalarının piyasaya olumsuz etkilerine tırmanan terör de katıldı. Erdal Sağlam, Hürriyet'teki yazısında terör ve siyasi belirsizliğin ekonomiye etkilerini değerlendirdi.
İşte Sağlam'ın o yazısı:
PİYASALAR için hem iç hem dış koşullar çok ağırlaştı. Yaz ayları için alışılmadık ölçüde hareketli bir piyasa seyri izlenirken, yaşanan bozulmanın kısa sürede düzelmesi için fazla bir umut da bulunmuyor. FED'in eylülde
faiz artırımlarına başlama beklentisi ağırlık kazanıyor. Yanısıra Çin Borsası'nda uzun yıllardır görülmeyen bir bozulma yaşanıyor ve tüm bunlar küresel piyasaları olumsuz etkiliyor.
Piyasadaki durum dış koşullardaki bozulmayla sınırlı kalsa iyiydi; iç piyasalar şimdiye kadar ender görülen ölçüde ağır sıkıntıları bir arada yaşıyor. Bu nedenle Türkiye ekonomisi için mevcut süreç çok daha ağır yaşanıyor.
Bu çerçevede dün uluslararası piyasalarda Euro dolara karşı değer kazanmasına rağmen, TL'nin değeri her iki temel para birimine karşı da düşmeye devam etti. Dolarda 2.80'lere doğru gidilirken, Euro 3 TL'nin üstüne oturdu, hisse senedi piyasalarındaki bozulma devam etti ve
faiz oranları yüzde 10'un üzerinde. Özetle; Türkiye ekonomisi için tablo ağır ve ağırlaşmaya devam ediyor…
Türkiye ekonomisinin hükümet bir an önce kurulamadığı takdirde, önceden belli bu küresel iklimden çok zarar göreceği biliniyordu. Hükümet belirsizliği durumu ağırlaştırır diye beklerken, üzerine çok ciddi bir terör ortamı geldi. Bir hafta önce yaşanan Suruç Katliamı ardından hükümetin tavrı çok sertleşti. Bir yandan sürekli oyalanan müttefiklerle İŞİD'e karşı mücadeleye katılma kararı alınırken öte yandan siyasi kaygılarla, çözüm sürecini bitiren PKK bombalaması başladı. Yapılanlara bakılıp; hükümetin ve Cumhurbaşkanı'nın, yeniden seçim yapıp tek başına iktidar olmak için şartları bilinçli biçimde zorladığı yorumları yapılıyor. Haklılık payı açık bu beklenti doğru ise koalisyon umudunun kalmadığı açık. AKP zaman kazanmak için koalisyon çalışmalarını sürdürüyor gibi gözüküp, milliyetçi oyları alıp tek başına iktidar planı yapıyorsa, durum vahim. Çünkü bu aynı zamanda savaş halinin devam etmesi, çözüm sürecinin bitmesi, dolayısıyla içeride çok ağır toplumsal çatışma dönemi anlamına gelebilir.
Piyasalar bu senaryonun gerçek olma ihtimalini konuşmaya başladı. Bununla birlikte rating kuruluşlarından çözüm sürecinin bitmesiyle, Türkiye ekonomisi için elde edilen artıların kaybedileceği yorumlarının geldiğini de unutmayalım.
SENARYOLAR DOĞRU İSE
Dün bu köşede özetlediğim gibi; Anadolu'da özellikle de sınır bölgelerindeki illerde ekonomik durum epeyce ağır. Koalisyon kurulmaz da, 4-5 ay daha böyle giderse, durumun çok daha ağır yaşanacağını işadamları açıkça söylüyorlar.
Dedikleri gibi; dolar bir gün 2.60, ertesi gün 2.75 TL oluyorsa, bırakın yatırımı normal ticaretin olması bile çok zor. İşin kötü yanı; bölgedeki oda başkanları hem yöre halkında hem kendilerinde umutların giderek tükendiğini söylüyorlar. İleriye dönük umutların azalması ise durumu daha da ağırlaştıran bir unsur.
Peki bunlar bilinmiyor mu, özellikle AKP ve Cumhurbaşkanı tabloyu görmüyor mu? Gördükleri çok açık, üstüne üstlük hiç olmadığı kadar şikayet de alıyorlar.
Buna rağmen bir şey yapmıyorlarsa, özellikle koalisyon için oyalama yapıyor, sadece erken seçime zemin hazırlamaya çalışıyorlarsa, durum vahim demektir. Politikacılığa bile sığamayacak bu niyetle hareket ediyorlar, ekonomiyi bile bile krize itiyorlarsa, tek başına iktidarı alsalar bile ne yapabilirler ki?
Bu küresel iklimi bile bile önlem almayan AKP iktidarı, bu senaryo doğru ise şimdiye kadar ekonomideki doğrularını tümüyle silmiş olur. Piyasa şimdilik kuşkulandığı bu senaryonun gerçek olduğunu görürse, tepkisi çok ağırlaşır...