<
BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaFinans KulisEkonomimizi ayakta tutan o etken!----

Ekonomimizi ayakta tutan o etken!

Ekonomimizi ayakta tutan o etken!
04 Mayıs 2015 - 08:24 www.finansingundemi.com

Cumhurbaşkanı Ekonomi Başdanışmanı Yiğit Bulut Türkiye ekonomisini ayakta tutan o etkeni açıkladı

Star gazetesi yazarı ve Cumhurbaşkanı Ekonomi Başdanışmanı Yiğit Bulut, Türkiye ekonomisini ayakta tutan etkeni bugün köşesinde yazdı. Bulut her yazısında olduğu gibi bugünde başkanlık sistemine yönelik çarpıcı yorumlarda bulundu. İşte Bulut'un o açıklamaları;

Ekonomideki başarıların arkasında “kendi modellemelerini” algılatmaya çalışanlara bir not düşerek başlayalım; Türkiye’de her alanda olduğu gibi son 13 yıldır ekonomiyi de ayakta tutan LİDERLİK ve karar alabilmedir...Şahıslara odaklı bir ekonomi modellemeye çalışanlar şunu çok iyi bilsinler ki; ekonomimizde önemli bütün kararlar LİDER tarafından alınmış ve uygulanmıştır...

Sevgili dostlar, Türkiye’yi yöneten aklın 2002-2015 arasındaki 13 yıllık değerleme sürecindeki “liderliğe olan güven tabanlı” ekonomi politikalarındaki başarısı gerçekten takdire değer. Son 11-13 yılda 150-250 milyar dolar GSMH aralığından 750 milyar-1 trilyon dolar aralığına gelmek hele hele Türkiye’nin “çok ağır”, dünyanın iki büyük kriz atlattığı ortamda kolay değil... Dediğim gibi başarı önemli ve yakalanması kolay değil! Bu başarının altında yatan GÜVEN VEREN LİDERLİK dinamikleri çok önemli...

Bu noktada “piyasada panik pazarlamak isteyenlerin” ACİL SATALIM PARA GELSİN şarkısı eşliğinde bazı özelleştirmeleri de araya sıkıştırmaya çalıştığını net görebiliyoruz. ! Acele yok ! Türkiye’nin acil mal satacak en küçük bir verisi de yok ! Yabancıların MB rezerv kriter raporları dahi, her türlü zorlanamalarına rağmen, Türkiye’nin birçok AB ülkesinden iyi noktada olduğunu gösteriyor!

Bu tespitler sonrası özellikle Başkanlık sistemi yolunda, özelleştirme modellerini sorgulamakta yarar var. Birlikte düşünelim...

A- Sabit getirili “yapıların” özelleştirilmesinde “şirket yönetimi devrini” hangi mantık içinde olursa olsun anlamam mümkün değil... Örnekler verelim ve devam edelim;

1- Köprü ve otoyolların 25 yıllık getirisi belli ve büyüyen bir ekonomide “trendin yukarı” gitmesi yani daha fazla tüketim olması kaçınılmaz. Böyle bir gerçek içinde “yönetimin devredilmesi” doğru değil. Yapılması gereken GEÇİŞ A.Ş. adında bir şirket kurmak, bu imtiyazı “25-99” yıllık periyotlardan birini seçerek o şirkete devretmek ve bu şirketin “% 99 hissesini” halka arz ederek, yönetimi Devlet elinde bırakmak. Daha açık yazayım; köprü ve otoyolların gelecek 49 yıllık gelirini bir şirkete devredip o yapının da hisselerini halka arz etseydik alacağımız para 5 milyar dolardan çok daha fazla olacaktı...

2- Elektrik dağıtım ihalelerini de anlayabilmiş değilim. Gelir zaten cepte ve artan bir yapı içinde gelecek yılların da getirisi tahmin edilebilir. Böyle bir denkleme bakınca devir yanında kısmen “halka arz” yine en doğru yol. Neden bir özel yapıya yönetim devri yapılır sorusuna verilecek çok mantıklı bir cevap yok!

B- Yukarıdaki ANA MANTIK ile bakınca apaçık ortada olan bazı adımlar tanımlanabilir. Örnek; TPAO ve BOTAŞ gibi şirketlere 99 yıla kadar uzanana imtiyazlar tanımlanabilir ve bu yapılar da halka arz edilebilir.

C- Bunun yanında blok satış ile kontrolün geçmesine alternatif olacak şekilde kamunun değerli şirketlerinin bir kısmının halk ile paylaşılması ile ilgili çok net adımlar atılabilir. Varlığını halkı ile paylaşan DEVLET EN doğru adımı atar. Bugün Türk vatandaşlarının bankalarda 1 trilyon TL üstünde birikimi var ve alacak varlık bulmakta zorlanıyorlar... Bu şirketlere en güzel örneklerden biri de Türk Hava Yolları...Son 12 yılda çok iyi yönetildi ve sonuç alındı.

Sevgili dostlar, HALKBANK yıllardır blok satılmaya çalışıldı ve sonunda doğru bulunarak halka arz yapıldı. Sonuç çok açık ve net; başarılı bir katılım, piyasaya giriş sonrası yükselen değer! Bu gerçekleşmeden yola çıkarak “geneli ve detayları” sorgulayabilir ve çok önemli adımlar atabiliriz...

Başkanlık yolunda “yabancılarla DERWİSH MODEL borç ilişkisi kurmadan nasıl olacak” diyerek şaşı bakanlara bir not; BAKMASINI bilenler için Türkiye “varlık denizi” üstünde yatıyor! Uyanalım ve bakalım!

Sonuç: Yıllardır aynı doğrultu da TEZİ detaylandırmaya devam ediyorum... Türkiye’nin geldiği noktada “Birine tamamen DEVİR ile özelleştirmenin” doğru olmadığını düşünüyorum. Devlet, varlıklarını satacak veya özelleştirecek ise ALMA HAKKINA İLK SAHİP OLAN BU ÜLKENİN İNSANLARIDIR! Yani doğru yöntem halka arz etmektir... Başkanlık yolunda en önemli adım; DEVLETİN VARLIKLARINI HALKI ile paylaşması...

Son söz: UZUN LAFIN KISASI YENİ MODELLEMELER İLE TÜRKİYE’YE YATIRIM GETİRECEK ADIMLAR ATILMALI! En basit bilinenden yola çıkarak FAİZ ARTTIRMAK ve yüksek maliyet gözden kaçtığı için yalancı baharlarda yaşamak İŞİN KOLAYI! Zorluk varsa aşılmak ve hedefe ulaşmak içindir! Başımızı okşatarak bir yerlerde olmayı deneseydik Çanakkale’de yüzbinlerce şehidimiz yatmazdı! Yüzyıl önce başlayan tam bağımsızlık savaşı ekonomik bağımsızlık ile perçinlenmedikçe tam bağımsız olunamaz...
YORUMLAR (2)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
  • Yatırım04 Mayıs 2015 11:20

    Ha evet. Hoyt huyt! Onu yapma bunu yapma! TTwitter yasak! Bankana el koyarım ve ne hukuki n3 dini hiçbir hak kavramını tanımam derseniz emin olun gekir yabancı yatırımcı. Emin olun gelir. Liderlik edebiyatı Nazi almanyasinda kaldi. Azıcık tatih okuyun lütfen.

  • Ali04 Mayıs 2015 08:34

    Bu adamın söyledikleri neden bu kadar önem arz ediyor, manşetlere veriliyor anliyamadim. Herkes gibi fikrini söylüyör gibi geliyor kulağa bir farkındalık yarattığını söyliyemiyceğim